KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu İç Tüzük teklifi de tıpkı ülkemizi ve demokrasimizi çok büyük sıkıntılara sokan Anayasa referandumu öncesindeki süreçle bire bir aynı, aynı süreci âdeta tekrar yaşıyoruz. Hafızalarımızı şöyle bir yoklayalım: O zaman da yine iki partinin mutfağında hazırlanan bir teklif burada bizlere dayatılmıştı. O kadar konuştuk, o kadar değerlendirdik, o kadar öneri ve eleştiri yaptık ama dikkate alınmadan halkın önüne bir dayatma yöntemiyle bir referandum götürüldü ve tarihe de "mühürsüz referandum" olarak geçen bir referandum sonrasında ülkemiz çok ciddi sıkıntılara ve demokrasimiz çok ciddi sıkıntılara sokulmuş oldu. Burada da aynı süreci tekrar yaşıyoruz. Yine, burada da bu getirilen İç Tüzük teklifi aynı şekilde, yine aynı iki partinin mutfağında hazırlatılarak getirildi, bugün bizlere dayatılıyor.

Bu mantık ve bu bakış açısı doğru bir bakış açısı değil arkadaşlar. Gerçekten sizlerin niyeti ülkemize, toplumumuza, Meclisimize, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışan bir İç Tüzük hazırlığı olmuş olsaydı... Çok uzağa gitmeye gerek yok, şu elimde gördüğünüz 23'üncü Dönemde Mecliste bulunan dört siyasi partinin ortaklaşa hazırladığı, uzlaştığı, Uzlaşma Komisyonunun hazırladığı İç Tüzük taslağı var. Bakın, bu İç Tüzük taslağında da yine aynı siyasi partiler. Kimler var? AKP var, CHP var, MHP var ve o zamanki adıyla DTP var. Bakın, bu İç Tüzük hazırlığında, bu dört siyasi partinin grup başkanlarının mutabakatıyla 16 Ekim 2008 tarihinde bir Uzlaşma Komisyonu kuruluyor ve tam dört ay çok ciddi bir çalışmayla bir hazırlık aşamasından sonra bu teklif metni getiriliyor. Şimdi, bu teklif metninde 23 tane madde var. Bu 23 tane maddeyi ben okuduğumda belki de burada bir saat, iki saat konuşmamızdan daha çok sizlere etkili olacağını düşünüyorum çünkü bunda sizin de onayladığınız yani bu teklifi hazırlayan iki siyasi partinin de kabul ettiği bu 23 madde. Bakın, ne diyorsunuz orada, daha doğrusu o dört parti ne diyor? "Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve milletvekilliğinin saygınlığı korunmalıdır." Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. "Görüşmelerde demokratiklik, çoğulculuk ve katılımcılık teşvik edilmeli ve sağlanmalıdır. Yasama ve denetim süreçleri planlı ve programlı olmalı ve öngörülebilirlik sağlanmalıdır. Meclis çalışmaları hızlandırılmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmaları ve işleyişi şeffaflaştırılmalıdır. Anlamsız tartışmaları ve gerginlikleri önleyecek mekanizmalar kurulmalıdır. Zaman kaybına neden olan uygulamalardan ve tekrarlardan kaçınılmalıdır. Torba kanun ve temel kanun uygulamaları kaldırılmalıdır. İhtisas komisyonları bakanlıklara paralel olarak yeniden düzenlenmelidir. Komisyon başkanlık divanı oluşturularak divanda muhalefet partilerine güçleri oranında yer verilmelidir. İhtisas komisyonlarının yetkileri artırılmalı ve altyapıları güçlendirilmelidir. Komisyonlarda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri sözlü olarak bilgi verebilmeli ve yazılı görüş bildirebilmelidir. Milletvekillerinin Genel Kurulda ve komisyonlarda bireysel katılım olanakları genişletilmeli ve etkinleştirilmelidir. Genel Kuruldaki denetim olanakları genişletilmeli ve ihtisas komisyonlarına da denetim yetkisi ve olanağı sağlanmalıdır. İhtisas komisyonlarına yasa teklifi sunma yetkisi tanınmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yetkileri genişletilerek güçlendirilmelidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının yetkileri artırılmalıdır. Danışma Kurulunun yetkileri artırılmalıdır. Meclis resmî bülteni oluşturulmalıdır. Siyasi etik kurulu oluşturulmalıdır. Parlamento akademisi oluşturulmalıdır. Parlamentodaki çalışmaların hızlandırılması, etkinleştirilmesi, güvenilirlik kazanması ve kaliteli bir çalışma ortamı yaratılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin teknik altyapısı ileri teknoloji kullanılarak yenilenmelidir. Yeni İç Tüzük'ün işlerlik kazanabilmesi için Anayasa'da ve yasalarda gerekli değişiklikler öncelikle gerçekleştirilmelidir."

