| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .10.2017 |
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Öncelikle teşekkür ederim.
Ben Türkiye'de girişimciliğin, üretimin ve bu aşamada da sermaye piyasasının oluşturması gereken geniş tabanın önemine inanan bir kişiyim. Hatta, hatta bugünkü sermaye piyasası ve onun içerisindeki tanımlanan araçlar açısından baktığınızda da nakıs, dar ve tanımı olup işlevi ve uygulaması olmayan pek çok konuyla da karşı karşıya olduğumuzu biliyorum. Yani sermaye piyasasında temel amaç fonların, kaynağın üretime ve yatırıma dönüştürülmesidir ama sermaye piyasası büyüklüğü diye aldığımız rakamların ağırlığını iç borçlanma senetleri oluşturur ve sermaye piyasası genişmiş gibi görünür ama asıl işlevindeki büyüklüğü bunu tam olarak ortaya koymaz. Şimdi, böyle bir sistem veya işte, girişimcinin desteklenmesi, genç girişimcilerin desteklenmesi, burada Sermaye Piyasasının denetim, düzenleme ve uygulama aşamasındaki görev alması güzel.
Ama ben size bir olayı hatırlatmak isterim, özellikle bunu Sermaye Piyasasından gelen Başkan Yardımcısı arkadaşım çok iyi hatırlar, şöyle bir 2003-2004 yıllarına dönmenizi ve o zaman kâr-zarar ortaklığı şeklinde kurulan şirketler ve o şirketlerin fon toplama aracıyla özellikle yurt dışında çalışarak oluşturduğu fonlar ve o fonların kullanımı veya hüsnüniyet içerisinde kullanılmaması noktasında oluşan küçük, orta ölçekli yatırımcının özellikle başta Almanya, Hollanda, Avusturya olmak üzere, mağduriyetini hatırlatmak isterim.
2005-2006 yıllarında bizim Meclisimizde bir komisyon kuruldu, o zaman da "holding" adı altında izinsiz halka arz işlemi yapan şirketlerin araştırıldığı ve orada o rapor sonucunda hem ana muhalefet hem iktidar partisinin milletvekillerinin ortakça rapor sonucunu açıkladığı bir araştırma komisyonuydu. "Uygulamada şu ana kadar bir şey oldu mu?" derseniz, işte, evet, bazıları oldu ama, şirketlerin isimlerini vermeyeceğim ama şöyle söyleyeyim: Türkiye'de hani "İlk Türk arabasını yapacağım.", "Uçak yapacağım.", "Şunu yapacağım, bunu yapacağım.", diye tabela şirketleri olarak gündeme gelmiş olan şirketlerdi. Şimdi, bazı tedbirler alınmış yani Merkezi Kayıt Kuruluşu ve SPK açısından ama o zamanda kurulmuş bir ticari yapının üzerine kurgulamışlardı ve o günkü rakam, kimisi 4 milyar dolar, kimisi 14 milyar dolar, bulundukları ülkelerin mevzuatına göre kendilerini kayda aldırmada problem yaşayan yatırımcılardan kaynaklanan sorunlardı. Burada benim önceliğim... Çünkü Türkiye'de sermaye piyasasının gelişmemesinin en baştaki temellerinden biri alternatif gelirlerle başa çıkamaması olduğu kadar sermaye piyasası ve küçük yatırımcı, orta ölçekli yatırımcının güven ve gelecek garantisinin sağlanmadığından dolayı piyasada yok oluşunu getirmiştir. Bu piyasadan kaçışın sebepleri de hep yanlış uygulamalar yani borsaya bakış açısı, işte, bu tür batan holdinglerin içerisinde kaybolan paralar ve kullanılan birtakım değerler. O yüzden ben tekrar tekrar uyarmak ve bu konuda yapılan... Yani işte, mesela sayı halka açıklık oranını geçince halka açık şirket olmayacaklar. İşte, birtakım istisnalar getiriyorsunuz Sermaye Piyasası Kanunu'nda ama bazılarında istisna olarak olmaması gereken noktalar var. O yüzden, tekrar tekrar uyarmak için... Daha önce de gündeme geldiğinde bu uyarımı yapmıştım, tekrar tekrar bu uyarımı yapmak istiyorum.
Teşekkür ediyorum.