KOMİSYON KONUŞMASI

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli bürokrat arkadaşlarımız, basın mensupları; ben de öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ayrıca bugün yine şehitlerimiz var, ben Allah'tan rahmet diliyorum. İnşallah, bundan sonra da bu tür olayların arkasında olan tüm şer güçleri, bu askerlerimizle birlikte bu vatana bu şekilde saldıran bütün hepsi kahru perişan olsun diyorum. Allah hepsinin mekânlarını cennet etsin.

Şimdi, Sayın Bakanım, Tarım Bakanlığıyla ilgili... Tabii, çok önemli bütün dünya için. Özellikle nüfus projeksiyonlarına göre 2023'te yaklaşık 90 milyona ulaşacak olan ülke nüfusumuz için var olan 25 milyon hektar işlenebilir tarım arazisi teknik olarak yeterli görünmekle birlikte bu alanların korunarak üretimin geliştirilmesi, tarım sektöründe bulunan insanların gelir seviyesinin ve dolayısıyla yaşam standartlarının iyileştirilmesi hususunda yoğun çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bakıldığı zaman, tarımsal ürünlerin arz ve talep esneklikleri düşüktür ve ürün arz ve talebinde küçük bir değişim fiyatlarda büyük dalgalanmalara neden olmaktadır. Yine, tarımsal üretim uzun sürdüğü için sermaye üretim döngüsü yavaştır ve diğer sektörlere göre kullanılan birim kaynak başına getirisi de düşük kalmaktadır. Özellikle tarım ve hayvancılık diye nitelendirdiğimizde tarımdaki gelişmelerle ilgili Bakanlığınızın...

2000'li yıllardan itibaren ekonomi, altyapı, ulaşım, sağlık, sanayi gibi alanlarda Hükûmetimiz olarak yapılan reformlar kamuoyu tarafından büyük bir takdir görmüş olup tarım alanında çiftçiye verilen destekler kat kat artmasına rağmen çiftçi memnuniyet oranı ve üretimdeki etkisi maalesef beklenenin altında olmuştur. Burada en önemli husus, verilen desteklemelerin hedef kitleye ne kadar ulaştığı konusunda ciddi bir çalışma yapmamız gerektiğidir. Verilen destek miktarı çok fazla artmasına rağmen, çiftçi memnuniyetinin düşük kalmasının ana sebebi 2003 yılında başlatılan ve destekleme sisteminin temelini oluşturan Çiftçi Kayıt Sistemi'nin uygulamaya konulmuş olmasıdır. Daha önce beyan ve kontrol usulüyle işlediği tarım arazisi için desteklerden yararlanan çiftçi, Çiftçi Kayıt Sistemi'yle tapu, mülkiyet problemi altında kalmıştır. Çiftçi sadece Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kaydettirdiği araziler için desteklemeden yararlanabilmektedir. ÇKS'ye kayıt olabilmek için işlediğiniz arazinin tapusunun kendi adınıza olması ya da tapu üzerinde maliklerin imzalı onayının alınması gerekmektedir.

Anadolu'da genellikle arazi rant değerinin düşük olması, gerekse geleneksel muhafazakâr yapı nedeniyle tapu intikal işlemleri çok az yapılmıştır. Anadolu'da çiftçilerin büyük çoğunluğu işlediği arazinin büyük kısmını Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt yaptıramamaktadır çünkü arazi mülkiyetleri genellikle ölü dede veya daha eski maliklere ait olup buralardan imza almak fiilen ve hukuken mümkün değildir. Bu durumun doğal sonucu olarak Anadolu illerinde Çiftçi Kayıt Sistemi'ne çiftçilerin kaydı genellikle yüzde 50'nin altında kalmaktadır. Türkiye ortalamasının yüzde 70'in üzerinde -yüzde 72- olmasına rağmen, mesela kendi ilimde ve yakın illerde, Bayburt'ta yüzde 26'dır, Gümüşhane'de yüzde 28. Dolayısıyla ÇKS'ye bağlı olarak yapılan bu tapu sisteminden dolayı ve kullanımda sıkıntıların bu şekilde olmasından dolayı da sizin Bakanlığınızın verdiği çok önemli desteklerden -ki bunları tek tek burada saymak istemiyorum zaman almamak için, biliniyor ama- bunların çoğundan yararlanamamaktadırlar.

