| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b) Kültür ve Turizm Bakanlığı c) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ç) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü d) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .11.2017 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sizi çok fazla eleştirmeyeceğim bu sene.
BAŞKAN - Allah razı olsun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Eleştireceğim de çok fazla değil.
Çünkü dış politika maalesef sadece sizin ya da Bakanlığınızın uhdesinde değil bu dönem, iki başlı bir görüntü veriyor. Bir Dışişleri Bakanı olarak ya da Bakanlık olarak sizin kadar dış politika konusunda Cumhurbaşkanlığı sözcüsü de açıklama yapıyor. Böyle bir görüntü var maalesef. Yani sizin kadar saray da dış politikadan sorumlu, belki daha fazla sorumlu. Böyle bir görüntü olması bizim dış politikamız açısından -bu kadar kritik bir dönemde de hem de- çok olumlu değil maalesef. Sizin de yapabileceğiniz bir şey yok. Anlıyorum bu konuyu.
Ama şunu beklerdim: Çok olağanüstü bir dönemdeyiz, birçok sıkıntı arifesindeyiz. Daha kapsamlı bir değerlendirme yapabilirdiniz belki. O da riskli olabilir. Belki o nedenle yapmadınız ya da son bölümde böyle bir değerlendirme yapabilirsiniz. Çünkü çok önemli konular var, şu anda gündemde olan, herkesin merak ettiği konular var. Mesela -biraz önce Genel Başkan yardımcımızın da söylediği- dün akşam açıklanan Amerika Birleşik Devletleri'ne Zarraf konusunda nota verilmesi. Mesela o meselenin Türkiye için çok önemli olduğunu, gelecekle ilgili olarak Türkiye'yi hem ekonomik açıdan hem politik açıdan sıkıntıya sokabileceğini düşünüyorum. Onun için sizin o konudaki açıklamalarınız çok çok önemlidir. Bu konuyla ilgili nasıl bir hazırlık yaptığımız çünkü bu konu bugünün konusu değil sadece, dünden beri biz bu konuyu biliyorduk, birkaç yıldan beri bu konuyla ilgili konuştuk. Ben hatırlıyorum, 2012 yılında burada -Başbakan yardımcısı o zaman Ali Babacan Bey'di- bu konu bize sıkıntı getirecek, şu Halk Bankasının, bu Birleşmiş Milletler ambargosunun delinme işi nedir, bununla ilgili bir açıklama yapın demiştim. Bazı açıklamalar da yaptı kendisi o tarihte. Tutanaklarda da var. Ama bu konunun dış politikamızı etkileyecek ölçüde -hatta şu anda da etkiliyor- önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Siz de bu konuyu gayet iyi biliyorsunuz.
Bir diğer konu da Türk dış politikasında bir algı, sanki Türkiye doğuya kayıyormuş gibi, sanki Avrasya Paktı'na katılacakmış ya da Avrasya Paktı gerçekleşebilecekmiş gibi. Bunların olmadığını ben de biliyorum. Siz de böyle bir şey olmadığını söyleyeceksiniz fakat görüntü, algı maalesef bu şekilde. Bunlarla ilgili, S-400'lerle ilgili -çünkü bu yönde atılan bir somut adım bu- açıklama yapabilirseniz çok memnun olacağız.
