KOMİSYON KONUŞMASI

ATAY USLU (Antalya) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Biz Komisyon üyeleri olarak İzmir Harmandalı ve Aydın Geri Gönderme Merkezlerine 24-25 Ekim tarihlerinde bir inceleme gezisinde bulunduk. Şunu müşahede edeyim: Geri gönderme merkezlerinde değişimin çok olumlu olduğunu yerinde müşahede ettik diye düşünüyorum diğer üyelerle beraber. Tabii, Türkiye geri gönderme merkezleri açısından zor bir ülke, her yıl 150 binden fazla düzensiz göçmenin yakalandığı bir ülkeden bahsediyoruz. Bunların idari gözetimi, sınır dışı kararlarının alınması süreçleri tabii ki zor olacak, zaman zaman kapasite sorunları ortaya çıkabiliyor diye düşünüyorum.

Tabii, bizi esas tetikleyen hem kamuoyunda bu konunun konuşulması hem de Avrupa Konseyinin bu konuda bir rapor yayımlaması. Avrupa Konseyi bu konuda Haziran 2015'de İzmir'deki geri gönderme merkezine, İstanbul ve Ankara'daki geri gönderme merkezlerine ziyarette bulunuyor. Bu raporu da 17 Ekim 2017'de yayımlıyor, yaklaşık olarak yirmi beş ay sonra, iki buçuk yıl sonra yayımlıyor. Raporunda insani olmayan koşullardan, işte kapasite yetersizliğinden bahsediliyor. Ben şahsen yerinde ziyaret ettiğimde, biraz önce söylediğim gibi ciddi bir değişimin olduğunu gözlemledik. Bir kere buralarda yemekhanelerin, spor salonlarının, dinleme alanlarının, kütüphanelerin, ibadethanelerin, çocuk oyun odalarının, kuaför salonlarının olduğunu, revirlerin olduğunu gözlemledik. Bu merkezlerin artık uzmanlar tarafından işletildiğini, göç uzmanları, sosyologlar, psikologlar, sosyal çalışmacıların, işte hukukçuların ve mütercimlerin buralarda görev aldığını gördük; sosyal donatı alanlarının, özel yaşam alanlarının iyi olduğunu gördük. Kötü muamele ve işkenceye dair herhangi bir şikâyet ve emare tespit edilmedi, gıda ihtiyaçlarının karşılandığı, hatta diyet ihtiyacı olanların diyet gıdalarının verildiği, çocuklu annelere farklı besin takviyelerinin yapıldığını müşahede ettik.

Diğer bir müşahede konusu, avukatlık hizmetleri. Tabii, avukatlık hizmetleri konusunda da buraların avukatlar tarafından zaman zaman ziyaret edildiği, müvekkillerle görüşmelerin sağlandığını tespit ettik, raporda rakamlar var, oldukça yüksek sayıda.

Ayrıca, bu merkezlerde idari gözetim, sınır dışı hususları kararlarındaki tebligatların, kanuni süreçlerin ilgililere 17 ayrı dilde tebliğ edildiğini tespit ettik ki bence bu önemli bir gelişme diye düşünüyorum. Telefon hizmetlerinin olduğu, kadınların, erkeklerin ve ailelerin ayrı bölümlerde kaldığı, buralarda refakatsız çocukların bulunmadığını tespit ettik.

Biraz önce bir milletvekili arkadaşımız denetimlerden bahsetti, oralarda haberli ve habersiz denetimlerin yapıldığını da gördük. Tabii, İnsan Hakları Komisyonu olarak belki daha çok buraları ziyaret edebiliriz, daha çok denetleyebiliriz diye düşünüyorum.

Açık havaya çıkmanın mümkün olduğunu müşahede ettik.

Bir şey daha söylemek istiyorum bu konuda: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılmış bir kanun. Hakikaten bu kanunda insan hakları açısından çok uygun uygulamaların olduğu, süreçlerin olduğunu orada bir kere daha gözlemledik. İdari gözetim süreci, neticede hürriyeti bağlayıcı bir süreç. Bununla ilgili sulh ceza mahkemelerine başvuruluyor ve beş gün içinde kesin karar alınıyor yani mahkeme süreçlerinin çok hızlı işliyor olması bence avantajlı bir durum, bu yasadan kaynaklanan bir durum. Yine, sınır dışı kararlarına on beş gün içerisinde idare mahkemeleri kati bir şekilde cevap veriyor, bu kararları onuyor veya bozuyor, bu da bence çok müşahede edilmesi gereken bir durum diye düşünüyorum.

Şunu ifade edeyim: Avrupa Konseyinin raporunun iki buçuk yıl sonra yayımlanması zaman açısından manidar diye düşünüyorum, bunun dürüst ve tutarlı bir davranış olmadığını ifade etmek istiyorum. Benim şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.

Teşekkür ederim.