Benim öneri olarak burada... Belki çalışılıyor, konuşuluyor ama bir tarım arazisinin boş bırakılması üretim kaybı, erozyona zemin oluşturması gibi sebeplerle bir kamu sorunudur. Diğer yandan, bir tarım arazisinin işlenmesi de ticari bir faaliyetten önce kamusal bir öneme sahiptir. Bu sebeple, birçok gelişmiş ülkede boş bırakılan tarım arazileri için vergilendirme söz konusudur, aynı şekilde bizde de bu şekle dönülebilir. Dolayısıyla gerekli düzenlemeler yapılarak desteklemelerin tapu kaydı üzerinden arazi odaklı değil, tarımsal faaliyet ve ürün odaklı yapılması gerekmektedir. Beyan ve kontrol esaslı olarak, çiftçiler, üretim yaptıkları tüm arazilerin destekleme kapsamına alınmasıyla, bilgisayar, uydu, uzaktan algılama gibi sistemlerle kontrol edilmesiyle -günümüzde bilgisayar ve uydu aracılığıyla tüm tarım parsellerinin her türlü veri ve görüntülerine rahatlıkta ulaşılabilmektedir- bu şekilde buraların kimler tarafından ekildiği tespit edilerek bu desteklemelerden faydalandırılabilirler.

Yine, özellikle son dört yıla baktığımız zaman, tarımsal kredilere baktığımızda, ülkemizde düşük faizli ve faizsiz çiftçi kredilerinin büyük bir kısmı batı illeri tarafından kullanılmıştır. Özellikle Anadolu'da aile işletmeleri ve küçük çiftçilerin düşük faizli ve faizsiz çiftçi kredisi kullanması neredeyse son derece zordur. Son on beş yılda verilen tarımsal kredilerin büyük bir kısmı batı illerine verilmiştir. Ziraat Bankasında çiftçilerden özellikle kredi kullanırlarken Anadolu'daki hem tarla değerlerinin hem de arazi değerlerinin düşük olması nedeniyle teminat özelliğiyle değerlendirilmeyip genellikle daire, dükkân gibi gayrimenkuller istenmesiyle bu kredilerden de Anadolu'daki illerde -bizim özellikle Bayburt yine bu şekilde- çok fazla pay alınamamaktadır. Bir de burada, ben yine genel baktığımda, Anadolu'da tarımsal kredi veya tarımla ilgili olan Ziraat Bankasının biraz bu işten de uzaklaştığını da görüyoruz. Dolayısıyla burada biraz daha tarımsal kredilerin genele yaygın, tabana yaygın bir şekilde kullanılması konusunda daha ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Yine, bir başka konu, Sayın Bakanım, arazi toplulaştırılması. O konuda da çok yoğun çalışmalarınız olduğunu biliyorum. Benim kendi ilimle ilgili burada 15 yerleşim biriminde 14.150 hektarlık alanı kapsayan Demirözü Barajı Sulama Sahası Arazi Toplulaştırma Projesi uygulanmaktadır. Bölgede yapılacak arazi toplulaştırma çalışmasıyla çiftçilerin üretim masrafları yaklaşık yüzde 50 azalmaktadır. Bu iş de uzun süredir devam ediyor ama çok aksayarak devam ediyor. Burada Valiliğimiz ek tamamlanma projesiyle yapılması hususunda Bakanlığınızdan talepte bulunuldu, Bakanlıktan ekipler geldi, bu konuda çalışmalar yapıldı. Burada sizden ricamız ivedi bir şekilde burasının ihaleye çıkarılarak -baraj bitti, her şey bitti- toplulaştırma konusunda sonuçlandırılması. Yine, diğer ilçemize ait orada 10 yerleşim biriminde 12.200 hektarlık bir arazinin de 2018 Yılı Yatırım Programı'na alınması konusunda sizden ricamız var.

