| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu e) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .11.2017 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan...
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın İrgil, bugün "tweet"inizde "Eğitim ve sağlıkta tasarruf edilmez. Ben Başbakan olsam sağlıkta tasarruf etmem." demişsiniz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan, süremi herhâlde yeniden başlatacaksınız.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Doğru ama başkalarına peşkeş çekerek değil.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, sürenizi tekrar başlattım.
Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, beş dakikamı ikiye bölerek konuşmaya çalışacağım. Birinci bölümde Sağlık Bakanlığımızın düşürüldüğü acziyeti size anlatacağım ispatlarıyla, sizin söylemlerinizle daha doğrusu. İkinci bölümde de yine sizin takip ettiğiniz sırayla sizin satır aralarında gizleyemediğiniz gerçekleri size aktaracağım.
Şimdi, Sağlık Bakanlığımızın düşürüldüğü acziyet üç tanedir. Bir, Sağlık Bakanlığı siyaset üretemiyor; iki, yatırım yapamıyor; üç, halkın sağlığını koruyamıyor. Bunu ben söylemiyorum, siz söylüyorsunuz. Nasıl söylüyorsunuz? "Siyaset üretemiyoruz." diyorum ben, iddiam şu: Neden? İki yılda, 26'ncı Dönemin tamamında, iki yılda sizce Sağlık Komisyonu sağlığı tartışmak üzere kaç kere toplanmıştır? Sıfır. İki yılda bu ülkenin sağlık sorunlarını tartışmak üzere, Komisyon sağlığı konuşmak üzere bir tek kere toplanmaz mı? İşte siyaset üretememenizin ispatıdır.
İki: Yatırım yapamaz duruma gelmişsiniz. Sizin rakamlarınızdan söylüyorum, diyorsunuz ki: "Bütçem 37 milyar, döner sermayem 33 milyar, toplam 71 milyar yaklaşık bütçem var." Maliye Bakanı da "127 milyar para ayırdık biz sağlığa." diyor ilk sunumunda, 127 milyar Türk lirası, yaklaşık. Yatırıma ayrılan para sadece 7 milyar yani toplam sağlık harcamalarının yüzde 5,5'u yani Sağlık Bakanlığı yatırım yapamaz duruma gelmiştir.
"Halkın sağlığını koruyamaz duruma gelmiştir." diyorum. Neden? Yine sizin rakamlarınız: Bakın, siz 71 milyar bütçe olduğunu söylüyorsunuz, Maliye Bakanı elbette SGK'yı da buna ekleyerek "127 milyar" diyor ve diyor ki: "Bu 127 milyarın sadece 7 milyarını birinci basamağa ayırdım; 29 milyar ilaç parası ödüyorum, 54 milyar hastane gideri ödüyorum, 7 milyar birinci basamağa ayırdım." Yani, asli göreviniz, anayasal göreviniz olan insanların sağlığını koruma görevini yapmak için bütçenizin sadece yüzde 5,5'unu ayırıyorsunuz. O nedenle, Sağlık Bakanlığımız maalesef bir acziyet durumuna düşürülmüştür. Yatırım yapamaz durumdasınız, bu nedenle şehir hastanelerini gündeme getirdiniz. Şehir hastanelerindeki yanlışı söyledi Sağlık Komisyonu Başkanı ve gitti, Komisyonu bir kere bile toplayamayan Sağlık Komisyon Başkanı ama açsın sözleşmeye bir baksın bakalım, "yüzde 70 doluluk oranı" mı yazıyor "tetkik bedeli" mi yazıyor. Burada kimsenin kimseye yanlış bilgi verme hakkı yoktur. Hasta garantisi vardır, üstelik de ödeyeceğiniz kiralar döviz endekslidir. Yani sizin verdiğiniz bedava arazi, üzerine verdiğiniz devlet garantisi, Hazine garantisi, onun da üzerine verdiğiniz yüzde 70 doluluk oranı yetmezmiş gibi bir de üzerine ödeyeceğiniz paralara diyorsunuz ki "Dövizde aşırı bir atış olursa onu da kompanse edeceğim." Ondan sonra da iş yaptım diye karşımıza çıkıyorsunuz.
Çok başlılığı... Sayfa 11'de diyorsunuz ki "Kalite yönetimimizi çok azalttı." Haklısınız, elli kere söyledik burada, bu Komisyonda; siz getirdiniz çok başlılığı, siz kaldırdınız, patinaj yapıyoruz, bedelini halk ödüyor. Sayfa 21'de diyorsunuz ki: "Efendim, cepten harcamalarımız azalıyor." Doğru bilgi değil. Cepten harcamaları siz toplam sağlık harcamalarına oranlarsanız böyle bir illüzyon yapabilirsiniz ama gerçek şudur: 2002 yılında 35 dolar iken yıllık cepten harcama şimdi sizin zamanınızda 100 dolar. Bunu ben söylemiyorum, sizin rakamlarınız söylüyor. O nedenle, bu insanların memnuniyetini ölçerken de Allah rızası için hangi kriterleri kullandınız? O anket formunu bana verir misiniz Sayın Bakan? Ben de merak ediyorum, ben de bir hastayım, vatandaşım, bana da bir anket uygulayın, ben de sizden istirham ediyorum, alabilir miyim?
SAĞLIK BAKANI AHMET DEMİRCAN (Samsun) - Tabii ki.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim. Ben de onu sizden alacağım.
Şimdi "kişi başı sağlık harcaması" diyorsunuz sayfa 26'da. 2002'de 187 dolar, şimdi gururla diyorsunuz ki 500 dolar civarında. Sayın Bakan, bu harcamaların tamamını siz şehir hastaneleri ve ikinci, üçüncü basamakla yurt dışına aktarıyorsunuz yani ilaç ve tetkik gideri olarak. "Koruyucu hizmetlere 3 milyardan 12 milyara çıkardık." diyorsunuz. Demek ki bu para buharlaştı çünkü birinci basamağa başvuru sadece yüzde 33; sizin rakamınız, sayfa 31, diyorsunuz ki: "Yüzde 33." Yani milletin yüzde 66'sı, 67'si birinci basamağa uğramadan ikiye, üçe gidiyor ve hastaneye başvuru oranı 8,6; utanç verici bir şey, hasta iyileşmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYTUĞU ATICI (Mersin) - Toparlıyorum, toparlayacağım.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, toparlama değil de tamamlama olsun lütfen.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Peki, tamamlayayım.
BAŞKAN - Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin - Bebek ölüm hızı ilk defa sizin döneminizde artmıştır, anne ölüm hızı ilk defa AKP döneminde artmıştır, detaylarını isterseniz size veririm ama buna rağmen başından beri düşme var ama bunun, sağlık personelinin ciddi çalışmasıyla olduğunu siz söylediniz, teşekkür ettiniz ama sağlık çalışanlarının atamasını yapmıyorsunuz. Bir günde 3 doktor intihar ediyor, hâlâ diyorsunuz ki: "Herkes hâlinden memnun." Şiddet artıyor, taşeron çalışanlar ve gerçekten çok büyük, ciddi sıkıntısı olanlar var sağlık sektöründe, bunu da görmüyorsunuz Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Atıcı, teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Son olarak da katkı paylarıyla insanları ne kadar memnun ettiğinizi düşünün ama bir şey yapın: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ölmeden evvel bir hekim olarak, bir Bakan olarak işe el atarsanız, bunlar suçlu mu değil mi, komisyon bir an önce görüşür karar verirse hiç olmazsa bu insanlar açlıktan dolayı ölmemiş olurlar.
Teşekkür ediyorum.