KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, çok kıymetli kamu çalışanları ve basınımızın değerli emekçileri; ben de hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Sayın Bakan, az önce basından okuduğum kadarıyla 2 firmayla anlaşma imzalamışsınız ucuz etle ilgili. Yine okuduğum kadarıyla 8 firma başvuru yapmış, Komisyonun değerlendirmesi sonucunda da 2 tane firmayla anlaşma imzalamışsınız. Anlaşma imzalanan firmalar da A101 ve BİM. Yani bu bizi şaşırtmadı işin doğrusu, tabii ama diğer 8 firmadan anlaşma imzalamayan 6 firmanın tekliflerini de öğrenmemizde bir sakınca var mıdır? Yani şartları hangi şekilde uymadı ve niye anlaşma yapılmadığını ben de merak ediyorum, kamuoyu da herhâlde böyle bir açıklamayı hak ediyordur diye düşünüyorum.

Benden önceki konuşmacı arkadaşlar sürekli bahsettiler, ben tekrara kaçmayacağım ama bu çok önemli bir konu Sayın Bakan. Ben aynı konuyla ilgili size bir teklif yapacağım. Yani bundan önceki AK PARTİ hükûmetleri döneminde uygulanmayan, yani tarım bakanlarının uygulamadığı, bu kanunun 21'inci maddesindeki yüzde 1'i, gelin siz bir ilk gerçekleştirin, gelin siz bu sene 2018 bütçesinde bunu uygulayın yani tam kanuna uymuş olun. AK PARTİ'nin diğer bakanları kanuna uymadı, sizin çıkarttığınız kanun.

Yani söylemek istediğim şu: 2018 bütçesinde tarım desteklerine verilmesi gereken 35 milyarı, gelin bir ilki gerçekleştirin ve siz verin, tarihe geçin, tam kanunu uygulamış olursunuz, kanunsuzluktan çıkmış oluruz, AK PARTİ'nin diğer hükûmetlerini yanıltmış olursunuz diye düşünüyorum.

Zaten burada Sayıştaya ben de çok teşekkür ediyorum, arkadaşlara. Ben de inceledim, Mahmut Bey de biraz bahsetti ama burada önemli bir nokta daha var, Sayıştayın raporlarını da inceledim, onu başka bir zaman belki daha iyi değerlendirme imkânımız olur. Sayın Başkan bugün çok kuralları uyguluyor, beş dakika süre verdi, onun için çok oraya girmeyeceğim ama bir cümleyi buradan okumak istiyorum. Sayıştay diyor ki 2016 yılı Denetim Raporu'nda: "Tarımsal destekleme ödemelerinin Tarım Kanunu'nda belirtilen tarım politikalarının amaçlarına sağladığı katkının tespiti için kurumda etki analizi yapılmasına, sonuçların raporlanmasına ve böylece mevcut politikaların gözden geçirilmesine yönelik bir sistemin kurulmamış olması çok önemlidir." Doğru söylüyor, ben de aynen katılıyorum bu cümle. Yani yıllardır bizim de eleştirdiğimiz nokta bu.

Zamanımı iyi kullanmak adına konudan konuya geçiyoruz. Başka bir konu, burada okudum, inceledim. "Ürün bazında mazot maliyetlerinin yüzde 50'si destek olarak 2018'de üreticilerimize ödenecek." diye bir cümleyi siz de sunuş konuşmanızda söylediniz. Gerçekten yüzde 50 mazot desteği ödenecek mi? Yani gerçekten ödeyecek misiniz? Sizden önceki Sayın Bakan da "Yapacağız, ödeyeceğiz." demişti ama öyle bir şey gerçekleşmedi. Umuyor ve diliyorum ki siz bunu gerçekleştirirsiniz çünkü çiftçimiz de dört gözle bunu beklemektedir.

Yine, çiftçimizin dört gözle beklediği bir konu da Sayın Bakanım -bunu ikili görüşmemizde de ben size arz etmiştim- özellikle, Sivas bölgesinde çok ciddi şekilde mağdur olan çiftçilerimiz var kuraklık nedeniyle ve bunlar dört gözle Bakanlar Kurulunda açıklanacak erteleme ya da yeniden yapılandırmayla ilgili bir haber beklemektedirler. Çünkü çiftçilerimiz Ziraat Bankasına ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarını ödemek için -isim de vereyim- gittiler, Deniz Banktan daha yüksek faizli krediler çekerek gelip diğer borçları kapatmak zorunda kaldılar. Yani borcunu borçla kapatan bir çiftçi ülkesi hâline geldik.

Şu konuya da değineyim Sayın Bakanım, arkadaşlar değindiler, ithalatın Türkiye'de tarıma çözüm olmadığına, ben burada şunu öneriyorum: Ülkemizde gerçekten tarımı kurtarmak istiyorsak öncelikle Batı ülkelerinde ya da tarımda gelişmiş ülkelerdeki benzer uygulamaları biz de uygulamak zorundayız. Ne yapmalıyız? Bunu yine, daha önce sizinle ikili görüşmede söylemiştim, öncelikle, biz toprak desenimizi ayrıntılı olarak çıkarıp ithalat ve ihracat dengesini de gözeterek bilinçli ve planlı bir tarımsal üretim yapmak zorundayız. Yani hangi bölgede hangi ürünü üreteceğimizi daha önceden belirleyip ya da hayvancılıkta hangi bölgeyi ön plana alacağımızı daha önceden belirleyip, yıllık bize hangi üründen ne kadar lazımsa bunun planlamasını yapıp buna göre de en az bir yıl önceden tarımsal desteği açıklamamız gerekiyor ki çiftçi -işte, biraz önceki konuşmacı arkadaşlarım söyledi- birçok üründe mağdur olduğu gibi yine mağduriyetler yaşamasın. Bu sene patates para ediyor, çiftçi patates ekiyor; seneye elinde kalıyor ve mağdur oluyor. Böyle bir uygulama, en azından planlı bir uygulama yaptığınız zaman bu şekilde mağduriyetler yaşamayacağız diyorum.

Teşekkür ediyorum.