| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Kalkınma Bakanlığı b) Türkiye İstatistik Kurumu c) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ç) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı d) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı e) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı f) Kalkınma Ajansları |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .11.2017 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde kendisini rahmet, minnet ve özlemle anıyorum. Atatürk'ün en önemli hedefi tabii, Türkiye'nin tam bağımsız olmasıydı. Bu konuda da en önemli araç ekonomi. Ekonomimizin ayağa kalkması lazım. Maalesef onun mirasına gerektiği kadar sahip çıkamadık. Bugün, ayakta olan tam bağımsız bir ekonomiden bahsedemiyoruz mevcut koşullar altında. Çok daha iyi olması gerekirdi, çok daha iyi bir noktaya taşıyabilmemiz lazımdı. İnşallah önümüzdeki dönemde bunu başarabileceğiz.
Sayın Bakanım, siz Kalkınma Bakanı olarak planlardan sorumlusunuz, hem beş yıllık planlardan hem OVP'den, mali plandan ve bunların koordinasyonundan. OVP'yle ilgili olarak birçok eleştiri yapıldı ve yapılacak, haklı olarak yapılacak çünkü OVP... Maalesef, hemen hemen her sene baz alınan satış sık değiştiği için sizi de sıkıntıya sokuyor, hedeflerle ilgili olarak şaşmalar oluyor. Şimdiden, biraz önce de söylendiği gibi, hem faizlerle ilgili hem enflasyonla ilgili hem dövizle ilgili önemli sapmalar söz konusu. Dolayısıyla geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de OVP hedeflerine ulaşmakta sıkıntı çekeceğiz. Ön plana çıkardığınız büyüme var orada. Büyüme ve istihdamı da beş şeye oturttunuz, önemli, güzel tabii. "Makroekonomik istikrar, kamuda kurumsal kalite, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, ortamının düzeltilmesi, yüksek katma değerli üretim, yüksek katma değere dayanan üretim ve beşerî sermaye." dediniz. Bunlar önemli konular. Ama bu dönemde kamuda kurumsal kalitenin oluşturulmasının üzerinde pek durulmadı, özellikle bunun üzerinde durmak istiyorum.
Maalesef kamuda bir geriye gidiş var, kamuda kurumsal kalite açısından baktığımız zaman sıkıntılar var. Konumuz değil, hepsine girmeyeceğim ama özellikle kamu mali yönetimiyle ilgili bir geriye gidiş var. Şimdi, sizin Hükûmetiniz, iktidarınız döneminde çok önemli kanunlar çıktı; Avrupa Birliğiyle uyum müktesebatı çerçevesinde, SPK, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Kamu İhale Kanunu, Sayıştay Kanunu, aklıma gelenler bunlar, çok önemli değişiklikler oldu. Ama özellikle son birkaç sene içerisinde hepsinde geriye doğru gidiş var. Bunlarla bir hukuki yapı oluşturduk, bir hukuki yapı oluştu ama şimdi, özellikle son senelerde, dediğim gibi, bu hukuki yapı istisnalarla, getirilen yeni düzenlemelerle geriye doğru gidiyor. Kamu İhale Kanunu'nu biliyorsunuz, yamalı bohçaya döndü. Diğerleriyle ilgili olarak da öyle. Şu anda Sayıştay -raporları ortada, birazdan onu da konuşacağım- yeterince, olması gerektiği gibi, bir başka ülkede, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yetki kullanamıyor maalesef. 5018 sayılı Kanun'un şuradan E cetvelini çıkarıyorum, 100'e yakın hüküm var, bunlar 5018'in dışında yapılan harcamalar. Tutarı, toplamı ne kadardır bilmiyorum ama 100'e yakın madde... Toplam kaç madde olmuş, önemli değil, neyse. 5018'in dışında harcama yapılabiliyor burada. Zaten bir OHAL var, zaten yatırım ortamı gerektiği kadar güven vermiyor, yabancı yatırımcılar gelmediği gibi bizden de yatırımcı kaçıyor. Dün Ekonomi Bakanımız buradaydı, hepsini tabii ki bilmesi mümkün değil ama yurt dışında 32 milyar dolara yakın yatırımımız olduğunu söyledi, 32 milyar dolara yakın. Çok önemli bir meblağ. Bu kayıtlara giren. Bir de girmeyenler var. Türkiye'ye bu kadar yatırım yapmıyor özel sektör, çok önemli.
