KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokrat arkadaşlarım, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, ilk sunumu, bütçe sunumunu yaptığınız zaman, tam bir ay önce dolar ve euroyu hatırlıyor musunuz, ne kadardı? Sizin kabahatiniz yok tabii bu dolar ve euronun, dövizin yükselmesinde ama Hükûmetinizin çok kabahati var. Tabii, dünya konjonktürü dışında gereksiz konuşmalarla ve gereksiz yapılan yanlışlarla, yanlış bir yönetimle bugünkü noktaya geldik ve bütçe maalesef, şu anda, şimdiden geçerliliğini yitirmiş vaziyette. Bugün bütçeyi bağlıyoruz, çıkacak, aşağıda Genel Kurula gidecek. Daha Komisyondan çıkmadan bütçenin birçok rakamı geçerliliğini yitirmiş vaziyette. Dövize bu kadar zam gelmesi, dolar ve euroya zam gelmesi demek tüketim mallarına zam gelmesi demektir, akaryakıta zam gelmesi demektir -geliyor zaten- birçok konunun fiyatının artması demektir, bütçenin altüst olması demektir. Böyle bir sıkıntımız var. Yani, bu işler, ekonomi, devlet yönetimi daha büyük bir ciddiyetle ele alınmalı, daha büyük bir ciddiyetle yapılmalı. Bazı arkadaşlar belirtti; "Dolsa ne olur, dolmasa ne olur efendim?" Böyle olmaz. Kanun hükmünde kararnamelerle -Sayın Bakanım anlattı- özellikle birilerine bazı konular peşkeş çekilmez. Çok üzüldük. O konuyu birkaç kez dile getirdik. Bir kanun hükmünde kararnamede birilerine özel, on beş gün, 2013'teki yürürlük tarihinin geriye alınıp bazı giderlerin, ecrimisil... 678/28'inci madde, bakarsanız, var orada. Böyle bir rezalet olamaz tabii. Bunların açıklanması gerekir. Nasıl açıklanacaksa bilmiyorum.

Sayın Bakanım, bu sene Sayıştay raporları daha iyiydi. Herhâlde murakıp arkadaşlar da daha fazla adapte olmuşlar, bizler de raporları daha iyi tanımaya başladık. Bazı güzel tespitler söz konusu oldu. Her ne kadar murakıp raporlarında kırpılmalar varsa da yine de güzel tespitler söz konusu oldu. Ben, birkaçını, hepsini değil ama biraz önce tespit edebildiğim birkaçını gündeme getirmek istiyorum sizinle de ilgili olan.

Mesela, Hazine Müsteşarlığıyla ilgili Sayıştay raporunda, Darphane Matbaasında 99 çuval içerisinde altın ve gümüşün, mücevheratın olduğu yazılıydı, tespit yapılmış. Bunları saymak istemişler, biliyorsunuz denetim elemanı olarak bunların tespitinin yapılması lazım, yıllardan beri orada. Saymak, tartmak, ölçmek mümkün olmamış. Burada 2 Başbakan yardımcısı sizin oturduğunuz yerde oturuyordu. Dedim ki: Bu nasıl bir iş? Kime ait bu? Niye böyle oluyor? Hazineden sorumlu Başbakan yardımcımız "Bize ait değil." dedi, diğer Başbakan yardımcımız "Bu, Muhasebata aittir." dedi. Ama, sonuç olarak değer tespiti dahi yapılamayan, sahibi olmayan bir hazine var, 99 çuvalda hazine var -ama hazinenin Hazineye ait olduğunu söylüyor murakıp, kendisini de konuşturduk- ama hazinenin sahibi yok. Böyle bir durum vardı. Tabii, Maliye Bakanlığı devlettir bir anlamda. Devletin hem geleneksel olarak hem de 5018'den gelen yetkilerle bunlarla ilgili bir sahiplenmede bulunması gerekir diye düşünüyorum. Onun için size aktarıyorum.

