Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Cumhurbaşkanlığı c) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ç) Sayıştay Başkanlığı d) Kamu Denetçiliği Kurumu e) Başbakanlık f) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ğ) Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı h) Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği ı) Diyanet İşleri Başkanlığı i) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı j) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 31 .10.2017 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli Meclis Başkanımız, değerli Komisyon üyeleri, Cumhurbaşkanlığı, MİT, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumunun değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Kamu Denetçiliği Kurumumuzla ilgili sözlerime başlamak istiyorum. Kamu yönetiminin iyileştirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumunun yıllık faaliyet raporları Komisyonda görüşülüp Genel Kurul gündemine girdiği hâlde görüşülmemektedir. Ne yazık ki, kurumun kurulduğu tarihten bu yana hiçbir raporu görüşülmemiştir. Kurumun kamu yönetimiyle ilgili şikâyetlere ilişkin hazırlayıp gönderdiği yıllık çalışma raporları Mecliste itibar görmemiş, önemsenmemiş, görüşülmemiştir. Bu dönem ise 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait dört adet yıllık raporun tamamı Komisyonda tek bir rapor hâline getirilerek Genel Kurul gündemine alınmıştır; hâlen gündemin 90'lı sıralarında beklemektedir. Kurumun çalışmalarına ilişkin raporların bu şekilde ötelenmesi konunun önemi ve ciddiyetiyle bağdaşmamakta, kurumun da motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Kurum kamu yönetiminin hukuka uygun ve kamu yararı doğrultusunda işlemesi yönünde uyarıcı, gözetici fonksiyon icra edecektir. Bu kadar önemli işleve sahip kurumun kendisine bağlı Meclis tarafından sahiplenilmemesi üzücüdür.
Değerli Başkanımız sunumunda bizlere bazı bilgiler verdi, 2017 yılında 20 Ekime kadar 12.507 şikâyet geldiğini ve bunlarla ilgili 145 tavsiye kararı alındığını, 250 ret, 56 da kısmen tavsiye kısmı ret, idarenin bunlardan 74'üne uyacağını söyledi. Yani genel anlamda da baktığımız zaman, yüzde 53 bir uyma söz konusu.
Bu tür gelişmeler olumlu gelişmeler ama yeterli mi? Yeterli değil. Kurumun daha etkin hâle getirilmesi için -ki yeni cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine göre de belki bazı kanunda değişiklikler de gerekebilir- daha etkin çalışması için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Bir de bu hak arama kültürünün yaygınlaştırılması ve farkındalığın artırılması konusundaki çalışmalarınızı biz de çok önemli görüyoruz. Bu anlamda, bu kültür hakikaten yaygınlaştırılmalı, hak aramayla ilgili farkındalık da toplumda oluşturulmalı.
Evet, Sayın Meclis Başkanım, Meclisimizle ilgili bazı tespitlerimi, eleştirilerimi ifade edeceğim. Maalesef, öteden beri, ki bütün görüştüğümüz, burada görüştüğümüz kanun tasarıları ve teklifleriyle ilgili muhalefet şerhlerimizde de ifade ettiğimiz üzere, kaliteli, sağlık bir şekilde yasama faaliyeti sürdürülmemekte. Mevzuatın amir hükümlerine rağmen tasarıların düzenleyici etki analizleri olmadan Komisyonumuza, Meclisimize sunulmakta.
Yine, onca verilen söze rağmen sıkça başvurulan "torba kanun" uygulaması, hukukun güvenlik ilkesini, dahası hukukun kendisini altüst etmiş bulunmakta Sayın Başkanım. Daha yeni, yine bir torba tasarı görüştük Komisyonumuzda, şu an Genel Kurulda görüşülmeye başlanacak. Tam 127 maddelik, 60 küsur kanunda değişiklik yapan hemen hemen her konuya giren bir tasarı. Ki Mecliste, biliyorsunuz, konusunda uzman ihtisas komisyonlarımız var, o komisyonlarda görüşülmesi gereken birçok madde, maalesef torba içinde yine bizim Komisyonumuza geldi ve bizler kendi uzmanlık alanımız olmayan konularda burada karar almak durumunda kaldık.
Meclisin denetim fonksiyonu da layıkıyla gerçekleştirilememekte. Bunu her sene ifade ediyorum, ki kendimi de bir mensubu olarak gördüğüm Sayıştayın raporları maalesef içeriği daraltılmış bir şekilde ve kamu zararına ilişkin tespitleri çıkarılmış olarak Meclise gönderilmekte. Yıldan yıla raporlara bazı özet bilgiler konuyor ama tam istediğimiz şekilde bir denetim raporu maalesef sunulmamakta. Aslında Sayıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi için denetim yapmakta yani Türk milleti adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapmakta. Bu anlamda da, denetim sonuçlarını mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisiyle tümüyle paylaşması gerekir diyorum.