Bunu hep söylüyorum, küçümsememek lazım, 2016'da 1 milyon dolar ve üzeri mevduata sahip 6 bine yakın kişi yurt dışına çıkmış, 1 milyon dolar ve üstü mevduata sahip 6 bin kişi yurt dışına çıkmış. 2015'te de galiba 3-4 bindi onun miktarı. Bunlar önemli rakamlar. Yani Türkiye yatırım ortamı açısından gittikçe güven yitiren bir yer oluyor, hâlbuki tam tersine güven vermemiz lazım, yatırımcıyı buraya çekmemiz lazım. Dolayısıyla sizin büyüme ve istihdam odaklı olarak tespit ettiğiniz bu beş ayak boş kalmış oluyor. Hepsine girmek istemiyorum ama sıkıntı olacaktır, bu mali disiplin korunacaktır. Bu düsturunuz çok önemli ama bu mali disiplini, arkadaşlarım da söylediler, bu şekilde koruyamayız ki. Mali disiplin sadece borçlanma rakamının Avrupa Birliğiyle uyumlu olması demek değil ki millî gelire oranı değil ki sadece onu tutturabilmek değil ki. Mali disiplin bir uygulamadır aynı zamanda. Söylendi, bu sene getirilen, ek bütçeyle getirilmesi gereken borçlanma rakamının şeklî bile yanlış. Biraz önce söylediğim konulara uyulmaması yanlış. Bütçe açığının bu kadar yüksek olması yanlış. Bunun bu şekilde... Rezerv biriktirilmesi özellikle yanlış. Yani biz neden altın ve döviz rezervi biriktiriyoruz ki gereksiz yere ve bu, borçlanarak yapılıyor, borçlanarak rezerv biriktiriyoruz.
Bir de sizden sonra ekonomiyle ilgili birim olmayacak yani bakanlık olmayacak. Hiç şimdiye kadar bu Türkiye Varlık Fonu'na sahip çıkan bir bakan görmedim bu sene. Geçen sene herkes sahip çıkıyordu "Türkiye Varlık Fonu şöyle coşturacak piyasaları, şöyle düzenleyecek, şunları bunları yapacak, küresel piyasalarda Türkiye'nin en önemli araçlarından biri olarak çok önemli roller oynayacak." deniyordu, bu sene kimse ondan bahsetmedi, siz de bahsetmediniz. Bahsetmemekte de haklısınız aslında, bir anlamı yok yani Varlık Fonu aslında, daha önce kanunun çıkış safhasında tartıştığımız üzere, yanlış bir fondu. Biz borçlanan bir ülkeyiz, fazla bir fonumuz yok, tutup da bazı bankalarımızı, gayrimenkullerimizi, zar zor ortaya koyduğumuz varlıklarımızı, kıymetli şirketlerimizi bir tarafa alıp ondan sonra oradan borçlanmanın bir anlamı da yoktu. Bence ölü doğmuştu, çok fazla üzerinde durulmaması gerekir, bundan sonra da orayı zorla canlandırmaya gerek yok, yanlış bir iş yapmış oluruz, hem çift hazine hem paralel bir devlet yaratmış oluruz ki çok büyük bir yanlışlık olur. Bunun devamını dilerim yani bundan sonra orayı görmezseniz daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.
Bir de 2016'ya geçmeden önce, kesin hesapla ilgili konulara geçmeden önce, TÜİK'in, tüm yeni seriyle oluşan yeni oranları, yatırım, büyüme, AR-GE harcamaları vesaire hepsini bir kitapçıkta toparlayabilmesi iyi olacaktır diye düşünüyorum çünkü hep karıştırmaya başladık artık, yeni seri, eski seri; bir küçük kitapçıkta onları görebilirsek Sayın Başkanım, güzel olur.
Sayın Bakanım, Kalkınma Bakanlığının 2016 Sayıştay denetim raporunda şartlı görüş var. Siz bunları Plan ve Bütçe Komisyonunun eski bir Başkanı olarak gayet iyi biliyorsunuz. Ama tahsisli kullanılan taşınmazların Bakanlığın mali tablolarında tam ve doğru olarak yer almamasına şaşırıyorum,. Zaten kaç tane taşınmaz vardır ki niye tam olarak yer almıyor, onu anlayamadım. Bir sorun olmaması lazım.
Yine şartlı görüş var. TÜİK'in daha derli toplu olması lazım Sayın Bakanım. Yine, orada da taşınmazlar aynı şekilde mali tablolarda yer almıyor. Bir de "Yapılmakta Olan Yatırımlar hesabı kullanılmıyor." diye bir eleştirisi var Sayıştayın ama ben, orada, arkadaşlar not alabilirse sormak istiyorum: Faaliyet sonuçları tablosunda, hesaplarda yolluklar, tam okuyamıyorum buradan- 6 ya da 5,477 gibi bir rakam, hizmet alımları 26,288'lik bir rakam; bir de kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler var 1,900 küsur. Bunlarla ilgili bilgi verebilirlerse memnun olurum. Faaliyet Sonuçları Tablosundaki bu üç şey, hizmet alımı...
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - TÜİK'le ilgili mi?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - TÜİK'le ilgili olarak. Galiba hizmet alımı söz konusu. Kaç kişi, nasıl yapılıyor? Hem de onlarla ilgili bilgi almış oluruz.
Sayın Bakanım, geçen sene kalkınma idareleriyle ilgili olarak konuşmuştuk. Kendilerine tahsis edilen ödenekleri tam olarak kullanmıyorlardı, senelerden beri böyle geliyordu. Şimdi, ben, bu senenin rakamlarına baktım. Mesela, şöyle bir durum var: GAP'da 138 milyon liralık bir toplam ödenek var, 35 milyon harcanmış ve sermaye gideri olarak da 47 milyonken 17 milyon harcanmış.
KALKINMA BAKANI LÜTFİ ELVAN (Mersin) - 2016'da mı?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2017 Sayın Bakanım. 2016 geçmiş artık, geçen sene o saatten sonra zaten harcama yapamazlardı ama 2017'de de öyle.
Mesela DOKAP: 131 milyonluk başlangıç ödeneği var, 22 milyon harcanmış; 131 milyon, 22 milyon. KOP: 163 milyonluk bir ödeneği var, 3 milyon 928 bin lira harcanmış. Soracaktır herhâlde. 14 milyonluk bir sermaye gideri var, yatırım ödeneği 1,5 milyon harcanmış. DAP'la ilgili olarak da İbrahim Bey şimdi soracaktır herhâlde Erzurum için, muhakkak Erzurum'a sahip çıkıyor, sağ olsun. DAP'ın 162 milyonluk başlangıç ödeneği var; 6,5 milyon harcanmış. Bunlar da personel harcaması yani hiçbir şey yapmıyorlar demektir. Sermaye gideri 17 milyon; 1,429 harcanmış Sayın Bakanım. Eğer bu idareler bu parayı harcayamıyorsa başka sebepler vardır, sıkıntılar vardır ve Sayıştay raporlarında da bunlar anlatılıyor aslında, gayet yerinde, güzel bir şekilde anlatılıyor. Bütün kalkınma idarelerinin raporları birlikte ele alındığı zaman... Bunların görevi koordinasyon yapmak. Diğer idarelerle koordinasyon sağlayabilmek için yeterli hukuki düzenlemenin olmadığını görüyoruz, yeterli bilgiyi alamıyorlar, yeterli kadroları yok. Kadroların özlük haklarıyla ilgili sorunları var, sıkıntıları var; onların üzerinde durulması lazım yani bu, sadece bu kadroların ya da oradaki yöneticilerin kabahati değil diye düşünüyorum. Mesela, DAP'la ilgili olarak 15 bulgu var Sayıştayın tespit ettiği, çok da güzel bulgular. Aslında, diğerleri için de bu 15 bulgunun hepsi geçerli. Bunların dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum. Keşke mümkün olsa da bir ayrı seans yapılsa, bu kalkınma idarelerinin Sayıştay raporu zemininde tartışılması sağlanabilse.
Sayın Bakanım, ben, sözlerimi bitirirken ilave olarak -siz birçok şeyi ortaya koydunuz; hepsi de doğru ama- Türkiye'nin bütün gelişmiş ülkelerin olduğu gibi dünya piyasalarında, küresel piyasalarda rekabet edebilecek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bülent Bey, lütfen son cümlenizi alalım.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - ... devlet destekli şirketlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, ben -bir eksiklik olarak OVP'de ve sunumunuzda- bazı yerlerde bölgesel ve sektörel bazda kamunun yatırımcı olması gerektiğini de düşünüyorum. Kamunun bizzat girmesi, yatırımcı olması gerekir diye de düşünüyorum. Bu yönden de -OVP- evet, üretime yönelik olarak bazı alanların teşvik edilmesi, süreli tabii ki bunlar, devletin yatırımcı olması, kamunun yatırımcı olması gerekir diye düşünüyorum.
Bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum.
Başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.