KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, tabii az önce Sayın Günal bir maddeye ilişkin fikrini söylerken siz "Genelini konuşun." filan dediniz de torbanın geneli olmaz malum yani torbanın ne geneli olacak, bunun ne mantığı var da hani orasını konuşalım! Dolayısıyla, önce usulle ilgili meseleleri konuşup bir iki tane de belki spesifik örnek vermek gerekecek.

BAŞKAN - Ben yani kanunun ruhunu konuşun dedim, bir şey demedim.

ERHAN USTA (Samsun) - Bunun ruhu, bir şeyi filan yok yani.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - 37 kanunda değişiklik var.

ERHAN USTA (Samsun) - 37 tane kanunda değişiklik yapılıyor, tam bir torba; bu, torba da değil çorba yani ve kötü bir çorba yani çorba da değil. O yüzden bunun genelini konuşmak da anlamsız oluyor esasında. Biraz şu varlık fonunu konuşacaktık, o da daha sonraya kaldı zannediyorum tasarıdan çıkartıldığı için.

Şimdi, bir defa usul açısından baktığımızda Sayın Başkan, burada çalışmak için yeterli süre olmaz yani 75 maddelik bir yasa var önümüzde, tasarı var daha doğrusu ve bunun için bir iki gün yani cuma günü geliyor salı günü görüşülmeye başlanıyor; bu çok uygun değil. Dolayısıyla, Parlamento daha doğrusu Komisyon yani Genel Kurulda o kadar zaten imkân olmuyor ama Komisyonda tasarının kalitesinin artırılması konusunda herhangi bir katkı verilmiyor bu şekilde çünkü 37 tane kanuna çalışacaksınız, bakacaksınız ve burada buna ilişkin değerlendirme yapacaksınız, bu çok kolay olmuyor.

Bir de bu, işte bir kısım, sadece kanun tasarısının gelmesi değil de o karşılaştırma tablosudur, diğer hususlar, bunların biraz daha erken gelmesi hiç olmazsa yine buradaki çalışmaların kalitesini artıracaktır. Bu konuda da hassasiyet gösterilmesini istiyoruz. Bu az önce dağıtıldı, hadi biz biraz torpilli olduğumuz için dünden aldık ama az önce dağıtıldı. Yani şimdi, ondan sonra bakacak insanlar, buradan 37 tane kanuna bir tane milletvekilinin kendi başına oturup çalışması bunlar çok kolay şeyler değil yani bunun uzmanlığını da yaptık, öyle hani ne olduğunu anlamak etmek. Çünkü gerekçeler bize yardımcı olmuyor Sayın Bakanım yani bu tasarıda da var, hakikaten gerekçeler çok kötü yazılıyor yani bunların biraz daha kalitesini artırmak lazım.

Şimdi, burada tabii, yine "torba" diyoruz ya, kimi maddelere bakıyorsunuz hakikaten çok özenli yazılmış, dikkatli yazılmış; kimi maddeler son derece özensiz. Bu da üst üste konularak getirilmiş olduğunu zaten çok açık bir şekilde gösteriyor.

Diğer bir husus -hep söylediğimiz, arkadaşlar da ifade etti- bir etki analizi yok. Yani, bu artık çağdaş sistemin gerektirdiği bir şey, çağdaş sistemin gerektirdiği bir şey olduğu kadar bizim mevzuatımızın da öngördüğü, hem kanun hazırlama mevzuatı hem de 5018 sayılı Yasa bu türlü çalışmalarda -özellikle burada o tür maddeler var, ciddi yük getirecek maddeler var- onların sadece mali boyut çalışması da değil yani ekonominin geneli üzerine, sosyal hayata, işte istihdam piyasasına her neyse etkilerinin bir etki analizi çerçevesinde çalışılmasını öngörüyor, o çalışmalar da zaten yok.

Şimdi tabii, torba yasa olduğu için mesela bugün genelinde Maliye Bakanımızla çalışıyoruz. Burada İçişleri Bakanlığını ilgilendiren, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ilgilendiren, Orman Bakanlığını ilgilendiren maddeler var; onlar da büyük bir ihtimal, geçen seferki yaşadığımız deneyimlerden hareketle söylüyorum, tabii maddelere gelince farklılaşabilir bu ama o bakanlarımızdan bilgi alma imkânımız da büyük ihtimal olmayacak. İnşallah olur, olursa çok da iyi olur, hiç olmazsa bir kısmını burada telafi etmiş oluruz çünkü nihayetinde tabii siz her ne kadar teorik olarak Hükûmeti temsil etmekle birlikte -orada temsilde problem yok- ancak bire bir hani konuyu yaşayan, sorunu bilen bakandan bilgi almak tabii daha farklı oluyor.

