| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .11.2017 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Çok Değerli Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun çok değerli üyeleri, değerli milletvekillerim, kıymetli bürokratlar, hanımefendiler, beyefendiler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Müsaadenizle sunumuma başlıyorum. Özellikle Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2018 yılı bütçe sunumunu yapmak üzere huzurlarınızdayım. Hayırlı olmasını diliyorum.
Efendim, takdim planım şöyle: Bütçe teklifimiz, ayrıca ormancılık ve çölleşmeyle mücadele çalışmalarımız ve hedeflerimiz hakkında bilgi sunacağım. Tabiatı koruma, biyolojik çeşitlilik çalışmalarımız ve hedeflerimiz, suyla ilgili faaliyetler, yatırımlar, ayrıca meteorolojik faaliyetlerimiz ve hedeflerimizi sizlere arz edeceğim.
Orman ve Su İşleri Bakanlığının şu anda 62.800 personeli var. 2018 yılı bütçe teklifimiz 20,8 milyar TL.
Burada 2018 yılındaki bütçe teklifinin Bakanlığın birimlerine göre dağılımı yansıda görülüyor efendim. Bakanlık toplam 778 milyon 179 bin TL, DSİ 12 milyar 972 milyon 780 bin TL, Orman Genel Müdürlüğü 6 milyar 570 milyon 351 bin 500 TL, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 442 milyon 447 bin TL, SUEN'de ise 4 milyon 688 bin TL; böylece toplam teklifimiz 20 milyar 768 milyon 475 bin 600 TL. Hayırlı olmasını diliyorum.
Şimdiye kadar Bakanlığımız, on beş yılda 156 milyar TL'lik bir yatırım gerçekleştirdi. Özellikle biz planlı bir şekilde yatırım yapıyoruz yani kısa, orta, uzun vadeli planlar yapıyoruz. Bunlarda özellikle maksadımız da yatırılan yatırımın bir an önce faydaya, milletin hizmetine sunulması şeklindedir.
Ayrıca, bölge gelişim programlarını uygulamaya koyduk. Eskiden başlayan Güneydoğu Anadolu Projesi'nden (GAP) başlayarak daha en batıda Trakya Gelişim Projesi'ne kadar Türkiye'deki 10 tane büyük bölge gelişim projelerini hazırladık ve bunları uygulamaya koyduk hatta kim neyi, ne zaman, nasıl yapacak, hangi tarihte bitecek bunların hepsinin planlaması var; kitapçıklarda sizlere arz ediyoruz.
Özellikle burada bizim iki tane büyük hedefimiz var, 2019 yılı ve 2023 yılı hedefleri. Malum olduğu üzere, 2023 yılında cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılını kutlayacağız. Hedeflerimizi iki tarihe kilitledik 2019 ve 2023.
Bunlardan özellikle gelişim projeleri çok önemli. 10 ayrı bölgede gelişim projesi hazırladık. Bu projeler, az önce arz ettiğim gibi Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Anadolu Projesi, Ege Gelişim Projesi, Akdeniz gibi, Trakya gibi 10 bölgeye ayırdık ve bunların özel yapılacak yatırımları bütün Bakanlığın birimleri; Devlet Su İşleri, Orman Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Millî Parklar, vesaire bunlardan kim ne zaman, neyi yapacak bunların hepsi belli. Projelerini, hedeflerini belirledik ve neticede bunları da arkadaşlar, 31 Aralık 2019 tarihinde bitirmek üzere hedeflerini koydular.
Ben müsaade ederseniz ormancılık ve çölleşmeyle mücadeleyle alakalı bir bilgi sunmak istiyorum. Özellikle, Orman Genel Müdürlüğü daha önce sadece ormanlık alanlarda hizmet eden bir kurumdu ama biz 2011 yılında bu anlayışı değiştirdik ve artık Orman Genel Müdürlüğü ülkemizin tamamına hizmet edecek hâle geldi. Yani eskiden bir okul bahçesini, yol kenarı ağaçlandırması mümkün değildi veya gelir getirici birtakım ürünler üreterek bunları köylülere, orman köylülerine vermek gibi bir durum söz konusu değildi artık şu anda orman teşkilatı ülkemizin tamamına hizmet veriyor.
Bir de şunu gururla ifade etmek istiyorum: Değerli üyeler, saygıdeğer milletvekilleri, Başkanım; dünyada orman varlığı pek çok ülkede azalıyor ama Türkiye'de orman varlığı hem odun serveti hem de alan olarak artıyor. Bunu gururla ifade etmek istiyorum hatta biz bu konuda ilk defa Türkiye'de ormanların tapusunu almaya başladık. Artık, her şeyi belli, koordinatları belli. 2002 yılında 20,8 milyon hektarlık orman alanımız söz konusu iken bunu 22,3 milyon hektara çıkardık yani yaklaşık 1,5 milyon hektar, bir başka ifadeyle 15 milyon dekar ormanlık alan arttı.
