| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi (2/1783) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 14 .07.2017 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Anayasa Komisyonunun değerli üyeleri, muhterem milletvekilleri; İç Tüzük değişiklik teklifimizi görüşmek üzere bir araya geldik ve muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İç Tüzük değişikliklerinin bir uzlaşma ve mutabakat içinde yapılması gerektiğini müteaddit defalar gerek Meclis Başkanıyla 8 Haziranda yaptığımız toplantıda gerekse her fırsatta dile getirdik. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak müzakere ve uzlaşma kültürünü yaşatmaya azami gayret gösteriyoruz. Bu nedenle, yapılan çalışmalara katılıyoruz ve bütün katkımızı ve makul ölçülerde uzlaşma ve mutabakatımızı ortaya koyuyoruz. Bundan sonra da, bugüne kadar olduğu gibi bu çalışmalara bu anlayışla devam edeceğiz.
22 Hazirandan bu yana Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak da yaptığımız bu çalışmalar ve Adalet ve Kalkınma Partisiyle birlikte imza atarak sunduğumuz bu İç Tüzük değişiklik teklifi vesilesiyle bir uzlaşma ve mutabakat içerisinde hareket ettiğimiz Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna da teşekkürlerimizi iletiyorum.
İç Tüzük, Meclisimizin yasama ve denetim faaliyetlerinin usul ve esaslarının belirlendiği, Meclisin normatif çerçevesinin çizildiği bir belgedir. İç Tüzük, Meclisin görevlerini, yetkilerini düzenlerken çalışma yöntemlerini ve usullerini, araçlarını ve sınırlarını da belirler. Ayrıca, milletvekillerinin hak ve görevleri ile uyacağı kuralları da belirler. Anayasa'mızın 95'inci maddesinin birinci fıkrası "Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür." demektedir. Bu anlamda İç Tüzük, Meclisimizin bir nevi iç kanunudur.
Felsefi anlamda baktığımızda aslında iç tüzük kural üretmenin hukuki kurallarını belirler. Tabii ki parlamento faaliyetlerini sadece yasa yapma bağlamında kural oluşturma olarak görmek noksan kalır. Çünkü parlamento aslında gücün sınırlanması ve denetlenmesidir. Dolayısıyla, iç tüzük metinleri bu denetim süreç ve araçlarını da belirlemektedir. Ancak sadece çalışma ve disiplin kurallarını kapsaması niteliğiyle teknik ve hukuki metinler olarak görülse de iç tüzüklerin ülkenin siyasi durumu üzerinde önemli etkileri vardır. Bu nedenle "sessiz anayasa" olarak da nitelendirilirler. İç Tüzük, Meclisin bağımsızlığının bir belgesidir. Kendi İç Tüzük'ünü bizzat yapması, ihtiyaç ve şartlara göre değiştirmesi Meclisin özellikle yürütme organı karşısındaki bağımsızlığının bir göstergesidir. Meclisin bu yapısına hukuk dilinde "yöntemsel bağımsızlık" denilmektedir. İşte bugün üzerinde konuştuğumuz İç Tüzük değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisinin yöntemsel bağımsızlığını kullanarak kuvvetler ayrılığı ilkesini işlettiği düzenlemelerden birisidir.
Bu konuşmamın ilerleyen bölümünde madde madde değerlendirme yapacağım. İç Tüzük değişikliği için yöntemsel bağımsızlık çerçevesinde şunu söylemem gerekir: 16 Nisan Anayasa referandumunda Anayasa'mızda bazı değişiklikleri kabul ettik. Bu paketi gerek Mecliste gerekse vatandaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde anlatırken bir ilkeye özellikle vurgu yaptık. Güçler ayrılığı kesinleşecek, her erk kendi içerisinde güçlenecektir. Bu İç Tüzük değişikliği, Meclisin kendi gündemine daha fazla hâkim olacağı, yasama ve denetim faaliyetleri çerçevesinde etkin ve verimli çalışacağı bir çalışma düzeninin ilk adımını teşkil etmektedir. Elbette ki önümüzdeki süreçte 16 Nisan Anayasa değişiklikleri paralelinde bir uyum çalışması da ayrıca topyekûn olarak yapılacaktır.
