KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri ve değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Elbette bütçenin de hedeflerine ulaşmasını temenni ediyorum.

Bugün sabahki konuşmalarda, sunuşlarda da çok dile getirildi özellikle dış ticaret ve uluslararası ilişkilerimizde geldiğimiz nokta. Sayın Bakan, hükûmetleriniz döneminde, işte, tutarsız, öngörüsüz ve özellikle günübirlik, maalesef, siyasi çıkarlar üzerine şekillenen bir dış politikamızın ticari ve ekonomik ilişkilerimizde yarattığı tahribat da ortada. Bunu bütün ülke olarak yaşadık. Birçok ülkeyle gergin uluslararası ve ticari ilişkilerimize şahit olduk. İşte, Rusya'yla yaşanan krizin turizm sektöründe yarattığı tahribat, sebze meyve sektöründe yarattığı tahribat ortada. Amerika Birleşik Devletleri'yle yaşanan kriz, işte son vize krizi. Avrupa Birliği ülkeleriyle de üyelik sürecimizin ve ticari ilişkilerimizin... Ki özellikle referandum sürecinde yaşanan gerginlik ortadayken sizin bugün sunuşunuzda bize anlattığınız hedefler, uygulamalar ne kadar gerçekçi olacak, ne kadar hayata geçebilecek? Dış politika, ekonomi, kalkınma, ticaret politikalarımızda özellikle ilgili bakanlıklar arasında -bugün yine üyelerimiz gündeme getirdi- bir koordinasyonsuzluk görüyoruz ve bu belirsizlik ortamı da doğal olarak bizim ticari ilişkilerimize yansıyor. Gerek ülkemizde ticaret yapacak yatırımcılar gerekse bizim ülkemiz vatandaşlarımızdan ticaret yapacaklar açısından bir belirsizlik ortamı oluşmuş oluyor.

Ben gümrük birliğiyle ilgili bazı konulara değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, 1995 yılında imzaladığımız Gümrük Birliği Anlaşması -Türkiye ile Avrupa Birliği arasında- bizim için tabii özel bir anlaşma. Çünkü Avrupa Birliğine üye olmadan Gümrük Birliği Anlaşması'na sahip olduğumuz önemli işlevsel mekanizmalardan bir tanesi. Anlaşmanın uygulamaya geçmesiyle birlikte Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırım büyüklüğü doğal olarak artış eğiliminde oldu. Türkiye'nin üretkenlik kazancı teşvik edildi ve özellikle de bizim Avrupa Birliğine üyelik müzakerelerimizde müktesebat uyumu açısından da teknik anlamda bir kolaylık sağladı bu anlaşma. Uygun şekilde teknik mevzuat altyapısı, fikrî mülkiyet hakları, işte, bugün de konuştuğumuz Rekabet Kurumu da bu mevzuatın, bu uyumlaştırmanın bir parçası. Özellikle uluslararası pazarlarda rekabet gücümüzü artırdı, Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonu anlamında bir kolaylık sağladı, tabii yarattığı vergi anlamındaki dezavantajları da bir kenarda dururken. Ancak bu kapsamda tarım ürünlerinin sanayi birleşenleriyle ilgili sanayi ürünlerinin belli bir kısmı Avrupa Birliğinin ortak dış tarifesinin dışında kaldı. Fakat bazıları kabul edilirken bazı alanlar bunun dışında kaldı ve yirmi iki yıllık süre zarfında ülkemizde ve dünya ticaretinde yaşanan ekonomik gelişmeler ve değişmeler doğal olarak bu anlaşmayı da güncellemeyi gerektirdi. Hükûmetinizin de orta vadeli programında Gümrük Birliği Anlaşması'nın tekrar gözden geçirilip bir güncellemeye gidileceği konusunda bir hedefi vardı. Ancak taraflar arasında bir mutabakat uyarınca Türkiye ve Avrupa Birliği bir dizi teknik ön görüşme gerçekleştirdi ve bir uzlaşı da oluştu bize yansıdığı kadarıyla. Ancak iki yıldır bu anlaşmanın güncellenmesi konusunda ya da bu konudaki çalışmalar ve taraflar arasında henüz bir müzakere başlayamadı ve kapsamının genişletilmesi açısından bunun öncelikli olması... Özellikle burada önemli bir konu var, Kamu İhale Yasası'nın değiştirilmesi konusunda, bu konu çok önemli. Bu, sanırım bir tıkanıklığa yol açıyor. Bu konu da gümrük birliği sınırlarının genişletilmesi, rekabetin daha artması, Türkiye'deki üretimin kalitesinin artması anlamında önemli. Özellikle bu İhale Yasası'yla Avrupalı şirketlerin Türkiye'deki kamu ihalelerine katılımlarını sağlaması konusunda siz nasıl düşünüyorsunuz? Ama şu var tabii: Bunların hepsi bir kenarda dururken maalesef ülkeyi yöneten bu iktidar döneminde, tek başına yöneten bir iktidar döneminde üyelik müzakereleri fiilen durmuş durumda, şu an bir ilerleme kaydedemiyoruz. Birçok ürünümüz özellikle taraflar için önemliyken Türkiye tarafından da bu daha da önemli, Avrupa Birliği açısından önemliyken bizim için daha önemli bu. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu anlaşmanın güncellenmesi konusunda ne noktadayız? Hangi çalışmalar yapılıyor? Anlaşmanın güncellenmemesi nedeniyle geçen her yıl Türkiye'nin kaybıdır. Bu konuda bir öngörünüz var mı?

Bir de eğer sürem el verirse bir konuya daha değineceğim. Rekabet Kurumu Başkanına sormak istiyorum ben: TÜRSAB'ın haksız rekabetin önlenmesi gerekçesiyle "Booking.com"un Türkiye'deki faaliyetlerini durdurması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim.

"Booking.com" alıcı ve satıcının buluştuğu bir turizm portalı. TÜRSAB'ın 2015 yılında açtığı bir davayla beraber bu yasaklandı. Özellikle online pazarlama noktasındaki bir firma. Rekabet Kurumu Başkanımız da -kendisini akademiden biliyorum- pazarlama alanında çalışma yapan bir hocamız. Siz ne düşünüyorsunuz bu engellemenin bir pazarlama şirketine... Bu dava ne noktada? Bununla ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz bize?

Teşekkürler.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.