KOMİSYON KONUŞMASI

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekillerimiz, basınımızın çok değerli temsilcileri, burada bu bütçe münasebetiyle bulunan çok kıymetli mesai arkadaşlarım; İçişleri Bakanlığı bütçesini görüş ve değerlendirmelerinize sunmak üzere huzurlarınızda bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu vesileyle, ortaya koymuş olduğunuz yoğun ve özverili mesaiden dolayı sizlere çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Konuşmama başlarken, Malazgirt'ten Çanakkale'ye, Dumlupınar'dan 15 Temmuz'da Kızılay'a, Boğaz Köprüsü'ne, Kato'dan Gabar'a, Pülümür'den Silopi'ye, Karadeniz'den Akdeniz'e, Marmara'dan Ege'ye; aziz milletimizin bekası için canını emanet bilip teslim eden bütün şehitlerimize, Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyor, gazilerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Ve biz burada huzurla oturabilelim diye kâh sınırda, kâh şehirde, kâh yolda görev yapan hatta şu anda Ağrı'nın Eleşkirt'inin kırsalında teröristle mücadele eden evlatlarımıza, elleri tetikte nöbet bekleyenlerin gözlerinden öpüyor, bütün evlatlarımıza selamlarımı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; güzelliklerle ve köklü medeniyet birikimleriyle dolu, ancak güvenlik dengelerinin hızlıca değiştiği bir coğrafya ve zaman dilimi içerisindeyiz. Orta Doğu kaynaklı olduğu algısı oluşturulan ama aslında dünyanın dört bir yanında kendini gösteren küresel bir terör ve şiddet dalgasıyla karşı karşıyayız. Keza, İslam coğrafyasında yıllardır süregelen Filistin ve Afganistan meselelerinin yanı sıra bugün Irak, Suriye, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan, Mısır, Katar gibi meselelerden bahsedilir olmuştur. Kendine ait ortak bir güvenlik paradigması oluşturan Avrupa'nın, DEAŞ karşısındaki çaresizliği, yetersizliği ve içine kapanması, göç sorunu karşısındaki tutarsız tavrı, kendi içindeki aşırı milliyetçi eğilimlere karşı teslimiyeti, güvenlik eksenli bir arada olma kaygısı ve kapanması, vekâlet savaşlarından medet uman küresel güçlerle ortaya koyduğu ittifak, bir umut projesi olarak başlayan Avrupa Birliği adına hayal kırıklığı yaratmıştır. Bugün DEAŞ'la mücadele aracı olarak kullanıldığı iddia edilen terör örgütleri ise yarın pekâlâ, DEAŞ'ın yerini almaya adaydır.

Kitlesel göç, insan ticareti, kaçakçılık, terör, vekâlet savaşları; Türkiye bütün bu sorun alanlarının tam da kesişme noktasındadır ve bütün bunlarla 21'inci yüzyılı karmaşıklaştırmak isteyenlere karşı bir medeniyet, istikrar ve yükseliş mücadelesi vermektedir.

Yine, bütün bunların yanı sıra, içeride 27 Nisan e-muhtırasıyla başlayan, Gezi ve 6-7 Ekimde bir fitnenin kapısını aralamaya çalışan; 17-25 Aralıkla devam eden ve 15 Temmuzla da pik yapan, Türkiye'nin güvenlik kapasitesini zayıflatmayı amaçlayan; Türkiye'nin demokrasiye bağlılığını, direncini, kapasitesini test eden, kardeşliğini kırmaya çalışan bir süreçle karşı karşıyayız. Hem dışındaki fotoğrafa hem de içeride bahsettiğim bu sürece rağmen FETÖ, DEAŞ, PKK, yasa dışı sol terör örgütleriyle eş zamanlı olarak mücadele edebilen, güvenlik ve savunma teknolojisini sürekli artıran ve millîleştiren bir Türkiye. Yaşadığı travmalara rağmen ikinci çeyrek büyüme rakamı yüzde 5,1 olan, birinci çeyrek büyüme rakamı yüzde 5 olan, üçüncü çeyrek büyüme rakamı için de yüzde 7 tahminleri konuşulan, son bir yıllık ihracatını 153,2 milyar dolara getiren bir Türkiye. Terör kıskacına alınmak istenilen bölgelerimizde; örneğin, Batman'da son bir yılda toplam turist sayısı yüzde 40, Diyarbakır'da yüzde 124, Van'da 2 katın üzerinde yani geçen yıl Van'a 230 bin yabancı turist geldi, inşallah, bu yıl Van'a 550 bin yabancı turistle tamamlanacak; şu anda 460 bin, 470 bin seviyesinde. Ve özellikle medeniyetler beşiği olarak nitelendirdiğimiz Mardin'de yabancı turist sayısı tam tamına yüzde 597 artış gösteren; toplamda yılın ilk dokuz ayında 26 milyon turist, bugünkü rakamlara göre de 28-28,5 milyon turist ağırlayan bir Türkiye. Ve dikkatinizi çekmek isterim ki bu Türkiye, bütün bu başarıları, birilerinin sürekli olarak kaldırılmasını istediği OHAL içerisinde gerçekleştirmektedir. Ve yine dikkatinizi çekmek isterim ki OHAL'i, terörle mücadeleyi, kişisel hak ve özgürlüklerden taviz vermeye bahane olarak göstermeyen, hukukun üstünlüğünden sapmayan bir Türkiye. Yani, her şeye rağmen, kendi potansiyelini ortaya koyabilen, içeride ve dışarıda kendi menfaatlerini önceleyen politikaları uygulayabilme kabiliyetine sahip, hedefleri olan ve 2019'da yeni bir yolculuğa çıkacak olan bir Türkiye. Bu Türkiye, huzur, istikrar ve büyüme yolculuğuna devam ediyor ve 2019'a giderken bu üçüne her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi İçişleri Bakanlığımız, oldukça eskiye dayanan bir uygulama pratiğine sahiptir. 15 Temmuzdan sonra kurumsal yapımızda Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıkları noktasında birtakım değişiklikler yaşanmasına rağmen, hem bu birimlerimiz hem de görev sahaları aslında bu Bakanlığa yabancı değildir. Bakanlığımızın bütün insan kaynağı bu özellikli dönemde kendi görev alanlarında gerçekten çok özverili bir mücadele ortaya koymaktadır. Ancak yaşanan bölgesel değişimler, teknolojik gelişmeler, suç türleri ve sayısındaki artış, buna mukabil teknolojinin suçluyu yakalamada sunduğu imkânlar, kurumsal olarak bir değerlendirme yapmayı ve bazı adımları atmayı hep birlikte gerekli kılmıştır.

Tarif etmeye çalıştığım mekânsal ve dönemsel çerçeve bizleri süreçleri tanımlamaya, tehditleri algılamaya ve buna göre hedef belirlemeye sevk etmiştir. Silahlı kolluk kuvvetleriyle beraber mülki ve genel idari hizmet birimlerini bünyesinde barındıran İçişleri Bakanlığı, bu iki farklı yapıya ait farklı operasyonel süreçlere sahiptir. Görev alanı içerisinde terörden uyuşturucuya, trafikten göçe, sınır güvenliğinden sahillerin korunmasına kadar çok değişik tehdit türlerinin baskısına maruz kalan görev alanımız görev sahasındaki herhangi bir idari ve reaksiyonel zafiyeti en büyük tehdit olarak algılamaktadır. Süreç ve tehdit algısı doğrultusunda takip ettiğimiz yönetim hedeflerini esas itibarıyla beş başlık etrafında özetlemek mümkündür. Bu beş başlığı sunuşun içerisindeki her safhada görebileceğinizi ifade etmek isterim. Bu beş başlık özellikle faaliyet alanında ortaya koyduğumuz sistemi net şekilde ifade etmektedir.

Bir: Entegrasyonu ve koordinasyonu artırmak. Yani kurumlarımız arasındaki entegrasyonu jandarmayla polisin, Sahil Güvenliğin, göçün ve korucuların entegrasyonunu ve koordinasyonunu hatta bizim Bakanlığımız dışında iş birliği içerisinde olmak zorunda olduğumuz bütün kurumlarla koordinasyonu hiç çekinmeden, yüksünmeden, kurumsal bir taassup içerisine girmeden en yüksek noktaya getirdiğimizi ifade etmek isterim.

Hizmet kalitesini ve kamu verimliliğini arttırabilmek.

Önemli alanlarda ortak bakış için politika belgeleri oluşturabilmek. Biraz sonra bu politika belgelerini de ifade edeceğim.

Sistemi performans, ölçme ve izleme üzerine kurgulamak. Yani bizler şu anda asayişten hırsızlığa kadar, trafikten uyuşturucuya kadar her ilde ve her ilçede tüm çalışma arkadaşlarımıza performansımızın ne olduğunu, ölçtüğümüzü, izlediğimizi, değerlendirdiğimizi ve nereye ne kadar gelmesi lazım geldiğini ifade eden bir süreci ortaya koymaya çalışıyoruz. Aynı zamanda yine bu temel beş hedeften teknolojik, özellikle beşerî ve lojistik kabiliyetleri arttırabilmek. Bu sunumda bunların tamamını sunumun içerisinde görebileceğinizi ifade etmek istiyorum.

Bu beş hedefin altında da yapacağımız işlere dair daha mikro hedef ve stratejileri tanımladık. Geçen yıl bu salonda bütçe sunuş konuşmamızı yaparken bazı hedefler ortaya koymuştuk. Konuşmamın bu bölümünde, müsaade ederseniz, bu hedef ve stratejiler kapsamında attığımız adımların detaylarından, yapılan işlerden ve teknolojik açıdan geldiğimiz seviyeden bahsetmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı olarak geçen yıldan bugüne kadar rutin görevlerimizin yanı sıra hem mevcut başarılı projelerimizi devam ettirdik hem de Bakanlık olarak bizi geleceğe taşıyacak olan yeni projelere imza attık. Tamamen bizim tarafımızdan kodlanan yani İçişleri Bakanlığı personelimiz tarafından kodlanan -bunun altını çizmek istiyorum- 95 yerli ve millî yazılımdan Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenlikte kullandığımız güvenlik sistemlerimizin entegrasyonuna; modern bir acil durum koordinasyonu için kurulmuş olan GAMER merkezimizden çocuklarımızın güvenliği için bir kamera altyapısını içeren güvenli okul projesine; Okul Servis Araçları Yönetmeliği'nden Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi'ne; modern bir anlayışın ürünü olan ortalama hız koridoru uygulamasından maket trafik ekip aracı uygulamasına; terörle mücadelede kesintisiz operasyon stratejimizden sınır güvenliği sistemleri ile modüler beton duvar, sınır aydınlatma ve yüksek güvenlikli çitlere; yaş ortalaması düşürülmüş, sayıları artırılmış, özlük hakları iyileştirilmiş kahraman güvenlik korucularımızdan çarşı ve sokaklarımızın güvenliği için yeniden rehabilite edilen ve sayıları arttırılan bekçilerimize; internetin artık bir hakaret ve kişilik haklarına saldırı alanı olmasına göz yummayan siber suçlarla mücadeleden şehirlerimizin güvenliği için gerçekleştirdiğimiz huzur operasyonlarına; muhtarlarımızla iletişimimizi hızlı ve kesintisiz bir şekilde sağlayan muhtar bilgi sistemi uygulamamızdan belediyelerimizde etkinlik ve verimliliği arttırmaya yönelik Bulut Belediyecilik Projesi'ne.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, çok özür dilerim. Bu konuşma metninizden basılı olarak arkadaşların elinde var mı acaba?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Vereceğiz.