Bakın, değerli arkadaşlar bu 23 maddeyi bu dört siyasi partinin ortaklaşarak kurmuş olduğu bir komisyon hazırlıyor. Ama bu Komisyon bunu hazırlarken bu dört aylık süre içerisinde bakın, çok ciddi ve çok detaylı bir çalışma yapıyor. Ne yapıyor biliyor musunuz? Bugünkü gibi üç günde "Hemen iki parti mutfakta anlaşalım, bir yerden de talimat geldi, o talimata göre de bir teklif hazırlayıp getirip dayatalım." demiyor. Komisyon öncelikle bilgi edinmeye ağırlık veriyor o zaman.

Bakın, bu çerçevede ne yapıyor? İç Tüzük'le ilgili olarak yazılmış kitaplar ve makaleler, Anayasa Mahkemesi kararları, usul tartışmalarıyla, Almanya, Danimarka, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Avrupa Parlamentosu iç tüzükleri Türkçeye tercüme ettiriliyor ve detaylı bir şekilde inceleniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin mevcut komisyon başkanları, eski ve yeni deneyimli bürokratları ve uzmanlarıyla Türk Parlamenterler Birliği Başkanı ve çok sayıda akademisyen dinleniyor. Ayrıca Macaristan, İtalya ve İspanya parlamentoları ziyaret ediliyor, Genel Kurul ve komisyon çalışmaları yerinde izleniyor, geniş, kapsamlı bir çalışma yapılarak bu 23 madde ortaklaşa hazırlanıyor.

Şimdi, bu iki siyasi partinin yani bugün görüşmekte olduğumuz İç Tüzük'ü hazırlayan iki siyasi parti, hangi mantıkla ya da hangi gerekçeyle -bütün bunları bir tarafa bırakarak bütün bunlardan vazgeçerek- bugün getirdiğiniz, bu görüşmekte olduğumuz teklifi hazırladığınızı ben de merak ediyorum. Kaldı ki, bakın, 2012 Ocak ayında Milliyetçi Hareket Partisinin o zamanki komisyon üyesi Sayın Nevzat Korkmaz'ın, MHP Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz'ın o zaman, 2012'deki yapılan İç Tüzük görüşmelerindeki muhalefet şerhinden çok kısa bir pasaj okuyacağım. Tekrar söylüyorum, bu, MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz'ın muhalefet şerhi, bizim değil, Cumhuriyet Halk Partisininkini okumuyorum, bu teklifi hazırlayan bir partinin muhalefet şerhi bu: "Türkiye Büyük Millet Meclisinin iç işleyişinin usul ve esaslarını düzenleyen Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü Meclisin aynasıdır. Kimi anayasa hukukçularına göre İç Tüzük sessiz anayasadır. Sadece bir parti grubunu değil, tüm siyasal partileri ve tüm milletvekillerini doğrudan ilgilendiren bir hukuk metnidir. Bundan dolayı daha önce yapılan değişiklikler gibi uzlaşmayla değiştirilmesi yoluna gidilmelidir. Parlamentoların iki önemli işlevi vardır: Yasama ve denetim. Süratli ve kaliteli bir yasama kadar hızlı işleyen, etkin bir denetim mekanizmasının kurulması da son derece önemlidir. Demokrasilerde iktidar kadar, belki de ondan daha fazla önem arz eden muhalefetin kendisini kolay ifade edebilen, karar alma süreçlerine katılan ve hükûmeti denetleyen mekanizmalara kavuşturulması gerekmektedir." Ve son cümlesini okuyorum, hepsini okumayacağım: "Diğer yasa tasarı ve tekliflerinden farklı olan İç Tüzük değişikliğinin tüm partilerin katkıları alınarak uzlaşma içerisinde yapılması demokratik hukuk devletinin en önemli kabullerinden birisidir ve bu anlayış sonuna kadar muhafaza edilmelidir." Ama görüyoruz ki, bu anlayıştan -sonuna kadarı bırakın, 2012, 2017- beş yılda vazgeçilmiştir ve beş yılda herhâlde rahmetli Demirel'in söylediği gibi "Dün dündür, bugün bugündür." Mantığıyla, dünkü yazdıklarını, dünkü söylediklerini, dünkü savunduklarını bir tarafa bırakarak bugün benim de merak ettiğim hangi mantıkla, hangi gerekçeyle böyle bir teklif hazırlarlar ve bu dayatmanın içerisine girerler, bunu biz de merak ediyoruz, açıklanmasını bekliyoruz.

BAŞKAN - Sayın Akyıldız...

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Yani bu bana gelince biraz daha mı...