Yine, bu örnek köy çalışmalarından, hayvancılıktan bahsedeceğim ama öncelikle IPARD'la -biraz önce de bahsedildi- burada, 42 ilde kırsal kalkınma ajansları kurarak hibe destekleme çalışmaları var. Tabii, burada neye göre yapıldığına dair sorduğumuzda, herkes çeşitli sebepler söylüyor. Tabii, Çanakkale, Urfa, Bakan, Bakan Yardımcım, bilemiyorum ama söylendiği gibi... Yani Bayburt'un veya Doğu Anadolu'daki illerin bunun dışında bırakılmasının çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde, bizim daha önceki görüşmelerimizde -seçim beyannamemizde de vardı- bu 39 ilin Avrupa Birliği değil de kendi Bakanlık bünyemizde bu kapsama alınmasıyla ilgili karar verilmişti hatta bunun yazıları da yazılmıştı, çıkmıştı zannedersem ama iki yıl geçmesine rağmen bu konuda en azından bize, şehirlerimize yansıyan herhangi bir şey olmadı. Bu konunun da gerçekten bu anlamda tekrar değerlendirilmesi, o 42 ilin arasına alınması... Çünkü 39 il arasında olsa da imkânları hâlâ aynı değil, orada gerçekten 3 milyon civarında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavcıoğlu, süreniz tamamlandı.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Başkanım, daha hayvancılığa gireceğim, müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Ek süre veriyorum, lütfen toparlayın.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Toparlamadan önce biraz hayvancılıktan bahsedeyim, yine şey yapacağım. Önemli bu bizim oralar için gerçekten. Çok geniş bir konu, Sayın Bakanım size de daha önce bahsetmiştik.

Hayvancılıkla ilgili de şöyle birkaç konu hakkında... Özellikle, hayvancılık sektöründeki sorunlarımız... Son on beş yılda batı illerinde yem üretim kapasitesi dikkate alınmadan birçok çiftlik kurulmuş, hayvancılık desteklerinin büyük kısmı batı illerine kaymıştır. Yani biraz bölgecilik yapıyorum gibi gözüküyor ama Sayın Bakanım, bu konuda hem krediler hem bu anlamdaki tesisler hem de biraz önce bahsettiğim teşviklerden dolayı gerçekten çok büyük bir fark var, bunun ivedilikle giderilmesi...

Birkaç tespitim var, çok sayıda var, bunları daha sonra da paylaşırım zamanı kullanmak için ama önemli olanlarını söylemek istiyorum: Teşviklerle sektöre dâhil edilen büyük işletmeler, küçük işletmeler üzerinde baskı oluşturmuştur. Piyasa dalgalanmaları, özellikle doğudaki küçük üreticilerin sistemden çıkmasına sebep olmuştur. Yine, bizim oralarda özellikle ama Türkiye genelinde de arkadaşlarla görüştüğümde, bu köy okullarının kapanarak taşımalı eğitim sistemine geçilmesi Anadolu'da kırsal nüfusu ve hayvancılığı olumsuz etkilemiştir. Sosyal desteklerin kontrolsüz ve aşırı verilmesi kırsal nüfusu üretimden uzaklaştırmıştır. Bununla ilgili İŞKUR veya farklı şekilde önerilerimiz var, onları sonra paylaşabiliriz ki bunu mesela destekleyen Genç Çiftçi Projesi gibi, buralarda biraz daha pozitif ayrımcılık yaparak İŞKUR yerine aynı maliyette orada, köyde bu insanların kalması ve bu şekilde... Yine sosyal güvence de sağlanarak yani mesela orada adam SSK'lı, asgari ücretle veya asgari ücretin üzerinde çalışıyor, burada da BAĞ-KUR'la primleri ödenerek, peşin olarak hayvan verilerek köylerde kalmalarının sağlanmasını, bu bizim yörelerde özellikle nüfusun orada kalması ve göçün önlenmesi açısından çok önemli görmekteyiz.

Yine, hayvancılıkta çoban ve işçi sorunu öne çıkmaktadır. Bu anlamda da yine Bakanlığınızın destek vermesi İŞKUR üzerinden veya farklı şekilde önemli bir sorun olarak gözükmektedir. Bu batı illeri -biraz önce dediğimde- hayvancılık desteklerinin -sizlerde vardır ama ben burada çarpıcı olması ve kayıtlara girmesi açısından söylüyorum- yüzde 60'ı batıdaki 15 ile gidiyor. Yani dünya 5'ten, Türkiye de 15 ilden ibaret değil Sayın Bakanım. Dolayısıyla diğer taraftaki şehirlerimizin ve nüfusumuzun oralarda bundan faydalanmasını sağlamamız lazım ki bunun, sizin Bakanlığınızın bu konudaki çabası, on beş yılda hayvancılık desteklerinin 30 kat artmasına rağmen üretim ve maliyetler üzerindeki etkinliği bu kadar olmamıştır. Bunun da bana göre temel nedenlerinden bir tanesi ülkemizdeki bu desteklerin dengesiz bir şekilde dağıtılmış olmasıdır diye düşünüyorum.

