KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; ben de 2018 yılı bütçesinin hayırlı olması dileğiyle görüşmelere olabildiğince katkı sağlamak amacıyla bir şeyler eklemek istiyorum.

Şimdi, ekonomilerin geneline baktığımızda ve her ekonominin kendine has dinamikler ve nevi şahsına münhasır özellikleri var ve bu özellikler de her ekonominin kırılganlıklarını ve güçlerini ortaya koyuyor.

Şimdi, küresel bir rekabet içerisinde var olduğumuz ve onun içerisinde düşündüğümüz zaman da bizim için en önemli 6 tane temel dinamik başlık ortaya çıkıyor. Birincisi, dış finansmana bağımlılık; ikincisi, vasıflı insan gücü kapasitesi, bilgi toplumu entegrasyonu; üçüncüsü, yüksek katma değerli ürün, teknoloji yoğun üretim ve hizmet potansiyeli; dördüncüsü, bütçe disiplini; beşincisi, birey ya da işletme hukuku, aslında demokrasi, gelir dağılımı eşitliği ve bölgeler arasındaki adalet; altıncısı da, jeopolitik ve ülkeler arası ilişkilerde sağlıklı olma durumu.

Diğer taraftan da, tabii, bir küresel boyutuyla da baktığımızda, burada ödemeler dengesi var, genel bütçesi var, dünyadaki gelişen teknoloji ve buna bağlı IT yetenekleri ve kendi borçluluğumuz ve araştırma geliştirme harcamalarımız. Şimdi, bütün bu göstergelerle baktığımızda, bütün bu dinamiklerle baktığımızda ortaya çıkan bir Türkiye tablosunda gerçekçi olarak bakarak rakamları değerlendirmenin şart olduğu düşüncesindeyim ve rakamları doğru okumak, rakamların doğruluğuyla beraber arkasında ifade ettiği ana başlıkları da doğru tespit etmek gerekliliğinin daha realist bir başlık açısından çok önemli olduğunu da paylaşmak isterim.

Sayın Bakan, öncelikle sizin internet "web" sayfanızı, "web" sitenizi yakinen takip ediyorum ve ilgili arkadaşları da tebrik etmek istiyorum. İstatistikler açısından sağlıklı ve önemli araştırmalara ışık tutacak güzel bilgileri paylaşıyorlar. O yüzden de arkadaşları tebrik etmek isterim.

Şimdi, biraz önce siz, mesela, rakamlar... Biraz önce saydığım dinamikler açısından baktığımızda bu dinamiklerin hazırladığı en önemli şey Türkiye'nin yatırım yapılabilir, güçlü, rekabet şansı artan bir sonuca götürecek rakamlarla karşı karşıya kalması. Sayın Bakan, siz uluslararası doğrudan yatırım girişlerini 2002-2017 arasında 186-187 milyar olarak söylediniz. Şimdi, ben, total rakamın içinde bir de bunu oluşturan kendi içindeki terkipsel dağılımına baktığımda 40,5 milyarının gayrimenkul olarak girdiğini görüyoruz. Diğer taraftan, gelen diğer sermaye yatırımı açısından da baktığımızda sektörel dağılımında da -yine sizin kendi istatistiklerinizden gördüğümde- bankacılık ve finans, daha çok hizmet sektörü ağırlıklı olduğunu görüyoruz ve son döneme geldiğimizde yani bu döneme geldiğimizde bize gelen sinyalleri doğru okumak açısından bazı değerlere de bakmamız gerekiyor. Mesela, en son 2016-2017 doğrudan sermaye yatırımlarındaki rakama bakıyorum, net rakamları ve sermaye ve tasfiye rakamlarına bakıyorum. Burada sermaye olarak 2017 için... Herhâlde bu sanırım dokuz aylık falan bir rakam olacak değil mi?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Ağustos.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Ağustos mu? 4 milyar 851 gözükürken tasfiye rakamı olarak karşımıza...

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Altı aylık...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Altı aylık mıymış buradaki?

EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Ağustos 6,1.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - "Ağustos" diye veriliyor rakamlar da onun için, "2016-2017 Ağustos" diye veriliyor.

Ağustosa kadar 4 milyar 851 sermaye ama 1 milyar 778 milyon tasfiye var. Şimdi, bu tasfiyenin değişimlerine baktığınızda -ki net rakama ulaşırken doğrudan sermaye girişlerini düşürüyor- yüzde 231 bu sene artış olmuş. Yani bu sizin sitenizden baktığım rakamlar. O zaman bir taraftan biz genel, rakamsal olarak değerlendirdiğimizde, bu sene 2016'dan 2017'ye gelişi değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan genel tablo da şu: İşte, toplam dış krediler geçen seneden bu seneye düşüş gösteriyor, 2016-2017. Kısa vadeli dış kredilerde artış oluyor, uzun vadeli dış krediler geriye düşüyor. Doğrudan yatırımlar, siz de dile getirdiniz, istatistik rakamlarından da gözüken o, yabancıların tahvil alımları yani sıcak paraya kısa dönemli giriş artıyor ve hazinenin ihtiyaç fazlası borçlanması yine artmaya devam ediyor.