Mesela, Dışişleri Bakanlığı bütçesinde -bu G20 toplantısı oldu biliyorsunuz 2015'te, o zamana kadar bilmiyordum- tesadüfen kesin hesap içerisinde buldum. Ne kadar G20'nin üç günlük maliyeti, biliyor musunuz? Anormal bir rakam. Yani, gelenler de kendi... Mesela, Suudi Kralı otel kapattı ama kendi parasıyla ya da Japon İmparatoru kendi parasıyla kaldı. Buna rağmen nedir G20'nin maliyeti? Yani, 1.000 dolarlık odalarda kalsalar üç gün, 1.000 kişi kalsa 3 milyon dolar yapar, 5'le çarpın 10 milyon dolar yapar. 20 milyon dolar olsun. 563 milyon lira, 200 milyon dolara yakın. Böyle bir maliyet olabilir mi? Nedir? Belli değil. Sorduk, hesabını veremediler. Buna Maliye Bakanlığının müdahil olması lazım. Böyle anormal bir toplantı gideri olmaz. 563 milyon lira. Yani, Bayburt ihya olur bu parayla hakikaten, böyle anormal bir rakam.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Teşekkür ederim Bayburt'a ilginizden dolayı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yatırım ödenekleri sizin üzerinde durduğunuz bir konu. Yatırım ödeneklerinin arttığını söylüyorsunuz ama baktık, geçen yıl da vardı, çok önemli olduğu için tekrar söylüyorum size. Bu GAP, KOP, DOKAP ve DAP'a -4 yatırımcı kurum bunlar, önemli yatırımlar yapıyorlar- ayrılan parayı geçen yıl ve ondan önceki yıllarda da çok düşük kullanmışlar. Mesela, 2016'da 100 milyon lira ayrılan bir kuruma aşağı yukarı 17 milyon lira kullandırılmış. Sayın Kalkınma Bakanına söyledim, dedi ki: "Görevden alacağım, kendisine tahsis edilen ödeneği kullanamayan idarecileri görevden alacağım." Ama, idareciler diyor ki: "Bizim kabahatimiz yok, Maliye bize kullandırmıyor." Bakın, onların da böyle bir şikâyeti var, bilmeniz gerekir. Not edin lütfen. GAP gibi, KOP gibi, DAP gibi, DOKAP gibi çok önemli altyapı yatırımlarını yapan kurumlar yıllardan beri kendilerine düşük tahsis edilen ödenekleri dahi kullanamıyorlar.

Bir diğer konu Adalet Bakanlığı Bütçesi içerisinde... Şimdi, Adalet Bakanlığı yüksek yargıyla birlikte geliyor, burada bütçelerini değerlendiriyoruz. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, HSYK onlarla beraber... YSK'nın, Yüksek Seçim Kurulunun Danıştaydan, Yargıtaydan, HSYK'dan bir farkı var mıdır? Olmaması gerekir, değil mi? Ama, Adalet Bakanlığı bütçesi içerisinde YSK'nın bütçesi. Böyle bir rezalet olur mu Sayın Bakanım? Dedim ki biz siyasetçiyiz. Ben "2015'te 360 küsur milyon liralık bir harcaması var, ödeneği var YSK'nın. YSK yöneticileri Adalet Bakanlığının kapısında beklemişlerdir ödenek almak için ve seçimlere gölge düşmüştür." desem haksız mıyım dedim. "Efendim, yapmadık öyle bir şey..." Yapmadınız, yaptınız, o ayrı bir konu ama bu yanlıştır, çok büyük bir yanlışlıktır bu. Sadece YSK değil, Adli Tıp Kurumu da, Uyuşmazlık Mahkemesi de aynı statüde. Onlar da bağımsız, kendi bütçeleri olması gereken kurumlar, güya bağımsız ama mali açıdan böyle bir rezalet var. Bunların sizin tarafınızdan düzeltilmesi lazım ve bunu Sayıştay bildirmiş, yazmış ama hâlen düzelmemiş. Mesela, bu sene için bile ben Sayın Başkana teklif ettim, "Burada düzeltelim." dedim. Bilmiyorum, gerekiyorsa burada düzeltelim.

Sayın Bakanım, bunun, burada 2017 için düzeltilmesi lazım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - YSK'yı mı?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - YSK, Uyuşmazlık Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu; üçünün de düzelmesi lazım. Sayın Başkanla beraber burada düzeltelim, 2017 için bu yanlışlık devam etmesin.

BAŞKAN - Ayrıştırabiliriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yine, Bakanlıklara soruyoruz...

