KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, öncelikle görevinizde başarılar dilerim. Zor bir bakanlıkta görevdesiniz. Özünde, Bakanlığınız "'İthal ürünler bakanlığı' dense yeridir." diyeceğimiz konuma geldiğinde siz Bakan oldunuz. İlaç ithal, gübre ithal, tohum ithal, ürün ithal, hayvancılıkta ithale dayalı bir süreçte ilerliyoruz.

Mazota gelen zamlar ve enerjiyle yer altı suyu kullanan çiftçiler ciddi anlamda mağdurdur. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dâhil olmayanlar mazot desteği alamadığı için ayrıca daha güç durumdadır. Köyler boşalmaktadır. Yabancıların ve büyük şirketlerin dışında özellikle aile çiftçiliği çok zor durumdadır. Toprağını yabancıya satan köylümüz ya göç etmekte ya da kendi toprağında amele olarak çalışmaktadır.

Tarım, planlamadan uzaktır. Niğde ili somut örnektir. Patates üretiminde birinci, lahana üretiminde ikinci, elma üretiminde üçüncü, fasulye üretiminde dördüncü olan Niğde IPARD dışı bırakılmıştır. IPARD 2 de başlamıştır ama Bakanın benim yazılı soruma verdiği yanıtta bundan sonra kesinlikle IPARD için yeni bir il alınmayacağını belirtmişti. Üretici ürettiği değere ürününü satamazken tüketici ise pahalı ürünü almaktadır, ithale teslim, tarım simsarlarının kontrolünde satışa sunulmaktadır.

Çiftçi gibi hayvancılıkta da büyük sorunlar vardır. 2015 yılından bu yıl ağustos ayına kadar yurt dışından 156 milyon 669 bin 724 dolar değerinde 27 milyon 197 bin 699 kilo et ithal edilmesi düşündürücüdür. Yurt dışından aynı dönemde ithal edilen gübre de 12 milyar 881 milyon 230 bin 434 kilogram, 3 milyar 434 milyon 197 bin 395 dolar da bu anlamda yurt dışına ödenmiştir. Bu, tarımın bir yerde geldiği durumun anlatımıdır. "Köyleri şehir yapacağız." derken şehirde hayvan beslemek yasak, köyleri de hayvansız kılmak için mi çalışılmaktadır. Karamahmutlu köyü Muhtarımızı ziyaret ettiğimde dedi ki: "Bize o kadar taş gönderiyorlar ki yol yapacak yer kalmadı. Taşları göndereceklerine her yıl 2 tane inek gönderselerdi köydeki çocuklarımızın göçü engellenir, gençler köyde kalır, köyler boşalmazdı." Bu bence önemli bir şey çünkü köylere şu anda halı saha ya da taşla yol yapılıyor ama köyde kalan yok, köyler boşalıyor, onun yerine hayvan gönderilirse, çocuklara, genç çiftçilere verilse daha iyi destek olur.

"Vatandaşa ucuz et yedireceğiz." sözünüz keşke gerçek olsa. Ama Sayın Bakan, Et ve Süt Kurumunun yeniden açtığı satış noktalarında dahi saat on birlerden sonra et bulunamadı. Siz bu ürünü raf bedeli vermeden, kira ödemeden nasıl marketlere sokacaksınız? Soktunuz diyelim, bir saatte tükendi, nasıl yetiştireceksiniz, ithale mi dayanacaksınız? Söylediğiniz rakamlarla yerli ürünü nasıl yetiştireceksiniz? Satmış olmak için mi satacaksınız? Müslüman kasapların kesmediği etleri yeterince ülkemize girdirdik. Son olarak duyduğum kadarıyla, duyumum doğru ise Ürdünlü bir firma Brezilya'dan 25 bin ton angusu yüklemiş, 7-8 Kasımda Bandırma Limanı'na doğru yola çıktığını belirtiyorlar. Bu, bu anlamda değerlendirilecek diğer etler gibi yeni bir ithal et olayı mıdır? Besicilere gerekli destek verilmediği için onlar mağdur durumdadır. Özellikle ithal ete yüklenilmesi bölgedeki besicileri kara kara düşündürmektedir. Yem fiyatlarını düşürmeden, meraları verimli kılmadan hayvancılığın yeniden gelişimini sağlamak da verilen desteklere rağmen, gerçek olmamıştır. Siz de Bakan olduğunuzda teşvikler ve desteklerle ilgili kamuoyuna yaptığınız açıklama gerçeğin ifadesidir.

Bu anlamda, Niğde bölgesindeki duruma da kısaca değinmek istiyorum. Lahananın tanesi geçen yıl 2 liraydı, bu yıl 1 liradan alıcı bulamıyor. Borç batağı içinde çiftçi. Kamyonu 4 milyar lira tutuyor lahananın ama İstanbul'a mazot parası 600 bin lira.

Bunun yanında, geçen yıl şeker pancarı kotasını doldurmadığı için ceza yazılan çiftçiler -bu yıl da verim fazla oldu, kotası doldu- bu kez de fazla üretmenin cezasını çekiyorlar çünkü A kotada 210 liraya alınan ürün ne yazık ki C kotada 110 liraya alınıyor. Bu yönden de çiftçi mağdur. Bu anlamda kotanın da artırılması gerekiyor.

Patates çiftçisi de bu yıl yine maliyetine ürününü zor satıyor, bu anlamda yurt dışı desteğinin sağlanması gerekiyor. Ayrıca, enerjiyle sulama suyu kullandıkları için, tarımda kullanılan enerjinin sulama suyundaki maliyetleriyle ilgili de devlet desteği çiftçilere sağlanmalı.

Hibe ve teşviklerin dışında, GDO'lu yemlerle, ülkemize girişi ağustos ayında yeni ürünlere de izin verildi. Bunların içeriği incelenemiyor. Ne yediği belli olmayan hayvanları da tüketiyoruz.

Piyasa denetimi konusunda söylediğiniz sözlere rağmen, Tarım Bakanlığına ait denetim yapan kişileri nüfusa oranladığınızda, mevcut kadronuzla bunu yapabilme olanağınız ve şansınız da yok. Ayrıca, merdiven altı dediğimiz üretim Türkiye'de çok yaygınlaşıyor.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gürer.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Toplulaştırmayla ilgili de son bir söz söyleyeyim: Şu anda mahkemelerdeki dava dosyalarına bakarsak o konuda da ne kadar sorun olduğunu görürüz.