| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Mustafa Şentop'un, İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ve Tokat Milletvekili Kadim Durmaz'ın (2/1783) esas numaralı İç Tüzük Teklifi'nin 16'ncı maddesi üzerinde yaptıkları konuşmalardaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 20 .07.2017 |
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, hem Sibel Hanım hem Kadim Bey konuşmadığımızı söyledi. Aslında ben tutanakları takip ediyorum. Burada konuşan kişi sayısına değil, ortaya koyulan görüş miktarına, sayısına bakmak lazım. Dolayısıyla, bu metinler üzerinde mesela bir görüşü 10 kişinin on defa söylemesi buradaki tartışmayı çoğaltmıyor, önemli olan görüş sayısı. Dolayısıyla, biz, kısaca, maddelerle ilgili görüşlerimizi de ortaya koyuyoruz.
Müsaadenizle ben bu maddeyle ilgili birkaç şey söylemek durumundayım. Geçen maddede söylemedim çünkü orada parayla ilgili bir husus yoktu ama bunu aramızda konuşmuştuk, "15 ile 16'yı birlikte değerlendireceğiz." diye. Onun için, hani bunu bir yanlışlık olarak ifade etmiyorum. 15 ve 16'yı birlikte konuştuk ama ben 16'yla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum öncelikle.
Şimdi, 16'ncı madde İç Tüzük'ün 163'üncü maddesinde değişiklik yapıyor. Şu anda 163'ün başlığı "Disiplin cezalarında savunma ve özür dileme", bu başlık önce değiştiriliyor, "Disiplin cezalarında savunma, özür dileme ve kesinti" şeklinde değiştiriliyor.
Burada beş fıkra var 163'üncü maddede, buna bir fıkra daha ekleniyor, önerinin özü de o zaten. "Kınama cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte biri, Meclisten geçici olarak çıkarma cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte ikisi kesilir." şeklinde bir fıkra ekleniyor.
Yani bu fıkralarla disiplin hükümlerinin düzenlendiği kısımda, verilecek disiplin cezalarının bir kısmına... Burada aslında sayılan üç disiplin cezası var; uyarma, kınama ve Meclisten geçici çıkarma. Sayılan üç ama bir tane de buna daha sonraki bir maddeyle -159'la belki denebilir- ilave ceza yapılmış, o da "söz söylemekten yasaklama" diye bir ceza daha var, disiplin cezası. İki kez uyarma cezası verilen kişiyle ilgili olarak 159'da tekerrürden dolayı söz söylemekten yasaklama da var.
Şimdi, burada iki disiplin cezası, kınama ve Meclisten geçici çıkarma cezasıyla birlikte uygulanmak üzere; belki bu iki cezanın bir sonucu anlamında ödenek ve yolluklardan da kesinti öngörülüyor. Şimdi, bu hususta bir ara Sayın Sancar'la kısa bir tartışmamız oldu. O, Almanya'yla ilgili durumu anlattı. Almanya'da bunun İç Tüzük'te değil de kanunla yapıldığını söylüyor. "Etik kodlara aykırı davranış" olarak kanunda sonuçta kabataslak "para cezası" diyebileceğimiz bir düzenleme var. Fakat, tabii, dünya Almanya'dan ibaret değil, o da bazı ülkelerden bahsetti.
Genel olarak baktığımızda iki tür uygulama var parlamentolarda. Birisi, para cezasını yani ödenek ve yolluktan kesintiyi uyarma, kınama, geçici çıkarma falan gibi disiplin cezalarından birisi olarak ama müstakil bir ceza olarak düzenlemiş. Mesela Avrupa Parlamentosundaki düzenleme böyle. Avrupa Parlamentosu İçtüzüğü'nde "Cezalar" başlıklı 153'üncü maddede "Verilecek ceza aşağıda sayılanlardan bir tanesi ya da birden çoğu olabilir." diyor, saymış, "a) Kınama, b) İki ile on gün arasında ödenekten mahrum bırakma..." demiş. Yani ödenekten mahrum bırakma, ödenek kesintisi Avrupa Parlamentosunda müstakil bir ceza olarak düzenlenmiş ama tek başına değil, tek başına uygulanabilir ama başka bir cezayla birlikte de uygulanabilir. Dolayısıyla, bu para cezasını, ödenek ve yolluk kesintisini müstakil bir disiplin cezası olarak düzenleyen parlamento iç tüzükleri var.
Bunu başka bir cezanın zorunlu sonucu olarak düzenleyen, yani otomatik olarak böyle bir cezaya da bir cezayla birlikte hükmedilmesini öngören iç tüzükler de var. Mesela Fransa Millet Meclisi İçtüzüğü böyle. Bir yerinden okuyorum, 71'inci madde, beşinci bent diyor ki: "Diğer üyelerin sözünü kesen, onlara hakarette bulunan, tahrik ve tehdit eden üyeye de tutanaklara geçirilen uyarma cezası verilir." Altıncı bent: "Böyle bir ceza alan üyenin otomatik olarak bir aylık ödeneğinin yüzde 25'i kesintiye uğrar." diyor mesela Fransa Millet Meclisi İçtüzüğü'nde. Yine, 76'ncı madde: "Kınama cezası almış bir üyenin aylık ödeneğinin yarısı otomatik olarak kesilir." İkinci fıkra "Kınama ve geçici uzaklaştırma cezasına çarptırılan üyenin ise -yani iki cezaya birden- iki ay boyunca aylık ödeneğinin yarısı kesilir." diyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tam maaşı kesiliyor ama iki ayda alıyor.
