KOMİSYON KONUŞMASI

TACETTİN BAYIR (İzmir) - Ben sizi öyle algılıyorum. Bir iki de önerim olacak, daha doğrusu, örneğin son söylediğinizden önce söylediğiniz arzın yaratılması, seri üretimin artması, tabii, bunlar biraz alım gücüyle de alakalı. Ama Komisyonumuzda bir Denizli ağırlığı olduğunu da biliyorum, siz de Denizlilisiniz. MHP'nin Başkanı, CHP'nin Başkanı, herkes Denizlili. Ben de bir İzmirli olarak biraz burnumu sokmak istiyorum, izin verirseniz.

Şimdi, siyasetçi olarak bizler sorun yaratan değil, sorunlara çözüm öneren kişiler olmalıyız. Öncelikle, bazı arkadaşlarımız, iktidar partisinde, kendi özgüvenlerinden kaynaklansa gerek... Az önce dışarıya çıktığında Şahin arkadaşımız şöyle bir laf etmiş: "2 dolar bile ihracat yapamayanlar en fazla konuşuyorlar." Şimdi, sevgili arkadaşlar, bize muhalefet olarak "istemezük"çü anlayışıyla yaklaşmayın. Bizim, aynı gemide olduğumuzu, aynı ülkede üretim yapan, üretim sevdalısı insanlar olduğumuzu lütfen unutmayın. Bu birincisi.

İkincisi: Arkadaşım doğru söylüyor, 2 dolar bile ihracat yapamadım ama ben bir dönem 9 ülkeye ihracat yapıyordum. Şimdi dönerim, derim ki: On dört yıldır bu ülkeyi yöneten sizsiniz ve uygulanan haksız rekabet uygulamaları, alınan kaçak elektrik bedelleri, kayıt dışı ekonominin kontrol edilememesi ve yanlış teşvik politikalarından fabrikamı kapattım, ihracat yapamaz hâle geldim, doğru söylüyorsun. Ama bunun neden olduğunu çözmek için burada olmalıyız. Sorun yaratan değil, sorunları çözen olmalıyız. Şimdi yürütme ve uygulamayı yapanların muhalefete karşı, lütfen, daha kibar, daha nazik... Ve yararlı eleştiri ve önerilerimizden faydalanılmasını ve eleştiriye tahammül göstermelerini ben rica ediyorum.

Ve bir şey daha rica ediyorum: Neredeyse konuşmalarınızın tamamında her türlü olumsuzluğu 15 Temmuza bağlıyorsunuz. Yani, Türk ekonomisine on dört yıldır yön veren iktidar olarak, böylesine bir kalkışmanın Türk ekonomisini altüst ettiğini söylüyorsunuz. Vallahi, ben işin doğrusunu söyleyeyim: Ben Türk ekonomisinin bu kadar zayıf olduğunu düşünmüyorum. Bir 15 Temmuz kalkışmasının bu ülkeyi bu hâle getirdiğini düşünmüyorum ama size destek olmak için şunu söyleyebilirim: Lütfen mazeret üretmekten vazgeçelim. Eğer mazeret üreteceksek üreteceğiniz başka mazeretler var. Yıllardır PKK'yla uğraşıyoruz, terörle mücadele ediyoruz. Daha kuvvetli bahane hatta söyleyebilirim: Uyguladığınız dış politika. Yani, bugün Türkiye ekonomisine uygulanan dış politikanın PKK'yla yapılan mücadeledeki kayıpları 15 Temmuzu çok geride bırakmıştır çünkü yıllardır süren bir uygulamadır.

Ben kişisel anlamda, lütfen, bir daha bahane ortaya koyacaksak, şu, ikide bir ısıtıp ısıtıp 15 Temmuz meselesini ortaya koyarak bu üç beş tane baldırı çıplak FETÖ terör örgütünü de büyütmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Yani, devamlı bunu pişirip, ısıtıp ısıtıp koymayalım diyorum.

Teşekkür ediyorum.