Öneri olarak söylemek istediğim, ülkemizin üretim ve tüketim dinamiklerine göre hayvancılık sektörünün yeniden planlanmasının bu söylediklerimiz ışığında gerektiğini düşünüyorum. Yine dediğim gibi, çalışmalarınız var ama çok fazla zaman almamak için, küçükbaş hayvancılıkla ilgili desteklerin artırılmasını, yetiştiricilerin tarımsal kredilere erişimi detaylı bir şekilde incelenerek kolaylaştırılmasını, hani ne kadar uygulanabilir ama ben önemli olduğunu düşündüğüm için burada ifade etmek istiyorum,

Büyük şirketlerin, marketlerin doğu illerinde kesimhane kurmasının teşvik edilmesi, batı illerindeki büyük illere canlı hayvan nakli yerine soğuk zincirle et nakli teşvik edilmelidir yani hem sektörlerin oralarda hem de canlı hayvancılığın oralarda daha yoğun bir şekilde devam etmesi açısından. Anadolu'da özellikle doğu illerinde hem maliyetlerini düşürecek hem de işletme verimliliğini artıracak şekilde köylerde toplu hayvancılık bölgeleri oluşturulmasının -ki bunu sizinle de konuşmuştuk- özellikle toplu ahır projelerinin, oralarda geliştirilmesi. Sizin 250 köylük bir pilot uygulamanız var. Bizim de Bayburt'ta daha önce başlattığımız ahır projeleri... Ama uygulamada çok sıkıntılar yaşıyoruz, buraların yani pilot bölgelerle başlayıp veya pilot bölge dışında bu çalışmalara başlamış şehirlerimize özel destek verilmesi... Yani nedir bunlar? Biraz önce söylediğim gibi mesela arazi konusu. Hibe destekli yapılacak ahır projelerine kesinlikle düşük maliyetle hazine arazilerinin, özellikle Millî Emlaktan düşük bedelle verilmesi. Yani ev yapacaksa farklı alanda değil ama ahır projelerine hibe destekliyse... Çünkü çok yüksek maliyetler çıkarılmakta.

Yine, orada tapu ve ruhsat sorunu yaşanmakta. Bu konularda Bakanlığın çok... Ben baktım mesela, bu şeyde 150-200 madde Sayın Bakanım yani Bayburt'a adam gelmiş yatırım yapıyorsa bırakın yapsın yani 200 tane maddeyle bu adamın önüne olmayacak nedenleri çıkarmanın... Zaten zor getiriyoruz insanları oraya, zaten o insanların orada yatırım yapması bir sürü imkansızlıklar içerisinde. Bir de biz bu hibelerden faydalanmasını istediğimiz insanların önüne 100-150 tane de madde koymamız çok doğru bir şey değil, sonuç alamıyoruz.

Dolayısıyla bu konularda sizin yaklaşımınızı bildiğim için daha pratik çözümlerle, bu işleri sonuçlarıyla değerlendirilmesi... Yani bu iş çıktığında Bayburt'ta bir senede kaç tane Toplu Ahır Projesi yapılmış? Yapılmamışsa nedenleri... Yani bizim Türkiye'deki teşvik ve hibelerin en büyük sıkıntısı belirli yerlerde sonuca farklı bakıyoruz. Bu kadar hibe verildi ama bu hibenin dağılımı ve esas olması gereken yerlerde ne kadar olmuş ona bakmıyoruz. İşte biraz önce söyledim, hayvancılık 30 kat artmış yani Hükûmetimiz için, Türkiye için önemli hayvancılık destekleri ama bunun sadece 15 ile yansımasını ve diğer illere yansımamasını değerlendirmemiz lazım diye düşünüyorum.

