KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, ilk defa bir bakan sunumunda Sayıştay raporlarından bahsetti, teşekkür ederim, memnun oldum, Sayıştay raporlarındaki eleştirilerden bahsetti sunumunda. Bunların dikkate alınması bundan sonrası için inşallah örnek olur çünkü sadece maalesef kesin hesapla hiçbir bağlantı kurmadan sadece bütçeyle ilgili bilgi veriliyor. Daha doğrusu bazı faaliyetler burada özetleniyor. Biz de kısa süre içerisinde... Bu sene 2018 bütçesi, 2016 kesin mizanına hemen hemen hiç değinmeden konuyu geçiştirmiş oluyoruz ama sizin duyarlılık göstermeniz güzeldi. Teşekkür ederim tekrar.

Sayın Bakanım, ben kesin hesaba gireceğim ağırlıklı olarak ama sunumunuzda birkaç konu dikkatimi çekti, onları özetlemek istiyorum. Çünkü bizden özellikle 2018'le ilgili bütçe eleştirilerini yapacak çok arkadaşımız var, onun için ben ağırlığı 2016'ya vereceğim. Bu, 38'nci sayfada 59'uncu maddede mali disiplinden bahsetmişsiniz ama Sayın Bakanım, bu, Varlık Fonu çıktıktan sonra, özellikle Varlık Fonu'nun zaten kurulması da kamu mali yapısından, mali disiplinden bir tavizdir aslında. Ve onun haricinde de bizim son zamanlarda Plan Bütçeden ya da Meclisten çıkardığımız birçok kanun 5018, 47, 49, çok fazla SPK ve BDDK'yla ilgili olarak çıkmadı ama ağırlıklı olarak Kamu İhale Kanunu vesaire; bütün kamu mevzuatıyla ilgili, kamu mali mevzuatıyla ilgili biz geriye gidiş başlattık, hep geriye doğru gidiyoruz kurumlarla ilgili, kurumsallaşmayla ilgili, mevzuatla ilgili; delik deşik oldu. Özellikle Kamu İhale Kanunu, 5018, 4747, 4749 ve ihale mevzuatı baştan aşağı sıkıntılı. Maalesef geriye gidiş başladı.

Mali disiplin diyoruz. Geçen, Maliye Bakanına sunumundan sonra sordum, 2 kere sordum. Bu servetlerin millî ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çok riskli bir kanun çıkardık, biliyorsunuz, çok riskliydi aslında o kanun, hâlen de riski var. "Bu kanun kapsamında ne kadar para geldi, ne kadar kişi bunun için müracaat etti?" diye sorduk, "Cevap vermiyorum, veremiyorum" dedi. Şimdi, mali disiplini olan bir ülkenin maliye bakanı bunu söyleyebilir mi? Bununla ilgili normalde cevap verebiliyor olması lazım; değil mi? Arkadaşlarım da şahittir, cevap veremedi, "Vermiyorum, veremiyorum." dedi. Yani bunun utanılacak, sıkılacak, gizli tutulacak bir tarafı yok ki. Bir kanun çıkarmışız, o kanunun uygulamasıyla ilgili olarak... Ayrıca bu, yedek ödenek ve yine, ödenek üstü harcamayla ilgili olarak da bu sene 2016'yla ilgili olarak yine, aynı şekilde sorunlarımız, sıkıntılarımız var. Çok fazla aşmış vaziyette ki orada da mevzuat değişikliği yapmış olmamıza rağmen, ona rağmen.

Bu, çiftçi, esnaf, KOBİ ve girişimcilere sağlanan destekler konusuna değinmişsiniz 109'uncu maddede. Bir şey söyleyeyim: Bugün, abartım yok, bizim Ankara'nın Polatlı ilçesi Kargalı köyü Muhtarı Muzaffer Atik aradı, bunlarla ilgili olarak erteleme istedi. "Çok kötü durumdayız" diyor. Özellikle sizin geleceğinizi de öğrenmiş Komisyona. "Erteleme istiyoruz. Ödeyecek durumumuz yok." diyor. Gerçek anlamda çiftçilik yapan, gerçekten köyde oturan insanlar bunlar ve büyük sıkıntı içerisinde. Samimi olarak itirafıdır.

Bir de bir şeyi merak ediyorum Sayın Bakanım, not alabilirseniz memnun olurum... Bu, yine Maliye Bakanlığı, torba kanun görüşmeleri sırasında yeterli cevabı vermedi. Ek bütçeyle getirmesi gerekirdi biliyorsunuz ilave borçlanmayı. Fakat, biraz önce Sayın Bakanım da değindi, bu yıl için bütçe açığının çok üzerinde, hatta gerekenin çok üzerinde bir borçlanma var. Gelecek yılla ilgili de bir borçlanmadan bahsediyorsunuz. Bu neyin hazırlığıdır yani bir şeylere mi hazırlanıyoruz, bunu bilmemiz lazım. Gizli tutulması gerekiyorsa gizli tutalım ama görünen o ki bir şeylere bir hazırlık var, fazla fazla borçlanarak, stoklayarak döviz vesaire, bir şeylere hazırlanıyoruz. Biz de hazırlanalım bunlara.

Bir de Hazineden sorumlu Bakan olarak -bugün BDDK ve SPK bütçeleri de görüşülüyor-. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu Birleşmiş Milletler ambargosu nedeniyle, İran ambargosu nedeniyle Türk bankalarına yönelik bazı tasarruflarından bahsediliyor, ki bu şüyuu vukuundan beter bir bahis, bununla ilgili bir açıklama yapabilirseniz, size ulaşan bir bilgi var mı, sadece tek bir banka mı, sadece bir kamu bankası mı, başka bankalar var mı, bilgi verebilirseniz çok memnun olurum.

Bir de bu 2016'ya girmeden önce bugün Merkez Bankası enflasyonla ilgili olarak bir revizyona gitti. Bu durumda, büyük ihtimalle memurlara maaş farkı ödenmesi gerekecek. Bununla ilgili de bir hazırlık söz konusu mu çünkü bu, giderleri artıracak?

Sayın Başbakan Yardımcım, şimdi siz -teşekkür ederim tekrar- Sayıştay Denetim Raporu'na değindiniz. Ben onlara tekrar girmeyeceğim, onunla ilgili gerekeni yapıyorsunuz, konunun farkındasınız, uzatmayayım. Ama şunu söyleyeceğim: Sayıştay raporunun arkasında Hazinece hazırlanan 2 tane mali tablo var, birisi bilanço, birisi de faaliyet gelirleri tablosu. Bilanço dipnotları arasında şöyle bir şey var: 930 hesapta, "Verilen Garantiler Hesabı" 60 milyar 748 milyon olarak görünüyor. Biz bu rakamı bir yerde görmedik, burada gördüm ben. Bu, muhtemelen yerel yönetimlere verilen garantiler. Bu rakamın da ayrıca görünmesi gerekmiyor mu? Bu, belediyelere verilen 60 milyar 748 milyon garanti. Böyle bir garanti verilmiş, bu garantinin de Hazinenin bültenlerinde ayrıca yer alması gerekmiyor mu? Ayrıca, 932'de "Verilen Taahhüt Belgeleri Hesabı" var, 37 milyarlık bir belge. O da uluslararası kuruluşlara sermaye taahhütlerinden dolayı. Bunu da görememiştim. Bunlarla ilgili bilgi alabilirsem memnun olurum.

Bir de bu, faaliyet sonuçları tablosunda faiz giderleri 60 milyar olarak görünüyor. Hâlbuki 2016'da 56 milyar, yanlış hatırlamıyorsam, faiz gideri vardı. Farklılık nereden doğuyor? 60 milyar bu tabloda, hâlbuki bizim bildiğimiz 56 milyar. Önemli bir farklılık olarak görüyorum.

Sayın Bakanım, hatırlıyorsanız, 2015'le ilgili olarak burada görüşürken yine ben Sayıştay raporundan bahsetmiştim. Sayıştayın geçen yıl şöyle bir eleştirisi vardı -bununla ilgili bir şey yapıldı mı acaba- "Darphane ve Damga Matbaası muhasebe birimindeki altın, gümüş, menkul varlıkların mali tablolarda gerçek değeriyle gösterilmemesi." Emanete verilen şeyler bunlar, altın, gümüş, çuval çuval ve bunlarla ilgili olarak tabii bu skandal bir kayıt. Bunların düzeltilip düzeltilmediği belli değil. Bununla ilgili olarak da bilgi verebilirseniz memnun olurum.

Yine, bu yılki Sayıştay Denetim Raporu Darphane ve Damga Matbaasıyla ilgili olarak önemli bulgular içeriyor. İki bulgusu var, bir de denetim görüşünü etkilemeyen bulgusu var. Bunlardan bir tanesini önemli görüyorum: "Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne cumhuriyet altını üretimi karşılığında gelir olarak kalan altınların mali tablolarda iz bedeli yerine gerçek değerleriyle gösterilmesi ve gelir hesaplarına kaydedilerek hazineye aktarılması gerekmektedir." diyor. Böyle bir eksiklik var. Çok önemli. Alınan altınlar cumhuriyet altınına dönüştürülüyor ama kalan altınlar gelir olarak kaydedilmiyor, artan miktarlar. TASİŞ'ten alınıyor bunlar. Önemli bir eksiklik olarak düşünüyorum.

Bir de Darphane ve Damga Matbaası Döner Sermaye İşletmesinin gelir tablosuna bakınca, 2015'te 103 milyar liralık, 2016'da 69'a düşüyor, bir düşüş söz konusu, çok önemli. Bu, yanlışlardan mı kaynaklanıyor, yoksa başka bir sebebi mi var, öğrenmek isterim. Teşekkür ederim.

Merkez Bankasıyla ilgili olarak da denetim raporunda 5 bulgu var. Merkez Bankası, Sayın Başkan, her sene benzeri eleştirilerle karşı karşıya ve bunları düzeltmiyor bir türlü. Merkez Bankasının bu konuyla ilgili gerekeni yapması lazım. Sayıştay her sene ısrarla bu konunun düzeltilmesini istiyor. Biz de Komisyonda bununla ilgili bir karar almıyoruz ama önemli konular, özellikle çalışanları ilgilendiren önemli konular. Vuzuha kavuşması gerekir.

Yani, burada konuştuğumuz konular kadar önemli değil ama kurum lojmanlarında ikamet eden personele konut tazminatı ödenmesi gibi, orada çalışan personele daha sonra sıkıntı yaratacak başlıklar da var eleştiriler arasında. Üyelik aidatının Merkez Bankasından, orada çalışan bazı personelin asli ve sürekli görev mahiyetinde çalışan personelin meslek kuruluşları üyelik aidatlarının bütçeden ödenmesi gibi konular var. Bunlar, hemen hemen dört yıldan beri Sayıştay tarafından eleştiri konusu yapılıyor ama bunlarla ilgili maalesef bir şey yapılmıyor.

SPK'nın raporunda da Sayın Başkanım, 6 bulgu var. Dikkatinizi çekti mi? Önemli olduğunu düşünüyorum. Bir tanesini dikkatinize sunmak istiyorum, 5'inci bulgu bu: Kurulun iç denetim hizmetlerinin sertifikalı iç denetçiler eliyle değil de her yıl kurul başkanı tarafından gönderilen meslek personeli eliyle yürütülmesi. Siz bu denetim konusunda hassassınız, denetimde standart arayan, norm arayan bir kurumsunuz, herkesten bunu arıyorsunuz. Kendinizin de bu konuda kendi denetiminizle ilgili olarak hassasiyet göstermesi gerekir diyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.