KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Başkan.

Şöyle bir baştan almak istiyorum, izin verirseniz. Evet, bir milattan önceye gideceğiz.

Şimdi, Sayın Başkan, dediğimiz gibi sabahtan beri konuşuyoruz, kuruma yeni geldiniz ve kurum gerçekten kötü yönetildiği için geçmiş dönemde... Evet, konut yaptı; evet, devlet hastanesi yaptı, evet okul yaptı, yurt yaptı diyelim ama kurum kötü yönetildiği için kurumla ilgili kamuoyunda müthiş şaibeler var ve bunların sonuçlarının da zaten raporlarda bir kısmını görebiliyoruz. Ha, bu görebildiğimiz raporlar çünkü Rapor Değerlendirme Kurulundan elimine şekilde geliyor buraya, oradaki Sayıştayın çok değerli Rapor Değerlendirme Kurulu Sayıştay denetçilerinin suç unsuru gördüğü birçok şeyi orada ayıklıyor, elimine ediyor ve öğrenmemiz gerektiği kadarını buraya getiriyorlar. Onun için de çok fazla suç unsuruna içerisinde rastlamak... Ayıklıyoruz, iç sayfalarda var ama ayıklamaya çalışıyoruz, yanlışları bulmaya çalışıyoruz.

Şimdi, niçin bu hâle geldik? Biraz evvel konuşmamda yine alt yapıyla ilgili problemleri söylemiştim ve kamuoyunda sizinle ilgili her geçen gün geriye doğru giden bir kötü algı var. İşte, ne var? "TOKİ konutlarında rezalet" yazmış, manşetten girmiş. Nerede bu? Samsun'da o elim facianın yaşandığı yer. Yine sayısız gazete kupürü getirebilirim ama... TOKİ Erzurum'da "Çürük çıktı" diyor. yine "İstanbul'da Torunlar'ın rezidans inşaatındaki asansör faciasında 10 işçinin hayatını kaybetmesi, gözleri denetim zafiyetine çevirdi, TOKİ'ye çevirdi." ve TOKİ'nin biraz sonra söyleyeceğim şeylerinden dolayı, kriterlere uygun olmayan beton kullanımı, yine demir kullanımı gibi ya da müşavir firmalarından almış olduğunuz kontrol hizmetlerinin eksikliği gibi birçok nedenden dolayı büyük bir, kamuoyunda kötü imaj ve algı oluşmaya başladığı... "Malkara'da TOKİ evlerinİ su bastı." Yahu garip bir şey var, TOKİ'nin her yaptığı konut bölgesini su basar mı? Garip bir şekilde su basıyor, Allah'ın bir cezası demek istemiyorum yani vermiş olduğu, TOKİ'deki yolsuzluk sıkıntıları nedeniyle, onu söylemek istemiyorum ama TOKİ'nin yapmış olduğu bütün konutları su basıyor. Bakın, vatandaşlar suların içinde, siz bunları görmüşsünüz. TOKİ'nin Yalova'daki evlerini de su basmış garip bir şekilde. "Mersin TOKİ konutları dökülüyor." Evet, şimdi Diyarbakır TOKİ konutları da beş yılda dökülmüş Diyarbakır'dakiler, herhâlde PKK'nın saldırısı, havan topu, makineLİ tüfekle tarama sonucu falan değil bu. Yangın merdivenleri de 2 metrelik kalasa emanetmiş orada. Yine, "TOKİ'nin Van'daki evleri dökülüyor..."

MUSTAFA BİLİCİ (Van) - Hiç dökülmüyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Vallahi yani ben bunun yalancısıyım.

Şimdi, biraz sonra, Sözcü mü yapmış, Yenişafak mı yapmış, biraz sonra anlatacağım, bu Sayıştay raporlarında da var. Ben bunu buluyorum keşke Mehmet Ali Okur da burada olsaydı...

