KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum ben de.

Sadece iki üç dakika bir şeyler ekleyeceğim.

Evet, ilk konuşmaya başladığım zaman da -söz aldığım gün- haftanın başıydı sanırım. Etkin, verimli ve sağlıklı bir parlamento yapısı oluşturmak için bu yasanın gerekçesinde yer alıyor düzenlemenin gerekçesi. Gördük bir haftadır; son derece etkinsiz; verimsiz ve sağlıksız çalışma koşullarında tamamlayacağız birazdan görüşmeleri.

Sayın Başkan, Sayın Mithat Sancar Hoca'yla aranızda bir tartışma olmuştu. Görüşmelerin tamamına baktığımız zaman muhalefet partilerindeki Anayasa Komisyonunun bütün üyeleri buraya ara sıra gelmediler, hepsi tamamen buraya katıldılar, başlayan saatlerin sonuna kadar ve çok önemli, çok doyurucu, bilimsel, objektif değerlendirmelerde bulundular. Ancak bu tasarıyı, bu düzenlemeyi hazırlayanların, imzalayanların, destek verenlerin bunun karşılığında makul, tutarlı, çok açık, gerçekten ikna edici gerekçeler sunamadıklarını gördük. Tek konuşmalara karşılıkları -benim gözlemlediğim- partileriyle ilgili siyasi değerlendirmeler, işte bazen eleştiriler ve parti liderleriyle ilgili görüşlerini paylaştılar. Bunun dışında bu düzenlemeyi destek verenlerin çok katkısını göremedik.

Son bir haftadır bu toplantı salonundaki tartışmalara baktığımız zaman, gerçekten ülke olarak bir adım ileri gidemediğimizi gördük. İşte, ifade ve düşünce özgürlüklerindeki ülkenin geneline hâkim olan baskı ortamı artık gördük ki Parlamentomuzda da hâkim olacak. İşte, tek tip ses, tek tip görüş, tek tip milletvekili. İşte aynen daha dün açıklanan Millî Eğitim Bakanlığının müfredatı gibi. Tek tip öğrenci yaratma, tek tip öğretmen, tek tip müfredat gibi.

Burada maddeyle ilgili bir iki şey söylemek istersem, disiplin cezasıyla ilgili az evvel 15'inci maddede sıraladığımız, kısmen de değişiklik yapılan konularda milletvekillerine bir disiplin cezası uygulanacak. Ama az evvel Sayın Komisyon Üyemiz Altaca Kayışoğlu da belirtti, bu değerlendirmeyi kim yapacak? Bağımsız ve tarafsız bir kurul vermeyecek bu cezayı. Bu ceza -işte, az evvel kendisi açıkladı- genellikle çoğunluk partisinin kararıyla olacak. O milletvekilinin o değerlendirmesinin hakaret olup olmadığına... Doğal olarak çoğunluğu elinde tutan partinin kararıyla o belirttiğimiz, sıraladığımız değerlendirmelerin ya da söylemlerin hakaret olup olmadığı değerlendirilecek ve gerçekten burada kişisel ve subjektif bir değerlendirme oluşacak. Çünkü gelecek ya da Parlamentoyu oluşturan milletvekillerinin kişisel görüşleri ne olacak? Anayasa'yla ilgili, Anayasa'daki işte Türkiye Cumhuriyeti'nin yapısıyla ilgili ya da Türk milletinin ortak değerleriyle ilgili görüşleri ne olacak? O görüşlere göre, onların kişisel inisiyatiflerine göre ceza verilmiş olacak. Bunu da eklemek istedim ben.

Evet, umuyorum, gerçekten daha katılımcı, daha çoğulcu, uzlaşmaya dayalı bir iç tüzüğü tekrar hazırlayacağız. Çünkü, bilmiyorum, bu İç Tüzük geçtikten sonra yine bu verimsiz çalışma ortamına ve uzun saatlerle çalışma konusuna bir katkı sunacak mı? Bence sunmayacak, bu şekilde biz çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz eğer çoğulcu, katılımcı, uzlaşmaya dayalı, etkin olarak komisyonları çalıştırmadığımız sürece bence bu şekilde çalışmaya devam edilecek, değişen bir şey olmayacak. Sadece, milletvekillerini biraz daha söylemleri konusunda baskı altında tutmuş olacağız.

Ben, Komisyon çalışmalarına katılan, emek veren ve çok önemli... Gerçekten benim bir parlamenter olarak faydalandığım konuşmalar oldu burada, değerlendirmeler oldu. İleriki tüzük çalışmalarında da -bizler de umuyorum katkı sunarak- güçlü, demokratik bir parlamenter yapı içerisinde güçlü, gerçekten özgüveni yüksek ve topluma katkı sunan parlamenterlerin görev yapacağına inanıyorum.

Hepinize tekrar saygılar, iyi akşamlar.