| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .11.2014 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Almanya Berlin Mevlana Camisi yangınıyla ilgili raporda... Tabii, evet, ziyaretten, incelemelerden dolayı Almanya'da yaşayan vatandaşlarımız gerçekten mutlu oldular, memnun oldular ve en azından sahipsiz olmadıklarını oradan hissettiler. Yalnız orada "Bizler de burada yaşıyoruz. İki toplumda bulunan insanların mümkün olduğunca kaynaşması açısından, entegrasyonu açısından fazla rijit şeylerin içerisinde olunmaması" şeklinde özellikle bir istirhamda bulundular.
Evet, orada bir koalisyon hükûmeti söz konusu. Koalisyon hükûmetinin bir parçası olan Sosyal Demokrat Partinin hükûmette görev alan genel başkanının ziyarette bulunduğunu, geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunu, konunun üzerine hassasiyetle gideceklerini söyledikleri hâlde raporda bu yer almamış değerli arkadaşlar. Yani, bu, bilemiyorum, inşallah bir unutkanlık olabilir veya ilaveler olabilir. Bunlar da...
BAŞKAN - Bakanın gelmesi falan yazılmış ama artık Sosyal Demokrat Parti mi, başka bir parti mi, onu gözden kaçırmış olabiliriz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Muhafazakarlar var vesaire Değerli Başkan, bunu maksat en azından...
Şimdi, gelelim, biz bu Berlin Mevlânâ Camisindeki...
BAŞKAN - Pardon, 8'inci sayfada bir paragraf ayrılmış. SDP Genel Başkanı Sigmar Gabriel.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir cevap vereyim, bitireyim ben.
Cami yangınıyla ilgili oradaki vatandaşlarımızın şu serzenişi vardı: "Ya, arkadaş, biz caminin o duvarlarının hattat süslemesiyle ilgili bunu yapabilecek olan ustalar Almanya'da yok. Avrupa ülkelerinde bulunan insanlar da yok. Ancak biz Türkiye'den getirtebiliyoruz bu hattatları." Bununla ilgili bir yıldan beri vize alamadıkları, vizeyle ilgili bakanlıktan, Hükûmetten kimsenin yardımcı olamadığı şeklinde... Ve oranın da çok büyük olduğunu hep birlikte gördük. Alınan tüm malzemelerin caminin mevcut olan yerlerine konulduğu ve ufak bir kıvılcımla bu kadar hasarın, bu kadar yangının, kundaklamanın büyüdüğünü söylediler. "Eğer gerçekten zamanında bu hattatlarla ilgili bu kolaylık sağlanmış olsaydı, zaten kundaklama yapmak isteyen yapar ancak belki zararımız bu kadar olmayabilirdi." şeklinde bir serzenişte bulundular.
Mümkünse Sayın Başkan, inşallah takip ediyorsunuz, takip edeceğinize de eminim ben, bu konuda o hattat sorununun bir an önce giderilmesi lazım. Zaten, uzun süreden beri cami inşaat hâlinde. En azından bu inşaatın bu şekilde bir an önce bitmesi ve ibadete açılması açısından Hükûmetin oraya gereken katkıyı vermesini, hatta, netice itibarıyla bu konuda da yardımcı olmalarını ben istirham ediyorum.
Bu konuda, evet, bu olayı söylemek isterim.
Burada netice itibarıyla, ibadet yerlerinin kundaklanması gerçekten lanetlenecek bir hadise. Bu nedir aynı zamanda? Din ve vicdan hürriyeti kapsamında olan bir durum ve düşünceyi, ibadeti yapma özgürlüğü açısından bir hak. Bu, düşüncesini ve kanaatini yayma özgürlüğünün de bir ifadesi. Bu açıdan, hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne hem İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne, Almanya'daki yasalara, Türkiye'deki yasalara da aykırı bir durum.
Orada ben şu olayı bir türlü kavrayamadım emniyet açısından: Orada o kadar güvenlik kamerası var. Her ülkenin bir derin devleti var ya yani bizde de olduğu gibi, orada da olduğu gibi. Aslında bilemiyorum, bu derin devlet her yerde var. Yakalanmak istenirse yakalanabilir çünkü bu kadar güvenlik kamerası var. Arka tarafta giriş vardı, ön tarafta ama bunlar ne hikmetse...
Derin devletlerin bittiği veya biteceği bir dünya özlemiyle hepinize teşekkür ediyorum.