KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Gerçekten çağırdınız mı, buradalar mı?

BAŞKAN - Her gün 24 saat buradalardı. Orman Bakan Yardımcımız az önce buradaydı.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Nerede şimdi?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Çevre Bakanlığından?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çevre ve Şehircilikten kimse var mı?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ya, onunla ilgili madde görüşülüyor.

HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Zaten Bakanın bunun arkasında duracağını zannetmiyorum.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tasarıyla geldi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Başkanım, bunu çağıralım da ondan sonra tartışalım. İlgili bakanlık da orası.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Kendileri kabul etmiş.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Biz esas onları yargılıyoruz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkanım, 54, 55, 56, 57, 58... Pazartesi günü ilgililer gelsin.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bugün bu tasarıyı bitireceğiz. Görüşmelerine devam ediyoruz.

Sayın Kuşoğlu, buyurun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Çağırın, gelsin Sayın Başkan. Biz buradaysak kaçta gelirse gelsin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çağırıyor musunuz Sayın Başkanım?

BAŞKAN - Zaten çağırdım efendim, zorla getirecek hâlim yok ya.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ya, bu, onlarla ilgili olan bir düzenleme.

BAŞKAN - Yani şey mi yapacağım, zorla mevcutlu mu getireceğim buraya? Yani böyle bir şey olur mu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onlarla ilgili bir düzenleme, tabii ki...

MUSA ÇAM (İzmir) - Bizi getiriyorsunuz mevcutlu ama. "Sabah on buçuk." diyorsunuz, on buçukta geliyoruz. Kocaman milletvekilleri olarak bizler geliyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, ara verelim.

BAŞKAN - Demin tekrar çağırttırdık ya olmadıkları için, maddeler görüşülüyor diye.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ara verelim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, ben size bir şey sorayım. Şimdi, şöyle bir şey olsa... Siz Maliye Bakanlığı olarak vergiyle ilgili bütün kamu kuruluşlarından ve bankalardan vesaire, özel sektörden istediğiniz bilgiyi alabiliyorsunuz, böyle bir hakkınız var. Bir düzenleme yapılsa, üç ay içerisinde bilgi verdiniz verdiniz ya da bir ay içerisinde, on beş gün içerisinde yani sürenin çok önemi yok, bu süre içerisinde bilgi verdiniz verdiniz, vermediniz olumlu sayılacaktır ya da olumsuz sayılacaktır. Böyle bir yasa olur mu? Böyle bir düzenleme doğru olur mu?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu soruya ne cevap vermemi bekliyorsunuz? "Hayır." desem başka bir şey diyeceksiniz, "Evet." desem başka bir şey diyeceksiniz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Bu, o işte. Bu, o Sayın Bakan; bu, o.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bunu kaldırın Sayın Bakan.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir adam idama mahkûm edilmiş, diyor ki: "Ben değilim, benim parmak izlerime bakılsın, benim yok, bunun parmak izleridir -bir başkasını işaret ediyor- onun parmak izlerinin olduğunu göreceksiniz tetikte." Üç ay içerisinde Adli Tıptan şey gelmiyor, bunu idam edelim o zaman. Bunun gibi bir kanun bu ya. Yani bunun bir mantığı yok ki.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Aynen, telafisi yok bunun Sayın Bakan.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biraz önce söylediğim gibi, bakın, Enerji Bakanlığına bir şey demiyorum, kendileri için bir çözüm bulmuşlar, ya, bıkmışlar, "1.500 şeye cevap gelmiyor, ben de bununla ilgili böyle bir çözüm buluyorum." demiş. Anlıyorum ama karşıda bir kamu kuruluşu var, bir bakanlık var, onların da bir cevabı olması gerekir. Onları da bir dinleyelim. Böyle tek taraflı bir kanun düzenlemesi olur mu Allah aşkına ya? Bunu burada herkese anlatmakta zorluk çekerim herhâlde ama sizin anlamanız lazım en başta. Bunu nasıl anlamamak için direniyorsunuz?