Değerli milletvekilleri, Parlamento tarihimizde geniş ve köklü bir İç Tüzük tecrübemiz vardır. Osmanlı Meclis-i Mebusanından günümüze kadar 15 İç Tüzük uygulanmıştır, bunlar arasında belirli ölçülerde devamlılık vardır. Bu durum, Parlamenter sistemin askıya alındığı, seçimle belirlenmemiş üyelerin yer aldığı meclisler için de geçerlidir. Uygulamadaki İç Tüzük'ümüz Cumhuriyet Senatosunun da bulunduğu çift Meclisli dönemde 5 Mart 1973 tarihinde kabul edilmiş ve 1 Eylül 1973 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kırk dört yıldır yürürlükte olan İç Tüzük'ümüzün 111 maddesinde 14 Meclis kararıyla 157 kez değişiklik yapılmıştır. Bu süre zarfında yapılan değişikliklerle İç Tüzük'ün sistematiği bozulmuş, gerek kanun yapım sürecinin yavaşlığı gerekse de denetim sürecinin etkisizliğiyle hem iktidar hem de muhalefet partilerinin şikâyetçi olduğu bir metin hâline gelmiştir. Yeni bir İç Tüzük metni ise hemen hemen her dönemde gündeme gelmiştir. Özellikle 1982 Anayasası'nın kabulünden itibaren yeni bir İç Tüzük gündemi devam etmektedir. Örneğin, yeni İç Tüzük 18 Ekim 1986 tarihinde Genel Kurul gündeminden komisyona geri çekilmiştir. Daha sonra yeniden Genel Kurula gönderilen 143 maddesi görüşülen İç Tüzük, maalesef tamamlanamadan kadük kalmıştır. Yakın zamanda 23 ve 24'üncü dönemlerde de İç Tüzük uzlaşma komisyonları kurulmuş ancak bu çalışmalar bir bütün olarak neticeye kavuşamamıştır. Bu çalışmalar elimizdedir ve temel referans kaynaklarımızdır. Gündemimizdeki İç Tüzük değişikliğini incelerken madde madde belirteceğim gibi, bu İç Tüzük değişikliğinde özellikle 24'üncü Dönemde parti gruplarının mutabık kaldığı düzenlemeler ya korunmuş ya da Meclisi daha demokratik, daha etkin ve verimli hâle getirecek şekilde revize edilmiştir. İç Tüzük Meclisimizin işlev ve vazifelerini yerine getirmede kolaylaştırıcı, verimliliği ve etkinliği artırıcı, bu işlev ve görevleri yerine getirirken milletvekillerinin uyması gereken kuralları da çizmektedir. Buna göre İç Tüzükler birer teknik ve hukuki belge olmanın yanında, sosyal ve kültürel şartların ve gereklerin yansıdığı birer belgedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından değerlendirildiğinde hürriyet ve istiklal mücadelesini yürütmüş, ülkemizin birlik ve beraberliğinin vücut bulduğu bir mekân olarak millî ve kültürel değerlere, üniter yapıya ve devletin ruhunu oluşturan Anayasa ve yasalara uygun hareket etmesi, kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bu çerçevede, ülkemizin kurumsal ve hukuki olarak en köklü ve en güçlü kurumu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu gelenek içerisinde Meclisimizi bugünden yarına taşıyacak, yasama kalitesini, denetim etkinliğini güçlendirecek İç Tüzük değişikliklerine ihtiyacımız olduğu aşikârdır. Meclis İç Tüzükleri uygulamada tüm detaylara yer veren, statik değil dinamik metinlerdir. Bu yapacağımız değişiklikler de elbette son değişiklikler olmayacaktır.
İç Tüzük değişikliğindeki temel amaç, Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetlerini düzenli, verimli ve etkin bir şekilde yürütmesidir. Kaynak Anayasa'dır, Meclis uygulamalarıdır, teamüllerdir. Bununla birlikte, İç Tüzük'ün siyasi bir metin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin millî egemenliğin somutlaştığı Gazi bir Meclis olduğu gerçeklerinden yola çıkarak; İç Tüzük değişikliklerinin bir diğer önemli kaynağının millî vicdan, millî tarih, millî irade olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Ayrıca, İç Tüzük değişikliklerinde dönemin siyasi gelişmeleri, dünya meclislerindeki gelişmeler gibi etkenler de söz konusudur.
