KOMİSYON KONUŞMASI

MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan, Anayasa Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bu madde, İç Tüzük'ümüzün 102'nci maddesinde değişiklik öngörüyor. Buna göre, genel görüşme önergelerinin Genel Kurulda okunması işleminden vazgeçiliyor, bunun yerine verilen önerge ve özetin milletvekillerine ve Hükûmete bildirilmesi esası getiriliyor. Biliyorsunuz, genel görüşme, Anayasa'mızın 98'inci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen Meclisin önemli bir bilgi edinme yolu. Genel görüşme, toplumu ilgilendiren konularda ve devlet faaliyetleriyle ilgili konularda Mecliste yapılan çok çok önemli görüşmelerdir. Bu genel görüşme önergelerinin Genel Kurulda okunmaması en başta Meclis Genel Kurulu çalışmalarını takip eden kamuoyunun bilgi sahibi olmasını engelleyecek. Yani yine katılımcı demokrasiye, şeffaflığa aykırı bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Genel Kurul görüşmelerini izleyen bir yurttaş konudan nasıl bilgi sahibi olacak? Sadece birkaç dakika süren bir işlem kaldırılarak ne amaçlanmak isteniyor. Ayrıca, milletvekillerinin bilgi edinme durumları da faaliyetleri de bizce kısıtlanıyor.

Şunu vurgulamak istiyorum: Anayasa değişikliği teklifi, 16 Nisan referandumuna konu Anayasa değişiklik teklifi Komisyonumuza geldiğinde Anayasa'mızın 98'inci maddesinde yer alan genel görüşmede "devlet faaliyetleri" kısmının çıkartıldığını görmüştük. Yani Anayasa değişikliği teklifini hazırlayan ekip, hazırlayan zihniyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda devlet faaliyetleriyle ilgili bir konunun genel görüşme yoluyla görüşülmesini arzulamıyordu veya gerekli görmüyordu. Anayasa Komisyonunda tartışmalar sonucunda bu devlet faaliyetleri yeniden eklendi ve Anayasa'nın 98'inci maddesinin dördüncü fıkrası mevcut hâliyle korundu çünkü bu Meclisin milletvekillerinin önemli bir denetim yolu, bilgi edinme yolu. Genel görüşme, toplumu ilgilendiren önemli konularda, devlet faaliyetlerini ilgilendiren önemli konularda Mecliste yapılan önemli görüşmeler aslında. Onun için, genel görüşme önergelerinin özetlerinin Genel Kurul huzurunda ve kamuoyunun huzurunda, Genel Kurul çalışmalarını takip eden kamuoyunun huzurunda, yurttaşların huzurunda okunması büyük bir önem arz ediyor.

Anayasa değişiklik teklifinin içeriğinde de şu an önümüzdeki İç Tüzük değişiklik teklifinin içeriğinde de özünde de baktığımız zaman milletin sesi olması gereken Meclisin artık milletin sesi olması istenmiyor. Siyasi güç merkezi artık Türkiye Büyük Millet Meclisi değil, Beştepe Külliyesi olsun isteniyor, güç Parlamentodan Beştepe Külliyesi'ne kaydırılıyor programlı bir şekilde. Egemenlik, yine Beştepe Külliyesi'ne kaydırılıyor, millî iradenin tecelli ettiği yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve bütün çağdaş demokrasilerde siyasi güç merkezi olan Parlamento, maalesef bilinçli olarak işlevsizleştiriliyor, itibarsızlaştırılıyor ve "Ne gerek var Mecliste milletvekillerinin konuşmasına, ne gerek var genel görüşme önergelerinin okunmasına, ne gerek var itirazların sözlü olarak yapılmasına?" gibi bir anlayışla karşı karşıyayız. İç Tüzük değişiklik teklifinde, bu teklifi hazırlayanlar, İç Tüzük'ü önlerine koymuşlar ve demişler ki: "Biz artık siyasi partileri demokrasinin vazgeçilmez unsuru yapmayalım, onların siyasi faaliyetlerini kısıtlayalım, gündem belirlemelerini engelleyelim veya daraltalım, İç Tüzük'te nerede bir milletvekilinin açıklaması, konuşması varsa bunu da ya kısıtlayalım ya ortadan kaldıralım." mantığıyla maalesef karşı karşıyayız. Bizce "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazısını da Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkarıp belki Beştepe Külliyesi'ne yazmak da önümüzdeki süreçte talep edilebilir, uygun görülebilir ve fiilen de maalesef artık egemenliğin, devletin şahsileştiğini, yürütmenin tekleştiğini ve siyasi güç merkezinin Parlamento değil, millî iradenin tecelli ettiği yer değil Beştepe Külliyesi olduğu da görülüyor. Ama bunlar bir kişinin veya bir siyasi partinin ikbali için önemli olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti'nin, devletinin ve milletimizin ikbali için, kamu yararı için, geleceğimiz için doğru uygulamalar değildir. Parlamentolar, Meclisler konuşurlarsa, tartışırlarsa ve bu konuşmalardan, tartışmalardan kamuoyu ne kadar çok bilgi sahibi olursa, kamuoyu Meclis Genel Kurul çalışmalarına ne kadar çok vâkıf olursa işte o zaman katılımcı demokrasiyi sağlamış oluruz, demokrasimizi geliştirmiş oluruz. Ama bu uygulamalara bir bütün hâlinde bakıldığında, dediğimiz gibi, artık Parlamentoyu, Meclisi değil, Beştepe Külliyesi'ni bir siyasi güç merkezi olarak gören bir anlayışın tezahürü. Bu anlayış, Türkiye'yi, ülkemizi, milletimizi iyi yerlere götürmeyecektir. Haklı uyarılarımız, tespitlerimiz başından beri dikkate alınmıyor, yine alınmayacağını biliyoruz ama biz tarihe not düşmek adına, tutanaklara geçmesi adına düşüncelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Bunu hem Komisyonda hem Genel Kurulda hem de toplumun huzurunda, milletimizin huzurunda yapmaya, bu mücadeleye devam edeceğiz. Bu maddede de genel görüşme önergelerinin özetinin okunmasının, milletvekillerinin bilgi edinme ve kamuoyunun bilgi edinmeleri açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Erkek, teşekkür ediyoruz.