KOMİSYON KONUŞMASI

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, öncelikle ben de yeni görevinizde başarılar diliyorum, hayırlı olsun diyorum. Komisyonumuza hoş geldiniz.

Değerli arkadaşlar, evet, yol yapımı ve diğer hizmetlerin elbette ki takdire şayan birçok yönü olmakla beraber, ben de benden önce konuşmasını yapan arkadaşlarla paralel eleştirilerde bulunacağım. Bu eleştirilerimiz elbette ki ülkemiz için, halkımız için en iyiye, en iyi yönetime ulaşmayı hedefliyor öncelikle. Sizin de sunuşunuzda belirttiğiniz gibi, bütün Hükûmetleriniz döneminde büyük orandaki yatırımı kara yollarına ayırmıştınız, bu zaten görünen bir durum. Yine, arkadaşlarımızın belirttiği gibi, en önemli sorun ise trafik kazaları. Bu kadar artmış olmasına ve yatırımların bu kadar kara yollarına ayrılmış olmasına rağmen çok önemli bir konu yani kamuoyunun öncelikli konuları arasındadır. Rakamlar da verildi, ben rakamları tekrar etmeyeceğim ama sadece son Kurban Bayramı'nda, o hafta dahi 300 civarında ölümlü trafik kazası yaşandı ve bugüne kadar yapılan istatistiklere bakıldığında kazaların yüzde 75 oranında yerleşim alanları içerisinde olduğu da söyleniyor. İşte bu kazalar karşısında, bu ölümler karşısında Bakanlığınızın da elbette ki projeleri ve dikkat çekilen hususlarda tedbir alması gerektiğini düşünüyoruz ama alınan tedbirlerin bu kazaları engellemede yeterli olmadığı görünüyor ve ayrıca bütüncül bir politikaya ihtiyaç var. Örneğin, başka ülkelerde trafik kazaları pek olmaz çünkü bütüncül bir politikaları vardır. Yayaya çarpan bir sürücü neredeyse bir daha trafiğe çıkmaktan menedilir, hatta ölüme tam teşebbüsten yargılaması başlatılır, bunun gibi birçok yaptırımları var. Bizim ülkemizde insan hayatı ne yazık ki çok ucuz, birçok yaralanmalar da oluyor; bu ölümlerden ayrıca, bir de yaralanmalar, sakat kalmalar da var. Denetim yetersizliği, cezasızlık, caydırıcı olmayan yaptırımlar -bir dizi sayabiliriz- bütün bunların bir daha, yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var.

Tabii, yol kalitesi de çok önemli bir unsur. Kazalarda kusur oranlarının belli bir kısmı yol olarak da sayılıyor. Bununla ilgili bir istatistik mutlaka yapmışsınızdır, ben bu anlamda merak da ediyorum. Yolların kalitesizliği hep tartışılan ve usulsüzlük, ihalede yolsuzluk gibi hususlar hep tartışılagelen konulardır. Ülkemizde müteahhitlik konusuna ben bir göz attım. Hakikaten, örneğin, Avrupa ülkelerinin, Avrupa Birliğine üye 28 ülkenin müteahhit sayısı, yol yapım müteahhidi sayısı 7 bin civarında -ya da başka rakamlar da var, gerçi aşağı yukarı bu oranlarda- ama ülkemizde -sanırım, net olmamakla beraber- 200 bin civarında yani herkesin kolayca müteahhit olabildiği bir ülkeyiz yani liyakatten uzak. Şöyle bir pratik de görüyoruz ne yazık ki, şahit olduğumuz hususlar da var, buradaki bütün arkadaşların da mutlaka şahit olduğu hususlar vardır: Örneğin, Van'da aynı 100 metre her sene yapılır, aynı müteahhit tarafından yapılır. Buna dair bir denetim yok mudur? Nasıl oluyor da aynı yol aynı müteahhit tarafından her yıl tekrar tekrar yapılıyor? Bu çok ciddi de bir yük. Sadece Van örneğini veriyorum ama birçok yerde de benzer şikâyetleri sizler de alıyorsunuzdur.

Sayın Bakan, tabii, ulaşım konforunu rahatlatmak adına kara yolu ağını genişletmek elbette çok önemli ancak biz çalışmaların yürütülürken doğal yaşama, çevreye zarar verilmesini kabul etmiyoruz. Ancak sizden önceki hükûmetler döneminde başlayan ve sizin döneminizde bitirilen Karadeniz Sahil Yolu özellikle, sadece çevreye zarar vermekle kalmadı, denize kıyısı olan bir bölgenin denizle bağını kopararak kültürünü, yaşama biçimini, alışkanlıklarını yok etti yani çok ciddi bir tehdit Karadeniz'e ve çok büyük bir haksızlık. Bu yoldan deniz, doğa, canlılar, bölgenin ekolojik yaşamı ve elbette halkı doğrudan zarar görmüştür fakat bu yol kimin yararına oldu, bunu durup düşünmek gerekiyor yani insanların bir saatte, iki saatte ulaşacakları yere geç ulaşması... Yani varsın bu olsaydı da bu kadar zarar olmamış olsaydı.

