KOMİSYON KONUŞMASI

GAYE USLUER (Eskişehir) - Şimdi, buraya kadar konuşulanlarla ilgili söylenecek bir şey yok. Zaten, bu bilimsel kısmının önde olması gereken bir kurul; zaten, "Öğretim üyelerini çağıralım, konunun uzmanlarını çağıralım, dinleyelim."in temelinde de bu yatıyor. Burada bir hastalıkla inancın birleştirilmesinin nasıl bir ilişkisi olduğunun açıklanmasını isterim. Yani inanç üzerinden ne hastalık tanısı olur ne hastalık takibi olur ne de tedavi olur. Yani sülük tedavilerinin resmiyet kazandığı, hacamatla tedavinin hastanelerde bölümlere konulduğu bir süreçten geçiyoruz. Lütfen, bu kısmı bir daha dile getirmeyelim. Bilimsel bir süreci paylaşacağız, bilimsel gerçekleri paylaşacağız, konuşacağız. Bunların inançla bir alakası yok. Bilim her yerde her inanç için aynıdır. Hastalıkların tanıları, tedavileri o bölgede yaşayan insanlara, o insanların inançlarına göre değişmez ve değişmemelidir. Dolayısıyla, bunlara dikkat edelim. Yani hem "Bir bilimsel kuruluz." diyoruz hem de inanç üzerinden bunu götürüyoruz, bunun doğru olmadığını...

LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) - Bu konuyu ben teknik olarak söyleyeceğim. Domuz jelatinini zaten tıp da istemiyor, bitkisel jelatin kapsamına biz hep geçtik.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Şu anda biyolojik ve mitral kapakların yüzde 90'ı domuzdan yapılmakta. Ne yapacaksınız, kalplerinden sökecek misiniz onları? Öyle şey olur mu canım!

LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) - Kapsül olarak, ilaç olarak tıbben onu istemiyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bu konuyu...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Arkadaşlar, "İslam tıbbı", "Hristiyan tıbbı", "Budist tıbbı" diye bir şey yok. Sıfırı da Müslümanlar buldu...

YILMAZ TEZCAN (Mersin) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir dakika...

Gaye Hanım bir soru sordu, muhatabı burada.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Yok, soru sormadım.

BAŞKAN - Veya bir şeyi ifade etti.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Soru sormadım Sayın Başkan, teşekkür ederim, bir saptama yapmak istedim.

BAŞKAN - Doğru, saptama yaptınız.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Peki, bu bir hastalık, hastalığın inancı yoktur yani hastalığın...

BAŞKAN - Bakın, ben saygı duyuyorum fikirlerinize, böyle bir şey diyebilirsiniz, arkadaşımınkine de saygı duyuyorum. Bunu kendisi izah etsin bakalım, bunu ne amaçla kullandı, niye söyledi.

Ben, Yılmaz Bey'e bir söz veriyorum, bir dinleyelim, sonra ben bir şeyler söyleyeceğim.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Tamam ama ben sözümü bitireyim, ondan sonra...

BAŞKAN - Ha, o zaman, buyurun, tamam, bitirin.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Sözümü bitireyim, ondan sonra tabii ki...

Ben tabii ki bunları söylerken hem hekim kimliğimle hem de bilim insanı kimliğimle söylüyorum ve şimdiye kadarki bütün hekimlik yaşamımda gerek hastalarıma bakışım gerekse hastalıklara bakışım insanların ne etnisiteleri ne mezhepleri ne inançları üzerinden olmamıştır. Bilim tektir, herkes için tektir ve evrenseldir. Bunu vurgulamak istedim.

Teşekkür ederim.