BAŞKAN - Çünkü takip etmek açısından, dağıtırsak daha rahat takip edilebilir.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Biraz sonra slayta geçiyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Lütfen... Arkadaşlarımız onu da bir dağıtsınlar.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Halkımıza değil teröriste hizmet eden bir yapıdan kurtarılan belediyelerden yabancı terörist savaşçılarla mücadeleye; köylerimizin temel altyapı ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan KÖYDES'ten büyükşehirlerin kırsal altyapısının desteklenmesi için ortaya konulan KIRDES projesine; uyuşturucu ile mücadeleden çocuklarımızın bu güzel ülkeyi tanıması, kardeşliğimizi pekiştirmesi için geliştirilen Biz Anadolu'yuz Projesi'ne; kamu verimliliğini hedefleyen bakanlık işlemlerinde yalınlaştırma projemizden merkez ve taşra teşkilatımız arasındaki iletişimi güçlendirmek için ortaya koyduğumuz İZDES Projesi'ne; devletin vatandaşa dönük yüzünü temsil eden Açık Kapı Projesi'nden mobil göç danışma merkezlerine; yeni Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarının üretiminden arşivlerimizin modern şekilde korunmasını ve sisteme girmesini sağlayacak olan Dijital Arşiv Projesi'ne; İçişleri Bakanlığı olarak geçen buluşmamızdan bugüne kadar birçok yeniliğe ve gelişmeye imza attık.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; şimdi slayt 16'dan arkadaşlarımız slaytları başlatarak, yansılarda da göstererek devam ediyoruz.

İç güvenlikte çalışma yaptığımız alanlardan bir tanesi güvenlik personeli sayısının arttırılması olmuştur. 2017 yılı ekim ayı itibarıyla 268.173 Emniyet personeli, 179.093 Jandarma, 5.453 Sahil Güvenlik ve 50.727 güvenlik korucumuz İçişleri Bakanlığı bünyesinde görev yapmaktadır.

Yine, ayrıca Jandarmada 2017'de yüzde 60 olan profesyonelleşme oranını 2018 yılı için yüzde 65'e, Sahil Güvenlik Komutanlığımızda ise 2016'da yüzde 71, hâlen de yüzde 81 olan profesyonelleşme oranını 2018 için yüzde 85'e çıkarmayı hedefliyoruz. Yani gerek Jandarmamızı gerekse de Sahil Güvenliğimizin profesyonel ağırlık oranını artırmayı hedefleyen bir politikayı sürdürüyoruz.

AK PARTİ hükûmetleri döneminde Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımıza toplam 62.742 zırhlı ve standart araç alımı yapılmıştır, yansıda gösteriliyor. 2017 yılı sonuna kadar alınması planlananlarla 2016 alımlarına göre yüzde 60'lık bir artış sağlanmış olacaktır. Motosiklet alımları da 2016 alımlarına göre yüzde 104 oranında artmıştır. Yaklaşık 200 motosikleti teslim ettik ki bu çok önemlidir, 200 motosikletin alımı şu anda sürmektedir, inşallah 200 motosikleti de 2018 ocak veya şubat ayının ilk dönemlerinde Polis ve Jandarma teşkilatımızla buluşturacağız. Şunu söyleyeyim: Yani alımı Polise yapmamız Jandarmaya vermediğimiz anlamına gelmiyor. Kurumlarımız arasında öyle bir iş birliği var ki kimin ne kadar ihtiyacı varsa alımı ne yaparsak yapalım -istersek insansız hava aracı alalım istersek helikopter alalım istersek zırhlı araç alalım- Polisin, Jandarmanın ve Sahil Güvenliğin hatta birbirine olan dayanışmasını en üst seviyeye çıkartıp bu ortak dayanışmadan ciddi bir sinerji elde ettiğimizi de burada huzurunuzda ifade etmek istiyoruz.

Araç gereç noktasında bir diğer önemli başlık hava araçlarıdır. Jandarma Genel Komutanlığımız bünyesinde aralık 2016 öncesinde insansız hava aracı ve insanlı keşif uçağımız hiç yoktu. Şu anda 3 insanlı keşif uçağı -bunların her birisinin kabiliyeti farklıdır- 4 insansız hava aracı, 4 silahlı insansız hava aracı alımı yapılmış, 2 İKU ve 36 SİHA'nın da alımı planlanmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğümüz bünyesinde de 2 insanlı keşif uçağı, 9 insansız hava aracı, 2 SİHA alımı yapılmış olup 2 insanlı keşif uçağı, 9 İHA, 3 SİHA alımı planlanmıştır. Yani hava kabiliyetimizi sürekli artıran bir taraftan terörle mücadeleyle, bir taraftan göçle mücadeleyle ve bir taraftan da özellikle uyuşturucuyla mücadelede hava açısından elde ettiğimiz üstünlüğü devam ettirme gayretimiz sürekli politikalarımızın ana önceliği hâline gelmiştir. Ayrıca, daha önce hiç hava aracı olmayan Sahil Güvenlik Komutanlığımıza da 2 tane insanlı keşif uçağı. Özellikle, bunun Ege, Karadeniz ve Akdeniz göçlerinde çok ihtiyacımız olduğunu ve içine konulacak yüksek teknolojili araçlarla birlikte bizim göç konusundaki üstünlüğümüze ciddi bir katma değer sağlayacağını da ifade etmek isterim. Bunların yanı sıra, 2017 Ekim ayı itibarıyla 1.161 mini insansız hava aracı (drone) mevcuttur ve 450 adet daha alım yapılacaktır. Bunların da bize ciddi katkısı vardır, hem karakollarımızda hem kırsal operasyonlarımızda, temaslarımızda olağanüstü bir katkı sunmaktadır. Bu araçlarla, terörle mücadelede hem kayıplarımızın azaldığı hem de yakalamaların arttığı açıktır. Şunu çok net söylemek istiyorum: İnsansız hava araçlarıyla yapmış olduğumuz terör operasyonlarında şu ana kadar bir tek şehit vermedik ve dolayısıyla hava araçları noktasındaki kapasite artırma çalışmalarımız artarak devam edecektir.

Entegrasyon anlayışımızın önemli bir ayağını güvenlik sistemlerimizin hem polis ve jandarmadaki insansız hava araçlarıyla ("drone"larla) hem de kendi içindeki entegrasyonu oluşturmaktadır. Kısa adı -ki bu da önemlidir- KGYS olan sizin bir kısmını MOBESE olarak bildiğiniz Kent Güvenliği Yönetim Sistemi, Plaka Tanıma Sistemi, Elektronik Denetleme Sistemi, PolNet, akaryakıt istasyonları, okul, alışveriş merkezleri, belediye kameraları ile aynı sistem üzerinden eş güdümle çalışmaktadır ve bir kısmı da daha fazla çalışmaya devam edecektir. Doğu ve güneydoğudaki 22 ilde geçen seneden bu seneye süratle kurulumu gerçekleştirdik ve kent güvenliği yönetim sistemi kurulumunu tamamladık, Haziran 2018 itibarıyla da tüm Türkiye'de tamamlanmış olacaktır. Kamera sayısı yüzde 20 artışla 26.469'dan 31.718'e çıkarılmıştır. Bunun içerisinde eski kurgulanmış ve bizim net görüntü alamadığımız kameralar dâhil değildir. Bunları da tamamen yeniledik ve Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı arasındaki plaka tanıma sistemi entegrasyonu sağlanmıştır. Bu, bizim açımızdan çok yüksek bir önemi haizdir. Türkiye genelinde 2016 yılında 1.441 olan PTS nokta sayısı 2017'de 1.862'ye çıkarılmıştır, şu an itibarıyla da sadece 100 tane Jandarmamızın mobil plaka tanıma sistemi mevcuttur yani istediğimiz yerde istediğimiz zaman da konuşlandırabileceğimiz. Bu da bu yıla ait bir yenilenme kavramıdır. Ayrıca günübirlik evler de -ki bu, geçen sene yok idi- Kimlik Bildirme Kanunu kapsamına dâhil edilmiş, özellikle DEAŞ, özellikle PKK, özellikle FETÖ terör örgütü mensuplarının veya başka terör örgütü mensuplarının kendilerinin saklandığı ve devletin maalesef, hiçbir şekilde haberdar olamadığı bu günübirlik kiralanan evlerde bugün itibarıyla aynen otellerde olduğu gibi bir anlayış söz konusudur ve şu anda Emniyet birimlerimiz bunlarda kimin kaldığını, kimin barındığını net bir şekilde takip edebilme kapasitesine sahiptir. 15.290 günübirlik ev kayıt altına alınmıştır, alınmayanlar tespit edilmekte, gerekli adli ve idari işlem de gerçekleştirilmektedir.

İç güvenlikte millî teknolojiye ağırlık veriyoruz. Bu anlayış çerçevesinde Bakanlığımızda kullandığımız 95 yazılım kendi personelimiz tarafından, başta ifade ettiğim gibi, kodlanmıştır. Bilgi işlem dairemiz tarafından gerçekleştirilen GAMER, GAMER mobil uygulaması, e-belediye, e-otoban, e-içişleri, milli işletim sistemi PARDUS dönüşümü projeleri ile Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüzce geliştirilen GÖÇNET yazılımları, Jandarmamızca geliştirilen ve JABS olarak bilinen Jandarma Asayiş Bilgi Sistemi ile Emniyetimiz tarafından geliştirilen PolNet mobil bunlardan sadece birkaç örnektir.

Yine önemli bir yenilik özellikle GAMER'in yazılımı, bizim arkadaşlarımızın bir harikası olarak önümüzde durmaktadır. İnşallah önümüzdeki yılın sonuna kadar yetiştireceğiz. İçişleri Bakanlığımızın otoparkı olarak bilinen bölgede otoparkı aşağıya 2 kat otopark alacağız, en altına da 1 kat -yani yerin altına da 1 kat- bütün Türkiye'deki her olayı anında izleyebileceğimiz ve Emniyetimizin, Jandarmamızın, Sahil Güvenliğimizin, trafik yoğunluğumuzun her an izlenebileceği çok olağanüstü, tam Türkiye'ye yakışır, 21'inci yüzyıl ülkesine yakışır bir kontrol merkezi oluşturuyoruz. Bunun Türkiye çok faydasını görecek, anında, yerinde bütün olayları koordine edebilme fırsatına sahip olabilecek. Hele oluşturduğumuz yazılımla birlikte, Allah muhafaza, ülkemizin herhangi bir yerinde olan bir olayı anında merkezlerimiz yansılar üzerinden net bir şekilde takip edebilme kabiliyetine sahip olabilecek. Gerek "drone"larla 81 ilde gerekse cep telefonlarıyla beraber yaptığımız yazılım muhteşem. Şu anda dünyada belki de eşi ve benzeri olmayan hem sesli hem birlikte koordine kurabilen hem beraber konferans yapabilen bir yazılımla birlikte inşallah önümüzdeki dönem hizmette olacaktır.

