ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim Başkan.

Demek ki mücadele etmeden söz alamayacağız ama devam edeceğiz birlikte.

İki şey söyleyeceğim. Bir: Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, Değerli Başkan; hakikaten belirli kentleri sonsuz derecede büyütmek zorunda mıyız? Bu insan yığınlarını bu kentlerde zorla tutmak zorunda mıyız? Dolayısıyla küçük sanayi, organize sanayisi de aslında biraz da buradan kaynaklanıyor. Memleketin içerisinde sağlıklı bir sanayi dağılımı, sağlıklı bir coğrafik dağılımı yapmak zorundayız. Başımızda kocaman bir küresel ısınma denen bir meret var ve biz hiç dönüp bu işlere bakmıyoruz. O yüzden, gerçekten bu kent yığılmaları yani İstanbul'un 1/100.000 Çevre Düzeni Planı'nın Trakya üzerine, Körfez üzerine, Bursa üzerine olan baskılarını görmek zorundayız. Ya, ben Bursa'dan geliyorum, kusura bakmayın, Bursa tükendi, çok kötü. Lütfen...

Yine bu imar meselesi üzerinden bir şey söylemek isterim. Lütfen, buna bir müdahale edin ama edin gerçekten. Nilüfer Belediyesi, Bursa'nın yaşanabilir, sonradan yerleşim hâline açılmış, sağlıklı büyüyen bir kenti. Şu anda 300 dairelik yerde bin daire yapılıyor, 300 dairelik site yerine bin daire yapılıyor. Yol aynı yol, yeşil alan aynı yeşil alan, diğer bütün çevresel etkiler aynı ama oturacak insan sayısı iki katına, üç katına çıkıyor. İmarı kim veriyor? Şehircilik Bakanlığı ve büyükşehir, ilçe belediyesi itiraz etmesine rağmen. Ya, bunlara bir çözüm üretmek zorundayız. Gerçekten eğer sorun çözmek istiyorsak bu sanayi ya da büyüme meselesini Anadolu'ya, Türkiye'nin bütününe yaymak zorundayız yoksa sadece büyük kentler üzerinden yürüyen bir süreç öyle veya böyle götürür, ranta dayatır ve çıkmaz sokağa çıkarır diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.