Bunun dışında, odun serveti... Diyeceğiniz ki "Tamam, alan arttı, odun serveti nereden nereye çıktı?" "Odun serveti" dediğimiz de özellikle ormanlardaki bütün ağaçların toplam hacmini kastediyoruz. Dolayısıyla, 1,2 milyar metreküp serveti, biz şu anda 2017 yılında 1,6 milyar metreküpe çıkardık yani yaklaşık yüzde 33 artırdık. Bu da gerçekten ormanlardaki bakım, ağaçlandırma, gençleştirme çalışmalarının tabii bir neticesi olarak yüzde 30 arttı. Tabii, buna paralel olarak da fidan üretimini çok artırdık. İşte, bu yıl 322 milyon fidan ürettik yani aşağı yukarı 75 milyondan aldığımız yılda üretilen fidanı şu anda 322 milyona hatta bazı yıllarda bunu 400-450 kadar milyona çıkardık. Hatta, artık, Türkiye fidan ve süs bitkileri ihraç eder duruma geldi. Sakarya Sapanca'da Fidan Ve Süs Bitkileri Borsasını kurduk, bunlar da ilk ihracatlarını geçen sene yaptılar. İnşallah çok daha ileri noktalara taşıyacağız.
Fidanlıklarda sadece 400 tane tür üretiliyordu ama şu anda 688 türe çıkardık ve sadece fidan üretmiyoruz, aynı zamanda tohum üretiyoruz. Her yıl ortalama 250 ton tohum üretiliyor. Bu da elle hatta bazı yıllarda kar yağmadan önce dağlara arazi çalışmasından sonra helikopterle serpiyoruz. Gerçekten bu da çok önemli bir fayda sağlıyor. Hatta bir tarihte eski Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'le birlikte karpelli sedir tohumlarını artmıştık, şu anda bunların boyu da 2 metreyi aştı. Gerçekten Torosların kuzey taraflarında muhteşem Erciyes Dağı'nda ve diğer Toroslarda tohumdan ormana çok muhteşem bir gelişme oldu. Arzu edenlere bunların resimlerini verebiliriz, şu anda 2 metreyi aşmış durumda.
Ayrıca, efendim, şu ana kadar biz 3 milyar 820 milyon fidanı toprakla buluşturduk ama bu yıl sonu itibarıyla 4 milyar fidanı aşacağız, çalışmalar devam ediyor şu anda. Hatta biz -seferberliği yıl sonuna kadar- iklimin müsait olduğu her yerde fidan dikiyoruz. Mesela ben geçtiğimiz pazar günü İstanbul'da Çekmeköy'deki açık alanları ve otoyol etrafındaki alanları ağaçlandırmak için bir ağaçlandırma programı yapmıştım.
Bir de bir hedefimiz var, hedefimiz de şöyle efendim: Bildiğiniz üzere, Türkiye hakikaten dünyada ağaçlandırma ve ormancılıkta, yangınla mücadelede dikkat çekti. Ben, tabii, zaman zaman Birleşmiş Milletlerin üç yılda bir yaptığı orman bakanlarının katıldığı Dünya Ormancılık Forum ve Zirvesi'ne katılıyorum. Bir seferinde katıldığım zaman Türkiye'nin yaptığı çalışmaları anlatınca -yirmi yedi yıldır hep toplantı Birleşmiş Milletlerin merkezinde, New York'ta yapılmış- biz bunun İstanbul'da yapılmasını teklif edince dediler ki: "Bir dahaki müteakip toplantı İstanbul'da yapılsın." 2013 yılında Dünya Ormancılık Forum ve Zirvesi İstanbul'da yapıldı. Daha sonra çölleşmeyle alakalı, biliyorsunuz, Taraflar Konferansı var Birleşmiş Milletlerin. Pek çok ülke bu Taraflar Konferansı'nı almak için gayret etti ancak biz teklif ettik çünkü erozyonla ve çölleşmeyle mücadelede gerçekten dünyada önemli bir yerimiz var ve bunun da Türkiye'de yapılması kararlaştırıldı. O sırada o toplantıda biz şu sözü verdik: "2023 yılı sonuna kadar dünyadaki her insan için ülkemizde bir fidan dikeceğiz yani toplamda 7 milyar fidanı toprakla buluşturmuş olacağız." diye ifade ettik.
Burada eski durumları görüyorsunuz, Denizli'deki durum, Kırşehir'deki durum nereden nereye geldi yani artık, ormanlar yeşermeye başladı.
Bunun dışında, ağaçlandırmada ise 5 katına çıkardık hektar olarak, alan olarak, ağaçlandırılan alanı 5 katına çıkardık, her alanda ağaçlandırma yaptık. Daha önce orman teşkilatının orman dışında bir faaliyeti yoktu ama 2011 yılındaki yaptığımız değişiklikten sonra orman teşkilatı Türkiye'de hatta Orta Asya'da, Balkanlarda, Kafkaslarda, Afrika'da faaliyet yapabilir hâle geldi. Şu anda bütün okul bahçelerinin, üniversite kampüslerinin, mezarlıkların, mabetlerin, sağlık tesislerinin bahçelerini ağaçlandırıyoruz. Ayrıca, daha önce yol kenarlarını Karayolları ağaçlandırmaya çalışırdı ama biz bunu üstlendik. Şu anda yaklaşık 20 bin kilometre yol kenarının ağaçlandırmasını yaptık, hakikaten çok daha güzel oluyor.