Yine bu GAMER (Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi) Bakanlık ana merkezinde bir tane, 81 il valiliklerimizde de birer tane olmak üzere yüksek teknolojiye sahip kriz yönetim birimleridir. Amacı, kamu düzeni ve güvenliğini bozucu nitelikte olayların yol açtığı... Bunun için de ayrı bir yer 81 ilde yapmıyoruz. Bunları da 112 merkezlerimizle entegre ediyoruz yani burada da ayrı bir yer açıp ayrı bir maliyet, ayrı bir unsur ortaya koymadan bunu gerçekleştirebilme fırsatına sahip olabiliyoruz. Bakanlığımız ve devletin ilgili tüm birimleriyle doğru bilgi akışını ve koordinasyonu sağlayacaktır. Bunun için Bakanlığımız bünyesinde GAMER yazılımı ve uygulaması gerçekleştirilmiştir. Yazılım, biraz önce belirttiğim gibi, tamamen yerli ve millîdir. Ayrıca GAMER mobil uygulamasıyla görüntü ve ses aktarımı da yapılacaktır.

Üç ana güvenlik birimimize ait yerli yazılım muhabere bilgi sistemleri hayata geçirilmiş ve bu sistemler birbirleriyle entegre hâle getirilmiştir. Bu kapsamda Sahil Güvenlik Komutanlığımızda Sahil Güvenlik Muhabere Sistemiyle anlık gemi takip imkânı elde edilmiş, Jandarmamıza ait JEMUS ile (Entegre Muhabere ve Bilgi Sistemi) Emniyet teşkilatımıza ait muhabere sisteminin entegrasyonu çalışmaları devam etmektedir. Yani Allah nasip ederse de JEMUS sistemini -şu anda 58 vilayette- 81 vilayette tamamladığımız andan itibaren alternatif bir iletişim kaynağımız, herhangi bir afette, herhangi bir sıkıntıda net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu konuda Emniyet, Jandarma birbirini bölgelerde tamamlayarak bir entegrasyon sağlamıştır.

Yine Sahil Güvenlik Komutanlığının önemli bir projesi, Sahil Gözetleme Radar Sistemi Projesi'dir. Bu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile bütün sistem birbirini görecektir. Bu da denizlerimizin güvenliği açısından önemlidir, zannediyorum yıl başı itibarıyla da başlayacaktır.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Bakanlığımızın toplumsal güvenlik projeleri de hızla devam etmektedir. Bu projelerden ilki Toplum Destekli Polislik Projesi'dir. Proje kapsamında 2017 yılı içinde gerçekleştirilen toplantılarla 521.552 kişiye ulaşılmıştır.

Yine Çocuk ve Gençler Sosyal Koruma ve Destek Programı (ÇOGEP) olarak adlandırılan proje kapsamında 2017 yılında 101.958 kişiye ulaşılmıştır.

Bir diğer önemli projemiz de Güvenli Okul, Güvenli Eğitim Projesi'dir. Millî Eğitim Bakanlığımızla koordineli şekilde yürütülen bu proje kapsamında okul çevrelerindeki olayların engellenmesi amacıyla okullara ve civarına kamera konulması hedeflenmektedir. Projede ayrıca 24.068 okulda 16.754 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi görevlendirilmiştir.

Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesinde elektronik kelepçe uygulaması 2 ilden 6 ile çıkarılmıştır. Nüfus bakımından ülkemizin yüzde 40'ını kapsamaktadır.

Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nda yapılan değişiklikle Hayata Geçirdiğimiz Hizmetin Yerinde İfası Projesi'yle, mağdur, tanık ve müşteki ifadeleri artık kişilerin iş yerlerinde ve evlerinde alınabilmektedir. 2017 yılında 90 bin vatandaşımız bu hizmetten yararlanmıştır.

Yine, Kayıp Alarmı Projesi'yle de 2017 yılında 108'i çocuk olmak üzere toplam 213 şahıs bulunabilmiştir.

Bir başka önemli projemiz de Kiralık Araç Bildirim Sistemi Projemizdir. Burada da dikkatinizi çekiyorum: 14.851 kişinin aranma kaydı sisteme düşülmüş bu projeyle, bunlardan da 7.034'ü yakalanmıştır.

Hayata geçen diğer yeni projelerimiz arasında polise müracaat eden mağdurların kısa mesajla bilgilendirilmesidir yani olayların safahatı hakkında "Olay şu noktadadır." diye polis tarafından kısa mesajla bilgilendirilmektedir. Denetimli Serbestlikle Parmak İzi Okuma Projesi de yeni bir projedir. Zenginleştirilmiş kütüphane olarak bilinen Z Kütüphane Projesi ve Mobil Park Projesi de bunların içerisinde sayılabilir. Mobil Park da parklarda mobil olarak parkların denetlenmesi, kontrol edilmesi, asayiş ve güvenliğinin temin edilmesi projesidir. Şehirlerdeki parklarda asayişi sağlamak için haziran ayında başlayan bu proje, ilk etapta 30 ilimizde faaliyete geçmiş, şu ana kadar 396 adli olaya müdahale edilmiş, 8.238 aranan şahıs, 116 ruhsatsız tabanca, 10.631 gram bonzai, 1.725 adet uyuşturucu hap bu uygulamayla ele geçirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği gibi Bakanlığımızın en önemli görev alanlarından birisi de trafik güvenliğidir. Yapılan kapsamlı çalışmalar neticesinde 2017 yılının ilk on ayında ölümlü kaza sayısında yüzde 5.2 azalış elde edilmiştir. Bu, geçen yıllara yönelik önemli bir rakamdır. Son on yılda nüfusumuz yüzde 13,1, sürücü sayımız yüzde 53,2, araç sayımız ise yüzde 62,7 oranında artmış, buna mukabil ölümlü kaza sayımız yüzde 26,9, kazalardaki ölümler ise yüzde 30,2 oranında azalmıştır.

Bu konuda Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi oluşturulmuş ve bir plan dâhilinde uygulamaya başlanmıştır. 2011 yılına göre 2020 yılında trafik kazası sonucu ölümlerin yüzde 50 azaltılması hedefimiz vardır. Bugün itibarıyla 2011 yılına oranla ölüm sayısında yüzde 29 oranında bir azalma sağlanmıştır. Ülke genelinde 2017 yılında bayram tatilleri süresince trafik yoğunluğu yüzde 20 artmıştır. Alınan tedbirlerle, trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısında son on üç yılın ortalamasına göre Ramazan Bayramı'nda yüzde 36, Kurban Bayramı'nda ise son dokuz yılın ortalamasına göre yüzde 15 azalma kaydedilmiştir. Ayrıca, kazaların yoğun olduğu ilk 20 nokta sıkı tedbir ve kontrol altına alınmış, önceki bayramlarda ortalama 10 vatandaşımızı kaybederken alınan tedbirlerle 2017 itibarıyla 2 vatandaşımız buralarda vefat etmiştir.

Maket ekip aracı. Bu çok tartışıldı, özellikle "Acaba niye koyuyorsunuz?" diye. Biz de bunu ölçümledik. Eğer buradan doğru bir sonuç elde etmeseydik buna devam etmeyecektik. Kırk beş günlük periyotlarda yaptığımız ölçümlemelerde toplam kaza sayısında yüzde 6,3; kazaya bağlı ölümlerde ise maket araç uygulamalarında yüzde 7,3 azalma kaydedilmiştir. Yeni bir uygulama olarak kaza kara noktaları uygulamasıyla de kazaların yoğunlaştığı 1.892 noktada aldığımız ek önlemler sayesinde bu noktalardaki ölüm oranlarında yüzde 43 azalma elde edilmiştir. Yani kaza kara noktalarında biz, Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü ciddi bir çalışma yaparak böyle bir sonucu elde ettik, bunu devam ettiriyoruz.

Yine, tuzak radar uygulamasından vazgeçtik. 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren tüm otoyollarda ortalama hız koridoru uygulaması başlatıldı. Bu da yeni bir uygulamaydı ve bu sayede ölümlü kazalarda -buna da dikkatinizi çekmek istiyorum- yüzde 9, ölüm sayısında ise yüzde 6 azalış sağlanmıştır.

2018 Nisan ayında sürücü belgesi ve pasaport, nüfus müdürlüklerince verilecektir, araç tescil işlemleri ise noterler tarafından gerçekleştirilecektir. Bu da yeni bir uygulamadır. Yani artık polisimiz araç tescil işlemlerini gerçekleştirmeyecek. Bu devirle hem pasaport hem ehliyet hem de tescil devirleriyle birlikte teşkilatımızda 5 bin personel halkımızın huzur ve güveninin temini için asli görevlerine döneceklerdir. Önemli bir yenilik olarak motorlu araç trafik belgesini 1 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırdık. Hatırlarsınız, araç aldığınızda iki belge verilirdi ve bu belgeden birisini kaldırdık. Bu, vatandaşımıza 117 lira daha az ücret ödeme imkânı sağladı. 1 Temmuzda yürürlüğe girdi ve 1 Temmuzdan itibaren vatandaşımız 117 lira araç tescil işlemlerinde daha az ücret ödemektedir. Bu da önemli bir yenilik. Hem bir kırtasiyeyi hem bürokrasiyi hem de vatandaşımızın cebindeki yükü azaltmış ve vatandaşımız her araç tescil işleminde, araç almada, araç satmada, yeni ruhsat çıkarmada 117 lira daha az, eksik para ödemektedir. Yani yılda 1 ila 1,5 milyon araç sadece yeni alındığında, araç devirleri ortaya konulduğunda vatandaşımızın bütçesine göre önemli bir katkı olduğunu da bir şekilde ifade etmek istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, bir katkı da ben bulunayım. Süremizin yani uzatılmış süremizin yarısını geçtik. Daha 54-55'inci slayttayız.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Takdiriniz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Efendim şöyle: Normalde otuz dakika veriyoruz sunumlar için ama size altmış dakika ayırdık ama onun bile yani şeyindeyiz.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Teşekkür ediyorum.

Ayrıca, çocuklarımızın yol güvenliği için 4 bakanlığın ortak çalışmasıyla Okul Servis Araçları Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Burada da çok önemli değişikliklerin ve çok önemli kuralların altına imza attık.