BAŞKAN - İki aya yansıtıyor.
İngiltere Avam Kamarasının İçtüzüğü'nde de 43'üncü maddede mesela "uygunsuz davranış" diye Türkçeye çevirmişler, "Kamara başkanı ya da oturumu yöneten başkan vekili büyük ölçüde uygunsuz davranışlar içerisinde olan bir üyenin o günkü birleşimin geri kalan kısmında Genel Kurulda bulunmamak üzere derhâl Kamaradan ayrılması talimatını verir ve bunu uygulatır." diyor. Buna "toplantıdan men cezası" diyorlar. Sonra, bakın, 45/(a)'da, Avam Kamarası İçtüzüğü'nün 45/(a) maddesi "Kamara faaliyetlerine katılmaktan men edilen bir üyenin maaşı, cezalı olduğu süre boyunca ödenmez." diyor, "Maaşı hiç ödenmez." diyor.
Dolayısıyla, başka örnekler de var. Yani maaştan veya başka bir ifadeyle ödenek ve yolluktan kesinti iki türlü uygulanıyor parlamento iç tüzüklerinde; ya doğrudan müstakil bir ceza olarak veya verilen kınama, uyarma, geçici çıkarma cezalarına ek, onların zorunlu bir sonucu olarak. Bizim bu düzenlemede önerilen, kınama ve geçici çıkarma cezasının zorunlu sonucu olarak ödenek ve yolluktan kesinti de bir ceza olarak önerilmiş oluyor. Dolayısıyla, bunun örnekleri var. Para cezası uygulaması, disiplin hukuku bakımından da örnekleri var, kabul edilir edilmez.
Mithat Hoca'nın söylediği husus şu... Burada, tabii, üzerinde çok tartıştığımız için... 15'inci maddede 161'inci maddenin birinci fıkrasının (3)'üncü bendiyle ilgili bir değişiklik öneriyoruz. Tabii, 161'i yeniden yazmıyoruz, sıfırdan yazmıyoruz. 161 var İç Tüzük'te şu anda, geçici çıkarma cezası öngörülen hâller var ve bunlar altı bent olarak sayılmış burada. (3) zaten var burada, (3)'te değişiklik yapıyoruz biz. Bir de (4) var mesela. Aslında Şenal Hanım bahsetti biraz Anayasa'yı ihlalden, işte ona benzeyen bir şey var (4)'üncü bentte, diyor ki: "Görüşmeler sırasında halkı veya Devlet kuvvetlerini yahut kamu organ, kuruluş ve görevlilerini kanun dışı hareketlere, ayaklanmaya veya Anayasa hükümlerini bozmaya teşvik veya tahrik etmek." Böyle bir ceza da, suç da öngörülmüş ve bu da geçici çıkarma cezası olarak düşünülmüş. Biz, bir de buna, altı bende (7)'nci bir bent olarak "fiilî saldırıda bulunmak" diye bir bent ekliyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biz onu 160'dan alıp buraya getirdik.
BAŞKAN - Evet.
Şimdi, burada, bu cezalarda yani 16'ncı maddede, 163'e eklediğimiz ödenek ve yolluktan kesinti cezalarında -konuşmalar o şekil aldı ki (3)'üncü bentle ilgili olarak- sanki Mecliste sadece öyle bazı konuşmalar yapmak, onun karşılığında bir para cezası düzenleniyormuş gibi anlaşıldı; öyle değil. Kınama gerektiren fiiller var orada, geçici çıkarma gerektiren fiiller -işte yedi oluyor bununla beraber- bunların hepsiyle ilgili olarak... Mesela "Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna veya komisyonlara silahlı olarak girmek", geçici çıkarma cezası buna öngörülüyor; onunla beraber, ödenek ve yolluktan kesinti de bununla birlikte öngörülüyor. Dolayısıyla bu sadece konuşmayla ilgili bir husus değil; bütün disiplin cezalarında, kınama ve geçici çıkarma gerektiren hâllerde onlara ek olarak, otomatik olarak aynen İngiltere ve Fransa Parlamentolarında olduğu gibi düzenlenmiş bir cezadır. Bunun uygulamaları var, denebilir ki: "Şu suç için olmasın da bu suç için olsun." Olabilir, o ayrıca tartışılabilir. Ama böyle bir ceza vardır, disiplin hukukunda da vardır, iç tüzüklerde de vardır dolayısıyla "Bu hiç dünyada yok, Türkiye'de var." demek yanlıştır. Anayasa'ya aykırılık meselesini zaten biz geneli üzerindeki tartışmalarda burada tartışmış ve değerlendirmiştik. O anlamda, disiplinle ilgili hüküm koyma bakımından Anayasa'ya aykırılık söz konusu değil çünkü Anayasa disiplin hükümleriyle ilgili genel ilkeler de dâhil olmak üzere hiçbir düzenleme içermemektedir. Bu aykırılık bu anlamda söz konusu olamaz.
Teşekkür ederim.