KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ben de özellikle görüşleri, düşünceleri, eleştirileri ve sorularıyla katkı sağlayan bütün değerli milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Başbakan Yardımcım, sadece sorulara cevap vererek, şunun ışığında yapalım: Biz, 18.30'da bitirmeyi planlıyoruz. Bir saat ara vereceğiz. 19.30'da da Sayın Şimşek ve Hazine geliyor. Sizden sonra RTÜK Başkanına da söz vereceğim.

Buyurun efendim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Mümkün olduğu kadar kısa olmasına dikkat edeceğim. Hay hay.

Sayın Başkanım, özellikle kurumlarımız ve kurumlarımıza Atatürk'ün mirasından dolayı gelen paraların harcanmasına yönelik yapılan eleştiriler var. Bu eleştirilere kısmen katılmıyor değilim, doğru, daha fazla çalışma yapmalıyız. Atatürk, Atatürk'ün mirasının korunması, tarih bilinci, dil konusundaki farkındalık; bütün bunlarla ilgili daha fazla çalışma yapma ihtiyacımız var. Bu, biraz kurumsal kapasiteyle ilgili. Bununla ilgili bu konuda sorumluluk bana tevdi edildiğinden itibaren arkadaşlarımızla yoğun çalışıyoruz. Sizlerin buradaki onayıyla, Genel Kurulumuzdaki bütçe tahsisiyle bizim aslında yaptığımız çalışmalar, büyük oranda kurumların cari giderlerini karşılamaya yönelik çalışmalar ama bunun dışında ihtiyaç duyulduğunda hem Türk Dil Kurumuna hem de Türk Tarih Kurumuna İş Bankasından dolayı gelen nemaları veya geliri kullanmakta tereddüt etmiyoruz. Bundan sonra bu konuda daha yoğun bir çalışma yapmak, özellikle gençlere ulaşmak, gençlerin tarih bilinci, dil konusundaki farklılıkları, Türkçenin güzel kullanılması, doğru kullanılması konusundaki çalışmalarımızı özellikle artıracağız. İnşallah önümüzdeki yıl bu konuda bu yıla göre daha da güzel çalışmaları yapmış olarak huzurlarınıza çıkarız diye ümit ediyorum.

Burada tabii, bu cümleyi kullandıktan sonra Sayın Mehmet Bekaroğlu'nun bir ifadesi vardı, ona belki kısaca değinmek durumundayım. "Şu anda, Cumhuriyet Halk Partisi İş Bankasının gelirlerinden pay alıyor mu? Bunu lütfen söyleyin." dedi. Tabii, şunu net olarak ifade ediyorum: Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun Atatürk'ün mirasından dolayı elde etmesi gereken gelirler kurumlarımızın hesabına düzenli olarak yatırılıyor. Bunun dışında, İş Bankasıyla Cumhuriyet Halk Partisinin bir gelir ilişkisi var mı; bunu benim bilmem mümkün değil. Bu, bankaların ticaret sırları dolayısıyla doğrusu çok sorduğumuz bir şey de değil. Burada bizim yapacağımız tek şey, Cumhuriyet Halk Partisinin beyanlarına itibar etmektir. Cumhuriyet Halk Partisi "Bizim böyle bir gelirimiz yok." diyorsa bu, bizim için doğrudur, makbul bir açıklamadır. Belki burada şunu söylemekte fayda var: Cumhuriyet Halk Partisi birkaç defa bu gelirlerin kendilerine verilmesine yönelik birtakım girişimlerde bulunmuş. 1966 yılında böyle bir mahkeme süreci olmuş, mahkeme reddetmiş. 1973 yılında Atatürk'ün kurduğu kurumlar olmaktan çıktıkları savıyla kurumlara karşı bir dava açılmış, bu da reddedilmiş. Yine, aynı şekilde özellikle 1977 ve 1978 yılı gelirlerini kurumlara vermemekte ısrar etmesi üzerine bu defa kurumlarımız tarafından dava açılmış ve kazanılmış. Bir de Cumhuriyet Halk Partisi tarafından İş Bankasına gönderilen 1993 tarihli talimatla gelirin kurumlara ödenmemesi talep edilmiş ve yine kurum tarafından açılan dava sonucunda bu da reddedilmiş. Aslında, bunun gibi pek çok girişim olmuş ama sonuçta, bugüne kadar, Atatürk'ün vasiyeti doğrultusunda bu bankanın temettü gelirlerinin Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumuna eşit olarak verilmesi konusunda bugüne kadar farklı hiçbir uygulama olmamış. Bunu özellikle kamuoyunun ve sizin bilginize sunmak istedim.