Trafik birimlerimizdeki yaka kamerası sayımızı da arttırıyoruz. Hâlihazırda 8.275 yaka kameramız mevcuttur. 2018 yılı içinde hedefimiz ise 11.275'tir. Bütün trafik birimlerimizde yani her trafik ekibimizde bir yaka kamerası olmasını çok yakın bir zamanda temin edeceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye hâlihazırda PKK, DEAŞ, FETÖ, başta DHKP-C olmak üzere yasa dışı sol terör örgütleriyle mücadele hâlindedir. Hükûmet olarak, silahlı proaktif mücadele sahamızı "terörle mücadele" olarak, terörü besleyen ekonomik ve sosyal alanlardaki eksiklikleri gidermek üzere attığımız adımları da "terörizmle mücadele olarak" yani ikiye ayırdık "terörle mücadele" ve "terörizmle mücadele" olarak tanımlıyoruz. Terörle silahlı mücadelemizde öngörü, strateji ve tedbir olmak üzere üç temel bakışımız etrafında ördüğümüz yeni dönemin temel ilkelerini şu şekilde özetlemek mümkündür: Olay sonrası operasyon anlayışından kesintisiz operasyona geçiş, tehlikeyi kendi sahamızda değil, oluştuğu yerde bertaraf etmek, ekipman, araç-gereç ve personel kapasitesini arttırmak, yerli ve millî teknoloji kullanım oranını arttırmak, lojistik ve finansal kaynakların kurutulması, sınır güvenliğini arttırmak, terörizmle mücadele ve özellikle tüm güvenlik güçlerinin mücadelede birbirleriyle uyumunu ve entegrasyonunu artırarak elde eden gücü en optimum seviyede kullanmak. Terörizmle mücadelede ise istihdam ve ekonomik imkânları artırmak, eğitim imkânlarını artırmak, özellikle yerel yönetimlerin örgüt tarafından istismarını önlemek, vatandaşla temasımızı artırabilmek, güvenlik-özgürlük dengesinde kişisel hak kayıplarının ortaya çıkmaması için azami gayret göstermek. Bu proaktif yaklaşım neticesinde son dönemde gerçekleştirdiğimiz operasyonlarda ciddi başarılar elde edilmiş hem terör örgütünün eylem kabiliyeti daraltılmış hem de beslendikleri kaynaklar önemli ölçüde kurutulmuştur.

Şunu çok açıkça ifade etmek isterim ki Türkiye, terörle mücadelede hem sonuçlar açısından hem de beşerî açıdan hem de teknolojik açıdan son kırk yılın zirvesindedir ve mücadele kapasitesi her gün artmaktadır. Örgütün kış üslenmesini engellemek maksadıyla operasyonlarımız mevsim değişimlerine bakmadan kesintisiz şekilde sürmektedir. Örgütün fiilî, psikolojik gerileme durumu artık kronik hâle gelmiş, kırsalda ve şehirdeki gerileme süreci iyice derinleşmiştir. Aralarında üst düzey teröristlerin de olduğu çok sayıda zayiat verdirilmiş, depo ve mağaralar yok edilmiş, sözde gerilla taktikleri boşa çıkarılarak alan hâkimiyetini kaybetmeleri sağlanmıştır.

Terör örgütünün 2017 yılında şehit ettiği sivil vatandaş sayımız 46'dır. Bu acıya Necmettin Öğretmenimiz, Aybüke Yalçın Öğretmenimiz, Ak Parti Lice Teşkilat Başkanımız Orhan Mercan dâhil; Hakkâri 1'inci sıra adayımız Ahmet Budak, Dicle İlçe Başkanımız Deryan Aktert tarih itibarıyla dâhil değildir ama hiçbirisinin de ifade etmek istiyorum ki kanı yerde kalmamıştır, failleri yakalanmıştır. Allah bütün şehitlerimize gani gani rahmet eylesin.

Son bir yılda kırsalda 161'i büyük ve orta olmak üzere toplam 44.681 operasyon gerçekleştirilmiştir.

Yeni bir uygulama olarak, Emniyet, Jandarma ve korucularımızdan oluşan ortak timlerle günlük ortalama 2.591 yol kontrolü yapılmaktadır. Son bir yılda 57 milyon 240 bin araç ve birbirini takip eden yenilemelerle 123 milyon şahıs kontrolü gerçekleştirilmiştir.

Sınır güvenliği noktasında 2015-2017 arasında valilikler tarafından toplam 90 kilometre modüler beton duvar, 28 kilometre yol, 44 kilometre sınır teli, Millî Savunma Bakanlığı ve TOKİ tarafından da 761 kilometre modüler beton duvar yapılmıştır. İkinci faz sınır fiziki güvenlik tedbirleri noktasında doğu sınırlarında 144 kilometre modüler beton duvar, fens teli ve devriye yolu planlanmış, 70 kilometresinin üretimi... Ki bu yıl başladığımız bir iştir bu, çok hızlı gidiyoruz, süratli gidiyoruz. Özelikle İran sınırı, Ağrı ve Iğdır hattı, buranın kesin kapanması lazım. Hem düzensiz göç buradan geliyor hem de aynı zamanda ifade etmek isterim ki terör örgütü Ağrı ve Tendürek Dağı'na buradan sızıyor. Buna ait çok ciddi ve hızlı bir çalışma yapıyoruz. Zannediyorum çalışmalarımız aralık ayı sonuna kadar, ocak ayına kadar devam edecek Ağrı'da, Iğdır'da da mevsim bize imkân verdiği sürece bunu tamamlayacağız. Suriye sınırında 38 kilometre yüksek güvenlikli çit yapımı tamamlanmıştır. Üçüncü faz sınır güvenlik tedbiri olarak da 370 kilometre sınır aydınlatması yapılmıştır. Entegre Sınır Yönetimi'yle ilgili 7 ayrı proje de devam etmektedir. Özellikle sınır aydınlatmasıyla ilgili bir ifade daha vermek isterim. Geçen gün Jandarma Genel Komutanlığımız ve Müsteşarımızla beraber gördük. Yerli ve millî bir yazılım, muhteşem bir yazılım ve bize sınırlarda o kadar büyük bir rahatlık sağlayacak ki hem aydınlatmayı sağlayacak hem direkler arasındaki geçişi anında karakollara ve ilgili devriyelere haber verecek, sinyal verecek hem de kameralarla beraber gece ve gündüz fotoğrafını çekecek. Yani sınırlarımızı emniyet altına almak zorundayız. Bu, bizim vazgeçilmezimizdir çünkü düzensiz göçün hangi seviyeye geldiğini hepimiz takip ediyoruz. Aynı zamanda, terör örgütünün düzensiz göçü de istismar ederek sınırlarımıza bir şekilde sızmasına kesinlikle müsamaha etmemeliyiz.

Terörle mücadelede elbette ki en önemli unsur personel kapasitesidir. 2017'de alımı planlananlarla birlikte 101.782 personel istihdam ediyoruz. Bunların 57.149'u hâlihazırda göreve başlamıştır, 33.677 kişinin daha alımı yapılacaktır.

Personel noktasında attığımız önemli adımlardan birisi de korucularımızla ilgilidir. Yani buraya, huzurunuza tam bir yılda korucu kapasitemizi gençleştirmiş, özellikle doğu ve güneydoğuda önemli bir adımı atmış bir heyet olarak gelmiş bulunuyoruz. Korucularımızın yaş ortalaması 42'ydi. 18.482 güvenlik korucumuzu çok iyi şartlarda emekli edip 21.716 güvenlik korucusu alarak -ki ailelerinden, akrabalarından, çocuklarından alarak, kendilerine bırakarak- yaş ortalamasını 32'ye düşürdük ve bunlara muhteşem eğitim verdik. Ve yine söylemek istiyorum: Korucularımıza -Foça dâhil- şu an komando eğitimi dahi verdiriyoruz. Biraz sonra başka bir yeniliği daha huzuruna getireceğiz. Bunun yanı sıra, Bakanlığımız bünyesinde Korucular Daire Başkanlığı kurduk. Ek tazminatları arttırıldı, harcırah imkânları getirildi, bir defaya mahsus olmak üzere silah taşıma ruhsatı için harç muafiyeti sağlandı, sağlık tedavi giderleri bakımından da 4/A kapsamında sigortalı sayılmalarına imkân veren yasal düzenleme hayata geçirildi. Yani bunu korucularımızın çok uzun yıllardan beri beklediği ve kavuştuğu imkân olarak size söyleyebiliriz.

Bir şeyi daha söyleyeyim, biraz sonra gelecektim ama şimdi söyleyeyim: Korucularımıza subay olmanın yolunu açtık. Bu ne demektir? Korucularımızdan şimdi uzman çavuş alıyoruz. Özellikle eğitim yaşı tutanlar uzman çavuşluktan sonra astsubay, subay olabilecekler ve böylece subay olabilme kabiliyetine sahip olmanın adımını onlara sağlama şansına sahip olduk. Şu anda 226 korucumuzun uzman çavuş olma eğitimleri tamamlanmak üzeredir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Bir eğitim kriteri yok mu; lise, üniversite?

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Her kriter var.

Çarşı ve mahalle bekçisi uygulamasına yeniden işlerlik kazandırdık. Bu doğrultuda 6 ilde 2.315 kişinin ataması yapılmış, 205 kişinin de işlemleri devam etmektedir. Hâlen mevcut bekçi sayımız 4.537'dir. 7 bin bekçi alımına başlanmıştır. Özellikle büyük illerimizde ve büyük illerimizin merkezlerinde asayiş teminini ve gece beklemelerini temin edebilmek için, huzuru temin edebilmek için 7 bin bekçi alımına başlanmıştır. Zannediyorum en geç şubat ayı ortalarında 7 bin bekçi... İstanbul'a 2 bin bekçi, Ankara'ya bin bekçi, İzmir'e 750 bekçi olmak üzere -özellikle merkezlerde- gece bekçiliği konusundaki o, eskiden bildiğimiz hâl aynı şekilde ülkemizde devam edecektir. Ayrıca 7.500 kadromuz daha var, bunu da buralarda tam anlamıyla gördükten sonra bunların alımlarını da gerçekleştireceğiz. 30 bin bekçi sayısına ulaşmayı hedefliyoruz.

Önemli bir başlık da karakol ve üs bölgeleri yapımıdır. 37 karakol açılması planlanmış, 10 tanesinin inşaatına başlanmıştır. Bunlar da stratejik karakollardır. Bunların her birisiyle ilgili teker teker çalıştığımızı ifade etmek isterim. Ayrıca 78'i Jandarma, 64'ü Kara Kuvvetlerine ait olmak üzere 142 üs bölgesini tutmaktayız. Yani biraz önce söyledim, Kara Kuvvetleriyle, Türk Silahlı Kuvvetleriyle entegrasyonu en üst seviyede devam ettiriyoruz. İlaveten 86 geçici, 176 da kalıcı olmak üzere polis güvenlik noktaları oluşturulmuştur.

Uyuşturucu ve kaçakçılık operasyonlarıyla terörün finans kaynağına darbe vurulmuş, özellikle Lice, Kulp, Silvan ve Genç kırsalında yapılan alan temizleme operasyonları sonucu geçen yıl uyuşturucu ekilen tarlalara bu yıl -altını çizerek ifade ediyorum- buğday ekildiği tespit edilmiştir.

Mevzuat noktasında yapılan düzenlemelerle emanete alınan silah ve malzemenin güvenlik güçleri tarafından kullanılmasına imkân sağlanmıştır. Bu da yeniliktir. Eskiden, terörizmden veya kaçakçılıktan elde ettiğimiz silahlar depolarda maalesef uzun yıllar bekliyordu. Yeni bir kanun hükmünde kararnameyle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri, biz yani Jandarma, polis, korucular, hepimize bunu dağıtabilecek yeni bir düzenleme ortaya koyduk. Bunu valilerimiz gerçekleştiriyor ve sağlıyor, mahkeme kararlarıyla gerçekleştiriyorlar ve bunu hızlandırdık. Atıl, boş durmuyorlar ve gereğini yerine getiriyoruz. Yine, ayrıca siber suçların takibi, yabancı terörist savaşçıların sınır dışı işlemlerinin kolaylaştırılması, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu madde imalatıyla ilgili düzenlemeler de yine Hükûmetimizce kanun hükmünde kararnamelerle gerçekleştirilmiştir.

