AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Öncelikle küçük bir şey anlatayım ki biraz da ortam serinlesin. Ben iki yıllık memurken bir soru önergesi geldi, bakana sormuşlar, "KİT'ler babanızın çiftliği midir?" diye. Bunu da KİT'leri ben denetliyorum, muavin de benim, bana gönderdiler cevap yaz diye. Ben de gittim, "Ya, üstat, buna nasıl cevap yazılır?" falan diye acemice şeyler söylüyorum. O dönemki üstat bana dedi ki: "Bunu soran, millî iradenin temsilcisidir. Oturacaksın ve bunun böyle olmadığını denetim sonuçlarına göre yazacaksın." Altı sayfa cevap yazmıştım. O zaman, işte, bürokratı böyle yetiştiriyorlardı; millî irade ne, milletvekili ne. Biz burada kişi olarak dostuz, arkadaşız ama burada biz yanlış bir kanun çıkmasını engellemeye çalıştığımız zaman siyaseten cevabımızı karşımızdaki parti milletvekilleri veya Sayın Bakan verir. Bütün bürokratlar için -çok sevebilirsiniz ama- tavsiyem şudur: Teknik bilgide kalmanız sizin için daha güvenlidir.

Şimdi, bakın, mesele şu: Önce 12'nci maddeyi okuyorum, yani Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu'nun 12'nci maddesi: "Özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunması, bakım ve onarımı için Kültür ve Turizm Bakanlığınca ayni, nakdî ve teknik yardım yapılır." Yetkiniz var. Ben geleceğim, "Ya, benim korunması gereken bir şeyim var, buna bir yardım edin. Benim de param yok, şunu güzelleştirelim." Bunlar verilecek. Sen bunu bu maddeye göre verdin, öbür taraftan adam gelecek, "Bir dakika, yeni yasa çıkmış." diyecek. Diğer kısmı atıyorum. Yasanın mantığı da şu: "Diğer kamu kurum ve kuruluşları, kendi bütçeleri var, kendisi yapsın." diyordu, buraya "gerçek ve tüzel kişiler" ibaresini koyduğunuzda cümle şöyle oluyor: "Gerçek ve tüzel kişiler uygun olarak kendileri yaparlar." Şimdi, gerçek ve tüzel kişiler kendileri mi yapacak, sen ona yardım edecek misin? Sen buna göre yardım edersen, oradaki muhatap da diyecek ki: "Kendileri yapıyor, ne hakla?" Böyle bir durum çıkıyor ortaya.

ERGÜN TAŞCI (Ordu) - Birlikte yapıyor.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - "Gerçek ve tüzel kişiler"i buradan çıkartalım.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hayır, şimdi, bir kanunun aynı konuda iki çelişkili hükmü olamaz. Şimdi, bir tanesi diyor ki: "Ben yardım yapabilirim." öbürü de diyor ki: "Hayır, kendisi yapacak."

Yaptığınız düzenleme budur. Bu kanun hükmü var olduğu sürece de tek kuruşluk bir şey yapamazsınız. Zekeriya üstadım onu anlatmaya çalıştı ama durum bu.

Teşekkür ediyorum.