Şimdi, bu bütün dinamiklere, bütün bu rakamlara bugünkü değerleriyle baktığımızda karşımıza çıkan sinyalleri ve olasılıkları iyi görmek, tahlil etmek gerekir diye düşünüyorum. Şimdi, mesela dün sanayide artış rakamı, çift haneli büyüme, üretim artışı çıktı ve sevindirici. Ama şimdi, düşündüğünüzde sanayideki bu üretim artışını hazırlayan etkiler nelerdir diye, biz tabii, şu vardı, 2016 yılına kadar iki taraflı bir denge içerisinde yani hem maliye politikaları hem para politikası açısından bir dengeye götürecek, ona rağmen de enflasyonu yakalayamayan bir sistematik içerisinde ekonomi politikamızı götürdük. Ama son, 2016 yılında karşımıza çıkan tablodan sonra büyümeyi daha maliye politikalarıyla rahatlatan bir tercih içine girdik, buna bir de kredi destekleriyle gelen bir piyasadaki rahatlama eklenince bunun bedelini de enflasyonla ödemeye başladık. Tabii, enflasyon neticesi büyümeyi kabul etmek, bu bir politik tercih ve buna bağlı gelişmeler olur. Şimdi, sanayici açısından baktığımda da ya da sanayi üretimi açısından da baktığımda sanayide imalat sanayinin son beş çeyrektir ortalama yatırımı yüzde 5,5 oranında geriye gitmiş. Ama şimdi, üretim artışı dediğinizde enflasyonu dikkate alan sanayinin burada stoka bağlı bir üretim mi yaptığının iyi test edilmesi gerektiğine inanıyorum çünkü enflasyonist ortamda ön almak üzere yapılan üretim artışları söz konusu olabilir. Bunu dikkate alarak yani ihracatı destekleyecek, ihracatın içerisindeki ürün bazında ve piyasa bazındaki gelişmeleri destekleyecek bir üretim modeliyle mi karşı karşıyayız, üretimle mi karşı karşıyayız, hangi sektörler bunu desteklemiş diye bakmanın çok önemli olduğunu açıkçası düşünüyorum.

Diğer taraftan, baktığınızda, 2016 yılında Gümrük Kanunu'yla ilgili Avrupa Birliğinde bir gümrük düzenlemesi değişti. Burada işte, bu Amerika'yla olan kodlamayla ilgili bazı düzenlemeleri de yaptılar ama biz kendi Gümrük Kanunu'muzla ilgili olarak... Şu ana kadar bir taslak duymuştum ama taslak hangi boyuttadır, nereye gelmiştir, hangi yönde çalışmalar devam ediyor... Artı, tabii, gümrük birliğiyle ilgili bu yenilenmesi konusundaki çalışmalarda da maalesef dış politik gelişmelere bağlı olarak karşımıza çıkan tablolar var. Ben buna sizin daha realist bakacağınıza ve beyanlarınızda da farklı farklı yönlerini değerlendirdiğinize açıkçası inanıyorum.

Diğer taraftan, ben bu aslında geçici kabulle yani yapılan ithalat ve ona bağlı ihracata baktım. Şimdi, rakamı siz de vermiştiniz, istatistikler de gösteriyor, Türkiye, yaptığı ihracatının içeriğinde, karşılığında yüzde 44'ünü sonuçta dahilde işleme rejimine bağlı olarak gerçekleştiriyor ama sektörel bazda baktığınızda bazen bu ithalat bağımlılığının netice itibarıyla yüzde 65'lere, 71'lere çıktığı sektörler olabiliyor. Şimdi, böyle bir kırılganlığın ve sonuçta dövizle ilgili her gelişmenin, özellikle şirketlerin öz sermaye içerisinde baktığınızda, ödenmiş sermaye veya borç kalemlerinin oransal riski de dikkate alındığında, hangi boyutta gerçekleşmesi gerektiği konusunda dış ticaretin yönlendirici önemli tercihleri olacaktır. Bu konuda dış ticareti kolaylaştırıcı işlemleri başlattığınız 2013 yılı yönetmeliğini çok önemsiyorum. 110 merkezde ortaya konulan temsilcilikleri ve bağlantıları çok önemsiyorum ve bu konuda ilgili birimlerin yeterince bilgilendirilmesi konusunda eksiklerin olduğunu ve bunun da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, buyurun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - ...geliştirilmesi gerektiği konusunu da sizinle paylaşmak istiyorum.