Tabii, Komisyonumuzda, biraz önce Sayın Başkanımız da ifade etti, kesin hesap görüşmeleri ve bütçe görüşmeleri aynı anda gerçekleştiriliyor. Bundan da verimli bir sonuç alamıyoruz. Kesin hesap ve Sayıştay raporlarının görüşülmesinin ayrı bir komisyonda yapılması gerektiği yıllardır dile getirildiği hâlde, bu yönde de maalesef bir mesafe alınabilmiş değil.
Yine, gündem dışı konuşmalara güncel ve tatminkâr cevaplar verilmiyor Genel Kurulda. Araştırma komisyonu raporlarının genel görüşmesi maalesef yapılmıyor. Sözlü soru uygulaması yine etkisiz. Dilekçe Komisyonu raporları, Sayıştayın raporları -biraz önce ifade ettim- Kamu Denetçiliği Kurumu faaliyet raporları Genel Kurulda görüşülmemekte.
Ki Sayın Başkanım, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte malum Hükûmet sistemimizde köklü bir reform gerçekleştirdik. Bu reforma paralel olarak mutlaka kamuda, başta Cumhurbaşkanlığımız olmak üzere, teşkilat kanunlarında birçok düzenleme yapılması gerekiyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usul, esaslarını belirleyen İç Tüzük'ünün de yeni hükûmet sistemine göre mutlaka bir an önce değiştirilmesi ve kabul edilmesi gerekiyor. Görüş olarak birkaç konuya değinmek istiyorum Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Bu değişiklikle, mesela, bir kesin hesapları inceleme komisyonu kurulmalı. Biraz önce Sayın Başkanımız ifade ettiler, Meclisin kurumsal ve idari kapasitesi mutlaka güçlendirilmeli. Yine, başka ülkelerde örneklerini görüyoruz yani Bütçe Başkanlığı bir anlamda gelecek tasarıların, tekliflerin etki analizini yapabilecek düzeyde personel takviyesiyle, uzman takviyesiyle güçlendirilmeli. Yine, yasamanın yürütme üzerindeki denetimini kuvvetlendirmesiyle ilgili hususlar İç Tüzük değişikliğinde dikkate alınmalı. Danışma Kurulunda siyasi partilerin etkinliği mutlaka artırılmalı ki komisyon başkanlık divanlarında da bize göre muhalefet temsilcilerinin yer alması sağlanmalı. Meclisin idari teşkilatının da yeni ihtiyaçlara göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Sayın Başkanım, personelle ilgili de bazı konuları ben burada daha önce de ifade ettim, yine ifade edeceğim. 24'üncü Yasama Döneminde çıkarılan teşkilat kanunumuz var. Bu kanunla emekli ikramiyesi artırılarak personele emeklilik dayatması yapıldı ve emekli olamayanların norm fazlası sayılarak gönderileceği tehdidiyle çalışanlar genç yaşta emekli olmaya zorlandılar. Çok sayıda yönetici şahsa bağlı kadroya alınarak atıl bırakıldı ki son uygulamada birimlere dağıtıldı ama yine yeterince değerlendirildiği söylenemez. Yöneticilik görevlerine dışarıdan atamalar yapılıyor. Bu, kurum çalışanlarının bir anlamda önünü tıkamak ve şevklerini kırmak anlamına geliyor. Mümkün olduğunca yönetici görevlere o birimlerde yetişmiş arkadaşlarımızın gelmesini sağlayacak bir düzen kurulmalı.
Yine, bir alt komisyon üyesi ve komisyon üyesi olarak görev yaptım bu Meclis teşkilat kanununda. Sayın Başkanım, bunu bizatihi size burada da ifade etmek istiyorum, bu Komisyonda tüm siyasi partiler yani burada o teşkilat kanunuyla ilgili yaptığımız çalışmada şu kanaate vardı: Yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımız var Mecliste. Bunların "geneli idare sınıfına alınması" diye biz tasarıya bir madde koymayı düşündük önce ama "Bu diğer kamu kurumları açısından bir de kanun tekliği açısından bu uygun olmaz. Komisyonun tüm siyasi partilerin bu konudaki bu görüşünü Meclis Başkanlık Divanıyla paylaşalım, Meclis Başkanlık Divanına yetki verin, bir madde yazalım, o maddeye göre Meclis Başkanlık Divanı bunu yapsın." görüşü yapıldı ama o öyle kaldı yani kanunda verilen yetki bu yardımcı hizmetler sınıfındaki arkadaşlarımızın genel idari hizmetlerine alınmasına ilişkin konu öyle kaldı. Yani, emsalleriyle aynı işi yapıyor, üniversite mezunları var, hatta daha ileri yüksek öğrenim masterı var ama bakıyorsun, yardımcı hizmetler sınıfında, maalesef, özlük hakları itibarıyla da emsallerine göre çok düşük bir ücret almak durumunda.