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) - Emin ol, siz bir suçlu bulursunuz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Arkadaşlar, müsaade ederseniz, ben kendi bölgemle ilgili, Kirazpınar TOKİ konutları dökülüyor, keşke Mehmet Ali Okur da burada olsaydı, KİT Komisyonu üyesi arkadaşım, o da bunun doğru olduğunu söyleyecekti, birçok örnek verebiliriz. Şimdi, bunları söyledikten sonra bunların doğru olduğunu nereden çıkarıyorum? 2010'da 5.136 olan TOKİ hakkındaki toplam dava sayısı 2011 yılı başında 18.117'ye çıkmış, 2012 Temmuzunda 30.456'ya çıkmış, 2013'ün Temmuzunda da 34.766'ya çıkmış. Bu davalar ihaledeki yolsuzluk davaları değil arkadaşlar, bu davalar, vatandaşa gecikmeden dolayı, vatandaşa teslim edildikten sonraki karşılaştığı problemlerin giderilmesi konusundaki eksiklerden dolayı açılan davalar ve gerçekten de TOKİ bu arada davaların birçoğunu kaybediyor ve 2013 yılı Temmuz ayı itibarıyla -2014'ü bilmiyorum, gene başkan açıklar herhâlde- 117,8 milyon TL tazminat ödüyor TOKİ, bunları müteahhitler ödemiyor arkadaşlar, bunları konut edinen insanlara ödüyor TOKİ, 117-118 milyon TL tazminat ödüyor ve 2014 Kasım itibarıyla da ödenen tazminat ne kadardır, bunu merak ediyorum, toplam tazminat ne kadar ödenmiştir?

Şimdi, gecikmeler neden kaynaklanmıştır? Bir kısmı Sayıştay raporlarında yer alıyor zaten, mevzi planların yanlış yapılmasından kaynaklanıyor, işte diğer tarafta inşaattaki kontrollerin yapılmaması, daha sonra çıkan aksaklıklardan kaynaklanıyor. Bunların önlenmesi gerekiyor yani TOKİ algısı her geçen gün kötüye gidiyor kamuoyu araştırmalarına göre ve gerçekten de kötü yönetildiğinin ibarelerini burada görüyoruz. Şimdi, yine Sayıştay raporunun 23'üncü sayfasında reklam giderlerinde 2012'de bir azalma olduğu görülüyor ama TOKİ'nin niye reklama ihtiyacı var arkadaşlar, çok merak ediyorum, o kötü algıyı ortadan kaldırmak için mi yoksa geçmişte de yapılmış, en az bu dönem kadar, on iki yıldır yapılanlar kadar geçmişte de yapıldığı için acaba TOKİ -hani konuşmamın başında- sanki sıfır kilometreden ortaya çıkmış bir kurummuş gibi, Türkiye'yi şaha kaldıran, sosyal adalet dağıtan ve sosyal devlet kurumunun gereklerini yerine getiren bir kurum olmuş da 8 milyon TL 2011'de, 2012'de de 5 milyon TL reklama harcamış? Niye harcama gereği duyuyorsunuz? Eğer konutlarda bir pazarlama... Bayburt'ta konut yaparsanız pazarlamada bir sıkıntı çekmezsiniz, yine Tokat'ta yaparsanız pazarlamakta sıkıntı çekmezsiniz, Ataşehir'de yaparsanız pazarlamada bir sıkıntı çekme ihtimaliniz var, pazarlayamazsanız çünkü orta ve yoksullara konut yapmıyorsunuz orada, Ataşehir'de yaptığınız konutlarda kurum büyük zararlara uğratıldı geçmiş yönetimler tarafından, umarım siz yapmazsınız. Geçmiş dönemde biz şunu sormuştuk, eski bakana da şunu sormuştuk: Ataşehir'de gelir paylaşımı yöntemiyle yüzde 30'a vermiş olduğunuz arsaları sizin kendi arsanız olsa yüzde 70'den aşağı verir misiniz diye bir soru sormuştum. Aynı soruyu size sormak istiyorum Sayın Başkan: Eğer sizin Ataşehir'de bir arsanız varsa, o arsayı da bir müteahhide vermek isterseniz yüzde kaçtan verirsiniz? Bu soru, çok önemli bir soru. umarım bu dönem, sizin döneminizde bu işler düzelir, vatandaşın vergileriyle vermiş olduğu, Hazine arazileri vesayetine alınmış olunan TOKİ'nin gelirleri daha düzgün, doğru şekilde kullanılır diyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Binnaz Hoca'yı üzdün ya.