Şimdi, tali komisyonlarda görüşülmesi gereken maddeler vardı, yine komisyonlarda görüşülmeden geldi, bu da bir sıkıntı. Yani burada birçok konu var, imarla ilgili konular, bilmem ne, yani bunları buradaki insanların bilmesini beklemek yanlış oluyor veya sağlıkla ilgili meseleler yani parasal mesele de değil onların bir kısmı; bunların ilgili komisyonlarda görüşülüp buraya gelmesi çok daha uygun olacaktı.

Şimdi, mesela torbanın mahzuru açısından az önce Mehmet Bey'in, Sayın Günal'ın verdiği 11'inci madde DSİ'yle ilgili şey önemli. Şimdi, bu bir torba yasa olmasa hiç kimse böyle bir maddeyi kolay kolay buraya getiremez yani işte muhasebe hizmetleri Maliye Bakanlığı tarafından geçici olarak... Nasıl geçiciyse beş yıl olmuş, bir beş yıl daha yani on yıl geçici olacak, belki sonra bir beş yıl daha uzatılacak. Ama bu torba yasadan kaynaklanan bir problem zaten esas itibarıyla bana göre yani şunu söylemeye çalışıyorum: Normal bir şekilde bu çok fazla gelecek bir şey değil ama bir de şu var tabii, yani DSİ'de muhasebe hizmetleri o kadar önemli ki. Niye önemli? Çünkü bir sürü barajlar var, bu barajlarla ilgili işte yarın konuşacağız, varlık fonu kuruyoruz diyeceğiz, belki işte onların yüzde 1'ini, 2'sini buraya koyalım diyeceğiz; onların maliyet hesapları var, muhasebe sistemi burada son derece önemli. Artık DSİ gibi yılların kuruluşu kendi muhasebecisini niye yetiştiremez de bu hizmeti Maliye Bakanlığından alır, bu anlaşılabilir bir şeydir yani kamu yönetimi açısından ciddi bir sıkıntıdır bence.

Şimdi, mesela 37'nci madde. Çünkü torba olmanın getirdiği mahzurlar da var burada, tepkisel maddeler var veya böyle alelacele. "Şunu da torba yasaya koyalım." Bu müfettişlerle ilgili, önce maddenin içeriği açısından baktığımızda yani bu kadar çok yetki vereceksiniz, hiçbir sorumluluk vermeyeceksiniz; böyle bir şey yok. Zaten müfettişlerle ilgili temel sorun budur veya...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Paradigma değişikliği, daha önce tersini savunuyorlardı.

ERHAN USTA (Samsun) - Evet, onu diyeceğim ben yani böyle "Sorumlu olması lazım." bilmem ne filan yani şimdi de getiriyorsunuz her türlü şeyi yaptırıyorsunuz, yapabilir bir müfettiş ama hiçbir sorumluluğu olmaz yani böyle bir madde bu. Şimdi, bunlar tepkisel maddeler, bunlar yarın bir gün döner başka şekilde çalışmaya başlar. Bunlar da yine torba yasanın getirdiği sıkıntılar yani bu normal şartlarda, torba yasa olmayan bir çerçevede bu tür şeyler gelmez veya diğer maddeler de var yani orada da yine tepkisel şeyler var. Ha, bazılarını siyaseten destekliyor olmamız bizim bu eleştiriyi yapmamıza engel değil. Yani bu torba yasa meselesi hakikaten bu ülke açısından büyük bir sıkıntı.