Siber suçlarla mücadeleyi daha etkin hâle getirebilmek için 500 yeni personel alınmıştır. Bakın, 40 bin dijital materyal incelenebilmekteydi -bunu arkadaşlarımız iyi bilmektedir- şu anda 420 bin materyali bir yıl dolmadan inceledik. Toplam 2018 yılı için iki katına çıkaracağız ve yaklaşık 850-860 civarında materyali inceleyebilme kabiliyetine sahip olabileceğimizi düşünüyorum. Bu, hem davaların çabuk sonuçlandırılması hem de bu konuda mahkemelerin elini kolaylaştırabilecek adımların atılmasını sağlamaktadır. 2017 yılında siber suçlar kapsamında da -bunun da altını çiziyorum, sanal âlem öyle herkesin atıp savurduğu bir âlem olmaktan çıkmış- hukuka, hakkaniyete uygun, hakarete ve teröre alet olmayan ve insanların, özellikle çocuklarımızın rahat bir şekilde sanal âlemde dolaşabilmesini temin edebilmek için 9.785 kişi tutuklanmıştır.

Terörizmle mücadeleyle ilgili, insanımızı, gençlerimizi bilinçlendirmek maksadıyla Bakanlığımız tarafından, PKK/KCK terör örgütünün kadın ve çocuk istismarı, uyuşturucu, uyuşturucuyla mücadele belgesi, DEAŞ kitapları hazırlanmış ve 5 ayrı dilde yayınlanmıştır. Bu kitapların tamamını tüm ülkelere, hem muhatabım içişleri bakanlarına, hem bütün büyükelçiliklerimize hem de bütün dünyaya ve uluslararası bütün toplantılara gönderdiğimiz ifade etmek istiyorum. Yani PYD nedir, PKK nedir, ikisinin baş aktörü İmralı'daki Apo'dur; bunu net bir şekilde ortaya koyan ve hangi birliktelikleri gerçekleştirdiğini ifade eden tüm yabancı dillerdeki yayımları İçişleri Bakanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz bir çalışmayla beraber gönderdik. PKK kadınları ve çocukları nasıl istismar ediyor, 12 yaşındaki, 13 yaşındaki, 14 yaşındaki çocuklara neler yapıyor, tüm ifadeleriyle, tüm gerçekliğiyle, tüm çıplaklığıyla beraber ortaya koyan; uyuşturucu ve terör örgütü arasındaki ilişkiyi, narkoterör ilişkisini ayrı bir şekilde ifade eden... Çünkü bu Avrupa dönem dönem bize uyuşturucuyla ilgili yukarıdan ahkam kesmektedir ama bu konuda maalesef elini hiçbir zaman taşın altına samimi bir şekilde sokmamaktadır. Türkiye'nin uyuşturucuyla yapmış olduğu mücadeleyi bu ülkenin her bir evladı onuruyla beraber anlatabilir. Avrupa'yı da fersah fersah, dünyayı da fersah fersah geride bıraktık. Biraz sonra söyleyeceğim, Akdeniz'de uyuşturucu operasyonu yapan tek ülke biziz, hem de Sahil Güvenlik Teşkilatımızla beraber. Uluslararası sularda da operasyon yapan tek ülke biziz. Yani, bu konularda çok üstün bir düzeyde olduğumuzu, sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi ifade etmek istiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülük ettiği, toplumun tüm kesimleriyle doğrudan temas kurma anlayışı neticesinde son bir yılda vali ve kaymakamlarımızın başkanlığında muhtar toplantıları -bu da önemli- ekonomik toplantılar, halk toplantıları ve güvenlik toplantıları olmak üzere bu çerçevede 32.947 toplantı ve ziyaret gerçekleşmiştir.

Kıymetli Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde başlattığımız "Biz Anadoluyuz" projesine de ayrıca temas etmek isterim. Bunu açıkça söylemek istiyorum. Yılbaşından itibaren 61 defa güneydoğuya gittim İçişleri Bakanı olarak. Bazılarında bir gün, bazılarında iki gün, bazılarında da üç gün orada kaldım. Eskiden çektiğimiz sıkıntıyı hepimiz biliyoruz. Terör örgütü çocuklarımızı istismar ediyor ve çocuklarımızı oraya gelen devlet adamlarına, siyasetçilere yönlendirerek taş attırıyordu. Baktım ki böyle bir tablo yok artık. Çocuklar geliyorlar, etrafımızda bizlerle beraber sohbet ediyorlar, konuşuyorlar; onlara ne olmak istediklerini soruyoruz. Bir adım daha atmamız lazım geldiğini arkadaşlarımızla geldik konuştuk ve bir hedef koyduk. Bir yıl içerisinde 50 bin çocuğumuzu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki 21 vilayetten batıdaki, İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale başta olmak üzere vilayetlere getirip orada üç günlük tatil, hem uzgörürlerini, hem Türkiye'nin nasıl bir ülke olduğunu, hem başka arkadaşlarla, oradaki okullardaki arkadaşlarla da bir arada arkadaşlık günleri geçirebilme fırsatı sağlayarak bir proje düzenledik. 15 yaş altı 50 bin çocuğumuz üç günlük ziyaretler yapacaklar. Bugüne kadar toplam 9.500 çocuğumuzu uçaklarla aldık ve getirdik. Buna devletin hiçbir katkısı yoktur, bunu net bir şekilde söyleyeyim, bütçemizden falan değil. Bunu sağlarken de çok önemli bir proje yaptığımızı ve bunu gerçekleştireceğimizi, inşallah İçişleri Bakanlığı olarak biz bu projeyi bitirdikten sonra -bunu defalarca söyledim- Millî Eğitim Bakanlığımıza, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza da önümüzdeki yıllarda devredeceğimizi, bu projeyi uzun ömürlü bir proje olarak devam ettirmemiz lazım geldiğini ifade etmek istiyorum.

Kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeyi, çocuklarımızı terör örgütlerinin yaptığı olumsuz propagandadan korumayı ve bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz. Şu ana kadar aldığımız geri dönüşler, çocuklarımızın bize kendi elleriyle yazdıkları mektuplar, tahminlerimizin çok üzerinde bir farkındalık yarattığını açıkça göstermektedir.

Terörizmle mücadele kapsamında önemli bir adım da terörle iltisaklı belediyelerle ilgili aldığımız görevlendirme kararıdır. Doğu ve Güneydoğu illerimizde bazı belediyelerin terör örgütüyle doğrudan ilişkili hâle geldiği, lojistik, finans, araç gereç desteği sağladığı tespit edilmiş olup toplam 101 belediye başkanı görevden alınmıştır. Bunlardan 93'ü PKK, 8'i de FETÖ iltisaklı belediyelerdir. Görevlendirme yapılan bu belediyelerde yeni atanan arkadaşlarımızın ortaya koyduğu çalışma ise yapılan işlemin doğruluğunu onaylar mahiyettedir.

Birkaç örnek vermek gerekirse; bu belediyelerin piyasaya olan toplam borcu 650 milyon liraydı, bunların hepsi ödendi; yani, bu işten en kazançlı, esnaflarımız çıktı. Hakkâri Belediyesinde evlere günde bir buçuk saat su verilirken bu süreyi on saate çıkarttık. İnşallah Hakkâri'ye aralık ayı itibarıyla da yirmi dört saat su vereceğiz.

Hakkâri Yüksekova Belediyesinde hiç kanalizasyon hattı yokken 300 kilometrelik bir hattın inşasına başlanmıştır. Şu anki fiziki gerçekleşmesi ise yüzde 50 seviyesindedir.

Ağrı Tutak'ın -küçük bir belediye olduğu için örnek vermek istiyorum- elli yıllık içme suyu problemi çözülmüştür. Kent spor kompleksi ve gençlik merkezi yapılmış, yüzme havuzu, fitness, hamam, sauna gibi tesisler tamamlanmıştır. Keza, Van Erciş Belediyesinde 60 kilometre sıcak asfalt yapılmış, 4 bin metrekarelik pazar alanı, Van Gölü kenarında sadece kadın ve aile için plaj ve 24 yeni çocuk parkı yapılmış, Kent Bilgi Sistemi Projesi'yle ilçeye 72 kamera kurulmuştur.

Görevlendirme yapılan belediyelerin tamamında, bu yeni süreçte -bu rakamlara dikkatinizi çekmek isterim, daha henüz bir yıl oldu- 15 arıtma tesisi; 5 atık su arıtma tesisi; 737 park; 5.127 kilometre asfalt yol; 1.246 kilometre stabilize yol; 1.236 kilometre içme suyu hattı; 769 kilometre kanalizasyon hattı; 985 içme suyu, kuyu suyu; 5 milyon metrekare parke taşı döşemesi; 355 spor kompleksi, taziyeevi, kadın sığınmaevi ve benzeri; 15 otogar; 25 hayvan pazarı ve kesimhane yapılmıştır.

Şimdi, size bir şey söyleyeceğim: Ben sabah akşam istihbarat okuyorum. En son okuduğum istihbarat bu gece saat üç buçuk, dörtte. En az 7 kaymakamımıza, yani bu görevleri yapan arkadaşlarımıza ölümle beraber tehdit gelmektedir. Ağrı'da son yakaladığımız terörist Ağrı'da Doğubeyazıt Kaymakamımızı öldürmek için geldi, kendisi de ifade ediyor. Kim tarafından görevlendirildiğini ve nasıl görevlendirildiğini, sayfalarca ifade veriyor. Bu arkadaşlarımız hık demeden, kahramanca ve bu ülkemizin orada belki de...

Geçen gün anlattım, Muhammed Safitürk için okul açmaya gittiğimizde Derikli kardeşlerimize söyledim: "Muhammed Safitürk sizin hısmınız değil, Derik'te yetişmemiş, bu okullarda okumamış ama orada zeytinhaneyi oluşturabilmek için çaba sarf etmiş. Telefon açmış, Aydın Ayaydın'a demiş ki: 'Burada bu okulu tazeleyeceksin, yenileyeceksin.' Öbür taraftan, gitmiş, başka bir belediyede bir park yaptırmaya çalışmış. Kalkmış, Trabzon'dan bir antrenör getirmiş, Derikspor'u şampiyon yapabilmek için bir gayret göstermiş, Derikspor'u bir üst lige çıkartmış."

Şimdi, bizim bunlara sahip çıkabilmek, bunların bu görevlerini ortaya koyabilmesine... Orada siyaset yapmıyorlar ki; orada milletin, memleketin, hepimizin vermiş olduğu bir görevi yerine getirmeye çalışıyorlar ve bunu başarılı bir şekilde yapıyorlar. Hepsinin gözlerinden tek tek öpüyorum. Hepsi başarılı; hepsi memleketini, milletini seven ve proje oluşturma kabiliyeti ortaya koyabilen, çocuklarla beraber teması, ailelerle beraber teması iyi koyan, namlunun ucunda olan ama milleti adına, memleketi adına bundan hiçbir zaman çekinmeyen, cesaretli adım atıyorlar. Burada, bu konuşma çerçevesinde kendilerini bir kez daha tebrik etmek isterim.

Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde 432.503 başvuru alınmış, toplam 4 milyar 55 milyon 493 bin 859 TL ödeme yapılmıştır. Başvuruların karşılanma oranı yüzde 93'tür.

Terörle mücadeleye ilişkin sağlıklı politika ve stratejiler oluşturmak için Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığımız tarafından 2017 yılında Terörle Mücadele Strateji Belgesi-Master Planı'nın güncellenmesi yapılmıştır. Buna ek olarak, Terörizme Yol Açan Radikalleşme ve Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadele Stratejisi belgesi hazırlanmıştır. Ayrıca, değişik eğitim programları ve saha çalışmaları da yapılmıştır.

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının önemli bir çalışması var, bunu açmayız ama hapishanede DEAŞ'lılarla teker teker, birer birer görüşme yapıldı, şimdi de PKK'lı teröristlerle tek tek görüşme yapılıyor. Hangi motivasyonlarla hareket ettikleri ve buna karşı bizim ne tür tedbirler almamız lazım geldiği konusunda çok mükemmel bir çalışma ortaya koyduk ve bu, bizim politikalarımıza ciddi bir şekilde yön vermektedir. Huzurunuzda, bu çalışmada bize yardımcı olan Adalet Bakanlığına da aynı anda teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Sayın Başkan ve çok değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi ülkemiz 15 temmuz gecesi radikal bir terör örgütünün silahlı darbe teşebbüsüne maruz kalmış, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın önderliğinde aziz milletimizin kararlı ve cesur duruşu neticesinde bu girişim akamete uğratılmıştır. Bu noktada, Gazi Meclisimizin ve onun değerli üyelerinin şanlı tarihine yakışan duruşları her türlü takdirin üzerindedir. O meşum gecenin bütün şehitlerine Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyor, gazilerine şükranlarımı sunuyorum. Aziz milletimize de bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

FETÖ terör örgütünün devlet içine sızmış uzantıları bugün büyük ölçüde temizlenmiş durumdadır. Ancak yapının giriftliği, taktiklerinin çeşitliliği, para kaynağı, dış bağlantılarının ve yurt dışında gördükleri himayenin büyüklüğü tedbir noktasında bizleri tam bir teyakkuz hâlinde kalmaya zorlamaktadır.

FETÖ'yle mücadele kapsamında bugüne kadar 48.739 kişi tutuklanmış, 19 önemli operasyon ve çalışma yapılmıştır. Slayt 124, 125'te vardır.

Gaybubet evleri ve mahrem yapı operasyonlarıyla da örgütün yeniden organize olması engellenmeye çalışılmaktadır. Örgütün en önemli gücü olan finansal kaynak ve para akışına yönelik olarak da 8 holding ve 1.020 şirkete kayyum atanmıştır; slayt 126'da var.

Örgütün şifreli mesajlaşma programı byLock çözümlenmiş, 147 tepe yöneticisinin bu programı kullandığı belirlenmiştir. Ayrıca, 215.092 kullanıcı ID'si belirlenmiş, 23.171 kişiye adli işlem yapılmıştır. Slayt 128'de var bu.

15 Temmuz darbe girişiminde hayatını kaybeden şehit ailelerine, yaralananlara, malul olanlara Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri gereğince Bakanlığımızca bu ödemelerin tamamı gerçekleştirilmiştir ve gerçekleştirilmektedir.

Ülke içerisindeki çalışmalarımız neticesinde, küresel bir terör örgütü olan DEAŞ'la iltisaklı 14 dernek kapatılmış, sınır kontrolleri arttırılmıştır. 53.781 kişiye giriş yasağı konulmuş, 5.540 kişi sınır dışı edilmiştir. 2017 yılında DEAŞ'a yönelik -bunun da altını çiziyorum- 838 operasyon yapılmış, 146 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

Türkiye'ye giriş yapmak isteyen 18.500 şüpheli şahıs risk analiz birimlerimizin çalışması neticesinde -havalimanlarımızda, sınır hatlarımızda, kapılarımızda risk analiz birimleri oluşturduk, sadece DEAŞ'la alakalı, yabancı terörist savaşçılarla alakalı- kontrol edilmiş, 5.041 kişi geri gönderilmiştir. DEAŞ'la ilgili 2016'da 22, 2017'de ise 10 eylem, oluşmadan engellenmiştir.

Yasa dışı sol terör örgütlerinin ve özellikle DHKP-C'nin eylemleri noktasında da Bakanlığımızın ciddi takibi ve çalışmaları söz konusudur. Kırsalda PKK/KCK'yla iş birliği kurarak yapmayı planladıkları eylemler başarılı operasyonlarla akamete uğratılmıştır. DHKP-C'ye yönelik yapılan operasyonlarda son bir yılda 410 kişi tutuklanmış, 59 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. DHKP-C'ye yönelik şunu ifade etmek istiyorum ki: Son bir yılda yapılan operasyonlar DHKP-C'ye son yıllarda vurulan en büyük darbedir. Sonuç olarak, yurt içindeki terörist mevcudunda bir önceki yıla göre yüzde 28 azalma meydana gelmiştir ki toplam terörist, PKK'lı terörist mevcudunda bu rakam son beş yılın en düşük seviyesindedir.

Bu rakamları da dikkatle takip etmenizi istiyorum: 1.201 sığınak ve barınak imha edilmiş; 107 ton patlayıcı -2017 yılı içinde- 3.302 el bombası, 1.231 mayın ve EYP, 4.486 silah, 707 bin mühimmat ele geçirilmiştir. Ayrıca, 225 ton gıda maddesi de ele geçirilmiştir; bunların içerisinde 56 ton un, 26 ton bakliyat ve 19 ton da şeker bulunmaktadır. Bu 250 ton... Aslında bizim yaptığımız hesaplamalarda, bir yıl yaklaşık 1.000-1.500 teröristin kullanacağı gıda 150 ton civarındadır; birkaç sığınağa kullandıkları zaman 300-350-400 tonluk gıdaları olabileceğini düşünüyoruz. Bunun 250 tonunu son bir yılda bir şekilde ele geçirdiğimizi burada ifade etmek istiyorum. Son bir yılda etkisiz hâle getirilen toplam terörist sayısı ise 3.069'dur; bu rakam da önemli bir rakam.

Bu mücadelede kaybettiğimiz 68 jandarma, 16 polis, 51 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, 31 güvenlik korucusu olmak üzere toplam 166 şehidimize Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyoruz, Allah hepsinden gani gani razı olsun. Milletimize, ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Örgüte katılım, son otuz yılın en düşük seviyesine inmiş; bu da, önemlidir. 2017'nin ilk on ayında, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 83 azalmıştır. Katılım sayısı 2016'da 625; 2017'de bugün sabah itibarıyla verdiğimiz son rakam, güncellediğimiz son rakam 111'dir; ekim ayında da 5'tir. Slayt 150.

Son bir yılda PKK, DEAŞ ve yasa dışı sol örgütlere yönelik operasyonlarla toplam 691 önemli olay engellenmiş, eylem hazırlığındaki 73 terörist etkisiz hâle getirilmiştir.

Şehirlerimizde asayiş ve güvenliğin sağlanmasına yönelik olarak 81 ilimizde 48 huzur uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bu uygulamalar sonucunda çeşitli suçlardan aranan 20.73 kişi yakalanmış, aranan 407 araç bulunmuş, 24.793 kilogram uyuşturucu madde, 31.515 adet uyuşturucu hap, 1.036 ruhsatsız tabanca ve av tüfeği ele geçirilmiştir.

Emniyet ve Jandarma teşkilatımızda kriminal alanda yaptığımız yatırımların neticesi olarak suçun aydınlatılma süreleri de kısalmıştır. Sözgelimi, patlayıcı madde analizi daha önceleri iki günde yapılırken şimdi dört saatte yapılmakta ve 1.000 kattan fazla hassasiyetle sonuç alınabilmektedir.

Yine, daha önceleri dört gün süren ve sınırlı sayıda gen bölgesine göre işlem yapılabilen DNA analizi, şimdi sekiz saatte cinsiyete ve 27 gen bölgesine göre yapılabilmektedir. Eskiden on gün süren parmak izi incelemesi de artık beş dakikada tamamlanmaktadır. Halen EGM bünyesinde 11, Jandarma bünyesinde 4 adet kriminal laboratuvar mevcuttur. Jandarma Genel Komutanlığı kriminal laboratuvarında dosya inceleme süresi 2016'ya göre yirmi yedi günden on dört güne düşmüştür. Yani, bu bizim işlemlerimizde ve sonuçlarımızda ve sonuçlardan elde edeceğimiz hareket tarzımızda bize önemli bir güç katmaktadır.

Uyuşturucuyla mücadele: Özellikle halkımızın dikkat ettiği, takip ettiği, hepimizin sorumluluğunda olan bir alan burası. Terörle eşdeğer şekilde önem ve hassasiyet gösterdiğimiz bir konudur. Türkiye, küresel eroin yakalamalarının yüzde 16'sını, Avrupa genelindeki Ektstazi tableti yakalamalarının yaklaşık yüzde 60'ını tek başına gerçekleştirmiştir. Uyuşturucuyla mücadelenin koordineli bir şekilde yürütülmesi için Uyuşturucuyla Mücadele Politika Belgesi oluşturduk. Yani, hepimiz, yukarıdan aşağıya tüm birimlerimiz -güvenlik kuvvetlerimizle ilgili söylüyorum- aynı politika belgesiyle beraber hareket ediyoruz. Özellikle sayısı 50 vilayete yaygınlaştırılmış, 81 vilayete göre gerekli planlamalar yapılan narkotimlerimiz önemli görev yapmaktadırlar. Hâlihazırdaki 50 vilayet, Türkiye nüfusunun yüzde 90'ına tekabül etmektedir. Deniz yoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını önlemeye yönelik olarak Sahil Gözetleme Radar Sistemi Projesi 2018'de hayata geçiyor.

Ayrıca, insanlı insansız hava araçlarının uyuşturucuyla mücadele kapsamında kullanılmasına başlandı. Ayrıca metruk binalara yönelik de denetim faaliyetlerimiz aralıksız sürmektedir. Uyuşturucuyla mücadelede yenilik olarak "narko rehber" düzenlenmiş ve her ilin risk düzeyiyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, on dakika ilave süre veriyorum, toparlayın lütfen.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - On beş dakika bitiriyorum Sayın Başkan, eğer müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - ...mücadeledeki mevcut durumun tespiti yapılmıştır. Buna ilaveten yeni bazı yasal düzenlemeler de hayata geçirilmiştir.

Ayrıca narkotik birimlerinde görev yapan personel sayısı -buna da dikkat edin- Emniyette yüzde 60, Jandarmada yüzde elli oranında artırılmıştır. Tabii, olayın bir de narkoterör boyutu mevcuttur. PKK'nın uyuşturucu ticaretinden yıllık 1,5 milyar dolar gelir elde ettiği bilinmektedir. 2017'nin ilk on ayında ele geçen uyuşturucu maddenin piyasa değeri yaklaşık 4 milyar liradır; bu, eski parayla 4 katrilyon demektir. Burada da geçen yıla göre yüzde 19 azalış söz konusudur. Yakalanan toz esrar miktarı geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 778 artmıştır; yani, neredeyse 8 kat artmıştır. Teröre karşı yaptığımız saha baskısıyla ekilen kenevir miktarı 68 milyon 431 bin kökten 4,5 milyon köke kadar inmiştir. Geçen yıla göre kenevir tarlalarında yüzde 93 azalış söz konusudur.