BAŞKAN - Osman Bey, müsaade edin.

Sayın Akar, devam edin.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - O Binnaz Hoca'nın fikri, ben fikrimi söylüyorum.

Hazineden bedelsiz alınan arazilerin bir kısmını Kamer Bey söyledi, 2011'de 6 milyon 877 metrekare, 2012'de 10 milyon 110 bin metrekare ve 2013 ve 2014 rakamları elimde yok ama çok sayıda arazi alınmış ve bu arazilerin bir kısmı satılmış, bir kısmı da gelir paylaşımı yöntemiyle müteahhitlere verilmiş. Şimdi, burada bir şey çıkıyor, bu gelir paylaşımı yöntemiyle müteahhitlere verilen, konut yapması için, konut üretmesi için müteahhide verilen araziler de Sayıştay denetiminden uzaklaşıyor. Siz denetim yapıyor musunuz?

SAYIŞTAY TEMSİLCİSİ - Yapmıyoruz efendim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yapmıyorsunuz değil mi öyle bir denetim? Yani Ağaoğlu'nun gelir paylaşımı yöntemiyle TOKİ'den almış olduğu arazi üzerinde yaptığı inşaatlarda, Torunlar'ın almış olduğu inşaatlarda denetim yapmıyorsunuz ama yaptıklarınızda da bir eksik var -yine konuşmamın başında söylemiştim- işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili hiç tespitleriniz yok. Şimdi, raporun ben ilgili sayfalarında birçok şeyde personel eksikliğini, bunun da inşaat mühendisi, tekniker eksikliği gibi eksikleri tespit etmişsiniz. Yine, aynı yüklenici firmaların, kontrol amaçlı müşavirlik hizmeti veren firmaların birden fazla işi almış ama yeterli elamana sahip olmadığını tespit etmişsiniz, bunlar güzel tespitler. Son zamanlarda iş kazalarını görüştüğümüz bir yerde asıl işveren olan TOKİ'nin bu işçi sağlığı ve iş güvenliği olaylarına alt işverenden daha çok sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum, bunu denetlemesi gerektiğini düşünüyorum ama TOKİ yine daha önce konuştuğumuz gibi Türkiye'nin her tarafına yayılmış ki bunun için yeterli istihdamı da yok, onları kontrol edecek yeterince birimleri de yok çünkü taşra teşkilatları yok, TOKİ, Ankara ve İstanbul'da üstlenmiş, üst gelir düzeyine sahip yöneticilerden oluşuyor ve buradan ihaleleri -işte daha önce söylediğimiz gibi- kâğıt üzerinde ihaleler yapıyorlar, gerçeklikten -Ziver Bey'in dediği gibi- çok uzak ama alana gittiğimizde başka bir dünyayla karşılaşıyoruz. Bunların da acil düzeltilmesi gerekiyor.

Evet, dar ve orta gelirlilerle ilgili skalalarınızı sormuştum, onu geçiyorum. Peki, dar gelirli ve orta gelirlilerle ilgili kısımda onu söyleyeyim çünkü Kamer Ağabeyi de ilgilendiren bir iş, Çemişgezek'te dar ve orta gelirliler için inşaat yapmışsınız, TOKİ...

BAŞKAN - Kamer Bey de ama söz talebinde bulundu zaten.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - ...Tunceli Çemişgezek'te bugün de basına düştü, hepinizin bildiği gibi bir AKP milletvekili ve belediye başkanı o konutlardan konut sahibi olmuş, konut almış. Tamam, buraya kadar bir problem yok, bu konutların başvuru formunda istenen belgeler arasında hane halkı gelirinin en fazla net 2.600 TL olduğunu kanıtlayan gelir belgeleri istenmiş yani vatandaş gittiğinde belediyeye 2.600 TL'den fazla geliriniz varsa dur demiş, doğru mu, doğru ama bizim AKP'li milletvekilinin herhâlde gelirinde bir sıkıntı var, geçinemiyor arkadaş ve bir de İstanbul Milletvekili.