Diğer taraftan, baktığınızda, Sayın Bakanım, tabii, biz tüketici endeksi açısından konuşuyoruz ama Türkiye'de en önemli bence dikkate alınması gereken konu üretici endeksi; 17,20'lere varmış yıllık bazda ve bundan sonraki dönemde üretici maliyetleri açısından da karşımıza baskısını hissedebileceğimiz bir süreci hazırladığını dikkate almak gerekiyor. O yüzdendir ki biraz önce söylediğim stoka veya enflasyona karşı kendini koruma amaçlı yapılan üretimlerin mi, yoksa dış ticarete mevzu olacak olan başlıklardaki üretimlerin artışını mı görüyoruz diye sorgulamak gerekir.

Diğer taraftan, çok kısa kısa bir iki başlığı özellikle söylemek istiyorum. Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı'nı çok önemsiyorum ve oradan Çin'e doğru giden, Londra ve Pekin arasını bağlayan bir ticaret hattında Türkiye'nin konumunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın Temizel Bakanımız, havza bazında planlanacak bir üretimle beraber desteklenecek bir dış ticaret hedefinde bir de lojistiğin bu bağlamda çok önemli bir yer tuttuğuna inanıyorum ve entegre bir lojistik yani kara yolu, deniz yolu, hava yolunun birlikte projelendirildiği ve bunun hem büyüme hem istihdam yaratacağı bir sürecin şekillenmesi gerektiğine açıkçası inanıyorum.

Diğer taraftan da teşviklerle ilgili bir iki şey söylemek istiyorum. Sayın Bakanım, teşviklerle ilgili rakamlar verdiniz, büyüklüklerini verdiniz ama teşviklerin, bence en önemlisi, bu teşvikler nereye gidiyor, bunların, teşviklerin sonucundaki verimlilik artışı nedir, hedeflere ulaşma nedir? Yani bir teşviki verdiğimiz zaman birincisi, stratejik bir bütünlük arz ediyor mu, ona ne derece bakıyoruz? İkincisi, sonucu ölçülen bir teşvik amacına ulaşmış teşviktir; sonuca ve amaca ölçülerek bir şekilde bu ölçüm sonucunda değerlendirme imkânı veren bir teşvik sistemi mi işletiyoruz? Onunla ilgili de geri dönüşlerin yani biraz önce verdiğiniz rakamların bize nasıl geri dönüş sağladığının bundan önceki ve bundan sonraki dönemlerde diye çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve sonuçta, ölçek açısından baktığımızda, ölçeğin doğru oluşturulduğunda, diğer faktörlerle birleştirildiğinde ve baştan ekonomiyle ilgili ortaya koyduğum değişken, kendine has kriterler açısından bir ülkenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

3 tane Sayıştay bulgusunu da paylaşarak sizin anlayışınızı da fazla zorlamadan bitirmek istiyorum Sayın Başkan, sürem ne kadar geçti bilmiyorum ama.

BAŞKAN - Önemli değil, buyurunuz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Şimdi, bu, Bakanlıkça serbest bölge özel hesabının işleyişine ilişkin yönetmelik daha çıkarılmadığı için -2016 için bu tespit- özel hesaba yatırılan serbest bölgeler kira geliri paylarının muhasebeleştirilmemesi noktasında bir tespit var, bu çok önemli diye düşünüyorum.

Diğer taraftan, ihracatçı birlikleri müşterek hesabından kullanılan tutar mali tablolarda izlenemiyormuş, bu da önemli.

Bir de bu Kamu İhale Kanunu'nun her bakanlıkta 21/b maddesine göre pazarlık usulüyle ihaleye çıkmasının ve bunun da Sayıştay tarafından her bakanlıkta aşağı yukarı belirlenmesinin bir örneğini sizden görüyoruz ve burada 21/b maddesinde pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin uluslararası ihale şartlarını taşımamasına rağmen firmalara vergi, resim ve harç istisnası belgesinin düzenlenmesi gibi hukukun içinde hukuksuzluğu ortaya koyan bir sonuç var.

Bir de tabii ki siz DFİF kapsamında destekler veriyorsunuz ama geri alınan destek ödemelerine de faiz uygulamasının yapılmadığını tespit etmişler. Ayrıca, bu da çok önemli diye düşünüyorum, devlete karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen firmalara destek verildiği noktasında bir tespiti var Sayıştayın.

Bunlar gerçekten çok önemli başlıklar diye düşünüyorum. Bu konudaki değerlendirmenizi veya 2017 yılında bu konuyla ilgili ortaya çıkan tespitleri düzelten kararlar var mı, onun da cevabını da merak ediyorum.

Dış ticaret rakamlarımız, ithalat, ihracat ortada ama bence en önemlisi, ithalata ve ihracata bakarken dış ticaret hadlerini de dikkate alarak bir ihracat-ithalat projeksiyonu yapmaktır diyorum, 2018 yılı bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ediyorum.

Bu arada, bu 200 milyarlık Kredi Garanti Fonuyla ilgili olarak verilen fon garantilerinin firmalar açısından ihracatçıların ve ihracatçıların aldığı payla ilgili olarak yani daha yeni ürün için mi, nedir, o konuda da bir bilgi verirse arkadaşlar...