Yine, Mecliste 4/C statüsünde çalışan personel de, aynı işi yapan, aynı hizmeti yürüten emsallerine göre mali ve sosyal haklara sahip olmaksızın istihdam edilerek mağdur ediliyor. Yani, bu genel, kamuda da bir problem ama bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde de bunu yaşıyoruz. Bu, teşkilat kanunuyla ilgili görüşmelerde şunu dedik: "Türkiye Büyük Millet Meclisi tüm kamuya da örnek olacak şekilde, bu 4/C statüsünde çalışanlarla ilgili soruna buradan çözüm getirelim, diğer kurumlar da bunu örnek alsın." ama o da öyle maalesef kaldı. Daha da ötesi geldi, taşeron uygulaması, Türkiye Büyük Millet Meclisinde taşeron işçi çalıştırılması uygulaması. Yani, insan onuruna yaraşır, düzgün işleri sunması için örnek olması beklenen Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir nevi kölelik sistemini andıran uygulamayla taşeron işçi çalıştırması asla kabul edilemez. Taşeron çalışanlar tüm kamuda olduğu gibi Mecliste de âdeta bir alt sınıf muamelesiyle çalıştırılmakta, psikolojik ve sosyal olarak ayrı bir çalışan grubu oldukları tüm ağırlığıyla kendilerine hissettirilmektedir. Yani bu bir emek sömürüsüdür, bu mutlaka sona erdirilmeli. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu konuda da tüm kamuya örnek olmalıyız. Yani mevcut kamuda ve kendi teşkilat kanunumuza göre statü itibarıyla memurdur, işçidir yani mevcut düzenlemelere göre çalıştırma yapmanın daha doğru olacağını ifade ediyorum. Zaten bu konuda da yargımızın verdiği birçok karar var. Bu taşeron işçilerin işe başladığı günden itibaren aslında kamunun işçisi olduğu, yapılan işin hileli bir düzenleme olduğu yönünde çok sayıda yargı kararı da var. Yani tüm bunlar dikkate alınarak Mecliste, en azından diğer kamuya da örnek olma açısından, gerek 4/C'liler gerek yardımcı hizmetler gerekse taşeron işçilerle ilgili adım atalım diyorum. Biz bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak da gerekli desteği, katkıyı veririz.
Sayın Başkanım, daha önceki aldığımız bilgilerdeki hemen hemen herkesin eleştirdiği Yeni Halkla İlişkiler Binamız -yani kimisi AVM'ye benzetiyor kimisi kamu hastanesine benzetiyor- bir gerçeklik var ki yani dokuya uymuyor. Yani Ana Bina ile Halka İlişkiler Binasına baktığımız zaman mimari açıdan gerçekten çok çirkin bir görünüm söz konusu. Yani burada 170 milyon liralık bir harcama yapıldığı daha önce ifade edilmişti, acaba bu koruma kurulları böylesi bir garabete nasıl müsaade verdi, nasıl izin verdi, bu konunun cevabını bugüne kadar alamadık.
Bu Yeni Halkla İlişkiler Binası açıldıktan sonra eskiler önce çürümeye bırakıldı Sayın Başkanım gözümüzün önünde, bekliyordu binalar. Bu 15 Temmuz hain teşebbüsünden sonraki çalışmalarda bunların yıkıldığı ki yerine yeni ihtiyaçlara uygun bir şekilde ve bizatihi sizden aldığımız bilgiyle hem de Ana Binayla mimari açıdan uygun binalar yapılacağı yönünde yine milletvekili ihtiyacına binaen bilgiler aldık. Ama bu konuda -sunumunuzda da çok kısa geçti Sayın Başkanım- yani bu 15 Temmuz sonrası Mecliste yapılan inşaat, onarım, bakım çalışmalarıyla ilgili yine biz şunu gördük: İşte, "Milletin Meclisini millet yapıyor." gibi ifadelerle Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının katkısından filan bahsettik. Yani kabaca harcama itibarıyla ne yapıldı? Ki camiyle ilgili bildiğim kadarıyla bir mahkeme kararı nedeniyle herhâlde yıkıma geçilmedi. Yeni, daha görkemli, daha Meclise uygun bir cami yapılması düşüncesi var herhâlde. Bu konuda da bizleri aydınlatırsanız, Komisyonumuza bilgi verirseniz memnun olurum.
Diyeceğim şu Sayın Başkanım: Yani şu bir buçuk yıl -ki iş de uzadı, çoğu zaman çamur içinde, toz içinde burada çalışmalara gelmek durumunda da kaldık- içerisinde neler yapıldı, biraz daha ayrıntısına girebilirsek yani bir de ne kadar harcama yapıldı? Bu konularda bizleri bilgilendirirseniz memnun olacağım.
Ben bütçelerimizin hayırlı sonuçlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Teşekkür ediyorum.