BAŞKAN - Teşvik etmek için almış.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Önemli değil, çok da zengin olduğunu söylüyorlar, niye buna ihtiyaç duymuş, onu da anlamış değilim ama şimdi, aynı problem benim Kocaeli'deki Kent Konut denen, belediyenin yaptığı şeyde de var, AKP il başkanı dâhil olmak üzere ki bu ulusal gazetelere de çıktı, hem kendisi için 3 tane konut hem de ticari alanlar satın almış, ticari alanlar satın alırken de belediye yaptığı için belediye personeline tanınan imkânlar tanınmış, on aylık bir sürede ödeme taahhüt etmiş, senet yapmış ama hiçbir senedini, daha bir senedini ödemeden konutları satmış, bir avantaj sağlamış.

Şimdi, arkadaşlar, eğri oturacağız doğru konuşacağız. Ben biliyorum ki, benim kentimdeki AKP il başkanın da buna ihtiyacı yok, ben biliyorum ki Tunceli'deki milletvekili arkadaşın da buna ihtiyacı yok çünkü 65 metrekarelik bir konutmuş ve 2.600 TL'nin altındaki kazancı olan insanlara veriliyormuş ki belediye de bunu bu şekilde organize etmiş, yani sen vatandaş Osman olarak gittiğinde 3 bin lira gelir gösteriyorsan bu konutu alamıyorsun ama...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Gerçek dışı beyanda bulunmaktan dolayı Türk Ceza Kanunu'na göre...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, AKP'li milletvekili arkadaşım, belediye başkanı ve oranın -bir de yanlış söylemeyeyim- ticaret odası başkanı da var galiba, bu konutlardan satın almışlar, bu da doğru bir yöntem değil, bu vesileyle de bunu aktarmış olayım. Bunu da cevaplarsanız eğer konu hakkında...

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Fazla konut olmuş olabilir ya.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Efendim?

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Dedim, fazla konut vardır...

BAŞKAN - Öğreneceğiz şimdi neden böyle bir...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şimdi, kriterlere uyacağız hepimiz vatandaş olarak, eğer vatandaşı oradan geri döndürüyorsak bunu yapmamamız gerekiyor.

Alt yapı problemlerini konuştuk, bakın 167 adet süre uzatımı verilmiş, alt yapı problemlerinden dolayı ve bunlarda genelde yapılan ihalelerden sonra mülkiyet sorunları çıkmış, imar problemleri çıkmış, alt yapı sıkıntıları çıkmış ki imar problemlerinde dere yatağı, fay hattı, mevcut yapı, yol ile karşılaşılmış.

MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Vallahi ben seni sevdiğim için dinliyorum, böyle dinliyoruz, sence cevap kaç tane vardır?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuşmayalım mı Mehmet Ağabey? Ama siz konuşursanız bu tespitleri yaparsanız ben konuşmayacağım, söz veriyorum.

MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) - Bakın, konuşmuyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hayır, siz konuşun, ben söz veriyorum konuşmayacağım, bunları siz söylerseniz, biraz sonra o kaçak saraya geldiğimizde bunları siz söylerseniz ben konuşmayacağım, söz veriyorum.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Bir Anayasa kitapçığıyla 100 milyarlar gitti, kaybettik yani.

BAŞKAN - Sayın Akar, şöyle yapalım: Şimdi başka arkadaşlarımızın da, muhalefete mensup arkadaşlarımızın da söz talepleri var, zamanı iyi değerlendirmek adına, mümkün olduğu kadar kısa ve soru şeklinde olursa...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Toparlıyorum Başkanım. Peki, ben de Ali Bey gibi toparlayayım.