Sayın Bakanım, ben özellikle 2016'ya, 2016 kesin hesaplarına girmek istiyorum çünkü 2016'yla ilgili olarak da hesap veriyorsunuz Bakanlık olarak yaptığınız harcamalarla ilgili. O konulara girmek istiyorum ama ondan önce birkaç konuyu da gündeme getirmek istiyorum böyle farklı farklı yerlerden. Bir tanesi de dış politika niçin var? Ülkenin menfaatleri için var. Son yıllarda bakıyorum, Türkiye'nin menfaatleriyle ilgili ne gelişme kaydedilmiş? Türkiye'nin en önemli menfaati nedir? Türkiye'nin enerji güvenliğinin sağlanması. Enerji güvenliği konusunda, petrol ve doğalgaz konusunda, bakıyorum, bizim bağımlılığımız komşularımıza, özellikle komşularımıza daha fazla. Enerji konusundaki bağımlılığımız artıyor. Peki, biz ne yapıyoruz, bununla ilgili olarak ne yapmışız? Daha fazla sıkıntıya giriyoruz. Bu konularla ilgili bir şeyler yapabilmemiz lazım.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'yla ilişkileri çok önemli konu. Bu konuda ne yapmışız? Geriye doğru gitmişiz. Siz çok iyi biliyorsunuz, orayı çok iyi tanıyan, bilen birisiniz. Şu Hollanda'yla yaşadığımız, evet iç politikalarından kaynaklanıyordu ama bir bakanın, bir Türkiye Cumhuriyeti Bakanının sınır dışı edilmesine varan bir gelişme olabilecek bir şey mi, gerek var mıydı? Gitse, oradaki Türk Büyükelçiliğine girse ne olacaktı, basın açıklaması yapsa ne olacaktı? Yani bir referandum için değer miydi bütün bunlar? Bütün bunları konuşmamız lazım, aslında detaylandırmanız lazımdı ama maalesef... Bunlardan sizi sorumlu tutmuyorum. O da ayrı bir konu. Biraz önce söylediğim gibi. Yani şöyle bir şey Sayın Cumhurbaşkanımız Cumhurbaşkanı olduktan sonra -bakın Başbakanlık dönemi değil, siteye bakın- tek bir resmî ziyaret yapmış. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliğinden bahsediyorum. Bir tanesi sadece Belçika Krallığı'na. Diğerleri yarı resmî ve çalışma ziyaretleri ya da uluslararası işte Birleşmiş Milletler, G20 gibi, NATO gibi toplantılarda yapılan görüşmeler. Kabul edilmiyor. Dolayısıyla bu sizi de etkiliyor, sizin politikalarınızı da etkiliyor. Onun için sizi çok fazla eleştirmiyorum. Ama maalesef tüm dış dinamiklerimizi kaybediyoruz bu şekilde.
Şimdi bir iki konu soracağım, arkadaşlarımız, "staff"ınız not alabilirse memnun olurum. Dışişleri Bakanlığı farklı bir bakanlık, harcamalarının -biraz önce söylediğiniz gibi- çoğunu yurt dışında gerçekleştiriyor. Dolayısıyla 5018 sayılı bu harcamalarla ilgili kanuna, bütçe kanununa çok fazla tabi değil ama mesela şu (E) cetvelinde -2018 için de bunu getirmişsiniz- diyorsunuz ki: "Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde görev yapan kamu görevlileri, şu anda kamu görevlisi olan, Dışişleri Bakanlığınca bildirilecek uluslararası kurum ve kuruluşların Türkiye'de yerleşik bulunan merkez veya temsilciliklerinde yabancı dillerinin olması kaydıyla atanabilirler. Buralarda görev yapabilirler. Bunlara Harcırah Kanunu'nun sürekli göreve atananlara ilişkin hükümleri uyarınca kurumlarınca harcırah ödenir, vesaire." Bunların özlük hakları, atamaları burada düzenleniyor. Ne gerek var bunun buraya girmesine, nedir bu? Bununla ilgili bir bilgi alabilir miyiz? Bu sizin Bakanlık olarak çok istediğiniz, arkasında durabileceğiniz bir madde de değil. Hoşumuza gitmiyor, yani Dışişleri Bakanlığının bunu istisnai bir madde olarak buraya aldırması ya da sizin bilginiz dışında alınması güzel değil. Neden gerekiyor Sayın Bakanım, neden gerekiyor? Yani biraz önce söylediniz ya "Biz liyakate göre iş yapıyoruz." Bu sizin Bakanlığınız dışında ama sizin Bakanlığınızın kullanılarak liyakatsiz bir iş yapılmasına meydan verebilecek bir madde.
Bir de (E) cetvelinin 10'uncu maddesi var, (a), (b), (c) fıkraları var. O fıkralardan ne kadarlık yurt dışı için transfer yapılmış, harcama yapılmış? Arkadaşlarımız bilgi verebilirse memnun olurum.
Yine (E) cetveli 28'inci madde. Mesela buna herhangi bir eleştiri yok. Size bir yetki veriliyor, bu yetkiyi kullanabilirsiniz. Böyle bir eleştiride bulunmuyorum ama diğerleriyle ilgili olarak detayını bilmemiz, gerekçesini de bilmemiz gerekiyor.
Mesela 40'ıncı madde. "Güç durumda bulunan, yurt dışında sıkıntıda olanlar bundan faydalansın." Faydalansın tabii ki ama o 8'inci madde pek makul bir madde görünmüyor.
Sayıştay raporuna geliyorum Sayın Bakanım. Şartlı görüş verilmiş 2016 için. Yani bazı sıkıntılar var. İki tane denetim görüşünü etkileyen, altı da etkilemeyen bulgu var. Hepsini okumayacağım. Zaten hem süre elvermiyor hem de böyle bir yöntemle bunlar görüşülmez ama tutanaklara girmesi açısından şöyle okuyayım: "İdarenin sunmuş olduğu mali tablolarda bakanlıkla ilgili olmayan muhasebe birimlerine ait verilerin bulunması." Müsteşar yardımcınız -idari, mali işlerle ilgili- bu konularda bilgi verebilirse memnun olurum. Bilançonun öz kaynaklar bölümünde oluşan toplam hatalı kayıt tutarı 233 milyon lira. İlave olarak 81 milyon lira da faaliyet sonuçlarıyla ilgili olarak var. Diğerlerini geçiyorum.
Bir de denetim görüşünü etkilemeyen tespit ve değerlendirmelerin ilki, idarenin bütçe gelirleriyle yani sizin bütçe giderlerinin izlemesinde ve muhasebeleştirmesinde bazı aksaklıkların bulunması. Bakanlığın gider bütçesinde yüzde 20'lik bir paya sahip uluslararası kuruluşlar. Onlara olan aktarmalarla ilgili yöntemler. Bunların muhasebeleştirilmesi veya...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen toparlayın.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.
Önce, bu katkı payları büyükelçiliklere ya da doğrudan kendilerine aktarılabiliyor. Bunların doğru kaydedilmesi lazım, doğru prosedürlere göre işlem yapılması lazım. Yani siz 5018'e göre iş yapmıyorsunuz ama yine de tabi olduğunuz bir usul var.
Bir de bu Devlet Konukevi Sayın Bakanım. Demin New York'taki Türkevi'yle ilgili olarak -herhâlde bilgi vereceksiniz- bir tartışma yaşandı ama şu Devlet Konukevi... Biz daha önce burada, Plan ve Bütçede onunla ilgili bir sermaye artırımı da yapmıştık diye hatırlıyorum geçen dönem Başkanım. Hâlâ o sıkıntılı, hâlâ zarar ediyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞU (Antalya) - Ankara Palas mı?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ankara Palas Devlet Konukevi...
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞU (Antalya) - Maliye Bakanlığına devrediyoruz şimdi.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ha, onunla ilgili bir şey yapılsın. Bu, her sene, Sayıştay raporlarında yer alıyor, her sene sıkıntılar var. Sermayesi artırıldı. Buna rağmen bir de Dışişleri bütçesine her sene yüzde 15 pay aktarıyor. O, neden yapılıyor, bilmiyorum. Şimdi, Maliye Bakanlığına mı aktarılacak?
DIŞİŞLERİ BAKANI MEVLÜT ÇAVUŞOĞU (Antalya) - Maliye Bakanlığına devrediyoruz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama orası tarihî bir bina aynı zamanda. Maliye Bakanlığı nasıl kullanacak bilmiyorum.
BAŞKAN - Soru-cevapta cevaplasın. Sayın Bakanımın cevapları tutanaklara girmiyor, lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, soru-cevapta da Sayın Başkanım, tabii, Sayıştay raporuna istinaden söylüyorum.
BAŞKAN - Tutanaklara girmediği için söyledim ben yani.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sadece Sayıştay raporunu burada zikretmek olmuyor; aslında bu Sayıştay raporunun tartışılması lazım, diyalog olması lazım ama tabii bu, çok fazla da mümkün değil maalesef.
Evet, çok uzatmayayım Sayın Bakanım. Bir de Malta belgeleri konusunda... Sarraf dışında, Malta belgeleriyle ilgili Türkiye'nin herhangi bir teşebbüsü oldu mu Bakanlık olarak? Cevap verebilirseniz memnun olurum.
Bir de yine farklı bir konu ama daha önce "Mam Celal" diye niteledik, samimi olduk. Neden cenazesine katılmadık? Yani bu, bizim dış politikamız açısından bir yanlışlık, eksiklik değil miydi? Nasıl bir değerlendirme yaptınız bunun için?
Teşekkür ediyorum.
Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum bütçenizin.