Şimdi, bu Hakkâri, Şırnak meselesi var. Yani biz bunun gerekçesini anlayabilmiş değiliz, bunu birkaç gündür öğrenmeye çalışıyoruz fakat hiç de bir doğru cevap almadık. "Güvenlik gerekçesi." deniliyor. Güvenlik açısından çıplak gözle bakıldığında -yani sınırda bir ilçe çünkü- içerideki ili ilçe, sınırdaki ilçeyi il yapıyorsunuz. Yani şimdi, Cizre Suriye sınırında, daha güvenlikli; böyle bir şey olabilir mi veya yani bir yeri ilden ilçeye çevirince orada güvenlik önemli değil mi, orada insan yaşamıyor mu? Güvenlik gerekçesiyle böyle bir şey olamaz. Dolayısıyla, bunun temelinde ne vardır, tepkisel bir şey mi, konjonktürel bir karar mı, yoksa bunun tarihten gelen bir gerekçesi mi var? Bunları tabii ki bizim, burada bu kanunu görüşen Komisyon olarak bilme hakkımız var ama buna ilişkin de bilgi alabilmiş değiliz, belki, umuyorum maddelere geldiğinde bunlarla ilgili bilgi alabiliriz.

Şimdi, son olarak da bu teşvik sistemine ilişkin tabii burada önemli düzenlemeler var. Bir defa şunu görüyoruz: Bu stratejik yatırım meselesini önemli bir unsur olarak buraya koymuştuk ama bundan yavaş yavaş vazgeçildiği anlaşılıyor. Niye? Çünkü, mesela diyelim ki işte bu inşaat işlerinde KDV iadesi meselesi sadece işte 500 milyon liralık ve üzerindeki yatırımlarda ve stratejik yatırımlarda olan bir şey, şimdi, 50 milyon liraya ve bütün yatırımlara yayıyoruz. Dolayısıyla onlara has verdiğimiz bazı unsurları buradan geriye alıyormuşuz gibi geliyor bana.

Şimdi, burada 70'inci maddeyle tabii, çok ciddi bir düzenleme yapılıyor, çok ciddi yani kurumlar vergisinin istisnası anlamında veya enerji teşviki anlamında, stopaj teşviki anlamında burada bu önemli olabilir çünkü hakikaten yatarım ihtiyacımız var, bazı mal gruplarında, çok spesifik sektör veya mal grubunda yatırım ihtiyacımız var ama bunun tabii, çok iyi uygulanması, çok dikkatli uygulanması lazım yoksa çok ciddi burada spekülasyonların ve usulsüzlüklerin de önü açılabilir o yüzden -tabii, başta kötü niyetle bunu söylüyor filan değilim ama- burada çok dikkatli olunması gerektiği ortada. Bu teşvik sisteminin Sayın Bakan, geneline tekrar bir bakmamız lazım yani böyle yine işte bu sistem getirildi fakat kıyısından köşesinden yani başka şeyler eklenmeye başlandı. Komple bir daha teşvik sistemine bakılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bu yatırım indirimi sistemini... Bu yatırım indirimi kaldırıldı zamanında, o zaman ben bir teknisyen olarak buna çok itiraz etmiştim; kaldırıldı ve yanlış olduğu anlaşıldı. Adına "yatırım indirimi" denmeden karmakarışık bir sistem getirildi. İşte yatırım katkı oranları, gelir ve kurumlar vergisi indirim oranı filan diye bunu basiretli, anlaşılabilir, tekrar eski yatırım indirimi anlamındaki bir şey... Zaten biraz mantığı oraya geldi ama işte "Yatırım şu boyuta gelinceye kadar yapılır." veya -ne bileyim ben- "Var olan bir yatırım var, oraya ilave yapıldığında o ilavenin getirdiği gelirin şu kadarı yapılır." Bunları hesap etmek filan ne işletme açısından kolay ne de idare açısından bunların denetlenmesi kolay. Bence burada ciddi olarak usulsüzlüğe de yol açabilecek... Teşvik sisteminin anlaşılır olması lazım ve özellikle yabancıların çok iyi anlayabilmesi lazım. Bununla ilgili ben çok soru geldiğini biliyorum önceki çalışmalarımızdan. Buradan bence... Tabii, bugünün konusu değil ama hani yeri gelmişken "yatırım indirimi" adında yani şekliyle de yatırım indirimini tekrar getirmek gerekir diye düşünüyorum. Basit olması lazım, sistemin anlaşılabilir olması lazım. Ama, dediğim gibi, teşvik sisteminin geneline ilişkin de tekrar bir bakma gereği ortaya çıkmış durumda.

Benim de bu torbanın geneline ilişkin olarak Sayın Başkan, görüşlerim bunlardır. Maddelere geldiğinde tekrar görüşlerimizi ifade edeceğiz.

Teşekkür ederim.