Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 12 .10.2017 |
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Gerçekten bu mevsimlik tarım işçileri sorunu Türkiye'nin en önemli ve en büyük sorun alanlarından bir tanesi ve birçok yönüyle sorun alanı çözüm için bekliyor aslında. Yani her defasında bu sorunu halının altına süpürerek ya da geçici çözüm arayışlarıyla çözmemiz mümkün değil çünkü artık gizlenemeyecek, yok edilemeyecek, üstü örtülemeyecek seviyelere vardı. Yani bugün mevsimlik tarım işçileri meselesini neden sadece Bütçe Komisyonu görüşüyor, ben onu öncelikle sormak istiyorum. Neden bu işin muhatabı şu an Plan ve Bütçe Komisyonu? Çünkü hem sosyal hem siyasal hem de toplumsal birçok yönü var ve sorunun adını, çözümün adını doğru koymak gerekiyor öncelikle. Yani şu an...
BAŞKAN - Arkadaşlar, çok uğultu var, lütfen biraz sessiz.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Evet, ben sesimi yükseltmek zorunda kalıyorum.
BAŞKAN - Biz memnunuz, siz yükseltin efendim.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Ben dünden hareketle, dün Sayın Bakan torba yasaları sevdiğini söylemişti ama gerçekten hizmet üretmek adına bunu söylemiştiniz fakat torba yasa hiçbir meseleyi çözmüyor ne yazık ki, sadece geçici çözümler yani meselenin özünden kopup sadece bir yönüne temas etmek sorunu çözmüş olmak değil, sadece üstünü kapatmak anlamına gelir bir yanıyla. O yüzden biz torba yasalara kesinlikle karşıyız.
Burada da sorunun adını doğru koymak lazım. Söz konusu olan büyük oranda mevsimlik Kürt tarım işçileri. Özellikle çocuklarıyla birlikte...
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Nereden çıkardınız Kürtleri? Türk de olabilir.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Çünkü sorunun esasına baktığınızda çoğunluk olarak Kürtlerin mevsimlik tarım işçisi olduğunu görürsünüz. Çocuklarıyla birlikte okullar daha kapanmadan birkaç ay önce göç ederler ve okullar açıldıktan sonra ancak bir daha göç ederler yani hep böyle. Ülkemizdeki yaklaşım, daha ziyade mevsimlik tarım işçilerinin insani koşullardan uzak bir şekilde taşınmaları esnasında geçirdikleri trafik kazalarıyla gündeme gelirler ya da kaldıkları çadırların bir gece yarısı ateşe verilmesi sonucu haber olurlar ama şöyle haber olurlar: "Kentte gerginlik çıktı." şeklinde haber olurlar ya da kent merkezine bu tarım işçilerinin inmesi yasaklanır bir vali tarafından, bir hadsiz vali tarafından, bu şekilde gündem olurlar. Bunun gibi ya da Perihan Akın gibi kadın işçiler Samsun'da bıçaklanarak öldürülür, oraya gelip patronları şey söylerler: "Ne siz gördünüz bizi ne de biz." Yani bu şekilde olaylar yansıyor. Meselenin hem güvenlikçi politikalarla alakası var hem son iki yıldır artık kontrolden çıkmış vaziyette olan ırkçı yaklaşımlar, ırkçı söylemler, nefret söylemlerinin yaygınlaşması, sadece Kürtler de değil üstelik, Suriyelilere yönelik de böylesi olaylar yaşanıyor, nefret söylemlerinin açığa çıkardığı meseleler ya da işte bu Muğla'da yaşanan olayda da karşımıza çıktığı gibi müteahhit paralarını vermemek için onları "bombacı" diye ihbar eder, sokaklarda çırılçıplak teşhir edilirler. Meselenin bu yönlerini de görmek gerekiyor, birçok yönü var çünkü ve sorunu gerçek anlamda çözmek istiyorsak bütün yönleriyle görüp gerçekten sorumluluk almaktan geçiyor.
Bir de çocuklar var, çocukların şu an 400 bin civarında bir sayıda olduğu söyleniyor. Mesela bu kayıt sistemi gerçekten çocukların eğitim hayatına katılmasını sağlayacak mı? "Güvenlik" dediniz, "Güvenlik sorunu çözülecek." diyorsunuz, nasıl önlemler alınacak? O kaldıkları derme çatma çadırların, hijyenden uzak yaşam koşullarının giderimi sağlanabilecek mi? Ayrıca niye diğer komisyonlarda görüşülmüyor bu mesele?
Bir de şu var: Yasanın gerekçesinde "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca başlatılan e-METİP sisteminin kurulmasına dair bir düzenlemedir bu." diyorsunuz. Peki, bunları neden kolluk alıyor yani neden kolluk görevlileri alacak bu kayıtları? Neden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının illerdeki müdürlükleri almıyor bu kayıtları? Yani biz meselenin sadece, anladığımız kadarıyla, denetim altında tutma gayretli güvenlik politikası olduğunu düşünüyoruz. Kolluk neden alıyor o bilgileri? Onları merak ediyorum, cevaplanırsa bir daha söz almayı düşünüyorum.
Teşekkür ederim şimdilik.