KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokrat arkadaşlar ve değerli basın mensupları; şimdi, basit bir iş yapmıyoruz. Biraz önce bir maddeyi geri çektik, finans piyasaları için 2 puanlık bir artış öngörülmüştü, daha önce Hükûmetin böyle bir tasarrufu vardı, bir ihtiyaçtan kaynaklandığı belli. Bir hesap kitap sonucu geliyor olması gerekirdi ama şimdi o maddenin çekildiğini, bütün kurumlar için yüzde 10'luk bir kurumlar vergisi artışının -önümüzdeki üç yıl için- söz konusu olduğunu görüyoruz. Bunun gerekçesini göstermediler, sadece "Onu çektik, bunu getiriyoruz." dediler. Hiçbir gerekçe yok, bir açıklama yok.

Bunlar basit olaylar değil. OVP açıklandı, orta vadeli mali plan da açıklandı, bütün bunlardan sonra bir hesaba kitaba dayanıyor olması lazım. Türkiye bir aşiret devleti değil, sık sık söylüyoruz. Bir aşiret devleti değilse bu kadar hızlı, bu kadar günübirlik, dakikalık, saatlik değişiklikler olmaz. Bunların bir gerekçesi olur, izahı olur. Bunlar, piyasalara çok önemli etkileri olacak konulardır.

Sayın Bakanım, her zaman söylüyorsunuz "Vergi oranlarını biz düşürdük. Vergi oranlarının düşürülmesi total olarak vergi miktarını artırır, daha fazla vergi ödenir, çalışmayı teşvik eder, kurumları teşvik eder." Ee, peki, ne oluyor bütün bunlar? Evet, diğer vergilerle ilgili olarak bir miktar düzenleme, indirim yaptık ama bunlarla bu bir midir? Yani indirime konu olan vergilerle kurumlar vergisindeki bu yüzde 10'luk artışın piyasada aynı etkiyi yaratacağını söyleyebilir miyiz? Aynı etki mi söz konusu olacak? Çok farklı ekonomik etkileri olacaktır. Yatırımları bir taraftan teşvik etmemiz gerekiyor.

Bakın, tümü üzerindeki konuşmamda da söyledim, politikanızı tam olarak anlayamıyorum. Siz vergileri düşürerek mi piyasayı canlandırmaya çalışıyorsunuz, vergileri artırarak mı? Ya da hangi sektörlerde artırmaya yönelik bir hedefiniz var, hangi sektörlerde düşürmeye yönelik? Anlamak mümkün değil, gerçekten tam bir çorbaya dönmüş vaziyette. Belki siz de "Evet, öyledir ama ne yapayım." diyeceksiniz. O zaman, Hükûmet içerisinde bir bütünlük yok. Nedir bu? Nereden kaynaklanıyor? Hangi hesaba kitaba dayanıyor? Hangi mantığa dayanıyor? Hangi ekonomik realiteye dayanıyor bütün bunlar? Hakikaten böyle bir şey olamaz. Siz burada otursanız çok daha fazla, benden çok daha fazla şiddetle eleştirirsiniz bunu. Böyle olmaz. Yani böyle bir devlet yönetimi anlayışı olmaz, hakikaten olmaz. Yani kurumlar vergisinde yüzde 10'luk bir artış basit bir olay değil. Böyle "Şunları düşürdük, bunları çıkarıyoruz." diye birdenbire bunu söylemek normalde bir devlet anlayışı içerisinde, geçmişi olan bir devlet anlayışı içerisinde, devlet aklı olan bir devlet içerisinde mümkün değildir. Bir hesabı, kitabı olması lazımdır.

Lütfen, onu getirin, görelim, niçin öyle yapıyoruz, neler söz konusu oldu da şimdi yüzde 10'luk bir kurumlar vergisi artışına birdenbire geçmek durumunda kaldık, böyle bir karar verdiniz, onları bilelim. Ki kurumlar vergisi de sonuç olarak çok önemli bir vergi. Beyana dayanan...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Çok uğultu var Sayın Başkan.

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Kimse bir şey anlamıyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, çok uğultu var, lütfen, biraz yavaş.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sonuç olarak, buradan yüzde 10'dan 5 milyar lira civarında bir gelir bekleyeceksiniz ama o gelirin gelebileceğini de sanmıyorum bu şartlar altında. Piyasaların bu kadar sıkıntıda olduğu, işletmelerin bu kadar sıkıntıda olduğu...

Tahsilata bakarsak, ilk 1.000 kurumun doğru dürüst vergi ödediğini görüyoruz -benim bildiğim en azından öyle, rakamları açıklamıyorsunuz ama- diğer kurumların vergilerini veremediğini, ödemelerini yapamadıklarını, beyan ettiklerinin dahi ödemelerini yapamadığını biliyoruz. Bu konuyla ilgili olarak, Sayın Bakanım, bir açıklama yapmak zorundasınız. Yani bu, bu şekilde basit olmaz. Evet, onu çekiyoruz, finans piyasalarıyla ilgili 2 puanlık artışı geri çekiyoruz, bütün kurumları 2 puan daha, yüzde 10 daha kurumlar vergisini artırarak vergilendiriyoruz. Nedir gerekçesi bilmek gerekir, bilmemiz gerekir. Sizin de biliyor olmanız gerekir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.