| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/886) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .10.2017 |
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sayın Başkanım, çok değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; ben de sözlerimin başında Değerli Başkanım ve bütün üyelerimize bu tasarıyla ilgili vermiş olduğunuz destekten dolayı çok teşekkür ediyorum. Önergelerinizle yapmış olduğunuz düzeltmelerden dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum. Hakikaten çok başarılı bir çalışma oldu. Gözden kaçan bazı düzeltmeler yapıldı, yanlış anlaşılma veyahut da anlaşılmasının daha net hâle gelmesiyle ilgili bazı uzman dokunuşları için hakikaten teşekkür ediyorum.
Sayın Arslan, tabii, dile getirmiş olduğu konularla ilgili açıklamalarımız sırasında büyük bir ihtimalle burada değildi. O açıklamalarda burada olsaydı bunları dile getirmemiş olurdu ama ben yine de tekraren bunu söyleyeyim. TÜRKAK neden veremiyor, TÜRKAK varken buna ne gerek var konusunu sanırım anlamayan kalmadı, gayet açık. Dile getirdiğiniz ikinci konuyla beraber cevaplıyorum. "Bu kuralları SMIIC oluştursun." Evet, SMIIC oluşturuyor, 36 ülkenin katıldığı SMIIC'te beş yıl süren bir çalışmayla helal standartları oluşturuldu. Aklınıza gelebilecek herkesin katılımıyla, teknik yönden, inanç yönünden, tıbbi, finans alanından, herkesin katılımıyla çok geniş kapsamlı bir standartlar külliyesi oluşturuldu zaten. Oluşturulan bu standartlar külliyesinde bir yerde şunu söylüyor: "Helal akreditasyon verecek olan kuruluşlar yani akredite edilip de helal sertifikası verecek olan kuruluşlar Müslüman olacak, şahıslar ve kuruluşlar." Böyle bir şart getirmiş. TÜRKAK'ın da şöyle bir açmazı var, belki tekrar oluyor sizler için de ama TÜRKAK'ın bağlı olduğu, daha doğrusu, üyesi olduğu Avrupa Birliği Akreditasyon Birliğinin de bir kuralı var, o da diyor ki: "Din ayrımı yapamaz." Kısacası, özet olarak. Yani bunu yapacak olanlar Müslüman olur veya Hristiyan olur diye bir şey yapamaz. İngiltere'deki veya Almanya'daki, başka yerdeki bunu yapabilir çünkü orada yüzde 80'i yani helale konu olan ürünleri, helal sertifikası taşıyan ürünleri üretenlerin yüzde 80'i gayrimüslim. Onu baştan söyledim zaten yani böyle bir engel yok. Ama burada SMIIC bir kural koymuş, "Bunu yapanlar Müslüman olacak." diye.
Kurumun tarafsızlığıyla ilgili: Bu kurum bazı ufak tefek, hassas muafiyetleri dışında, tam anlamıyla, her türlü denetime açık. Meclisin denetimine de açık tabii ki. Sonuçta, Sayıştay veya diğer denetimlerle Mecliste de her türlü sorunun sorulabildiği bir denetim mekanizmasına tabi. "Kurumun tarafsızlığını ve bağımsızlığını zedelememek kaydıyla bağışlar..." derken böyle, dolanmalar veya arkadan gitmeler... Çünkü zaten o, kayıtlara girecek olan bir şeydir. 72 nesil boyunca kimlere dolaylı bir şekilde bağlıysa, böyle bir şey varsa da bunlar araştırılır, bakılır, bulunur. Zaten bağış diye bir mekanizmanın da güçlü bir şekilde çalışacağına inanmıyorum. Böyle bir şey yok. Çünkü TÜRKAK var örneğin, kardeş kuruluş dersek eğer, orada da böyle bir kuruluş yok.
Sayın Başkanım, değerli üyeler; şundan emin olun ki zararı olur bu ülkeye veyahut da ihracata, üretime, sektöre, ticarete, insanlığa diyebileceğimiz hiçbir özelliği, riski olmayan ama faydası olacağına, mutlak faydası olacağına inandığımız bir kuruluşun kurulumuyla ilgili de tarihî bir oturum veyahut da bir toplantı yapıldı, katkılar oldu. Gönlümden geçen... Âcizane, burada Komisyon Başkanlığı yaptığımız dönemde de böyle bazı kanunlarla, kanun tasarılarıyla ilgili oy birliği çıkardı, oy birliği olurdu. Gönlümden geçen oydu. Hatta, Başkanımıza da söyledim, dedim ki: Bizim Komisyondan bu oy birliğiyle çıkar. Bizim Komisyon diyerek de hitap ettim veyahut da öyle bir benimseme oldu. Gönlümden geçen oydu, onu da belirterek sizleri saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.