Basın özgürlüğüyle ilgili Sayın Bekaroğlu'nun değerlendirmelerine zaten Başbakan Yardımcımız büyük oranda cevap verdi ancak şu "Bir gece ansızın gelebiliriz." ifadesinin iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye bölgesi, öyle çok güllük gülistanlık olan bir bölge değil. Bu bölgede sizin yumuşak gücünüzün yanında sert gücünüzün de devamlı masada olması ve bölgeye yönelik hesap yapanların Türkiye'nin sert gücünü de hesaba katmak zorunda olmasının gerektiğini ifade eden bir açıklamadır ve gerektiğinde Türkiye bu sert gücünü kullanmaktan çekinmedi, çekinmeyecektir. Bunu özellikle belirtmek isterim.

Sayın Temizel'in özellikle bu elde edilen gelirle yapılan harcamalar arasındaki dengesizliği biz not aldık. Bununla ilgili dediğim gibi önümüzdeki yıllarda daha iyi bir performans göstermeyi arzu ediyoruz.

Sayın Kalaycı'nın özellikle iç denetim ataması konusunda... Bu biraz kadro meselesiyle ilgili. İnşallah önümüzdeki süreçte kadro sayımızı artırdıkça bu iç denetim birimini de faaliyete geçireceğiz. Şu anda Yüksek Kurum bünyesinde 1 tane iç denetçimiz var, değil mi Hocam?

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU BAŞKANI DERYA ÖRS - Türk Dil Kurumunda da var, Tarih Kurumunda da var.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Türk Dil Kurumunda da var ama kadro geldikçe inşallah bunları tamamlayacağız.

Sayın Bülent Kuşoğlu'nun "Sayıştay bulgusunda ifade edilen yüzde 10'u aşan kısımla ilgili Kamu İhale Kurumundan izin alma zorunluluğu..." Ben de bu konuyla ilgili Kamu İhale Kurumuna izin için gerekli yazıyı dün imzaladım. Bunu özellikle yapıyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2016'da bu tespit Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - İşte bu yıl için en azından biz Kamu İhale Kurumuna gerekli başvuruyu dün itibarıyla yaptık. En azından 2016'da olmadıysa bile aynı hatanın tekrar edilmemesi noktasına dikkat ediyoruz.

Sayın Kuşoğlu'nun yine "Özellikle bazı giderlerin Yüksek Kurum tarafından gerçekleştirilmesinin nedeni?" diye bir sorusu var. Burada da bizim Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk Araştırma Merkezi ile Yüksek Kurumun bünyesinde yer alan kurumlar hep aynı hizmet binasını kullanıyor biliyorsunuz. Bundan dolayı Maliye Bakanlığı, aynı hizmet binasında hizmet veren kurumların genel yönetim giderlerine ait ödenekleri Yüksek Kurumun bütçesine tahsis ediyor. Dolayısıyla Yüksek Kurum o bütçeden onların giderlerini de karşılıyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştay tespitiydi o Sayın Başbakan Yardımcım ama o farklı, biraz daha farklı bir şey.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Eğer bir şey varsa ben alayım. Sayıştayın tespitleri bizim için önemli. Yani o tespitlerde ortaya konan görüşleri mutlaka dikkate alıyoruz. Eğer farklı bir durum varsa onu da hemen dikkate alalım.

