| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .11.2014 |
MUSTAFA ERDEM (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, heyetteki arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Bu rapor Türkiye'nin perspektifi ve oradaki yaşam şartlarının tespiti bakımından çok önem arz etmekte. Ben bunlara ilave bir iki hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Şüphesiz, orada dinî ihtiyaçların karşılanması konusundaki sübjektif uygulamalar Türkiye için de bir eleştiri konusu veya bir değerlendirme konusu olmalıdır diye düşünmek durumundayız. Acaba heyetteki arkadaşlarımız oraya gittiklerinde... Az önce Sayın Başkan ve değerli üyelerin bize verdiği bilgilere bakılırsa narkotik, uyuşturucu ve madde bağımlılığından mahkûm olanların çoğunlukta olduğu, bir diğer hususun da göçmenler olduğu hususuna dikkatler çekildi. Mahmut Bey'in de ifadesi ve Ayşe Hanım'ın da değerlendirmelerinden anladığımız kadarıyla İtalya bir şekilde göçmen transferinde etkin bir ülke, Reşat Bey de onu söylemişti, hem hedef ülke hem transfer durumunda bir ülke. Acaba buradaki mahkûmlarda Türkiye'den giden göçmenler var mı? Farklı ülkelerden, sadece Afrika'dan geliyor, Cezayir'den geliyor, Libya'dan geliyor ama Türkiye'den gidenler de oralarda suç işliyor veya suçlu olarak kalıyorlar mı? Aynı şekilde yine, oradaki madde bağımlılıklarıyla alakalı olarak ülkemiz bir madde bağımlılığı transferi konumuna düşüyor mu? Bu bağlamda, Türkiye de üzerine düşen birtakım sorumluluk veya gereklilikleri yerine getirmek durumunda mıdır? Buna dikkatlerin çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İki hafta kadar önce Kırgızistan'daydım, bir husus beni çok rahatsız etti orada. Üniversite hocalarıyla bir bilimsel toplantı sonrasında Türkiye'nin içine düştüğü sıkıntılara işaret edilirken biz hep şuna dikkatleri çekiyorduk: Biz rejimlerle muhalifiz ama halklarla çok iyi diyalog kuruyoruz, özellikle Türk dünyası ve İslam dünyasıyla alakalı olarak. Ben uzun yıllar Kırgızistan'la gönül bağı ve fiilî ilişkileri olan birisi sıfatıyla buna çok üzüldüğümü özellikle vurgulamak istiyorum. Kırgızistan'da rejimle ilişkilerimiz şu anda çok iyiyken halkla ilişkiler kopma noktasına geldiği yönünde bir eleştiri aldım. Üniversite hocaları Kırgızistan'dan gelen gençlerin Suriye'de defakto durum veya fiilî duruma transfer edildiklerini, bu bağlamda da "Biz gençlerimizi artık Türkiye'ye göndermeye cesaret edemiyoruz." yönünde bir değerlendirme yaptıklarına şahit oldum. Bunu sayın büyükelçiyle de ben değerlendirdim orada, büyükelçimiz de bu konunun fiilî olduğunu ancak Türkiye'ye bir şekilde seyahat özgürlüğü çerçevesinde gidenlere bizim müdahalemizin olmadığını, şayet böyle bir endişe, beklenti veya kaygıları varsa Kırgız makamlarının ülkemize gidenlere yönelik bir uyarıcı görevi üstlenmeleri gerektiğinin daha doğru olabileceğini söyledi. Ama ben İtalya'yla bir bağlantı kurarak, eğer biz göçmen transferinde bir transfer ülke konumundaysak o zaman, ülke güvenliğimiz ve sınırlarımız açısından olaya biraz daha dikkatli bakılmasının yararlı olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.