Yapmak istediğimiz İç Tüzük değişiklikleri Parlamentonun süregiden bir reform ve kurumsallaşma eğiliminin de bir yansımasıdır. İç Tüzük'te Genel Kurul çalışmaları açısından usule ilişkin belirli kuralların toplumsal, siyasi, ekonomik ve kültürel açılardan değişen şartlar karşısında olası yetersizlikleri, uygulamada ortaya çıkan problemler, işlemeyen hükümlerin değişim zorunluluğu İç Tüzük değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Nitekim İç Tüzük'te bugüne kadar 14 Meclis kararıyla yapılan değişiklikler bu zorunluluğun karşılanma gayretinin birer yansımasıdır. Bu gayret güzergâhında hareket noktamız, Genel Kurul çalışma düzeni bağlamında İç Tüzük'te hâkim olması gereken ilke konjonktürel olarak değiştirilebilecek nitelikte keyfî kurallar manzumesi değil, Meclisimizin yasama ve denetim faaliyetlerini etkin, verimli ve sağlıklı bir şekilde yürütebileceği, bu esnada vatandaşların Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul çalışmalarını takip edebileceği bir çalışma düzeninin ortaya konmasıdır. Bu çalışma düzeni Genel Kurul çalışmaları açısından yeni sorunlar ortaya çıkarabilecek değil, verimsizliğe sebep olan mevcut sorunları giderecek, Genel Kurulda milletimizin rıza ve iradesine uygun terminoloji, yöntem ve araçlarla çalışmalarını yürütebilecek olmasıdır. Elbette bu durum, Meclis İç Tüzük'ünün yaşayan hukuk alanında dinamik bir metin olduğu ve değişikliklerin bu dinamizmin bir neticesi olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Değişiklikleri Parlamentonun sorunlarına çözüm arayışı bağlamında Meclisin birer reformu olarak görmek doğru olacaktır. İç Tüzük değişikliklerindeki temel motivasyon, Meclisin etkin, verimli, çağdaş gelişmelere ayak uyduran, siyasi, kültürel ve hukuki değerlere saygılı bir şekilde çalışmasını temin etmektir. Bu İç Tüzük değişikliğinde Meclis içi dengeleri gözetme, etkinlik ve verimliliği artırma, Meclis içi işleyişleri sağlam ve hukuki zeminlere oturtma anlayışı hâkim olmuştur. Meclisimizin işleyişindeki usul ve esaslara ilişkin hükümlere yer verilmiştir çünkü bu hükümler Parlamentonun yasama ve denetim işlevini etkin ve dengeli bir biçimde yerine getirerek, siyasi ve sosyal ihtiyaçlar ve beklentileri karşılamasında ve devlet sisteminde istikrarın sağlanmasında en önemli etkenlerdendir. Dolayısıyla burada yürütme organının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak değil, Meclisin ihtiyaçları çerçevesinde bir değişiklik metni hazırlanmıştır. Temel amaçlarımızdan birisi de Meclisin etkinliği ve verimliliğini temin etmektir. Etkinlik ve verimliliğin "hızlı olmak" şeklinde algılanmaması gerekir. Bu iki ibare, Meclisin yasama faaliyetleri bakımından kaliteyi öncüllemektedir, diğer bir ifadeyle Meclis İç Tüzük değişikliğiyle hızlı değil kaliteli yasa yapan bir meclis arzu ediyoruz. Bu salonda bulanan hiçbir milletvekilinin bu amaca karşı çıkmayacağını düşünüyoruz.