Ayrıca, bir de şu çok önemli, dedik ki: "Ormanlar, aynı zamanda orman köylüleri için kırsal kalkınmanın lokomotifi olsun." Çünkü neticede orada yaşayan insanlar hem göç etmesin hem de gelir elde etsinler diye aşağı yukarı 38 eylem planı hazırladık, daha önce böyle bir şey yoktu. Bunlar nedir? Mesela, Trabzon'da, Rize'de "mavi yemiş" diye bilenen, kanser tedavisinde son derece faydalı olan Maviyemişin (Likapa) Eylem Planı'mız, Zeytin Delicelerinin Aşılanması Eylem Planı'mız, Defne Eylem Planı'mız, Bal Ormanı Eylem Planı'mız, Sahlep Eylem Planı'mız, Ceviz Eylem Planı'mız, Badem Eylem Planı'mız yani aşağı yukarı 38 tane eylem planımız var; bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Bir de bunu hızlandırmak maksadıyla Sayın Cumhurbaşkanımız 21 Mart Dünya Ormancılık Günü'nde bize bir hedef gösterdi. 2019 yılı sonuna kadar 5 bin köye 5 bin TL gelir getirici orman kurulması talimatını vermişti. Şimdi biz 2015 yılından itibaren şu ana kadar 2.860 köyde tamamladık, yarıyı geçtik; inşallah, 2019 yılı sonuna kadar da 5 bin köyü tamamlayacağız. Şu ana kadar da 6,4 milyon adet gelir getirici fidan diktik ve bunları vatandaşlara dağıtıyoruz, şöyle dağıtıyoruz: Herkesin huzurunda orman köyüne en yakın bir alanı parselliyoruz, sonra bunları işaretliyoruz, parsel numarasını verip herkesin huzurunda diktiğimiz ve üç yıl bakımını garanti ettiğimiz ceviz, badem, zeytin neyse bunları kura çekip dağıtıyoruz -kurayla tamamen- herkesin huzurunda yapılıyor. Hatta gittiğim her yerde örnek olması için kura çekimine bizzat ben nezaret ediyorum. Bu hafta sonunda da özellikle Yalova ve Bursa'da da benzer bir çalışma yapacağız, onu da arz edeyim. Mesela, Erzincan Kemaliye'de dut seferberliği başlattık. Ceviz Eylem Planı kapsamında özellikle yaklaşık 150 bin dekar alanda 3,6 milyon ceviz fidanı dikildi, vatandaşa bu dağıtıldı kurayla, eşit ve adil bir şekilde. Bademde keza 184 bin dekar -yaklaşık olarak söylüyorum- alanda çalışma yapıldı ve 6 milyon adet fidan vatandaşa kurayla dağıtıldı. Bunu şöyle yapıyoruz: Üç yıl bakımını, bütün masraflarını orman teşkilatı üstleniyor. Kırk dokuz yıllığına sertifika veriyoruz, vatandaşın elinde tapu gibi sertifikası var, ona göre üretilen ceviz, badem gibi gelir getirici ürünleri topluyor, kendisi satıyor; böyle bir uygulama. Bunlara misal olarak şunu vermek istiyorum: İlk uygulama olarak başlattığımız Edirne'nin Değirmenyeni köyü vardı Tunca Nehri'nin kenarında. Orada bozuk bir orman alanı vardı, vatandaşlar kahvede otururken onlara teklif ettik "Buraya ceviz ormanı kuralım, size dağıtalım eşit olarak." diye. Parselledik, eşit olarak dağıttık. Hatta ilk olarak ben 4 yaşında aşılı ceviz fidanını diktim. Şu anda o köyde kahveler kapandı, herkes ceviz bahçesiyle meşgul ve diyorlar ki: "Yılda aşağı yukarı 20 ila 25 bin TL hane başına gelir elde ediliyor cevizden." Bu şekilde pek çok yerde Ceviz Eylem Planı başlattık. Mesela -Kırşehir Vekilimiz burada- geçtiğimiz haftalarda Kırşehir'de böyle bir ceviz ormanı kurduk.
Keza, Zeytin Eylem Planı... Zeytin ağacını ekonomiye kazandırmamız gerekir. Efendim, daha önce maalesef, bu "Zeytin ağacı orman ağacı değildir." diye bir sivil toplum kuruluşu bir yargıdan karar aldırmış. Dolayısıyla arkadaşlar neredeyse ormanlık alanda "Delice" tabir ettiğimiz zeytin ağaçlarını kesmek üzereyken biz yargı kararının gerekçelerine baktığımız zaman, tamamı zeytinlik olursa olmuyor ama en azından yüzde 75-80'i zeytinlik, gerisi başka ağaç olursa olabiliyor. Dolayısıyla biz buraları aşılayıp ve bunları dağıtmak üzere, eşit bir şekilde parselleyip en yakın orman köylüsüne, büyük şehirlerde orman mahallesindeki vatandaşlara, herkesin huzurunda eşit bir şekilde kura çekiyoruz, dağıtıyoruz. Ben geçenlerde mesela, İzmir-Urla'daki -hatırladığım kadarıyla- en yakın orman mahallesindeki vatandaşlara 360'ar adet deliceyi aşılayıp teslim ettik. Aşağı yukarı 60-70 tane zeytin ağacı ailenin geçimini temin ediyor.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Zeytin neden ormanda?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Orman ağacı aslında, hatta çok faydalı, hatta biz YARDOP kapsamında yani Yangına Dayanıklı Orman Projesi geliştirdik ve orman köylerine yakın yerlere zeytin ağacı dikiyoruz, yangına karşı dayanıklı türler dikiyoruz, yapraklı türler vesaire. Maalesef, biliyorsunuz bazı sivil toplum kuruluşları başka ülkelerin etkisinde, Türkiye'de zeytinciliğin gelişmesini istemiyorlar, herhâlde tabiri caizse gaza geldiler fakat yanlışlığı fark ettiler. Ama şu anda biz bu zeytin ağaçlarını ekonomiye kazandırıyoruz ama tam, yüzde 100 değil de ormanlık alanda ancak yüzde 75-80'ini zeytin ağacı olarak aşılıyoruz.
