| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .10.2017 |
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Başkanım, teşekkür ediyorum.
Bütün Komisyon üyelerinin de, herkesin istediği daha iyi olsun, onda şüphe yok ancak Türkiye'nin geleceğini inşa edeceğini beklediklerimiz, gençlerimize daha iyi hizmet verilmesi açısından, eğer gerçekten bu İhale Kanunu'nda bir istisna sağlanması gerekirse de onun eğitim olması lazım. Yani, ihaleye çık, kim getirirse yapsın. Muhterem Bakanım da söyledi aslında, denetim eksikliği... Katılıyoruz, denetim eksikliği muhakkak yani bir şey olmaması lazım ama sonuçta Mevlana'nın güzel bir sözü var: "Yüzde ısrar etme, doksan da olur; insan dediğinde noksan da olur." İşte, çıkan kitapları gördük, bir iki eksiklik var. Peki, diyoruz ki...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, bu basımdan kaynaklı değil, Talim Terbiyeden kaynaklı ama.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Efendim, doğrudur. Ufacık bir şey getirmişler, mikrofilm, mikrofilmde gözükmüyor. Daha sonra bunu yayınevine sordum, kendisi hazırlıyor kitabı da Talim Terbiyeden onayı alıyor. Dolayısıyla, kitap hazırlama... Sadece Bakanlık hazırlayıp da "Al baskısını." demiyoruz. İki alternatif var: Bakanlık da yapıyor, dışarıdaki de yapıyor. Dışarıdaki yaptığında o bizim program çerçevesiyle... Eğer gerçekten bir istisna yapılması gerekiyorsa Türkiye'nin geleceğini inşa eden gençlere en iyi şekilde kitabın verilmesi gerekir. Var mı burada bir eksiklik de üç, dört dışında kalan? "Usul ve esasları belirleyeceğiz." diyoruz. Kamu İhale Kurumundan görüş alacağız, Maliye Bakanlığıyla beraber bir esas şey edeceğiz ve bu da 3'ten aşağı da olmayacak. Ya, efendim, o zaman da deniyor ki: "Niye her şeyi kanuna koyuyorsun, yönetmelikte de yapamaz mısınız?" diye.
Bir husus: Bakın "Bu ihalede keyfîlik yoktur." diyoruz. Temel ilke var, ne diyoruz? Bu kanuna göre yapılacak ihalelerde saydamlık olacak mı, rekabet olacak mı, eşit muamele olacak mı, güvenilirlik olacak mı, kamuoyu denetimi olacak mı? Herkesin gözü önünde duyurum, ihtiyaçların uygun şartlar ve zamanında karşılanması esastır." diyeceğiz. Dolayısıyla, burada saydamlık, rekabet, eşit muamele, güvenilirlik; hepsi var, birinci husus bu.
Gerçekten, bu iş bir uzmanlık gerektirir mi, herkes mutabık mı? Gerçekten uzmanlık gerektirir. Bakın, eğer ki uzmanlık gerektirmese bu kadar tartışma olmazdı. Bazen bir hususu görüyorsun. Bir kitap basılmış, işte, bir kardeşlerimizle ilgili. Yani, nereden aldınız, nasıl hazırladınız? İşte, bunu bir ansiklopediye veya bir kaynağa dayanarak kaynak muteber gibi kabul ediliyor. İyi ama halkın önüne çıktığında... O Talim Terbiye şuna bakıyor: Kaynaklar doğru bir kaynaktan alınmış mı? Bakıyor ki "Evet." diyor, onay veriyor ama Talim Terbiyenin vermiş olduğu onayın dahi yetmediği bu olayda görüldü.
Biz Türkiye'de yaşıyoruz, biz Türkiye'de farklı değerleri öncelikleyen, farklı değerlere sahip olan 80 milyonuz. Hiçbir kimsenin nefret söylemi olmadığına inanıyorum, varsa da çıkartırız. Bırakın nefret söylemini, incitecek, dışlayacak, birisini ikinci sınıfa koyacak ne olursa olsun, varsa bu bizim hatamızdır, lütfen bize söyleyin. İlk geldiğimde de "Biz düzeltelim." demiştik, aynen de düzletmeye hazırız ancak hata var mı? Hata da var. E, peki ne yapacağız? Bunu düzelteceğiz. Önemli midir, uzmanlık gerektirir mi? Gerektirir. Usul ve esasları biz de belirleyeceğiz, burada bir keyfîlik yoktur diye düşünüyorum.