BAŞKAN - Ödenekleri de zaten aslında direkt kendileri kullanıyor. Yani, orada bir onay mekanizması falan da yok, Adalet Bakanlığından onay alarak ödenek kullanımı gibi bir şey de söz konusu değil.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Arkadaşlar araştıracak ama 5018 sayılı Kanun'a ekli kamu idarelerinin bütçelerinden teşekkül ediyor merkezî yönetim bütçesi. Acaba mali yönetim bakımından ayrı bir kamu idaresi olarak telakki edilmediği için mi böyle bir uygulama var, arkadaşlara baktıracağım şimdi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Aslında (1) sayılı cetvelde olmaları gereken...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İşte, onu diyorum zaten. Esas olan orası, orası olmadan yapamaz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - HSYK'dan bir farkı yok, Yargıtaydan bir farkı yok onların; statü olarak, hukuken hiçbir farkları yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İşte, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında listelemiş, o listeye uygun olarak ancak bir bütçe oluşturabilirsiniz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İşte, yanlışlık yapılmış orada. Nerede yapıldı, bilmiyorum.

BAŞKAN - Belki önümüzdeki süreçte oradaki düzenleme yapılıp 2018 bütçesinde değerlendirebiliriz onu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 2017'de düzeltebilsek daha iyi olur, bir an önce düzelmesinde...

BAŞKAN - Ama, 5018'de değişiklik yapmanız gerekiyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Gerekiyorsa ama bilmiyoruz henüz onu.

BAŞKAN - Bir baksınlar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) -Yapalım, dâhil eder çıkarırız onu.

BAŞKAN - Problem görülüyor mu orada? Ben bir şey göremedim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, bakanlıklara -bu taşıtları kiralıyorlar bazıları, (T) cetvelinde yer almıyor- soruyoruz: Nasıl kiralıyorsunuz? Alternatif maliyet nedir? Hiçbirisi bilmiyor. Kaça, kimden kiralamışlar? Kaç taşıt kiralamışlar? Hesabı kitabı yok. Siz de bilmiyorsunuz, "Kendileri takip ediyorlar." diyorsunuz Maliye Bakanlığı olarak. Hiçbir bakanlığın bu konuda hem gayrimenkul kiralamayla ilgili hem taşıt kiralamayla ilgili bilgisi yok. Bir devletin taşıt satın alması hâlinde mi, yoksa kiralaması hâlinde mi avantajlı olduğunu biliyor olması lazım ve ne kadar taşıt kiraladığını biliyor olması lazım. Yok böyle bir bilgi.

Sayıştay raporlarında önemli bir özellik, hemen hemen tüm kurumlar taşınmaz kaydı yapmıyorlar, taşınmazlarıyla ilgili kayıtları yanlış. Hemen hemen bütün kurumlar taşınmazlarıyla ilgili bir fiilî envanter ya da o fiilî envanterlerinin muhasebeye yansıtılması konusunda yanlış yapıyor, hemen hemen tümü.

(E) cetveliyle ilgili olarak yanlış uygulama yapan kurumlar var Sayıştay tarafından tespit edilmiş. Dün akşam Avrupa Birliğiyle ilgili güzel bir tespit vardı, ayrıntılı bir rapor vardı. Avrupa Birliğinin... (E) cetvelindeki galiba 79, 80, 81'inci maddeler. Yanlış hatırlayabilirim çünkü 2 tane (E) cetveli var şu anda. Uygulamada yanlış yapılıyor, mevzuata uygun harcama yapılmıyor (E) cetvelinde.

Amortisman kayıtları yanlış. Amortismanda önemli yanlışlar yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı uçağıyla ilgili, Başbakanlıktan alındı Cumhurbaşkanlığına, o da tümüyle yanlıştı, onu daha önce söylemiştim.

Yapılan harcamaları türleri itibarıyla göremiyoruz. Cari transferlere alınıyor, transfer bütçesinden bir tarafa aktarılıyor. Neye harcandı, görmek mümkün değil. Kesin hesapta da bunlarla ilgili bilgiler yok. Detayını asla göremiyoruz, bu yapılan harcama neydi, nereye gitti, hiçbir kurumun yaptığı harcamayı bilmemiz mümkün değil. İlgili bakanlar da bilmiyor. Belki, kendileriyle ilgili özel ilgilendikleri bir konu varsa çıkarttırıyorlardır, o kadar.