Maviyemiş Eylem Planı yaptık. Bu da efendim çok faydalı bir yemiş yani kansere karşı son derece antioksidan bir meyve. Bununla ilgili, aşağı yukarı şu anda 2.550 dekar alanda bir çalışma yapacağız, seferberlik başladı.
Bal ormanları kuruyoruz. Diyeceksiniz ki: Bal ormanları nedir, bu çok enteresan. Daha önce arıcılar ormana sokulmuyordu, yasaktı ama bununla ilgili 2007 yılında dedik ki: Arıcılara her türlü desteği vereceğiz; dolayısıyla arılar çok önemli, ekolojik sistemde arıların çok büyük önemi var, yeri var. Arılar dünyadan çekilirse dünyada hakikaten tamamen ekoloji biter; bunu vurgulamak istiyorum. Bu yüzden biz arıcılara ormandan yer ayırıyoruz, yolunu yapıyoruz, kestane balı istiyorsa kestane dikiyoruz, çiçek balıysa mevsimlere göre açan çiçekler, çam balıysa çam dikiyoruz, suyunu, her şeyini hazırlıyoruz. Hatta parası olmayan orman köylülerine yüzde 20'si hibe, gerisi faizsiz beş yıllığına kredi dahi veriyoruz Bu çok faydalı oldu, şu anda 365 tane bal ormanı kurduk ve Türkiye, şu anda dünyada bal üretiminde 6'ncı sıradan 2'nci sıraya yükseldi.
Bir de şu çok önemli, bunu dikkatlerinize arz etmek istiyorum efendim, bu çok önemli bir husus: Dünyada -biliyorsunuz- tıbbi ve aromatik bitkiler fevkalade önem kazanıyor. Artık, hatta pek çok ülkede normal kimyevi ilaçlar yanında tıbbi aramotik bitki eczaneleri var. Türkiye bu biyolojik çeşitlilik açısından, flora fauna açısından Kıta Avrupası'ndan daha fazla türe sahip. Türkiye'nin şu anda flora faunası 13.500'den fazla, Avrupa'dan sayısı daha çok. "Endemik tür" dediğimiz sadece Türkiye'de olan, başka yerde olmayan türler ise 3.600 tane yani bu da muhteşem bir rakam. Dolayısıyla dünyada büyük bir pazar var, tıbbi aramotik bitkiler. En çok Çin, Hindistan, Tayland, Almanya istifade ediyor bundan ve 115 milyar dolarlık pazar var. Biz bu maksatla güzel bir çalışma yaptık, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi kurduk, şu anda 507 milyon dolarlık ihracat yapılıyor ama bu çok küçük bir rakam. Bunlar defne, Kanlıca mantarı, adaçayı, kestane, şimdi trüf mantarı seferberliğini başlattık. Gerçekten bu 507 milyon dolar çok küçük bir rakam. 2023 yılında 5 milyar dolar ihracat yapacak şekilde organize olduk. Mesela, şu anda lavanta seferberliği başlattık. Pek çok yani 38 tane eylem planımız var.
Bunun dışında orman köylülerine destekleri artırıyoruz. Bunlar süt sığırcılığı, süt koyunculuğu; mesela, koyun için vatandaşlara 30 tane koyun veriyoruz, süt sığırı veriyoruz, hatta manda veriyoruz. Bazı köylerde, mesela geçenlerde Edirne'ye gittiğimde "Ben Dombay köyünün muhtarıyım." dedi. Dombay var mı? "Yok." Dedim, size derhâl manda verelim dolayısıyla köyün ismine uygun mandacılık yapalım diye söyledik; manda vermeye başladık, bunun gibi. Hatta ormandan odun kesilmesin diye güneş enerjisi sistemleri kuruyoruz. Arıcılık, seracılık gibi konularda tam destek veriyoruz.
Rakamlar burada, onlarla vaktinizi almayayım, süt sığırcılığı için 33.043 aileye, ayrıca süt koyunculuğu için 10.504 aileye destek vermişiz. Ayrıca, orman köylülerini özellikle yaptığı işlerden dolayı onları istihdam ediyoruz. On beş yılda yaklaşık 14,5 milyar TL yani her yıl yaklaşık 1 milyar TL destek veriyoruz.
Türkiye'de odun ham maddesi çok önemli çünkü Türkiye'de -biliyorsunuz- ağaç ve ağaç ürünleri sanayisi stratejik sektör olarak belirlendi. Bu konuda Abant'ta bir toplantı yaptık, TOBB'la birlikte bütün sektörü bir araya topladık, dedik ki: Biz bu konuda sizlere her türlü desteği vereceğiz. Talepleri şuydu: "Odun üretimini biraz daha artırın." Hakikaten biz de zaten ormanlar gelişiyor, yıllık artım çok daha fazla; onun bir miktarını keserek, en azından yaşlanmış ağaçları, miyadını doldurmuş, ömrünü doldurmuş ağaçları keserek ekonomiye kazandırıyoruz. 21 milyon metreküp özellikle odun ham madde ihtiyacını karşılıyoruz. Gelirler arttı, yıllık 3 milyar TL'lik bir gelirimiz var. Özellikle bunun dışında, barajlar dolmasın diye Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Projesi başlattık. Efendim, barajların etrafını tamamen ağaçlandırıyoruz. Şu ana kadar 353 adet baraj havzasını ağaçlandırdık; bunu 712'ye çıkaracağız. Dolayısıyla zaman içinde bütün baraj havzaları ağaçlanmış olacak.
