| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı b) Avrupa Birliği Bakanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 13 .11.2017 |
AYŞE GÜLSÜN BİLGEHAN (Ankara) - Sayın Başkan, misafir milletvekili olarak söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Komisyon üyelerini ve katılanları saygıyla selamlıyorum.
Evet, tabii ki hepimizi çok ilgilendiren bir konu.
Sayın Bakanım, buraya gelen her kadın bakandan mucize beklenir, sizden de mucizeler bekleniyor ama kadınlar gerçekten haklılar. Bakın, Bakanlığınızda hakikaten isimleri bile yok. Ben isterdim ki genç, yeni bir milletvekili olarak, biraz önce başka bir arkadaşım da eleştirdi, bu Bakanlığın adında "kadın" olmalı mutlaka. Sizin burada bulunma nedenlerinizde birçok birikiminizin yanında, kadın kimliğinizin, anne kimliğinizin önemli olduğunu düşünüyorum.
Kadınlar haklılar sizden birçok şey beklemekte. Biraz önce Sibel arkadaşım söz etti. Bakın, Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2017, bu yılın raporuna göre, Türkiye 144 ülke arasından yine 131'inci sırada. Bir sıra daha gerilemişiz.
Bu rapor on yıldır yazılıyor. Ben de on yıldır başka arkadaşlarımla birlikte; muhalefet, iktidar, Türkiye'deki eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, kadın haklarının ileriye gitmesi için birlikte çalışıyoruz. İyi dönemlerimiz de oldu. Bakın, 2011 yılında, 25 Kasım 2011 yılında, bu Mecliste, Genel Kurulda, siz yoktunuz ama 4 partinin milletvekilleriyle birlikte, oy birliğiyle İstanbul Sözleşmesi'ni onayladık, kabul ettik.
İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi'nin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele konusundaki en önemli sözleşmesi. 47 ülke arasında bir tek Türkiye, ilk imzaladı ve ilk onayladı. Şimdi, 27 ülke var kabul eden ama uygulanması gerçekten sorunlu, başka ülkelerde de sorunlu, sadece bizde değil.
Bakın, ben şu anda kadına yönelik şiddetle ilgili Avrupa Konseyi'nin genel raportörüyüm, 47 ülkede de aynı bu sorunlar var. Ama, yani bize baktığımızda, samimi olmak gerekiyor, her gün 1 kadın öldürülüyor. Yani, kadına yönelik şiddetin değişik safhaları var, değişik göstergeleri var; ekonomik şiddet de var, psikolojik şiddet de var, aile içinde, evet, bütün bireylerin haklarının korunması gerekiyor ama gerçekten en mağdur durumda kadınlar aile içinde de.
Türkiye'de her 4 kadından 1'i şiddet görüyor, fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Vahim olan, İstanbul Sözleşmesi'ne rağmen, şiddet görenlerin yüzde 89'u hiçbir kuruma başvurmuyor. Sayın Bakanım, neden biliyor musunuz? Çünkü, örneğin, İstanbul Sözleşmesi'ne ve ona bağlı olan 6284 sayılı Yasa'ya göre; kamu, medya kurumlarının ve hatta özel kurumların da ayda doksan dakika toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddetle mücadeleyle ilgili programlar hazırlaması gerekiyor. Şimdi, size bunu sormak istiyorum: Böyle bir çalışma var mı? Bakanlığınız bu konuda bilgi sahibi mi? Eleştiriyor mu? Katkıda bulunuyor mu? Yani, ayda doksan saat toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili medyada programlar yapılması gerekiyor.
İkinci sorum, gene, Sibel bahsetti sanıyorum. Hakikaten anlamlı, çünkü geçen yıl sağlığa erişimde ki Sayın Bakanın bence de alanı, Türkiye dünyada birinci geliyordu. Yani, bakın, bu, şunun da kanıtı: Bu raporlar, işte, OECD'nin raporu, Dünya Ekonomik Forumu, yani Türkiye'yi kötülemek için yazılmıyor, başka ülkelerde de ilerlemeler var, gerilemeler var. Benim sorum: Neden kadınların sağlığa erişiminde geçen yıl Türkiye dünyada birinciyken şimdi 59'uncu sıraya gelmiş, 58 sıra geriye gitmiş. Sayın Bakanın, dediğim gibi, alanı da olduğu için, bu konuda cevap vermesi gerekir, memnun olurum.
Birçok şey söylendi. Avrupa Konseyi'nde konuşma süresi beş dakika zaten, beş dakikaya ben alışığım, her hâlde tamamlamış olmuşumdur. Başka birçok soru da vardı zaten.
Evet, beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.