2016 yılı yine denetim raporunda 356 milyon Türk lirası gelir elde edilmiş, 19 milyon gider yapılmış. Bankada 1 milyon 197 bin lira para var. Kurumda...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 1 milyar.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - 1 milyar 197 milyon, doğru.

Sonuçta, biraz önce dediğim gibi, bu biraz kurumsal kapasiteyle ilgili, biraz bu konulardaki Türkiye'nin kapasitesiyle ilgili, biraz da kurumların parayı harcama noktasında çok dikkatli davranma isteğiyle ilgili. Ama önümüzdeki süreçte bu konudaki çalışmalarımızı daha da artırmamız gerektiği konusunda zaten arkadaşlarımızla bir mutabakatımız var ama bunu yaparken de mutlaka her bir kuruşun hesabını açık, şeffaf şekilde verecek noktada bu çalışmalarımızı artıracağız.

Yine "3 milyon 479 bin lira tutarındaki hizmet alımlarının dökümü nelerdir?" demişsiniz. Burada arkadaşlar dökümü sundular. İsterseniz okumayayım, ben size takdim edeyim bunu, fazla zaman almasın.

Sayın Bihlun Tamaylıgil'in Atatürk konulu kitap sorusuna da... Şu anda kadar sadece Atatürk konulu 21 adet kitap yayınlanmış, 30 adet kongre, sempozyum, panel, konferans yapılmış. Atatürk'le ilgili konusu suç teşkil eden suçlamalarla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda da özellikle bulunup basına da bu konuyla ilgili bilgi verilmiş.

Burada belki şunu özellikle ifade etmem lazım: Gazi Mustafa Kemal Atatürk bütün Türkiye'nin ortak değeridir. Bu, ne şu partinin ne bu partinin ne şu kesimin ne bu kesimin; hayır, Atatürk bütün Türkiye'nin ortak değeridir. Atatürk'e yönelik uzatılan her dile Atatürk Tarih Kurumunun, Dil Kurumunun veya Yüksek Kurumunun cevap vermesini beklemeden hepimiz ortak tavır koymak durumundayız. Bu, bizim bu ülkenin bir vatandaşı olarak önemli görevimizdir. Elbette düşünce özgürlüğü kapsamı dışında kalan hakaret, efendim, Atatürk'ün manevi şahsiyetini tahkir eden her türlü girişime kesinlikle ortak tepki vermek durumundayız. Bunun için kurumlarımızın yaptığı takdire değer ama kurumlarımızın bu noktada bir şey yapmasını beklemeden hep birlikte ortak tepki vermek durumundayız. Şunu da yapmak durumundayız: Türkiye'nin ortak değerlerini tartışma konusu yapmamak durumundayız. Bir siyasal çekişmenin tarafı veya bir münazaranın, bir rekabetin tarafı hâline getirmemek durumundayız. Burada da bütün toplum olarak çok ciddi bir hassasiyeti birlikte ortaya koymalıyız. Bunları özellikle bu konuda söylemek isterim.

Millî Eğitim Bakanlığının talebi üzerine 8'inci sınıfta İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi öğretim programını Türk Tarih Kurumu hazırladı ve gönderdi.

Sayın Kürkcüoğlu'nun özellikle...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kürkcü.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bu RTÜK'le ilgili sorulara herhâlde RTÜK Başkanımız cevap verecek, ben onlara cevap vermeyeyim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlarsak lütfen.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sayın Başkanım, o zaman çok kısaca toparlayarak gideyim.

BAŞKAN - Lütfen.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sadece şunu ifade etmek isterim: HDP'nin Meclisten dışlanması diye bir derdimiz yok ama tüm demokratik ülkelerin ortak tavrı, terörü öven, şiddeti öven, terörü ve şiddeti mazur gören hiçbir siyasi partinin sadece Türkiye'de değil, hiçbir demokratik ülkede yeri olmaz

