AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, Zekeriya üstat zaten bunun bizim ulusal varlığımız açısından önemini anlattı.

Beyoğlu'nda bir yürüyün, Beyoğlu'nda vakıflara ait o binaların güzelliğine bakın, bir de yanına sonradan o kibrit kutusu gibi konmuş o ilkel, primitif TOKİ binaları gibi binalara bakın, neyi korumamız gerektiğini anlarsınız.

Ben size bir vakıf bedduası okuyayım, bu çok önemlidir: "Allah'a ve ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamber'i tasdik eden sultan, emir, bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hâle getirmek, iptal etmek, işlemez hâle getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, feshedilmesine veya başka bir hâle dönüştürülmesine kastederse haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve mâsiyetleri irtikâp etmiş olur. Böylece günahkârlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabın görsün. Malik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira, Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra onu değiştirirse onun günahı değiştirenlerin üzerinedir. Kuşkusuz, O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez." Bu dua aklımızda bulunsun çünkü bu madde önemli bir madde.

Öncelikle şunu söylemiş olayım, Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkililerine soruyorum: Kaç tane vakıf satıldı son on yıl içerisinde?

Beni dinliyor mu bilmiyorum Vakıflar yetkilileri ama.

BAŞKAN - Vakıf satıldı mı?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Evet, satıldı, bildiğiniz satıldı yani özelleştirme gibi böyle bildiğin, para verdi, aldılar. Ben de onu soruyorum: Ne kadar satıldı ve bundan ne kadar gelir elde edildi?

Vakıflar Genel Müdürlüğünün kira, irat ve diğer gelirleri -çünkü çok büyük gelirleri var, Vakıfbank'a da gidiyor bunlar- ne kadardır? Bu kadar geliri varsa bu kurumun, bizim bu vakıflarımızı niye çürümeye bırakıyor? Bu kadar önemli gelirleri var yani şehirlerin en güzel yerlerinde en kaliteli binaların kira gelirleri ve bundan daha kötü olan satış gelirleri var. Vakıflar Genel Müdürlüğünün sattıklarını da, şimdi kaç parça satıldığını da soruyorum. Mesela, Kılıç Ali Paşa Vakfı var. Hani, Sayın Erdoğan gitti, Sırbistan'da ziyaret etti. Mesela, Kılıç Ali Paşa'nın zürriyetini araştırdınız mı? Var mı, kim bunlar, yoksa hiç araştırmadan direkt Vakıflar Genel Müdürlüğüne mi alındı?

Bizim yapmamız gereken şudur: Bakın, yeni araba alırsınız, yeni Mercedesler gelir gider, yeni TOKİ binaları dikersiniz -zaten bu memleketteki en büyük görüntü kirliliğidir o- ama o binaları, o kiliseleri, camileri, o vakıfları, kervansarayları, hanları, hamamları bir daha yapamayız. Onun için bu kanunun, biraz önceki beddua da... Çünkü, onu bırakan da topluma hizmet diye bırakıyor, büyük bir sosyal yardımlaşma olarak bırakıyor; çoluğuna çocuğuna, torununa değil, topluma vakfederek bırakıyor. Bunları koruyacak bir düzenleme yapmanız gerekiyor. Bu beddua hatırınızda olsun bu kanunla ilgili düzenleme yapılırken.

Teşekkür ediyorum.