Sayın Bakanım, 2017'de SGK'ya ne kadarlık bir transfer yapılacak, biliyor musunuz? 116 milyar ama bu 120 milyarı geçecek ve SGK'nın bütçesi ne kadar oluyor 2017'de, biliyor musunuz? 300 milyara yakın yani devlet bütçesinin yüzde 50'sine, yarısına yaklaştı. Bu büyük bir tehlikedir ve çok büyük bir aktarma var. Siz, burada bütçeyle ilgili olarak demişsiniz ki: "45 milyar." 45 milyarı nasıl hesapladınız bilmiyorum. Sosyal yardımlarla ilgili olarak bence o 116 milyarı, o 120 milyarı da dâhil etmek lazım. Yani, yavaş yavaş bunun altından kalkamayacak duruma gelecek Türkiye. Orada, ben kara delik olarak görmüyorum, SGK'ya verilen para kara delik değil ama kontrol edilmesi, bilinmesi, ona göre tedbir alınması gereken bir harcama bu ve böyle giderse on yıl içerisinde SGK bütçesi devlet bütçesini yakalayacak. Altından kalkılmaz bir hâl alacak bu. Üzerinde durmak gerekir, çok bariz bir tehlike var orada.

Bir de hemen hemen bütün faaliyet tablolarında vergi geliri onların geliri değil, öyle bir yanlışlık yapılıyor, "Bize Maliye böyle söyledi." diyorlar. Onların geliri olmayan bir gelir. Vergi gelirleri sonuçta Maliye Bakanlığına transfer edilmesi gereken rakamlar. Onlar da yanlış yapılıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gelir sisteminde öyle olması gerekiyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onların geliri mi sayılacak?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O zaman, gelir yazmayanlar da var.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İşte onu anlatacağım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Neyse, onun düzeltilmesi lazım.

Şunu gördük, şu andaki bizim sistemimizin, kamu mali yönetim sistemimizin en önemli zaafı, denetim olmaması. Hemen hemen hiçbir kurumda denetim yok. Sayıştay tarafından denetim yapılıyor ama Sayıştay denetimi tabii ki detaya giremiyor. Kendi kurumlarının içinde denetim yapılması gerekiyor. Bu sistem çalışmıyor, iç denetim sistemi yok maalesef. En önemli zaafımız da bu. Sizin Bakanlığınızda da biliyorsunuz eleştiriyorum, artık Maliye Bakanlığında da denetimi eleştiriyoruz ama diğer kurumların hiçbirisinde yok. Denetime girmeyeyim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben de eleştiriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz de mi eleştiriyorsunuz? Tamam.

Şimdi, sizinle hep tartıştığımız bir konu var, şu mükellefiyet meselesi. Faruk Bey de söyledi, Gelir İdaresinin 2'nci bulgusunda diyor ki: "Gayrifaal durumda olan mükelleflerin resen terk işlemlerinin zamanında yapılmaması." Sayın Bakanım ve burada ben diyorum ki size: Mükellefiyet artmıyor, mükellef sayısının artmamasında sıkıntı var. Mesela, 2001'de 1 milyon 768 bin olan gelir vergisi faal mükellef sayısı 2016 11'inci ay itibarıyla 1 milyon 826 bin yani 80 bin bile artmamış. Bir anormallik var. Siz de diyorsunuz ki: "Efendim, terkin işlemleri var, ondan dolayı." Yapılan yıllar itibarıyla terkin işlemleri çıkıyor 67.613, bunlar da geç olarak yapılmış. Yani, bu mükellef sayısıyla ilgili bir sorun var. Türkiye nüfusu bu kadar artıyor, seçmen sayısı 56 milyon oluyor ama gelir vergisi faal mükellef sayısı artmıyor. Bunda bir gariplik var.

Kurumlar vergisiyle ilgili biraz daha gerçekçi rakamlar var, 565 binden 720 bine çıkmış on beş, on altı sene içerisinde. Ama KDV'ye bakın, 2001'de 2 milyon 870 bin KDV mükellefi var, 2016'da 11'inci ay itibarıyla 2 milyon 493 bin. Yani bir gariplik var bu mükellef sayılarında, bunlara güvenmek mümkün değil. Terkin sayıları da bu Sayıştay raporunda. Yani, onu da dikkate alın, işte bu. Yani, sonuçta bu büyük bir sorundur.