Yine, bir başka vekilimiz dedi ki: "Bakın, siz TEOG'u kaldırdınız, yeni bir sistem için alternatifleri açıklarken bir yayınevi bunu açıkladı veya kitaplarını, sorularını yaptı." diye. Bakın, Millî Eğitim Bakanlığının kitapları vardır. İşte, bunun dışında Türkçe kitabı, ders kitabı, bu ders kitabının dışında başka hiçbir kitabımız yok, yardımcı kitabımız dahi yok. Açık genelgesi var, Bakan imzasıyla gönderilmiştir bütün öğretmenlere "Hiçbir öğretmen yardımcı kitap tavsiye edemez." diye. Dolayısıyla, bizim dışımızdaki bir yayınevinin "Bu, bunun yardımcı kitabıdır. Bu, bunun destekleyici kitabıdır. Bu, bunun soru kitabıdır." demesi bizce doğru değildir ama öğretmenlere "Hiçbir yardımcı kitap tavsiye edilmeyecektir." dememize rağmen... Özel okullara bir şey demiyoruz, onların ayrı bir yetiştirme şartı ama bizim öğretmenlerin hiçbirisi yardımcı kitap dahi tavsiye edemez. Yaparsa hukuki bir soruşturma geçirir, onun müeyyidesi neyse o yapılır. Mesela, onu söylemem gerekir. Öğretmen kılavuz kitabı -Sayın Kuşoğlu'na vereceğim, o bir baksın, incelesin- şu da öğretmenin ama sadece öğretmene verilir ama bu, bütün öğrencilere verilir.
Yine, sordum bir karikatürden dolayı "Ya, bakın, sizin evlatlarınız da öğrenci olacak. Bu öğrencinin önüne bu karikatürü koyarak çıkmak doğru mu?" dedim "E, doğru değil." "Peki, nasıl yaparsınız?" "İnceleseydiniz efendim." diyor. Ya, olabilir, gözümüzden kaçtı ama yani sen de... Yani, bunu hazırlayan da sensin. "Anladık düzeltirken, bir hatamız var, onu kabul ediyoruz ama bu sana yakışır mı?" dediğimde "E ne yapalım, görseydiniz." diyor. Allah için, bu böyle "Görseydiniz." sözüyle gider mi?
İki: İhtiyaç niye doğdu? Bazı hususlarda... İnanın ki bazı kitaplar geçen yıl okutulmuş, ondan önceki yıl okutulmuş, ondan önceki yıl da okutulmuş ama hiçbirisinde bir eksiklik bu ana kadar getirilmedi. Ancak biz "Yeni müfredatları değiştiriyoruz." diye açıklama yaptıktan sonra -herhâlde aydınlatma- "Kamuyu aydınlatma budur." diyoruz ya- daha önceki basılı kitaplar da yeniden incelenerek "Bak bu da var, bak bu da var, bak bu da var." denilme noktasına geldi. Bizim dönemimizde, inanın, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından onaylanmış bizim dönemimizde tek bir tane karikatür çıktı. Bunun dışında var ise bütün eksiklikler -eksiklik dersek- veya bugünkü bakışla onu yanlış gördüğümüz husus, dediği gibi.... Dolayısıyla, çok eskiden yapılmış bir şey ama yeniden bir ayıklama sürecine giriyoruz, biz müfredatımızın hepsini değiştiriyoruz. Bu yıl 51 tane programda değişiklik yaptık; 1, 5, 9'u değiştirdik ama gelecek yıl bütün derslerimizi, kitaplarımızı değiştireceğiz ve her gün yeni bir değişiklik, yeni bir hata, yeni bir bakış açısı çıkarılıyor.
BAŞKAN - Sayın Bakanım...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Başkanım, kesinlikle bizim usul ve esasları çıkaracağız. Burada bir keyfîlik yoktur.
Yine, Kamu İhale Kanunu'nun şeffaflık, eşitlik, adalet ilkelerine sahip olacağız ve idarenin bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine tabi, mevcut ihaleye tabi olduğundan, onaydan sonra bile EKAP'tan ilan alıyorsun, yirmi sekiz-otuz gün sürüyor, ondan sonra da altmış günlük bir zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Biz doğrusunu yapacağız.
Arz ederim.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, şunu mu anlıyoruz: Yani "Bu mevcut durumun temizlenmesinin dışında, ileriye yönelik olarak baktığımızda da biz böyle bir düzenlemeyi yapmadığımızda Talim ve Terbiye Kurulunun görevini tam olarak yapması, bunları ayıklaması noktasında da yine eksiklikler yaşanabilir." mi diyorsunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Muhterem Başkanım, yaşanabilir. Niçin yaşanabilir? Şundan: Bakış açımız değişiyor. Bana göre normal kabul ettiğim, Talim Terbiye... Bir sayın vekilimiz, her ne kadar "Talim Terbiyede çok çeşitlilik yaparsanız belki bu sıkıntı ortadan kalkar." diyor ama Türkiye'de o kadar çok farklı bakış açılarına sahip gruplar var ki eğer bir tanesini gerçekten oraya alsak ama diğerleri dışarıda kalacak. O zaman çok geniş bir yapı oluşturmak lazım ki bu da işleri çalışmaz hâle getirir. Dolayısıyla, bu sistem olur, bize güvenin, yine kanunumuz var, yine bu kanuna tabiyiz, yine şeffaflık olacak, yine adalet olacak. "Eğer ki 3 kişiden azsa zaten iptale gideceğiz." diyoruz yani. Kaldı ki ihalenin bütün işlem ve eylemleri yargı denetimine tabidir Başkanım.