Çölleşmeyle mücadelede etkin bir çalışma başlattık efendim. Bu gerçekten dünyada takdir topluyor. Dağları teraslıyoruz, âdeta oya işler gibi işliyoruz yani bunu özellikle vurgulamak istiyorum, şurada, Aksaray'da dağları teraslıyoruz. Burada yalnız şunu da belirtmemde fayda var: Eskiden teraslarken bütün alan tamamen düzeltiliyordu, biz bunu yasakladık, tamamen teraslanacak kısımdaki alanı düzeltiyoruz, diğer alanlardaki biyolojik çeşitliliğe dokunmuyoruz.
Erozyonla mücadelede Muş'ta yaptığımız çalışmalar, Kayseri'de, Elâzığ'da... Erozyonla mücadele de çok önemli çünkü Türkiye gerçekten çok engebeli, apik bir araziye sahip; dolayısıyla erozyon riski çok fazla. Bu yüzden erozyonla mücadelede dünya lideri olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Yani aşağı yukarı her tarafı, bütün dağları erozyonla mücadele kapsamında işliyoruz yani ayak basmadığımız dağ yok. Bu konuda da yaklaşık 500 milyon ton... Eskiden ne denirdi: "Kıbrıs Ada'sı kadar bir araziyi kayberdiyoruz." diye, bu şekilde bu topraklar, dağlardan ovalardan nehirlere, oradan enizlere, göllere akarken bunun 168 milyon tona indirdik ama bu bile çok. İnşallah, hedefimiz bunu daha da aşağı çekmektir. Bu maksatla yeni bir eylem planı hazırladık "Yukarı Havza Taşkın Koruma Sistemi" diye. Biliyorsunuz, dere ve nehirlerin üst havzalarında erozyonu kontrol edebilirsek aşağılarda taşkını da önler, erozyon da önlenmiş olur. Dolayısıyla Yukarı Havzada şu anda: Devlet Su İşleri, Orman Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğümüz, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olmak üzere dört tane genel müdürlük çalışma yapıyor, Meteoroloji de rasatları veriyor, Meteorolojiyle beraber beş genel müdürlük planlama yapıyor, orada ağaçlandırma, mera ıslahı tersip bentlerinin konulması suretiyle yukarı havzada hem toprağın akışını önlemek, erozyonu önlemek hem de taşkını önlemek için bir çalışma yapıyoruz.
Biliyorsunuz COP 12 Türkiye'de yapıldı, onu arz etmiştim az önce. 2015 yılında 12'nci Taraflar Konferansı, bu bizim için büyük bir şeref. Ayrıca biz bu çerçevede COP 12 toplantısında Birleşmiş Milletlerden 190 ülke katıldı, oy birliğiyle COP 12'nin dönem başkanlığını Türkiye olarak seçti. Dolayısıyla bu yıla kadar, 2015 yılından bu yıl eylül, ekim ayına kadar dönem başkanlığını biz yürüttük. Ama gerçekten muhteşem işler yaptık. Özellikle sadece Türkiye'de değil bir defa bu çölleşmeye maruz kalan bütün ülkelerin elemanlarını Türkiye'de eğittik yani yaklaşık binlerce insan geldi Türkiye'de eğitim gördü. Bir de bu PAN Afrika Büyük Yeşil Duvar Projesi var. En batıda Afrika'da Senegal'den, en doğuda Cibuti'ye kadar olan ülkeler var, gördüğünüz ülkeler yansıda. Bu ülkelerin kurduğu Yeşil Duvar Projesi, PAN Afrika Projesi'ne en büyük desteği biz veriyoruz. Gerek kurak bölgeler için uygun fidan üretimi, tohum üretimi orada kırsal kalkınmayı destek açısından hem eğitim hem maddi hem manevi açıdan büyük destek veriyoruz. Ayrıca burada Yeşil Duvar Projesi'nde Moritanya, Sudan ve Eritre'de projeler yapmaya başladık. Hatta Moritanya'ya bizzat ben kendim gittim. Orada o bölgeye uygun fidanları diktik. 60 ülkeden 600 kişiye eğitim verdik. Ayrıca heyelan kontrol uygulama projesi, 15 tane çığ kontrol projesini yaptık. Şimdi bu heyelanın ve çığın maalesef sahibi yok. Polisle biz tabii ormanlık alanlarda, bu genelde meralarda veya yaylalarda söz konusu olduğu için en azından biz kendimize bunu vazife bilip bir taraftan heyelan kontrol uygulama projesi yaparak bunları uygulamaya başladık. Ayrıca çığ da önemli bir şey. Çığ kontrolle ilgili de projeler yapıyoruz ve böylece heyelan ve çığ için bir seferberlik başlattık. Hatta bundan iki yıl önce de ben heyelanla ilgili bir sempozyum toplayarak bütün bakanlıkların dikkatini çektim. Bu da ülkemiz için çok önemli bir husus onu da dikkatlerinize arz etmek istiyorum.
Yangınlarla ilgili kısa bilgi vereyim. Yangında gerçekten biz dünyanın en ileri teknolojisine sahibiz. Bakın, Avrupa'nın demiyorum dünyanın en ileri teknoloji şu anda bizde, yürürlükte.