BAŞKAN - Hayır, hayır, öyle değil, sanki bitmiş gibi algıladım da. Ama tabii, toparlarsanız memnun oluruz.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Teşekkür ederim.

Tamam, bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - O zaman son olarak şunu söylüyorum: Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce okudum, dört partinin kurmuş olduğu Uzlaşma Komisyonunun dört ay -gerçekten dört ay az bir zaman değil- süre içerisinde çok ciddi bir çalışma yaparak, uzlaşarak birlikte hazırladıkları bir teklif metni var İç Tüzük metni. Aynı şeyi bugün de tekrar öneriyorum. Gelin, bugün bu görüşmekte olduğumuz şu metni çekin, hep birlikte yeniden dört partinin ortaklaşa uzlaşacağı bir Uzlaşma Komisyonunu birlikte kuralım. Acelemiz yok, yangından da mal kaçırmıyoruz, üç günde olmaz, beş günde olmaz da bir ayda olur, iki ayda olur. Ama üç gün sonra "Keşke bunu yapmasaydık, keşke böyle bir değişikliği daha detaylı şekilde inceleyip yapsaydık." demek yerine... Çünkü "keşke"lerin bir anlamı olmadığını 16 Nisan referandumunda sizler de yaşadınız, gördünüz. Şimdi ben biliyorum ki "evet" veren birçok milletvekili arkadaşımız da pişman şimdi, iktidar partisindeki arkadaşlarımız da pişman.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Başta Sayın Parsak olmak üzere...

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Onun için pişman olmayın, gelin, bu teklif metnini geri çekin hep birlikte tekrar uzlaşarak geniş bir uzlaşıyla bu Meclise yakışan, hakikaten Gazi Meclise yakışan bir İç Tüzük'ü birlikte yapalım. Biz "Yapmayalım." demiyoruz, konuşan arkadaşlarımız hep söyledi.

BAŞKAN - Sayın Akyıldız, Başkanlık Divanına hitaben konuşun lütfen.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Tamamlıyorum.

Konuşan arkadaşlarımız söylediler, otuz altı yıllık bir İç Tüzük. Yenilenmeye ve gerçekten de Meclise yakışan bir İç Tüzük'e ihtiyacımız var mı? Var, burada farklı düşünen yok. O nedenle, tekrar tekrar söylüyorum: Yol yakın, çok şey geçmiş değil, çok şey kaybetmiş değiliz, gelin hep birlikte yeniden dört parti ortaklaşalım. Bak, burada yapmışız. Sayın Grup Başkan Vekilimiz burada yoktu. Burada Milliyetçi Hareket Partisinin de ortaklaşa hazırladığı, 23'üncü Dönemdeki Uzlaşma Komisyonunun hazırladığı metinden bahsediyorum. Yine, aynı dört parti burada, bu dört parti birlikte uzlaşarak birlikte bir teklifi yapalım, Meclise yakışan bir teklifi yapalım ve birlikte hazırlayalım. Yoksa üç gün sonra yine -tekrar söylüyorum- "keşke" diyeceğiz, "Yanlış yaptık." diyeceğiz, bunun bir anlamı olmayacak.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Şimdi, siz asıl "keşke" diyorsunuz yani.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Yok, ben biraz da...

BAŞKAN - Sayın Akyıldız, lütfen, Başkanlık Divanına hitaben konuşur musunuz? Lütfen, toparlayın.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekilimiz burada yoktu, ben Milliyetçi Hareket Partisinin o zaman ki Komisyon üyesi Sayın Nevzat Korkmaz'ın, MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz'ın muhalefet şerhinden birkaç cümle okudum. Keşke bunlara sadık kalınsaydı diyorum. Bugün ne değişti, ne geçti, niye vazgeçtiniz bunlardan, bunun mantığını da...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Vazgeçilen bir şey yok. Neyse yani karşılıklı...

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Yok, yok, o anlamda söylemiyorum, zaten karşılıklı değil, siz yoktunuz.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bence siz kendi grup başkan vekillerinizle istişare ederek konuşsaydınız...

BAŞKAN - Sayın Akyıldız, lütfen, toparlar mısınız, lütfen, karşılıklı olmasın.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Sayın Başkanım...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani sizin değerlendirmeleriniz ile daha evvel yapılan değerlendirmeler farklı.

BAŞKAN - Sayın Akyıldız, lütfen, toplayalım lütfen.

ALİ AKYILDIZ (Sivas) - Tamam, toparlıyorum Başkanım.

Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum ve son kez tekrar yineliyorum: Gelin, hep birlikte yapalım, bu sadece iki partinin mutfağında hazırlanmış dayatma bir İç Tüzük olmaktan çıksın, dört partinin ortaklaşarak birlikte hazırladıkları bir teklif metni olsun ve birlikte Genel Kuruldan geçirelim diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.