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - O partiyi kapatın o zaman.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bu noktada HDP'nin kendisine yaptığı kötülüğü diğer hiçbir siyasi partinin HDP'ye yapma imkânı da yoktur, şansı da yoktur, başka hiçbir kimse de böyle bir kötülüğü yapamaz. Aslında HDP 7 Haziran seçimleriyle çok büyük bir fırsatı ve şansı yakalamıştı.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Türkiye.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ama ondan sonraki süreçte maalesef terör örgütünün vesayetinden kendisini kurtaramaması, maalesef terörle arasına mesafe koyamaması sonucunda, elbette bir hukuk devleti olan, bir demokratik ülke olan Türkiye'nin kurumlarının bu noktada gerekli işlemleri yapmasını demokratik sisteme aykırı olarak ifade etmek bence doğru değildir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Güvenlikçi siyasete hapsolmuş.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - İsterseniz şöyle yapalım: Bunu halkımızın takdirine bırakalım.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Bu, cevap hakkı doğuruyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama siz ithamda bulundunuz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bunu halkımızın takdirine bırakalım.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz ithamda bulundunuz. Halkın takdirine değil, ithamda bulundunuz.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Değerli arkadaşlarım, "Bu Türk kültürü ve Türk dilinin dışında dillerle veya kültürlerle ilgilenilmiyor mu?" Ben sunuşumda bunu aslında ifade ettim. Anadolu'da yaşayan bütün medeniyetlerin ortaya çıkarılması ve bu konularla ilgili çalışma yapılmasıyla ilgili çalışmaları konuşmamda ifade ettim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yapmayın Sayın Bakan.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Yaşayan dillerden söz edin.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Yaşayan dillerle ilgili de onu isterseniz Sayın Başkanın da müsaadesiyle söyleyeyim. Mesela Türk Dil Kurumu tarafından 2014 yılında Türkçe-Kürtçe, Kürtçe-Türkçe Sözlük 50 bin adet basıldı. 7 bin adedi de özellikle satıldı. 2009 yılında Türkçeden Ermeniceye, Ermeniceden Türkçeye Mükemmel Lügat 2 cilt hâlinde 4 bin adet basıldı. Bu sözlükten 1.500 adet de satılmış oldu. Boşnakça-Türkçe Sözlük 1.500 adet; 1.300 adedi bağışta bulunuldu. Gürcüce-Türkçe, Romence-Türkçe, Türkçe-Tatarca sözlük çalışmaları da devam ediyor. Ayrıca Makedonca-Türkçe, Bulgarca-Türkçe, Arnavutça-Türkçe çalışmaları da sürdürülüyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yakında o sözlüklere bakacak kimseyi bulamayacağız Sayın Başbakan Yardımcısı.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Ümit ederim ki buluruz. Bu konuda...

GARO PAYLAN (İstanbul) - O dilleri öğrenen insan sayısı her geçen gün düşüyor.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Bu, tabii buradaki tartışmanın çok çok dışında ve çok kapsamlı bir tartışma. Bu konuda ben de Türkiye'nin bütün renklerinin Türkiye'de özellikle hayatın idame ettirmesini, Türkiye'nin zenginliği olarak gördüğümü söyleyeyim. Bu ülkeye ait hiçbir rengin kaybolmaması bizim en temel önceliğimizdir. Topraklarımızı çoraklaştırmamalıyız. Burada farklı düşündüğümüzü zannetmiyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Durumla ilgili bir vurgunuz yoktu Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Paylan, lütfen...

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Sizin sorunuz vesilesiyle en azından bu vurguyu yapmış oldum.

BAŞKAN - Sayın Bakan, son cümlelerinizi alayım, geri kalanını yazılı rica edeyim.

BAŞBAKAN YARDIMCISI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Hayhay Sayın Başkanım.

Sayın Tamaylıgil'in, 2017 yılında Tarih Kurumu tarafından yapılan sempozyum ve konferansa... Sayın Vekilim, bunu isterseniz ben size yazılı olarak vereyim, bir hayli uzun bir metin var.

Yine aynı şekilde Sayın Kadim Durmaz'ın "Özellikle beş etkinliğin kaçı gerçekleştirilmiş?" diye bir sorusu var. Onu da yazılı olarak vereyim.

Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum; arkadaşlara da tekrar teşekkür ediyorum.