Yine bu kontrol eksikliklerinden kaynaklanan birkaç noktada -şimdi kitapta, tek tek saymayayım madem zamanı tasarruflu kullanalım- demirin esvaba uygun olmadığı ve demir yeterince kullanılmadığı, yine özellikle birkaç ihalede yapılan kontrol sonucunda betonların esvabına uygun dökülmediği veya aynı dayanaklıkta olmadığı görülmüş Sayıştay raporlarında ama garip olan şu, inşaatlar devam etmiş. Özellikle yurt inşaatlarında, 1.000 kişilik Bursa'daki, Burdur'daki yurt inşaatlarında karşılaşılmış yani ben çocuklarımızı TOKİ'ye nasıl emanet edeceğiz, onu anlayamıyorum yani derler ya "Allah'a emanet ettik." derler, bu insanlar çocuklarını yurda yollarken TOKİ'ye emanet etmiş oluyorlar, Allah korusun biz depremi yaşamış bir insan olarak orada oluşabilecek en ufak bir problemde yüzlerce çocuğumuzu kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Onun için de bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Evet, belediyelerle çıkan problemlerinizi geçiyorum. Bir de çok önemli, dikkatimi çeken bir konu var ve gerçekten de kanunu arkadan dolanmanın bir suç olduğunu düşünüyorum, bunu Sayıştayın bir suç olarak görmemesini de algılayamıyorum. İlave işlerin yapılması geçici kabul işlerinde baktığımda, incelediğimde geçici kabulde eksikliklerin tespiti noktasında kanunun vermiş olduğu yüzde 5'lik yetkiye istinaden bir rakam çıkmış hepsinde yani atıyorum 9 milyonluk bir ihale yapmışsınız, 9 milyonla geçici kabul yaparken 450 bin TL'lik ilave iş çıkmış ama iş gerçekleştiğinde bu 1 milyon 300 liraya, 1 milyon 200 liraya ve ortalamanın yüzde 10-14'e tekabül ettiğini fark ettim işlerde. Bu nedir biliyor musunuz? Kanun götürü işlerde yasaklıyor yani "Yüzde 5'den fazla geçici iş varsa, yapılması gereken iş varsa kabul yapamazsınız." diyor. Burada bir gecikme söz konusu ve gecikme cezasının uygulanması gerekiyor, bu gecikme cezasından kaçmak için başlangıç itibarıyla yüzde 5'lik olarak gösteriliyor ama iş sonuçlandığında bu yüzde 10-15 arasındaki bir rakama tekabül ediyor, incelerseniz ortalama burada böyle; hepsine özellikle baktım, ortalama böyle. Evet, bu gecikme cezalarının da tahsil edilip edilmediğini de çok merak ediyorum, gecikme cezaları tahsil edilmiş midir, bir de rakamlara baktığımda gecikme cezalarının günlük 7 lira, 5 lira gibi çok düşük rakamlar, neye göre hesaplıyorsunuz bilmiyorum ama çok düşük rakamlar olduğunu görüyorum.

En büyük alacaklarınızdan bir tanesi Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm. 2013'teki tarihi itibarıyla 786 milyon TL alacağınız var. Kimden? Tweet Melih'ten. Tweet Melih'i tanıyorsunuz değil mi? Ankara'da doğal gazda devlete kazık atmış, metroda devlete kazık atmış. Onun, tweet Melih'in sömürdüğü kadar kimse devleti sömürmüyor. İş yapmadığı için, akşama kadar tweet attığı için böyle 786 milyonu da size takmış, bu parayı ödemiyor. Onlarla da iş yaparken bundan sonra daha dikkatli davranmanızı tavsiye ediyorum çünkü İ. Melih Gökçek kimseye parasını vermez. Böyle bir durum da söz konusu.

Şimdi gelelim kaçak saraya arkadaşlar.

ALİ GÜLTEKİN KILINÇ (Aydın) - Nereden kaçak?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kaçak saray çünkü orada ÇED raporu alınmamış.

ALİ GÜLTEKİN KILINÇ (Aydın) - Durdurma kararı yok ki.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Var, var.