Bir konu da Sayın Bakanım, 2015'le ilgili olarak ne kadar vergi hedefiniz vardı, hatırlıyor musunuz? Bize verdiğiniz şeyde 389,5 "390 milyar vergi toplayacağız." demişsiniz, hedef koymuşsunuz. Ne kadar topladınız? Sizin tespitlerinize göre 407 milyar ama Sayıştayın tespiti, Sayıştayın sizin tablolardan, kayıtlardan çıkardığı rakama göre vergi gelirleri net bütçe gelirleri 307 milyar -net, ret ve iadelerden sonra- toplamda 322 milyar. Yani, 390 milyarlık hedef 322'de kalmış. Ama bununla ilgili farklı rakamlar çıkıyor. Yanlışlık nedir, bunu ortaya koymak lazım. Şimdi, çıkarıyoruz, biz Sayın Bakanımla beraber çıkardık, 407 diyorsunuz bir taraftan da ama o rakama nasıl ulaşıldı onu da bilmiyoruz. Ret ve iadeler yok orada, ret ve iadeleri de düşmek gerekiyor. Yani hedefe de ulaşılmamış. Net bir rakam yok. Nasıl bir muhasebe var, bilmiyorum onu.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayıştay açıklasın o rakamı nereden bulduğunu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayıştay sizin rakamlarınızdan çıkarmış.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizim rakamı nasıl bulduğunu açıklasın.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Burada arkadaşımız. Sizden aldığı mali tablolardan bu rakamları çıkarıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayıştaya söz verelim, söylesin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Verelim, verelim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Biz de memnun oluruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkanım, Sayıştay murakıbı arkadaşımıza söz verelim lütfen.

BAŞKAN - Sayıştaydan bir açıklama yapalım.

SAYIŞTAY DENETÇİSİ TUNCAY ARIDURU - Burada belirtilen rakamlar Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Sayıştay Başkanlığına sunulan bütçe gelirleri ekonomik sınıflandırma tablosunda yer alan rakamlardır.

Arz ederim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gelir İdaresi Başkanlığının tek başına vergi tahsis etmesi.

Sayın Vekilim, lütfen, bu tabloyla o tabloyu karıştırmayın.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben de size soruyorum, hangi tabloyu diyor?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, o açıklama yapmadan ben söyledim yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hangi tablodur? Doğrusu hangisidir, gösterin. Nedir?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, Gelir İdaresi Başkanlığının saymanlıklarında yapılan tahsilat mı arkadaşlar o kadar?

SAYIŞTAY DENETÇİSİ TUNCAY ARIDURU - Evet efendim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O kadar basit. Sanki bizim yaptığımız bütçe gelirleri gerçekleşmeleri 407 milyar lira da Sayıştayın bunun böyle olmadığını, 320 milyar lira olduğunu söylediğini söylediniz. Ben de tahmin ettim açıklama verilince, bu, Gelir İdaresi Başkanlığının saymanlıklarında tahsil edilen vergi. Onun dışında, gümrük saymanlıklarında da veya diğer saymanlıklarda da vergi tahsili yapılabilir -özel bütçeli idareler- onlarla beraber toplam rakam tabii ki bu rakam. Değil mi arkadaşlar?

SAYIŞTAY DENETÇİSİ TUNCAY ARIDURU - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onun detayını verebilir misiniz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Verebiliriz, her türlü detayı verebiliriz. 1 kuruşuna kadar detayını verebiliriz, hiç sorun yok, 1 kuruşa kadar detay verebiliriz.

BAŞKAN - Sayıştay da aynı şeyi söylüyor, değil mi?

SAYIŞTAY DENETÇİSİ TUNCAY ARIDURU - Evet efendim.

BAŞKAN - Evet, Sayıştay da aynı şeyi söylüyor Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, aynı şeyi söylemiyor.

BAŞKAN - Aynı şeyi söylüyor.