2017 yılında -bu 163'üncü slayt, 165'inci slayt dikkatle bakmanızı isterim- uyuşturucu tacirlerine yönelik toplam 99.611 operasyon, 139.121 gözaltı, 158 ton uyuşturucu yakalaması gerçekleştirilmiştir. 25,6 milyon adet hap ve 18,7 milyon kök Hint keneviri yakalanmıştır. 2017 yılında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 144 artışla toplam 12.93 kilo eroin ele geçirilmiştir. Eroinde özellikle çok iyi yakalama yapan arkadaşlarımızı burada tebrik ediyorum. Aynı dönemde operasyon sayısı yüzde 36, gözaltı sayısı ise yüzde 31 oranında artmıştır.

Sigara, alkollü içki, akaryakıt, tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili olarak 2017 yılında 15.913 operasyon yapılmış, 21.379 gözaltı gerçekleştirilmiştir.

Sahil Güvenlik Komutanlığımızca diğer kolluk kuvvetlerimizle koordineli olarak 2017 içinde 1'i uluslararası sularda olmak üzere 9 olayda toplam 2 ton 151 kilogram esrar, tek seferde 1.071 kilogram eroin, 294 kilogram kokain ve 11 bin adet Captagon hap ele geçirilmiş, 25 şahıs gözaltına alınmıştır.

Ayrıca, sınırda alınan etkin güvenlik tedbirleri, yol denetimleri ve kontrolleri sayesinde de kaçakçılık olaylarında yüzde 15 azalma tespit edilmiştir. Sigara kaçakçılığında 2016 yılının ilk on ayında 102 milyon 582.278 paket sigara yakalanırken, 2017 yılının ilk on ayında bu rakam 53 milyon 789.393 adete düşmüştür.

Hükûmetimiz döneminde organize suç örgütleriyle mücadeleye yönelik olarak yasal boşlukları gidermek için mevzuat düzenlemesi yapıldı. Avukat olanlar bilirler, TCK 220'de özellikle organize suç örgütlerinin belki de izlenmesini kısmen engelleyen 2014'te FETÖ sebebiyle bir düzenleme yapılmıştı. Onu tekrar yerine getirdik, suç örgütleri tanımlamasına "cebir" ve "şiddet"i koyduk yani ve bu tanımlamayla birlikte bu İçişleri Bakanlığına geldiğimde benim ilk talebim olarak Hükûmete iletilmişti ve bu tanımlamayla birlikte ayrıca 2016-2018 Organize Suçlarla Mücadele Eylem Planı 17 Mart 2017'de yürürlüğe girmiştir.

Organize suçlarla ilgili yapılan operasyon sayısı -lütfen, slayta bakmanızı isterim- 2014'te 146; 2016'da 129; 2017'de ise 206'dır; şu ana kadar 206. Yani, ciddi bir şekilde oranı yükselttik. 1.621'den, 2017'de 13 Kasıma kadar 2.795 olmuştur. Aynı dönem için tutuklu sayısı da 2016'da 660'tı; 2017'de, şu anda 783'e çıkmıştır. 2017 yılının ilk on ayında insan ticaretiyle mücadele kapsamında 67 operasyon yapılmış, 280 insan ticareti yapan kişi yakalanmıştır.

Ülkemizde suçla ilgili olayların son bir yılda toplamı, 2 milyon 459.256'dır; bunun yüzde 85'ini asayiş olayları oluşturmaktadır. Toplam olayların yüzde 77'si aydınlatılmış, yüzde 23'ünün ise soruşturması devam etmektedir. Buradaki analizlerimiz nettir. Nerede eksiğimiz varsa, üzerine gittiğimizi bilmenizi istiyoruz. Hâlihazırda özel güvenlik sertifikası alan kişi sayısı 1 milyon 552.565'tir. Kimlik kartı alan kişi sayısı 906 bindir. Görev yapan özel güvenlik sayısı ise 2016'da 256.273 kişidir; bu sayı, 2017 için 283.171 olmuştur.

2017 yılında 280 güvenlik şirketi, 420 eğitim kurumu, 16.040 özel güvenlik izni denetlenmiştir. 2018 itibarıyla yeni bir sürece başlıyoruz; bunu planladık. 2017'nin ilk üç ayında Türkiye'de ne kadar özel güvenlik varsa alanlarına göre, 250'nin üzerindeki özel güvenlik müfettişimiz tarafından eğitime alınacaktır. Turizm ve otel alanında görev yapanlar o alanda, statlarda görev yapanlar o alanda, stratejik alanlarda görev yapanlar o alanlarda, hastanelerde, sağlık kuruluşlarında, kamu kurumlarında görev yapanlar o alanda eğitime alınacak ve 250 özel güvenlik müfettişimize yaklaşık 1.000 kişi düşüyor; 1.000 özel güvenlikçi tek tek zimmetlenecektir ve onların takibinde ve izlemesinde olacaktır.

Özellikle, Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun yayınlanmış ve bağımsız bir komisyon kurulmuştur.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığının kolluk birimlerinin yanı sıra iller idaresi, mahalli idareler, nüfus ve göç idaresi gibi alanlarda da ciddi çalışmaları ve projeleri mevcuttur. Ülkemizde 51 il özel idaresi, 1.398 belediye, 18.334 köy bulunmaktadır.

KÖYDES Projesi'yle içme suyu bulunmayan köyümüz kalmamıştır. Bu projenin ödeneği 2017 yılında yüzde 130 artışla... Özellikle bunu ifade etmek istiyorum, Sayın Başbakanımıza da huzurunuzda çok teşekkür etmek istiyorum. Proje kapsamında ayrıca 207.541 kilometre yol, 44.545 kilometre yol onarımı, 1.369 adet köprü ve diğer çalışmalar gerçekleştirildi.

Yine, önemli bir proje olan KIRDES yani büyük şehirlerin kırsal altyapısının desteklenmesi projesine de 300 milyon TL ödenek tahsis edilmiştir; Bunu sağlayan da Sayın Başbakanımızdır, yine teşekkür ediyoruz.

Muhtarlarımızla ilgili olarak da Bakanlığımız önemli adımlar altmış, muhtarların taleplerini elektronik ortamda iletebilmelerine imkân sağlayan Muhtar Bilgi Sistemi'nin yanı sıra Bakanlığımız bünyesinde Muhtarlar Daire Başkanlığının kurulması, SGK primlerinin devlet tarafından ödenmesi -çok önemli bir istekleriydi- maaş ve özlük haklarında yapılan iyileştirmeler bu adımlardan bazılarıdır. 2002'de 97 lira olan muhtar maaşımız bugün 1.503 liraya çıkarılmıştır. Ayrıca devlet tarafından SGK primleri dâhil edildiğinde muhtarlarımızın maaşlarında sağlanan iyileştirme yüzde 40.8'dir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız külliyede 41 toplantı gerçekleştirmiş, bu toplantıda 20.202 muhtarımızı ağırlayarak önemli bir farkındalık ve doğrudan temas sağlamıştır. Ayrıca muhtar kartlarımız da bütün muhtarlarımıza aynı standartta verilmek üzere basılmaya başlanmış ve iletilmektedir.

Bakanlığımızın en önemli projelerinden birisi de e-belediye, diğer adıyla Bulut Belediye Projesi'dir. Yazılımı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığımızca gerçekleştirilen elektronik belge yönetim sistemi ve ruhsat bilgi sistemi bu yıl sonuna kadar pilot belediyelerde uygulamaya başlayacaktır. E-belediye projesi ile belediyelerimiz tüm iş ve işlemlerini elektronik ortamda standart bir yazılımla gerçekleştirebileceklerdir. Bu projeyle Bakanlığımızın öngördüğü tasarruf miktarı yıllık 2 milyar liradır, bunun da altını çizmek istiyorum. Yani 2 milyar liralık yani 2 katrilyonluk bir tasarruf sağlanacak.

Önemli yenilikler yaptığımız bir diğer konu da nüfus ve vatandaşlık işleri. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız yasal değişiklikle iş süreçlerinin kısaltılmasında önemli adımlar atılmıştır. Ayrıca yeni kimlik kartları müracaattan itibaren 5+2 günde verilmeye başlanmıştır. Şehir merkezine 5 günde gidiyor, kırsala da +2 günde gidiyor, 7 günde. Ayrıca verilen kartların kalitesi ilk verilen kartlardan yüzde 20 daha iyi. Yine bizim arkadaşlarımızın yazmış olduğu bir yazılımla netleşmiş ve daha kaliteli bir hâle getirilmiştir. Şu ana kadar 13 milyon 300 bin adet verilmiş olup -bu kartlardan- yılsonuna kadar 15 milyon rakamına ulaşılması hedeflenmektedir. Özellikle burada da yirmi dört saat çalışan kart basım hizmetindeki arkadaşlarımıza ve nüfus idarelerine teşekkür ediyorum.

Kimlik paylaşım sisteminde ve adres kayıt sisteminde yapılan düzenlemelerle vatandaşımızın değişik kurumlarda yapacağı işlemlerde istenilen belge sayısında azalma sağlanmasına imkân tanınmıştır. Bugün itibarıyla kimlik paylaşım sistemine bağlı kurum sayısı 1.949 kurumdur. Yani her tarafa git, her taraftan aynı bilgileri istemek olmayacak kurumlar basacaklar ve kendi imkânlarıyla oradan alacaklar. Hizmet envanteri yönetim sistemi ve yalınlaştırma çalışmaları kapsamında vatandaşımızın üzerindeki belge yükünü en önemli ölçüde azaltmaya çalışıyoruz. Bakanlığımızca sunulan 648 hizmetin tamamı hizmet envanteri yönetim sistemine tanımlanmıştır. Bu hizmetlerde vatandaşımızdan istenilen toplam belge sayısı 2.185'tir. Bu çalışmayla bunlardan 726 tanesi artık istenmeyecektir yani bürokrasiyi kaldırdık, hizmette yalınlaşmayı getirdik.

Nüfus konusunda önemli bir proje de dijital arşiv projesidir. Proje kapsamında 337 milyon 831 bin 792 eski belgenin taranıp dijital arşive aktarılması ve bu sayede işlemlere kaynaklık edebilme imkânı tanınacaktır.

Ülkemizde ekim 2017 itibarıyla aktif dernek sayısı 111.253'tür. OHAL kapsamında terör örgütleriyle iltisaklı olduğuna hükmedilen toplam 1.412 dernek hakkında kapatma işlemi yapılmıştır. Dernekler noktasında önemli bir projemiz DERBİS olarak bilinen Dernekler Bilgi Sistemi Projesi'dir. Bu sistemle, derneklere ilişkin tüm iş ve işlemler artık elektronik ortamda yapılabilmektedir. 2017 yılında 295 derneğe 13 milyon 981 TL destek sağlanmıştır. Bu destekler önümüzdeki yıllar da devam edecektir.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ışığında ülkemizin kitlesel göçün hedef ve geçiş ülkesi konumuna geldiği hepinizin malumudur. Hâlen Türkiye'de 4 milyon 351 bin 709 yabancı bulunmaktadır. 2010-2014 arasında ortalama 50 bin düzensiz göçmen yakalanırken 2016'da bu sayı 1,5 kat artmış ve 174 bin 466 olmuştur. 2017 yılı ekim ayı itibarıyla yakalanan düzensiz göçmen sayısı 136 bin 662'dir. 2011'den bugüne kadar yakalanan toplam organizatör sayısı -buna da dikkatinizi çekmek istiyorum- 17.820 bu işten para kazanan, bu işi istismar eden organizatör söz konusudur ve bunlar yakalanmıştır. 2017'de yakalan organizatör sayısı ise 3.722'dir. Bunların bütün risk haritalarını yapıyoruz.

Denizlerimizde Sahil Güvenlik Komutanlığımız tarafından 90 olayda 12.066 kişi kurtarılmış, 37.151 tekne ve gemi kontrolü yapılmış, 10.113 şahsa işlem yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığımızın çalışmaları neticesinde denizlerimizde bu yılın ilk on aylık döneminde geçen yılın on aylık dönemine oranla yakalanan göçmenlerin sayısında aldığımız tedbirler sayesinde yüzde 50'lik bir azalış olmuştur.

Yeni bir uygulama olarak Ege Denizi'nde koordinatör vali atanmış, bu sayede kolluk güçlerinin ortak operasyon güçleri artmıştır. Denize çıkmadan kıyıda tespit edilen 6.747 düzensiz göçmenle 136 göçmen kaçakçısı yakalanmıştır.

Kaçakçılığın Karadeniz'e kaydırılma çalışması -bu da önemli bir şeydir- üzerine Sahil Güvenlik Komutanlığımızın yoğun çalışması neticesinde 13 ağustos-22 eylül arasında Karadeniz'de 10 olayda 1.111 düzensiz göçmen ve 15 kaçakçı yakalanmış, sonrasında herhangi bir olay yaşanmamıştır. Türk Sahil Güvenlik Teşkilatının Akdeniz ve Ege'de uluslararası sularda operasyon yapabilen tek sahil güvenlik teşkilatı olduğu notunu da burada sizlerle tekrar paylaşmak isterim.

Göç noktasında hâlihazırda 15 ilimizde 19 adet geri gönderme merkezimiz vardır. 10 tanesinin inşaatı devam etmekte, 6 tanesi de proje aşamasındadır. 15 ilimizde de göç danışma merkezleri oluşturulmaya başlanmış olup aynı zamanda mobil göç danışma merkezleriyle de eşgüdüm içinde çalışacaklardır. Ayrıca göç konusunda bakanlıklar arası koordinasyonu sağlamak ve millî göç politikası oluşturabilmek amacıyla kurulan Göç Politikaları Genel Kurulu iki kez toplanmıştır. Bu yıl iki kez topladık, şimdi yarın da üçüncü kez topluyoruz.

Ukrayna'nın çatışma bölgesinde yaşayan Ahıska Türklerinden 677 ailenin Erzincan ve Bitlis'te iskân edilmeleri kararlaştırılmış, işlemler devam etmektedir.

İkamet izni başvurularının daha hızlı yapılabilmesi için e-ikamet kayıt sistemi hayata geçirilmiş, 2016 yılında 490.799, bu yıl ise kasım ayı itibarıyla 512.296 yabancıya ikamet izni verilmiştir. Yine Göç İdaresi bünyesinde uyum faaliyetleri ve Alo 157 Yabancılar İletişim Merkezi çalışmalarımız da 7 gün 24 saat esasına göre sürmektedir. Önemli bir detay, bu çağrı merkezinden Sahil Güvenlik Komutanlığına yönlendirilen çağrılarla Ege ve Akdeniz'de 2016'da 36.599, bu yılın ilk 9 ayında 14.429 düzensiz göçmen kurtarılmıştır.

112 çağrı merkezleri bir hükûmet programı olup Bakanlığımız tarafından yürütülen bir prestij projesidir. 112 acil çağrı merkezleri hâlen 24 ilde hizmet vermektedir. Yıl sonuna kadar 8 ilde daha hizmete girecektir. 2018 yılı sonu itibarıyla 81 ilde tamamlanması hedeflenmektedir. Bu, Türkiye'nin bir modernizasyon projesidir ve bu konuya geldiğimiz günden itibaren büyük ehemmiyet verdik, tahsil edilmeyen arsalar, yapılmayan binalar bu konuda topyekûn sinerjiyi, uyumu ve çabuk sonuç elde etmeyi, gerek sağlıkta gerek orman yangınında gerek Sahil Güvenlikte gerek poliste çabuk sonuç elde etmeyi isteyen bir anlayışı yazılımlarımızla beraber ortaya koymuş durumdayız.

Bakanlığımızca vatandaşlarımızın kamu hizmetini daha düzenli ve verimli şekilde almasını sağlayabilmek, kamu verimliliğini arttırabilmek için şehirlerin tarihî ve kültürel dokusuna uygun 9 kategoride standartları belirlenmiş olan yeni hükûmet konaklarının yapılması noktasında da çalışmalarımız sürmektedir. Binalara bakmanızı isterim. Bu, milletvekillerimizi... Bu binalarda önemli bir şey sağladık. Yaklaşık bundan sonra yapılabilecek, 2022'ye kadar yapılabilecek binalarda 1,4 milyar liralık, 1,4 katrilyonluk tasarruf sağladık. Binaları küçülttük, optimum hâle getirdik ama katlarını 4 metreye çıkarttık yani geniş, kullanılabilir ecdadımızın yaptığı bir ölçeğe getirdik, aynı zamanda da kimlikli projeler yani o alana...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, son cümlelerinizi alayım lütfen.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Memnuniyetle.

BAŞKAN - Bir de bütçe rakamlarını alalım.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Alalım, zaten oraya geldik.

BAŞKAN - Ben de onun için söyledim zaten.

İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Burada inanıyorum ki... Burada bir şeyi daha gerçekleştirdik, bunun da bütçeye bir katkısı olmayacak, bu projelerin, bunu söyleyeyim. Başbakanlığımızın himayelerinde Toplu Konut İdaresiyle anlaştık, elimizde olan arazileri valilerimizle tespit ettik, bu arazileri Toplu Konut İdaresine vereceğiz ve bunların karşılığında da kendi binalarımızı yapabilme fırsatına sahip olacağız. Hem âtıl duran arazilerden istifade edeceğiz hem de yeni binalarımızı Hükûmetimize ve bütçemize herhangi bir katkı getirmeden -rutinin dışında- tamamlamaya çalışacağız.

Özellikle bir İZDES Projemiz var, bu da yeni başladığımız bir projedir. Bu projemiz de gerek Kurumun merkez ve taşra teşkilatı arasındaki iletişimi, bilgi akışını artırmak ve bu sayede kamu verimliliğini arttırmak hedeflendi. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda şu ana kadar 208 birim ziyaret edilmiş, 2 bin kişiyle de toplantı gerçekleştirilmiştir. Yani tespit ettiğimiz bir şey var, merkezle taşra arasındaki iletişimi kurmak zorundayız, buradaki iletişimi canlı tutmak, mobil etmek durumundayız, eksiklikleri de zamanında ortadan kaldırmak ve düzeltmek durumundayız. Bunun için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında da bunu oluşturmuştuk, devam ediyor, burada "İzleme Değerlendirme Sistemi" diye bir sistem oluşturduk, bunu devam ettiriyoruz.

Bitiriyorum Sayın Başkanım.

Bütün bunun yanı sıra bir projemiz daha var, şu Açık Kapı Projesi. Özellikle bu proje de önemli yani burada da herhangi bir kaynak israfı söz konusu değil. Valiliklerimize giden, özellikle sadece orada bir danışmayla karşı karşıya kalanlara yönelik daha geniş, daha kapsamlı, müracaatlarında kendisine yardım edebilecek, eğitimli olmuş ve ismini de devletin ve milletin kapısı yirmi dört açıktır diye "Açık Kapı" olarak koyduğumuz bir proje başlatıyoruz. İnşallah Açık Kapı Projemiz de milletimizle birlikte oraya gittiği zaman daha rahat yönlenebileceği, problemlerine çare olabileceği, hedef noktaya gidebileceği, oradaki diğer büroların çalışma saatlerini daha optimum kullanabileceği bir sonuca ulaşacaktır diye düşünüyoruz.

Evet, 2018 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nda Bakanlığımızın 2018 yılı bütçesi 2017 yılına göre yüzde 24,57 artışla 49 milyar 536 milyon 180 bin TL olarak öngörülmüştür. Bakanlığımızın bütçe taleplerinin karşılanmasında verdikleri destekten dolayı burada hepinizin huzurunda Hükûmetimize, Maliye ve Kalkınma Bakanlıklarımıza ve tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. İstediğimiz ne kadar kaynak varsa -ölçüsü içerisinde- hiçbir şekilde herhangi bir tenkisata gitmeden bugüne kadar sağlamışlardır. Bu açıdan bu konuyu tekrar huzurunuzda bu birimlerin her birine ayrı ayrı teşekkür ederek söylemek istiyorum ama biz de ciddi bir şekilde tasarruf ortaya koyuyoruz yani sorumluluğumuzu bu konuda yerine getirdiğimizi de net bir şekilde ifade etmek istiyoruz.

İçişleri Bakanlığı 2017 yılı toplam ödenekleri 39 milyar 764 milyon 606 bin, 2018 ödenekleri

49 milyar 536 milyon 180 bin, yüzde 24,57 artış; bağlı kuruluşlar hariç 2017 yılı Bakanlık bütçesi 5 milyar 834 milyon 586 bin, 2018 ödenekleri ise 7 milyar 300 milyon 918 bin, yüzde 25,13 artış; Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı

mız 2017 yılı 17 milyon 857 bin, 2018 yılı 18 milyon 373 bin; Jandarma Genel Komutanlığı

bütçemiz 9 milyar 374 milyondan 13 milyar 311 milyona yükselmiş, yüzde 41,99 artış; Emniyet Genel Müdürlüğü bütçemiz 23 milyar 537 milyondan 27 milyar 792 milyona; Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçemiz 649 milyondan 682 milyona; Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçemiz 349 milyondan 430 milyona yükselmiştir.

Bu vesileyle özellikle İçişleri Bakanlığı bünyesinde bugüne kadar büyük mücadele eden, şehit olan, gazi olan, Rahmetirahman'a kavuşan, kendi eceliyle vefat eden bütün çalışma arkadaşlarımıza, geçmişteki bütün çalışma arkadaşlarımıza burada milletimiz adına, ülkemiz adına, yaptıkları hizmetler adına minnetlerimizi ve şükranlarımızı ifade ediyor, 2018 yılının ülkemiz için, milletimiz için, insanlık için Allah'tan hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Huzur içerisinde, güven içerisinde, milletimizin eminliği içerisinde 2023'ün, 2053'ün, 2071'in hedeflerine ulaşılabilmesini temin etmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyor, her birinize sabrınız için çok teşekkür ediyorum.