Şimdi, ben "kaçak" diyeyim, siz "ak" deyin ama iki tane ihale yapılmış arkadaşlar. "Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin prestij projesi." diyorlar ya. Yahu, diyelim ki Türkiye Cumhuriyeti Amerika'dan daha prestijli olsun, Almanya'dan daha prestijli olsun, bu binayla mı olacak arkadaşlar? Dünyada en prestijli ülke kim diye sorsam hepiniz Amerika dersiniz, Almanya dersiniz.

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) - Ben demem, ben demem; Türkiye, Türkiye.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, senin demen önemli değil, dünyanın nasıl baktığı, senin nasıl baktığın önemli.

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) - Bayburt ve Türkiye!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bravo!

Birinci ihaleyi yapmışsınız 68 milyon liraya, aynı firma almış, ikinci ihaleyi yapmışsınız 350 milyon liraya; toplam 419 milyon TL olması gerekiyor, kabul edilebilir rakam, ihalenin sonuçları bu ama bugün gelinen, Mehmet Şimşek'in açıklamış olduğu rakam 1 katrilyon 370 trilyon. Yazık günah, bu 1 katrilyon 370 trilyonla 1.000 tane yaşam odası yapılabilirdi. Bu 1 katrilyon 370 trilyonla 48.000 tane maden işçisinin -madenler bir süre kapatılıp iş sağlığı ve işçi güvenliği tedbirleri alınıp- beş yıl süreyle sizin çıkartmış olduğunuz yani hepimizin çıkartmış olduğu iki asgari ücret -ben ona 1800 TL diyorum ki vermiyorlar- 1800 TL ücretle beş yıl hiç çalışmadan parasını ödeyebilirdik. Bu rakamı, bunu çoklandırabiliriz, şu, şu, şu. Arkadaşlar, Türkiye bu kadar zengin değil.

MEHMET GELDİ (Giresun) - Allah'a şükür.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yapma Mehmet Ağabey.

Bunu konuşacağız, iç borcun nereye geldiğini, dış borcun nereye geldiğini. Türkiye henüz bunları yapacak seviyeye gelmedi. Bu 1 katrilyonla birçok devlet hastanesi işini halledebilirdik. 1 katrilyonla benim kentimdeki ki en az devletten yatırım alan kent, 12 veriyorum, 1 alıyorum Kocaeli olarak. Bakın arkadaşlar, 12 veriyorum, 1 alıyorum; 12'yi Başbakanın veya Cumhurbaşkanının kaçak sarayı için vermiyoruz, bu bize bir kamu yatırımı olarak dönsün diye veriyoruz. Ben Bayburt ilinden az yatırım alıyorum. Benim okul ihtiyacım var çünkü Bayburt kadar büyüyorum her yıl. Benim yol ihtiyacım var, benim hastane ihtiyacım var, benim adalet sarayı ihtiyacım var ama Başbakan veya o dönemin Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı kendine kaçak saray yapıyor, 1 katrilyon 370 trilyon. Bunun Allah hesabını sorar öbür dünyada arkadaşlar. Ben bu kadar diyorum, onu Allah'a havale ediyorum; bu kadar diyorum ve Allah'a havale ediyorum. Hiç bundan kimse günah çıkartmasın arkadaşlar. Türkiye'nin bunca ihtiyacı varken, TÜİK'in rakamlarına göre 13 milyon insan 350 TL'nin altında bir ücretle bu ülkede geçiniyorsa bir Başbakanın -bu bizim de olabilir, önemli- Cumhurbaşkanının kimse 1 katrilyon 370 trilyonluk kendisine saray, daha sonra devam eden 280 odalı rezidans, daha sonra devam eden...

GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Kendisine değil devlete yaptı.

BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) - Artık gecekondularda değil saraylarda yaşayacağız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz istemiyoruz kardeşim, biz istemiyoruz. İnşallah Allah bize nasip ederse o kaçak sarayı yapanların da cezasını vereceğiz, o kaçak sarayı da eğitime, bilim ve teknolojiye hibe edeceğiz diyorum, saygılar sunuyorum, teşekkür