GARO PAYLAN (İstanbul) - İddialısınız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Çok iddialıyım, hatta bununla ilgili o zaman bir şey söyleyeyim. Bakın, Amerika eski büyükelçisi Sayın Ricciardone gelmişti. O sırada geldiği anda yangın vardı. Ben odamdan helikopterin havadaki hızı kaç kilometre saat, nerede yangın çıktı, oradaki bitki örtüsü durumu, hatta kim var, nerede kaç dakikada, kaç sefer şey yapmış bunu gösterince gerçekten şaşırdı. Hatta bizim kameralı takip sistemini...
MUSA ÇAM (İzmir) - Beş gün, on gün süren yangınlar var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Müsaade edin. Öyle bir şey yok, kusura bakma.
BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sabredin hele, anlatayım.
BAŞKAN - Sunum bitsin size de söz...
MUSA ÇAM (İzmir) - Bayındır'da, Menderes'te günlerce sürdü.
BAŞKAN - Sunum bitsin size de söz... Sayın Çam... Arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok. Lütfen ya...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, kusura bakmayın, şu anda şunu gururla ifade ediyorum: Orman yangınlarında en başarılı ülke Türkiye'dir. Bakın, grafikte... 15 saniyede, kameralı takip sistemimiz var ilk defa Türkiye'de, dumanı gördüğü anda ikaz ediyor ve uzay üssü gibi yangın harekât merkezimiz var. Bir gün lütfen teşrif buyurun Plan ve Bütçe Komisyonundaki üyelere göstereyim. İbrahim Bey biliyor. 15 saniye içinde... Biz 35 hava aracı, 2.003 kara aracı, 19 bin personelle yangınla mücadele ettik. Süreyi çok kısalttık yani yangına müdahale süresini 15 dakika indirdik. Şu anda Bakanlığın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Siz süreyi kısalttınız ama süreniz bitti Sayın Bakanım. Ama sunumunuzun daha yarısı olmadı. Size ek 15 dakika süre veriyorum.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Peki ben o zaman hızlandırayım.
O zaman yangından kısaca bahsedeyim, bunu geçeyim o zaman.
Şu grafiğe lütfen bakın. Bu bizim değil, burası özellikle EFFİS verilerine göre. Bakın şu anda Akdeniz ülkelerinde bir numarayız. Diğer ülkeler bizim alanın, on yılda yanan alanın aşağı yukarı Yunanistan 18 katı, İtalya 14 katı, Portekiz 60 katı, İspanya 8 katı, Fransa da 1,7 katı kadar yangın olmuş. Yani dolayısıyla lütfen bunu bir dikkate alırsanız... Üstelik biz de risk çok daha fazla. Portekiz yangınında 64 kişi hayatını kaybetti, 30 bin hektar yandı bakın. Bizde topu topu 10 bin hektar bütün yıl içinde. Fransa'da çıkan orman yangınında 8 bin hektar bir yangında 10 bin kişi tahliye edildi. Amerika'da çıkan yangında bakın 3 milyon 585 bin 915 hektar yani bizim 23 katı, yanan alan büyüklüğü 304 kat yani kontrol edemiyor. Neticede bir de şunu gururla ifade edeyim: Yanan alanları başka maksatla tahsis etmiyoruz, bir yıl içinde ağaçlandırıyoruz. Nitekim bakın Ayvalık'ta ve İzmir'de çıkan yangınlara bizzat kendim gideceğim, orada fidan dikeceğiz.
Tapularını alıyoruz, artık bundan sonra ormanın tapusu var. Tescil işlemleri büyük ölçüde bitti, inşallah 2019'da yüzde yüzü tamamlanacak.
Kısaca tabiatı koruma ve biyolojik çeşitlilikten bahsedeyim. Korunan alan 175'ten 553'e çıktı. Daha çok alanı koruyoruz. Millî park sayımız arttı -hızlı geçiyorum- tabiat parkları sayısı 222'ye yükseldi, sulak alanları koruyoruz hatta Sultansazlığı tamamen kurumuştu yeniden Zamantı Tüneli'nden başka bölgeden su getirerek kurtardık. "Plansız sulak alan kalmayacak." dedik bakın. Ayrıca şehir ormanları kuruyoruz. 144 şehir ormanı kurduk. Mesire alanlarımız artıyor, 1.499 mesire alanı var. Ayrıca Tabiat Turizmi Eylem Planı hazırladık, geliştiriyoruz yani ziyaretçi sayımız 18 milyona çıktı. Deniz turizminden tabiat turizmine doğru bir kayış var, bundan istifade etmek istiyoruz. Korunan alanlarda... Bakın, biz vermiyoruz bunu, Mükemmellik Sertifikası aldık 70 korunan alandan 41'ine... Değerli basın mensupları bunları yazmıyorsunuz, bazen de iyi şeyler yazın yani. 70 korunan alandan 41'ine...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Basının hepsi sizden Sayın Bakan ya. Siz gönderin yazsınlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Çalışmaktan göndermeye fırsat bulamıyoruz da.
Tarihî millî parkları... Sakarya Meydan Muharebesi Millî Parkına inşallah önümüzdeki eylül ayında davet ediyoruz sizleri, çok muhteşem bir millî park. Sarıkamış da yine önümüzdeki yıl bitecek muhteşem bir tanıtım ve araştırma merkezi. Keza İstiklal Tanıtım Merkezi var Afyonkarahisar'da. Bunları büyük ölçüde... Nenehatun... Bu bitti. Uludağ'da bir dönüşüm başlattık, muhteşem bir dönüşüm, işte eski hâli yeni hâli. "Yıkılamaz" denilen kaçak binaların hepsini orada yıktık efendim, bakın, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Yönetim binası yaptık. 75 tane orman köşkleriyle 200 tane orman evini tamamladık orada. Spil Dağı muhteşem, tavsiye ediyorum. Bol oksijen var, kanserli hastaların iyileştiği bir mekân. Cam seyir terasları... Sultan Sazlığı Millî Parkı muhteşem oldu Kayseri'de. Biyolojik çeşitlilik için bütün Türkiye'de özellikle eylem planları hazırladık, tür koruma, 45'i tamamlandı. Ayrıca "Nuh'un Gemisi" diye bir veri tabanıyla ilgili, ilk defa bunu da ben "Eber sarısı" diye -Latincesini bilmiyorum- şu gördüğünüz sarıyı ben işledim. Şu anda 1 milyon 200 bin tane tür Nuh'un Gemisi'nde işlendi. Nerede, nasıl, nasıl korunuyor? Tabiatı destekliyoruz; sülün, keklik, ceylan salıyoruz. Yaban hayatını destekliyoruz efendim. Ayrıca kış aylarında yem bırakıyoruz. Ekolojik köprüler yapıyoruz, bakın İstanbul'da yaptık. Sokak hayvanlarıyla ilgili desteklerimiz var, çipli kulak küpesi dağıtıyoruz, belediyelere maddi destek veriyoruz bakın.
Su işleriyle ilgili çok kısa bahsedeyim: Şu anda 7.200 tane tesis tamamlayarak milletimizin hizmetine sunduk. Bunun 508 tanesi baraj, 513'i HES, 327'i gölet, özellikle 1.171 sulama tesisi, 193 içme suyu tesisi... Bakın, 193 yere su götürdük. Bir yıl, iki yıl değil, otuz, kırk yıl, elli yıl... 17 arıtma tesisi Ergene'de, bunları tamamladık. 4.471 dere ıslahı... Yani, özellikle şunu vurgulamak istiyorum, bakın, şu grafik çok önemli: Bu grafikte üstekiler sulak yılları gösteriyor, alttakiler kurak yılları. Bakın, 1973'te büyük bir kuraklık olmuş. Şimdi, bu yıl, 2017'de çok büyük bir kuraklık yaşadık ama geçmişte -ben hatırlıyorum- 1994 kuraklığında her taraf susuz kalmıştı ama şimdi ondan çok daha büyük bir kuraklık döneminde gerçekten şu anda olağanüstü kurak dönem yaşamamıza rağmen hiçbir yerde sıkıntı çekmedik, hatta insanlar inanamadı.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bugün yağmur yağıyor Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yağıyor Allah'a şükür, yağıyor, kar da yağıyor.
Baraj inşaatında dünyada ilk 3'e girdik. Yusufeli Barajı Türkiye'nin en yüksek barajı olacak, tamamlanıyor. Ilısu Barajı hemen hemen bitti, önümüzdeki yıl su tutacağız. Ilısu köyünde muhteşem... Bakın, burada denildi ki "Bu köylüleri atacaksınız." Hayır efendim, orada villa şeklinde evler var. Lütfen gidip Ilısu köyüne bir bakarsanız. Hasankeyf muhteşem oldu şu anda. Hatta, Zeynel Bey Türbesi'ni -tarihî eserlere saygılıyız- dünyada ilk defa uygulanan bir teknolojiyle burada -1.400 tonluk türbeyi- taşıdık. Diyarbakır'da Silvan Projesi... İstanbul'un sigortası Melen Barajı bitmek üzere efendim. "1.000 Günde 1.001 Gölet"e başladık inşallah. 1.071 göletteyiz şu anda; bunun 159'u bitti. 542'si inşaat safhasında, 370'i plan ve proje, 1.071 gölet ve sulamasını bitirmeyi planlıyoruz.
HES'lerde, bakın, 26 milyar kilovatsaatlik üretimden aldık, 94,5 milyar kilovatsaate çıkardık. Şunu gururla ifade edeyim: Şu anda biliyorsunuz enerjide dışa bağımlıyız ama şu grafiğe lütfen bir bakarsanız, HES'lerdeki kurulu güçte şu anda 1 numaraya yükseldik, 27.107 megavatla HES'ler 1 numarada, 2 numarada doğalgaz, 1'inci sıradan 2'nci sıraya düştü 23.153 megavat ve kömür de 17.346 megavat. Yani, şu anda enerji üretiminde 1'inci sıraya HES'ler, temiz, yenilenebilir enerji üretimi yükseldi. Barajlardan büyük bir katkı sağladık. Elektriğin sigortası HES'ler, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
İçme suyunda bir eylem planı yaptık efendim. Eskiden "su" denilince günübirlik çözümler olurdu ama şu anda, Sayın Başkanım, biz 2040, 2050 hatta İstanbul için 2071 yılına kadar köklü çözümler yaptık. 193 tane içme suyu tesisini tamamladık Türkiye'de, 42 milyon insana ilave su verdik. Görüyorsunuz, içinden neredeyse tır geçecek, araba geçecek hatlarla Van'a, İstanbul'a, İzmir'e su götürdük. Kıbrıs bir destandır. Burada da dünyada ilk defa uygulanan teknolojiyle... Çok derin olduğu için -1453 metre- tabana döşeyemedik, dolayısıyla bizde o zaman denizin içine asarak götürelim dedik. Dünyada ilk defa uygulanan bir teknoloji bu, başka yok. Bu, bizim teknolojimiz. Allah'a şükür, Kıbrıs'ta şu anda Torosların memba suyu akıyor; yılda 75 milyon metreküp. Anamur'daki suyu da söyledik. Afrika'yı da unutmadık. 1 milyon 750 bin kişiye su götürdük Afrika'da efendim. Bakın, şunları görüyorsunuz. 12 tane sondaj kuyusu Suriyeli mülteciler için. Cibuti'ye baraj yapıyoruz, onun da inşaatı başladı. Ergene Havzası'nda 4 milyarlık yatırımla burayı koruyacağız. Bakın, bizim mükellefiyetimizde olan, daha doğrusu belediyenin mükellefiyetinde olup bizim yaptığımız bütün arıtma tesisleri, 13 arıtma tesisi bitti. Keşan Arıtma Tesisi en son bitendi, onu da gidip işletmeye aldık. Ergene'yle ilgili de detaylara geçmeyeyim. İlk defa millî köstebek orada kullanılacak. Bir de Edirne sular altında kalıyordu, şu müjdeyi vereyim: Oraya biz çok orijinal bir proje yaptık, adı "Kanal Edirne" 50 metre genişliğinde, yaklaşık 8 kilometre uzunluğunda bir kanal, ikinci bir kanal ve bu da bitmek üzere, yüzde 97'si bitti, inşallah bu yıl sonunda da tamamlıyoruz.
Sulama tesislerinde, yüzde 77 sulamaya açtık. Sulama sayesinde 32 milyar zirai gelir artışı sağlamak mümkün bugün için. İptidai sulama sistemini kaldırdık efendim.
Bakın, dev kanallar açıyoruz. 221 kilometre, Şanlıurfa'dan ta Mardin'e giden kanal var. Debisi ne biliyor musunuz? 200 metreküp/saniye yani Kızılırmak Nehri'nin mart veya mayıs ayısındaki debisine eşit. Suruç Ovası'nı suyla buluşturduk mesela. Burası hakikaten muhteşem oldu. Değişimi görüyorsunuz.
İBRAHİM AYHAN (Şanlıurfa) - Suruç'taki boruların hepsi patlamış.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Efendim, borular değil, vatandaş orada... Size onu izah edeyim ben, sürem bitsin. Kusura bakmayın, Suruç'ta yaptığımız destandır. Bakın, Suruç'ta su yoktu asırlardır. Ya, bu sene 800 milyon TL Suruçlu ziraatçının cebine para girdi, neden bahsediyorsunuz. Neyse, vaktimi almayın. Bakın, Suruç'ta nereden nereye.
Taşkınları önlemek için büyük bir çalışma yaptık, 4.471 tane taşkın koruma tesisi. Evet, bunları artık çok güzel yapıyoruz, şehirde gerdanlık gibi yapıyoruz artık. Derelerin ıslahını yapıyoruz her yerde mesela, Artvin'de Çoruh Park, Afyonkarahisar'da Akarçay.
Suyla alakalı uluslararası faaliyetlerimiz var efendim, eğitim veriyoruz; 30 ülkeden 458 uzmana eğitim verdik.
Meteorolojide de gerçekten meteoroloji destan yazıyor. Bakın, 1.840 tane ileri teknoloji ürünü gözlem istasyonu kurduk. Daha önce 30 tane, 31 taneydi; 1.840 ve şu anda her şeye hâkimiz ve hatta dünyanın her yerinden herhangi bir yerdeki ilimizdeki, ilçemizdeki hava durumunu görmek mümkün. Radarlarımız var. Deniz otomatik meteoroloji istasyonu, 73 hava OMGİ... Bitmek üzere Başkanım.
Şunu ifade edeyim: Bu sene ben Türkiye'nin her tarafını gezdim, 75 ilde program yaptık. Sadece kalan birkaç il var, inşallah bu hafta sonunda Yalova'ya, Bursa'ya gideceğim, daha sonra diğer illere giderek bu sene bütün 81 ili tamamlayacağım.
Netice itibarıyla, bizim hedefimiz var, Allah nasip ederse 2023 yılında dünyada ilk 7'ye girmek şeklinde, Bakanlık olarak bakanlıklar arasında dünyada ilk 7'ye girmek.
Ben de gerçekten teşekkür ediyorum. Hatta, burada kısa bir sunum var ama vaktimiz varsa, Menderes yangınından sonra ağaçlandırmaya başladık efendim, bunu size arz etmek istiyorum.
BAŞKAN - Var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hatta sizler için, bütün üyeler için birer fidan şey yaptık, sertifikaları sunduk efendim. Hepinizin birer fidanı var Menderes Ormanı'nda, şu anda dikimi başladı.
Ben teşekkür ediyorum. Bizi dinlediğiniz için saygılarımı sunuyorum.
Tabii, tenkit ve tavsiyeleriniz olursa onları mutlaka dikkate alacağız. Sizlerin tavsiyeleri, tenkitleri, teklifleri varsa bizim için çok önemlidir.
2018 Orman ve Su İşleri Bakanlığının bütçesinin hayırlara, berekete vesile olmasını canı gönülden temenni ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz.