NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanıma birkaç soru soracağım.

Öncelikle şimdiden hayırlı olsun diyorum.

"Kamu hastane birlikleri çok başlılık yarattı." dediniz. Doğrudur, buna biz çok itiraz etmiştik, sonunda döndünüz yani tek elden yönetim değil ama eski sisteme döndünüz. Bu yanlıştan dönmeniz iyi bir şeydir ama bunun maliyeti kimin cebinden çıktı acaba yani yaptınız, bir sürü inşaat, bir sürü kadro yaptınız şimdi, geri döndünüz, buradaki maliyet kimin cebinden çıkıyor?

Bir diğer soru, bu şehir hastaneleriyle ilgili yüzde 70 doluluk oranı vardı önceki sistemde. Bakanlığın Adana ilimize verdiği bir yanıtta "Böyle bir garanti yok." dediniz, hangisine inanacağız?

Bir diğeri, şehir hastanelerinin... Örneğin Isparta'da 3 tane hastaneyi birleştirdiniz, tek hastane yaptınız. Diğer hastaneler niye boş kaldı? Ulaşım kolaylığı olan yerler boşaltıldı. Burada kârımız nedir? Burada çalışan hekimlerin ciddi bir memnuniyetsizliği var çünkü personel yetersizliği had safhada. Şehir hastanelerinin mantığına baktığımızda, aslında yapılması gereken... Yıllardır bağırdık, AVM'leri şehir dışına çıkarın dedik ama siz hastaneleri şehir dışına çıkardınız. Aslında, AVM gibi yaptığınız bu devasa binaların şehir dışına yapılması biraz AVM mantığı ama AVM değil, biz hastane istiyoruz, ulaşılabilir, nitelikli bir hastane, halkın ulaşabileceği nitelikli bir kadro.

Bir başka sorum şu: Suriyeli birçok çocuk var, artık bizim evlatlarımız onlar. 10-15 yaş arası Suriyeli ne kadar çocuk vardır ve bu çocukların aşılanma oranı ne kadardır?

Maliye Bakanı dün sorduğumuz soruya verdiği cevapta "Bu yıl için ek atama yapamayız, bütçe yok." dedi ama sizden önceki Bakanımızın sağlık çalışanlarına ek atama sözü varmış. Söz devam etmiyor mu devletin devamlılığı olarak? En azından Müsteşar devam ediyor, çok da seviyoruz kendisini.

KHK'yla atılan hekimler konusundan arkadaşlar bahsetti. Bunların birçoğu bizim de beraber görev yaptığımız arkadaşlar. Onlar değil darbeyi yapanlar ya da birçok şehit verdirenler. Aslında onların birçoğu masumdur. İşlerini doğru dürüst yapan insanlar özel hastanelere ucuz iş gücü olarak girdi ve bizim gerçekten -eğitim ve araştırmalar dâhil- devlet hastanelerimizde iyi iş yapan, iyi çalışan çok arkadaşımız mağdur durumda. Sadece onlar değil, onlardan hizmet alan vatandaşlarımız da mağdur olmakta. Böyle bir sıkıntı yaşıyoruz.

Özlük haklarıyla ilgili ısrarla söyleyeceğiz. Düzeltmeye söz verdiniz. Sayın Maliye Bakanımız geçen yıl "Bu sene geç kaldı." dedi ama dün sorduğum soruya... Yine maalesef kötü bir haber, yapmıyor. Eğer sağlık çalışanlarını sizin söylediğiniz gibi mutlu ve sağlıklı yapamazsanız halka sağlıklı ve mutlu bir hizmet sunamayacaklardır. Yirmi altı yıllık hekimim ben de, bunu biliyorum.

Bir diğer konu, sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıkarılmalı. Bu konuda aslında -Eyüp Bey orada- anlaşmamız var, asgaride birleştik. Meclise getirin, ne olur bir an önce çıkaralım diyoruz.

Personel açığı yeni açılan hastanelerde had safhada. Konuşuyoruz, başhekimlerin çoğu bizim arkadaşımız, "Yahu, izin verseler bari biz alsak." diyorlar. Gerçekten çok ciddi sıkıntı. Binaları yapıyoruz... Hani diyor ya: "Tanklarınız, uçaklarınız ne güçlü ama onu kullanacak insan ister." Evet, Brecht'in dediği gibi, gerçekten hastaneler onları çalıştıracak, insanlara hizmet edecek hekimler ve sağlık personeli ister.

Eşit, ulaşılabilir, nitelikli bir hizmet istiyoruz. Bunu yapmamız gerekiyor.

Sayın Bakanım, söylememize rağmen, göreve geldiğinizden bu yana henüz randevu alamadık komisyon olarak. Cumhuriyet Halk Partisinin hekimlerle ilgili bir komisyonu var. Sizden haber bekliyoruz.

Antalya Konyaaltı'nda 400 yataklı bir hastane için imar, her şey hazırlanmış ama vatandaş diyor ki: "Bakanlıkta muhatap bulamadık, hayırsever iş adamı da küstü, yurt dışına çekti, gitti." Bunu da iletiyorum.

Üniversite hastanelerinin borç yükü yaklaşık 5 milyar civarında. Bildiğim kadarıyla pahalıya mal alıyorlar, çok pahalıya çünkü üç yıl, dört yıl boyunca parasını ödeyemiyorlar. Bunun için Elâzığ'da maalesef bir meslektaşımız katledildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kara, teşekkür ediyorum. Son cümlenizi alayım sadece lütfen.

NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya) - Teşekkür ediyorum. Gerçekten çok şey var. Eğer bir randevu verirseniz ortak çözüm yollarını tek tek, ayrıntılı sizinle paylaşmak isterim.

BAŞKAN - Tamam, teşekkür ederim.