Sayıştaydan tekrar bir açıklama alayım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, bir diğer konu da, şu sunumunuzda belirtmişsiniz, kayıt dışıyla mücadele. Bu kayıt dışı meselesi de bir Maliye efsanesi oldu: "Kayıt dışıyla mücadele ediyoruz." Efendim, 2002'de yüzde 32,4'müş kayıt dışılık. Neye göre yüzde 32,4'tü? Siz yaptığınız o iki eylemle nasıl bunu yüzde 27'ye düşürdünüz? Bu rakamlarla ilgili, bu çalışmalarla ilgili de bilgi istiyorum lütfen. Çünkü bunlar kullanılıyor artık ama neye dayandığını da bilmemiz gerekiyor. Kim hesaplamış, neden yüzde 32,4'tür, neye göre, nasıl bir varsayım altında öyleydi de 27'ye düştüğünü bulduk? Ben de arttığını iddia edebilirim.

Şimdi, bir de son olarak da Kamu İhale Kurumuyla ilgili bir konu var., Demin Sayın Başkan rakamları verdi, Kamu İhale Kurumunun hedefi tam rekabet koşulları altında ihalelerin yapılması özellikle. Değil mi Sayın Başkanım? Ne kadar, gerçek anlamda, tam rekabet şartları altında ihale yapıyorsunuz, tam rekabet şartlarının altında ne kadar ihale yapıyorsunuz, bu yüzde 5'i geçiyor mu? Böyle bir soru sorayım Sayın Bakan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kamu İhale Kurumu kapsamında, mevzuatı kapsamında yapılan ihaleler ayrı, bakın, "bütün ihaleler" demiyor ama tam rekabet şartlarının sağlandığı ihaleler tüm ihalelerin yüzde kaçıdır? Anlatabildim mi? Hedef, tam rekabet koşulları altında, gerçek anlamda tam rekabet koşulları altında ihalelerin yapılması. İhalelerin yüzde kaçı tam rekabet koşulları altında yapılabiliyor?

MALİYE BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ - Kamu İhale Kanunu dışındaki ihalelerden de mi bahsediyorsunuz?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İçinde, dışında, yani Türkiye'de kamu tarafından yapılan ihalelerin ne kadarında tam rekabet koşulları sağlanabiliyor?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani alınan şeylerin ekonomi teorisi anlamında mı soruyorsunuz, yoksa...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, hayır, gerçekleşme anlamında. Yani, o kadar çok istisna var ki, muafiyet var ki, o kadar çok fazla var ki onlar bir kere dışında zaten. Onlarda rekabet şartlarının sağlandığını düşünmüyorum. Kamu İhale Kurumunun amacına uygun bir şekilde ne kadarı gerçekleşmiş? Bizim Ergun Bey'le de böyle bir tartışmamız oldu. Bunun da bilinmesi lazım.

BAŞKAN - Yani, burada, açık, yapılan ihaleleri mi soruyorsunuz tam olarak?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yapılan ihalelerde tam rekabet koşulları yüzde kaç gerçekleşiyor diye soruyorum.

BAŞKAN - Yüzde 100 cevabını alacaksınız tabii.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yüzde 100 olması mümkün değil. Yüzde 5'se memnun olacağım.

BAŞKAN - Yok, yok, yüzde 100 cevabı gelir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yapmayın, yüzde 5 olur mu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Yüzde 95'i sakat mı?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, sakat demiyorum. Bakın, şöyle, istisnalarla, 160'a yakın istisna söz konusu.

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - İstisna dışında olanları soruyorsunuz o zaman.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tam rekabet koşullarının yerine gelmesi durumunu soruyorum, istisnalarla vesaire.

BAŞKAN - İstisna dâhil mi, değil mi, işte onu soruyorlar efendim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dâhil değil tabii ki. İstisnalar zaten Kamu İhale Kanunu dışına çıkarıyor. İşte, ulaştırma ihaleleri dışına çıkarıldı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının öyle.

BAŞKAN - Sadece Sur'la ilgili olarak mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Efendim?

BAŞKAN - Yani, bu...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hemen hemen hepsinde dışına çıkarıldı.

BAŞKAN - Yeniden imar projelerini söylüyorsunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dolayısıyla tam rekabet koşulları çok çok azında gerçekleşebiliyor Türkiye'deki ihalelerin. Öyle. Ondan sonra da uğraşıyoruz, "Kamu İhale Kanunu'nu gerçekleştirdik, yaptık." falan filan diye kendimizi kandırıyoruz Sayın Bakanım, öyle.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil, değil.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyle, öyle.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Anlatacağım, cevap vereceğiz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, teşekkür ediyorum.

Bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım.