KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Tülin Hanım hem Ömre Hanım bu duyarlılığınız için.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; Tülin Hanım'ın o hastaneden çıkıp kızının simit istediği andaki duygularını inanın şuraya bir kefeye koysak deriz ki: "Biz buradan, bu Komisyondan çıkmayalım 7/24 çalışalım." Tülin Hanım'ın o hissiyatının yüzde 1'ini anlayamayız. Hani bu acıyı, bu hissiyatı hissedip daha çok çalışmamız lazım. Onun için huzurlarınızda Ahmet Hocam'a tekrar teşekkür ediyorum, bu Komisyonun kurulmasını teşvik ettiği için. İnanın bu aileler, bu çocukların bu sorununa inşallah hem yerli firmalarımız hem yabancı firmalar desteğiyle birlikte uygun bir şekilde çözüme ulaştırırsak bizim için hem bu dünyada hem diğer dünyada hesap defterimiz açık olacak inşallah. Yani, bu temenniyi de söyleyeyim.

BAŞKAN - Çok teşekkürler.

DURMUŞ ALİ SARIKAYA (İstanbul) - Şunu söylemek istiyorum: Tülin Hanım'ın kızıyla yaşadığı örnek, ben daha önce de Komisyon toplantılarında söyledim, benim eşim tıp doktoru olmasına rağmen, ailemde bir sürü tıp doktoru olmasına rağmen biz yıllarca bu işle uğraştık. Onun için tekrar ediyorum: Bu işi ön tespit için bir şekilde bizim genel taramaya kesinlikle koymamız lazım. Bunu inşallah önümüzdeki toplantılarda, Başkanım uygun görürseniz, hem Sağlık Bakanlığından hem Millî Eğitim Bakanlığından birer temsilci çağırıp bu konularla ilgili çalışmalarını dinleyebilirsek çok faydalı olacak inşallah.

Tülin Hanım en son söyledi "Yetişkinler ekmeğini çıkaramıyor, utanıyorlar." şeklinde söyledi. Ben daha önce de söylemiştim, ben iki yıl bir çölyaklıyım, yüzde yüz çölyaklı gibi bu diyeti uyguladım, kızıma psikolojik destek olmak için. Özellikle de hem Başbakan Başdanışmanıyken hem Dışişleri Bakanı Başdanışmanıyken gittiğim bütün ülkelerde bütün toplantılarda, diplomatik yemeklerimiz olurdu, ben özellikle "Ben çölyaklıyım, bana ona göre getireceksiniz." derdim, özellikle de göstere göstere ekmeğimi çıkarırdım, alışsınlar diye. Yani, devlet içinde mekanizmalarımıza... Mesela devlet içindeki şimdi protokolümüzde, devlet birimlerinde çölyak duyarlılığı oluştu. Özellikle ben bazı gittiğim yerlerde özellikle torbamdan, çantamdan çölyak ekmeğini çıkarıp masaya koyuyorum ki insanlar görsün. Gittiğim her restoranda her otelde özellikle bunu sorun yapıyorum; tek olsam da, yanımda kızım olmasa da. Kardeşim ne için çölyak ürününüz yok? Türk Hava Yollarında çok uğraştım, iki sene uğraştım. Yurt dışından özel tarifler getirttim DO&CO firmasıyla paylaştım, Türk Hava Yollarıyla paylaştım çünkü bir çölyaklının da yaşama hakkı var, çocuğuna pasta, börek, simit alma hakkı var, çikolata alma hakkı var. Bizim de Meclis olarak, Komisyon olarak görevimiz, sizlerin, inşallah, bir, teşhis; iki, tedavi; üç, beslenme; dört, okul ve okul sonrası, gençlik dönemi bütün bu çocukların ergenlik çağına kadar, yetişkin olana kadar çalışmaları yapıp sizin önünüzü açmak. Bu konuda da inşallah hep birlikte gerek iktidar gerek muhalefet milletvekillerimizle çalışacağız, bunun da sözünü veriyoruz tekrar.

Teşekkür ediyorum.