Bildiğiniz gibi, bu projeler kıyılara dolgu yapılarak gerçekleştirildi, aynı husus İstanbul için de söz konusu ve İstanbul bir deprem bölgesi, deprem tehdidi altında hâlâ ve bu, kıyıları doldurmak yoluyla alınan risk çok büyük aslında. Bir deprem olduğunda bu depremin sonuçlarını öngörebiliyor musunuz, ben bunu merak ediyorum. Aynı şey Van Gölü kıyıları için de söz konusu. Van'dan yine bahsetmek istiyorum, Van Gölü kıyıları da şu an dolgu yapılarak sahil yolu yapılmaya çalışılıyor. Oysa Van halkının bir sahil yolu projesine falan ihtiyacı yok, belki belli yerlerde, etaplarda düzenleme yapılabilir ama Van halkının Van Gölü'yle, Van deniziyle bağını kesmeyi Van halkı kabul etmiyor. Aslında Van'ın ihtiyacı olan şey şu an bir çevre yoludur. Çevre yolu uzun zamandır tartışılan, hatta 2010 yılından önce projelendirilen bir husus. Van, bildiğiniz gibi, tarih boyunca İpek Yolu'nun en önemli duraklarından biridir ve bölgenin sosyoekonomik yapısına da doğrudan katkı sunan, önünü açan bir kenttir bulunduğu konum itibarıyla. Bu çevre yolu problemi bir türlü çözülemedi, bir muamma oldu artık. 2010'dan önce, depremden önce projelendirildi fakat bütün diğer çevre yolları gibi kamulaştırma yoluyla yapılacağı öngörüldü fakat Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İmar Kanunu 18'inci madde şerhi vardı. Van Belediyesi bununla ilgili dava açtı ve Danıştay "18'inci madde uygulanmamalı." dedi yani açıkça yargı kararında bundan bahsedildi. Bu kararın verildiği tarih Mart 2016. Tam bir ay sonrasında yine bu Komisyonda, Plan ve Bütçe Komisyonunda bir torba yasa geçti ve o torba yasayla sanırım bir madde Van için özel olarak çıkarılmış. 9'uncu maddeydi zannediyorum. 6704 sayılı torba yasanın 9'uncu maddesiyle Van'a yapılması planlanan çevre yolunun İmar Kanunu 18 öngörülerek yapılacağı kanuni düzenlemeyle çıkmış oldu. Şimdi, bu çok büyük bir haksızlık Van için. Danıştay kararı var ortada. Mahallelinin zararına olduğu ve 18'inci madde gereğince yapılacak olan düzenleme ortaklık payının kesintisiyle elde edilecek olan bu planın mümkün olmadığı, yerele de uygun olmadığı, yapıya da uygun olmadığı açıkça yargı kararıyla belirlenmiş olmasına rağmen, bu kanuni düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesini ve Van'ın çevre yoluna bir an önce kavuşmasını diliyoruz.

Bir de şu vardı, Karadeniz'den ve yoldan bahsettik. Yine Yeşil Yol Projesi'nden de bahsetmek istiyorum. Hükûmetin amacı turizmi artırmak olarak açıklandı, Karadeniz yaylalarına ulaşımı kolaylaştırmak olarak belirtildi ama bu projeye Sayıştay bile itiraz etmişti, anımsatmak istiyorum onu. Sayıştay, Samsun'dan Artvin'e 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayan 2.600 kilometrelik Yeşil Yol Projesi'nin ÇED raporlarına göre yapılması yönünde görüş bildirmişti. Ben, hakikaten tüm samimiyetimle sizin ekoloji düşmanı olmadığınıza inanmak istiyorum ve bu projenin sonlandırılmasına katkı sunmanızı bekliyorum. Bırakın Karadeniz yaylalarına turist gelmesin ama o doğa korunsun, kesilmesi öngörülen ağaçlar dursun, doğa kazansın, insanlar kazansın, insanlık kazansın. Bu noktada, devam eden Akdeniz Sahil Yolu Projesi de Mersin-Antalya arasındaki güzellikleri yok ediyor. Az önce başka bir vekilimiz bu konudan bahsetti, keşke başka bir çözüm öngörülse ve başka bir çözüm bulunsa ki başka çözümü de mümkün.

Ben yine, Van'ı es geçmeden bir şey daha söylemek istiyorum, Karayolları Genel Müdürlüğü de burada. Sayın Bakan, yine, Van Gölü'nün kenarına, en güzel yerine Karayolları devasa bir kampüs inşa etti ve sadece kendi araçlarının geçişini kolaylaştırmak adına hemen karşısındaki sahil yolunun doldurup koca bir viyadük inşa etti ama bu, tam ucube bir görüntü. Oraya hem dolgu yapılmış hem de duvarlar yapılmış yani artık oradan geçtiğiniz zaman gölü göremiyorsunuz, göz temasınız bile kesilmiş hâlde. Ayrıca, o inşa edilen, Karayolları 11'inci Bölge Müdürlüğünün kendi hizmet binası ve lojmanları için yaptığı viyadük, mahkeme kararıyla yürütmenin durdurulması kararı verilen bir yapı. Bu karara rağmen, yürütmenin durdurulması kararına rağmen ve yerel halkın istememesine rağmen, Karayolları çok ısrarcı bir şekilde bu projeyi devam ettirdi ama eğer çevre yolu yapılacak ise...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Biliyoruz, Hükûmet Van'a her geldiğinde, sürekli bu sözü veriyor -çünkü en büyük problemlerden biri bu- çevre yolu yapılacağı müjdesiyle veriliyor her defasında. Çevre yolu yapılacak ise o yolun... Yani Karayollarının hemen arka kısmına düşecek çevre yolu. Araçlarının, diğer malzemelerinin, ayrıca kendisinin pekâlâ oradan geçmesi mümkün. Milyonlarca lira yatırım yapıldı, para harcandı o viyadük için. Hem kentin güzelliğini, o dokusunu bozdu, Van Gölü'nün görüntüsünü bozdu hem çok ciddi şikâyet var hem de mahkeme kararı var. Bu konuda cevap bekliyorum.

Ben teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Ertan.