Yine, DOKAP Ahır Projelerinde bu bahsettiğim konularda sıkıntılar var, 10-50 baş arası ahır projelerinde. Önemli bir proje, gerçekten çok önemli ama biraz önce saydığım tüm sorunları burada da yaşamaktayız ve gerçekleştirme oranımız düşük kalıyor. Bu tür projelerin kısa sürede hayata geçirilmesi için daha ivedilikli çözümlerin değerlendirilmesini sizden bekliyoruz Sayın Bakanım.

Tabii, bizim orada tarım ve hayvancılık önemli Sayın Bakanım. Birkaç tane, toparlamak için burada Doğu Anadolu...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Konuş kardeşim, ilk defa konuşuyorsun, konuş!

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Teşekkür ederim.

Yani bu ortak bir şey, biraz önce söylediğim, işte desteklerin batı illerinde verilmesi anlamında. Bayburt ve Bayburt gibi iller özelinde aldığımızda, gerçekten, mesela Genç Çiftçi Projesi... Burada farklı illerden olan milletvekillerimiz de var. Şimdi, 30 bin lira hibe veriyoruz. Bunu Bakanlıkta da Sayın Bakan Yardımcımla da konuşmuştuk, diğer arkadaşlarla da konuştuğumuzda "Eşit ve adaletli bir şekilde, nüfusa göre." diyoruz. Bazen eşitlik bile eşitlik olmuyor yani adaleti herkese verdiğiniz zaman neye göre veriliyor? Oradaki insanların yaşam koşullarına bakmanız lazım.

BAŞKAN - Evet, Sayın Kavcıoğlu, Bayburt'a pozitif ayrımcılık yaptık Komisyonun genel isteği üzerine, bütün arkadaşlarımın genel bakışları üzerine.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Bayburt'u değil, yok bu bütün herkesi de ilgilendirecek bir şey söyleyeceğim. Yani şimdi, 450 milyon bir bütçesi var bu Genç Çiftçi Projesi'nin -yanlışsa bilmiyorum, benim öğrendiğim- "Bunu nüfusa göre dağıtalım." deniyor. Şimdi, nüfusa göre dağıtalım da bunu alamayan bir genç çiftçiyi düşünün. Çatalca'daki adamın Bayburt'a göç etmesi mümkün değil onu alamadığında ama Bayburt'taki Çatalca'ya gidiyor, Çayırova'ya gidiyor, Bursa'ya gidiyor. Dolayısıyla buradaki adalet, bunları Bayburt gibi illere, pozitif ayrımcılık yaparak verip oradaki bir gencin... Yaklaşık 60 tane koyun ediyor Sayın Bakanım, 60 tane koyun alan 25-30 yaşındaki bir genç oradan göç etmez, orada kalır, kendine bir hayat kurar. Çatalca'ya da aynı parayı verdiğinizde nüfusa göre Çatalca daha fazla alıyor, Çayırova daha fazla alıyor. Oradaki adam zaten onu bulamazsa gidiyor başka bir yerde çalışıyor ama Bayburt'taki adamın Bayburt'ta başka bir yerde çalışma şansı yok. Bu sefer kalkıyor o da Çayırova'ya, Çatalca'ya gidiyor ve hem göçü durduramıyoruz hem de oradaki sosyal adaleti sağlamakta sıkıntı çekiyoruz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kavcıoğlu.

ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Önerimi de yapayım, bitireyim.

Yani, burada illa adalet, eşitlik olacaksa da en azından 450 milyonun 250, 300 milyonunu bu 20-25 ile göre yapıp kalanını nüfusa göre dağıtmak... Çeşitli alternatif çözümler bulunabilir.

Son olarak -Sayın Başkanımın hoşgörüsüne de teşekkür ediyorum, başka arkadaşların da süresini kullanmak istemiyorum ama- sonuç odaklı olarak -sizinle konuştuğum için, biraz da sizinle yaptığım sohbetten cesaret alarak bu kadar şeyi özellikle ifade etmek istedim- sonuçlarını değerlendirerek buralardaki pozitif ayrımcılıkla beraber tarım ve hayvancılığı bu illerde geliştirmemiz, kalkındırmamız gerektiğini düşünüyorum.

Şimdiden vereceğiz desteklere teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum.