| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2017 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sunumunuzdan da anlaşılacağı üzere, nükleer santralden vazgeçmeyeceğiniz görünüyor. Şuna inanın ki Sayın Bakan, biz de direnişimizden ve mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz ve buna da inanın ki sonuçta kazanan millet olacak, biz olacağız.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Millet bu tarafta.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Arkadaşlar, ben milletten bahsederken hepimizden bahsediyorum. Milletin kazanması demek milletin sağlığını kazanması demektir ve nükleer santral çevresinde yaşamayan arkadaşlarımızın bizi anlamalarının mümkün olduğunu düşünmüyorum. O nedenle, lütfen, söylediklerimi dikkatle dinleyin, bir an için kendinizi bizim yerimize koyun.
Sayın Bakan, her ne kadar bu sevdadan vazgeçmeyecek olsanız da maalesef, vatandaşlarımıza doğru bilgi de vermiyorsunuz hatta bazen bilerek eksik bilgiler veriyorsunuz. Örneğin, diyorsunuz ki: "İthal yakıtlara bağımlılıktan kaynaklı riskleri azaltacağız nükleer santralle." Allah aşkına, nükleer santrali biz mi yapıyoruz? Nükleer santral yerli mi? Orada kullanılacak olan madde bizden mi geliyor? Tamamen dışa bağımlılığı artıran bir iş yapıyorsunuz.
Sonra diyorsunuz ki yine sunumunuzda: "Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi'ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığından ÇED olumlu raporu alınmıştır." Sayın Bakan, yarın değil öbür gün Danıştayda bunun mahkemesi var. Şimdi, yargısı devam eden, süreci devam eden bir konuda bir Bakan olarak halkımıza nasıl yanlış bilgi verirsiniz? Henüz alınmış bir ÇED raporu yoktur, davalık bir süreç devam ediyor. Öbür gün, Danıştayda benim de içinde bulunduğum grubun açtığı dava görülecek.
Yine, sunumunuzda diyorsunuz ki: "Nükleer standartlara uygun ekipman üreteceğiz ve yerli firmalarımıza yaklaşık 16 milyar dolarlık iş imkânı vereceğiz." Allah aşkına, orada kullanılacak olan bütün malzemeleri Ruslar kendileri getirmiyorlar mı, onlar yapmıyorlar mı? Yani siz nükleer santralin içine girebilirseniz hâlinize şükredin ya da -yani o gülüşünüzü buradan görüyorum- dönün, anlaşmayı bir daha okuyun Sayın Bakan. Bu rakamları size kim veriyorsa sizi de yanıltıyor, milleti de yanıltıyor.
Diyorsunuz ki: "İnşaatın yoğun olduğu dönemde 20 bin kişi çalışacak, daha sonra 7 bin kişi çalışacak." Yahu, bunun işletmesini biz yapmayacağız. Bunu siz şurada itiraf ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Biz yakında mühendislik alanları açacağız." Bakın, nükleer santralin neredeyse temelini atıyorsunuz. Dönüp diyorsunuz ki: "Biz daha mühendislik eğitimi veren bölüm açacağız. Mevcut meslek liselerine, yüksekokullara müfredat koyacağız, oraya yetişmiş insan gücü sağlayacağız." Ya, daha biz bunları yapmamışız, tamamen dışa bağımlıyız. Siz âdeta hayal âleminde geziyorsunuz Sayın Bakan.
Ama şu gerçeği de tespit etmişsiniz, itiraf etmişsiniz, diyorsunuz ki: "Biz buradan sadece enerji elde etmeyeceğiz. Hedefimiz sadece enerji üretimi değil." Bunu ben yazmadım Sayın Bakan, siz yazdınız, sizin bütçe kitabınız ve sunumunuz. "Biz buradan sadece enerji değil, başka şeyler de üreteceğiz." diyorsunuz. Nedir o başka şeyler? Nükleer silah mı üreteceksiniz? Allah aşkına bunun açık, net bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Nükleer santrallerin nükleer silahların kuluçka makinesi olduğunu bütün dünya biliyor. Ya böyle ağdalı cümleler kullanmayın, çıkın deyin ki: "Hayır, biz nükleer santrali sadece enerji için kullanacağız. Asla ve de asla nükleer silaha bulaşmayacağız." deyin, millet rahatlasın ama dönüp dönüp burada bunları söylemek doğru değil.
Sayın Bakan, bu kitapçığın başında diyorsunuz ki: "Millî enerji." Allah aşkına, parasını Rusların verdiği, ekipmanı Rusların getirdiği, ekibi Rusların yaptığı, yöneticisinin de Ruslar olduğu bir enerji nasıl millî enerji olur ya? Ya, bizim mi kafamız çalışmıyor, siz mi başka dilden konuşuyorsunuz? Bunun adı "millî enerji" değildir Sayın Bakan. Yine bizi, lütfen, aldatmaya çalışmayın.
Bütün bunlardan sonra, o nükleer santral eğer olur da çalışırsa oluşacak her şeyin vebali bizzat sizin üzerinizdedir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Atıcı, süreniz doldu. Lütfen tamamlar mısınız.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - ...çünkü siz bu işi bilen bir insansınız ve ben bir milletvekili olarak, bir hekim olarak sizi uyarıyorum: Burada çocuklar kanser olacak, vebali sizin üzerinizdedir. Çevre felaketleri olacak, denizin suyu 2 ila 6 derece artacak. Bir an için ateşinizin 2-3 derece yükseldiğini düşünün, komalık olursunuz. Oradaki bütün denizimizi mahvedeceksiniz. Santrali soğutmak için kullanacağınız deniz suyunun devir daimiyle denizde bir tane canlı bırakmayacaksınız. Bütün bunların vebali sizin üzerinizdedir.
Atık sorunu: Atık sorunuyla ilgili hiçbir şeyi çözmemişsiniz Sayın Bakan, hiçbir yerde de yazmıyor ve bu atık sorunu milyonlarca yıl devam edecek. İşte bu yüzden siz, 20 Şubat 2014 tarihinde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun size göndermiş olduğu raporu kamuoyundan gizliyorsunuz. Bunu yapmaya hakkınız yoktur.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Polonya, Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri bile sizin yaptığınızı yapmadı. Atom Enerjisi Kurumu ne verdiyse halkına açıkladı ama siz bunu açıklamıyorsunuz. Hürriyet gazetesi bunu elde etti ve yazdığı hâlde hâlâ kamuoyunu doğru düzgün bilgilendirmiyorsunuz. Bunun da vebalı sizin, kesinlikle bizzat sizin üzerinizde olacaktır.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, ek süreniz de doldu.
Teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.