| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/884) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .10.2017 |
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Bu konu çok tartışılan bir konu, aslında hataen verilmiş karar değil. Gerçekten davanın türüne, bazen şekline, bazen takibin biçimine göre harçtan muaf olup olmadığı uygulamada çok tartışılan bir konu ama bence bu harç muafiyeti gerçekten bir hakkın suistimalinin en tipik örneklerinden biridir. Bir kamu bankası bir davayı derdest hâle getirirken afaki rakamlarla açabiliyor. Bir ipotek belgesini takibe konu ediyor, sonra ona ilişkin, krediye ilişkin sözleşmeyi takip konusu yapıyor, sonra kambiyo senetlerini takip konusu yapıyor, bir de kefaletleri takip konusu yapıyor. Şimdi, bir alacak için dört ayrı takip, dört ayrı dava konusu yapılıyor. Bu bir yandan avukatlarına, kendi avukatlarına bir vekâlet ücreti oluşturmak, öbür taraftan da takibe konulmuş alacaklarla ilgili, takipte olan alacaklar, ihtilaflı alacaklarından dolayı vergi hukuku açısından da bir avantaj elde etmek için kötü niyetle kullanılan bir şey. Onun için, burada masumane, ya, burada yanlışlıkla mahkeme tarafından hükmedilmiş cüzi bir rakam söz konusu değil. Bu çok daha büyük bir sorun. Bu soruna Parlamentonun mutlaka ivedilikle el atması gerekir. Sayın Bakan, bu öyle sıradan, basit, geçiştirilecek bir sorun değildir. Bankaların çok sayıda davayı ikame etmeleri, icra takip sayısının tahmin edilenden çok fazla olmasının temel nedenlerinden birisi bu harç muafiyetidir. Bu harç muafiyetinin taraflar arasında da büyük bir hukuksuzluğa sebebiyet verdiğini de ayrıca altını çizerek söylemek istiyorum.