KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum.

Tabii, konu hassas bir konu. Yani özü itibarıyla biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak engellilere, şehit ailelerine, gazilerimize verilen bir hakkı geri almanın ya da kısıtlamanın doğru olmayacağı kanaatindeyiz prensip olarak.

Tabii, tasarıyla gelen madde 70 bin liraydı, önergeyle bu 90 bin liraya çekiliyor. Bu anlamda olumlu bir düzenleme ama yeterli mi? Bana göre yeterli değil. Şöyle: Bir defa bu maddeyi getiriş gayemiz nedir? İstismarı önlemek, değil mi Sayın Bakanım? Yani şöyle örnekler söyleniyor, işte, baba engelli, çocuğu alıyor filan. Getirdiğimiz, yaptığımız düzenleme bu tür istismarları yine önlemiyor. Yani ha 200 binlikten, 160 binlik arabada yapacak ha şeyde. Maliye açısından belki vergide istismar edilen şey biraz daha az olacak ama istismarı ortadan kaldırmıyor. Yani bu yönde alınan tedbirden hiç bahsedilmedi. Yani bu istismarı önleyecek tedbirleri alsak da bu haktan hiçbir kısıtlama yapmasak da en doğru olan bu değil mi? Yani bu istismarı nasıl önleyebiliriz, buna kafa yoralım. Nasıl örnekler var? Bunlar Komisyonumuza anlatılırsa... Yani Anayasa'mız da pozitif ayrımcılık öngörüyor ve bu da verilmiş engellilere, şehit yakınlarına ve gazilere. Ee, şimdi, kısıtlamaya gidiyoruz, yani bu açıdan doğru değil. Biz esas sorunun üzerine neden gitmiyoruz? Yani bir istismar varsa bunu kaldıralım.

Yani, ee, şunu sorarlar: Yani, "Madem böyle şey vardı, bu hakkı verirken niye düşünmediniz?" derler o zaman. Bu hakkı verirken baştan madem böylesi istismarlar, önleyemeyeceğimiz istismarlar var, ki ben onu da kabul edemiyorum, devletsiniz Sayın Bakanım, yani istismar varsa ümüğüne çökeceksiniz, istismarı önlemek için gerekli tedbirleri alacaksınız. O zaman hakkı kısıtlamaya gerek kalmıyor.

BAŞKAN - Yani kullanılan engellinin de mi ümüğüne çökeceksiniz o zaman?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Nasıl?

BAŞKAN - İstismar edilen engellinin de mi ümüğüne çökeceksiniz?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - İstismar edenin.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Raporu kim veriyor?

GARO PAYLAN (İstanbul) - İstismar edenin.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - İstismar edenin, raporu kim veriyor, şeyi kim veriyor?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Raporla ilgili yanlışlık var orada, rapor doğru bir hadise değil.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Neyse, yani istismar neyse istismarı önleyecek tedbir de alınabilir.

BAŞKAN - Doktor hassasiyeti... Rapor istismarından bahsetmiyoruz.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani "Ben aciz kaldım, o nedenle bunu böyle yapıyorum." demek doğru mu? Devlet aciz olmaz.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Biliyorum da rapor...

BAŞKAN - Yok, rapor istismarını söylemiyorlar sadece.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani "Ben aciz kalıyorum istismar karşısında, o nedenle verilen hakta kısıtlamaya gidiyorum." demek doğru mu? Yani devlet aciz olur mu? Bir de o gözle bakmak lazım. Tamam, getirilen düzenleme, Sayın Bakanın verdiği önerge mevcuda göre olumlu ama işin bu boyutunu da düşünmemiz lazım diyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Burada eskiye dönük, kullanıcıya, yani arabayı kullanacak insanlara da geçmişteki gibi bir kısıt getirilebilir ama bunda da evde araba kullanamayan bir engelli varsa bu evde bakıcı veyahut da, işte, şoför bu arabayı kullanıp o insanı götürüp getiriyor ise bu sefer de orada bir sıkıntıya düşüyorsunuz, her seferinde bu kişiyle ilgili bir bildirim zorunluluğu, şudur budur. Bu da kendi içerisinde takip edilemez farklı bir süreci de beraberinde getiriyor. Yani bunu yaşamak lazım.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Başkanım, ama şunu dedim ben.

BAŞKAN - Ben anlıyorum.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bu, 500 bin liralık araçta da bu istismarı yapar, 160 bin liralıkta da yapar yani istismarı önlemiş olmuyorsun ki.

BAŞKAN - Yani, evet, o da başka bir bakış açısı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Neticede şeyin boyutu farklılaşıyor.