İç Tüzük değişikliğinin hazırlanmasında geçmiş dönemlerde kurulan İç Tüzük değişikliği uzlaşma komisyonlarınca hazırlanan metinlerin temel alındığının altını özellikle çizmek istiyorum. Bu değişiklik teklifinde büyük oranda 24'üncü Dönemde kurulan Uzlaşma Komisyonunca kabul edilen metin yer almıştır. Yürürlük ve yürütme maddelerini dışarıda tuttuğumuzda, 16 maddenin 4 maddesinde öngörülen değişiklikler, 24'üncü Dönemde uzlaşılan metinle bire bir aynıdır. Bunların dışında 5 maddede 24'üncü Dönem uzlaşma metni esas alınarak daha ileri ve demokratik düzenlemeler yapılmıştır. 24'üncü Dönem uzlaşma metninden farklı olarak İç Tüzük'ün 3'üncü ve 161'inci maddesinde öngörülen düzenlemeler, içerisinde bulunduğumuz millet çatısının mehabetine uygun, millî vicdanlardaki rahatsızlıkları gidermeye yönelik düzenlemelerdir.
Değerli milletvekilleri, konuşmamım bu bölümünde İç Tüzük değişikliği teklifimizin maddelerine ilişkin görüşlerimi özet olarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
1'inci maddeyle İç Tüzük'ün 3'üncü maddesi başlığıyla birlikte değiştirilmektedir. Bu maddedeki değişikliği üç noktadan değerlendirmek gerekir. Birincisi, milletvekili yemin metninin okunmasına ilişkindir. Bu konuda 24'üncü Dönemde bütün parti gruplarının üzerinde anlaştığı gibi, milletvekili yemin metninin aynen -tırnak içinde- okunması hüküm altına alınmıştır ve 3'üncü maddeye "aynen" ibaresi eklenmiştir.
İkinci husus: Milletvekili genel seçimleri sonrasında Genel Kurulun çağrısız toplanma zamanına ilişkin düzenlemedir. 24'üncü Dönemdeki uzlaşıdan farklı olarak, gelişen teknoloji ve ulaşım imkânlarını göz önüne alarak Genel Kurulun bir an önce çalışmalarına başlaması için seçim sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulunca ilanını takip eden üçüncü gün saat 14.00'te toplanması hükmü getirilmektedir.
Üçüncü husus: İç Tüzük'ün 3'üncü maddesine ilişkin en önemli yenilik "milletvekillerinin ant içerek göreve başlayacakları, ant içmekten imtina eden milletvekilleri milletvekili sıfatından kaynaklanan haklardan yararlanamayacakları" ibaresinin madde metnine eklenmesidir.
2'inci maddeyle İç Tüzük'ün 19'uncu maddesinde bir değişiklik yapılmaktadır. Burada, özellikle, grup önerilerine ilişkin konuşma süreleri kamuoyunda tartışılan konulardan birisi olmuştur. Değişiklik metnimizde, grup önerilerine ilişkin olarak öneriyi veren grubun sözcüsü milletvekiline beş dakika, siyasi parti gruplarının sözcülerine ise üçer dakika görüşlerini açıklama süresi belirlenmiştir. 24'üncü Dönemdeki uzlaşma komisyonu grup önerileri için, sadece önergeyi veren grubun sözcüsü milletvekili için beş ya da on, beş ile on dakikalık bir konuşma süresi öngörmüştür. Bu İç Tüzük değişikliği önergemiz bir taraftan 24'üncü Dönemdeki uzlaşıya sadık kalmış, diğer taraftan milletvekillerinin ve siyasi parti gruplarının o konu üzerindeki söz hakkına da sadık kalarak onlara da istemleri hâlinde üçer dakikalık konuşma süresi öngörmüştür. Diğer bir ifadeyle, 19'uncu maddedeki düzenleme 24'üncü Dönemde burada bulanan bütün partilerin üzerinde anlaştığından daha ileri söz hakkı tanıyan bir düzenleme olmuştur.
3'üncü maddeyle İç Tüzük'ün 37'nci maddesinde değişiklik öngörülmektedir. İç Tüzük madde 37'ye göre verilen önergelerde bizim değişiklik önergemiz mevcut uygulamaya bağlı kalarak sadece önerge sahibinin beş dakikalık konuşma süresini korumuştur. 24'üncü Dönem uzlaşmasındaki gibi önerge üzerinde ikinci bir konuşmacının olmayacağı değişiklik teklifine yansımaktadır. Teklifimizi 24'üncü Dönemden daha ileriye götüren ise İç Tüzük 37'ye göre verilen önergelerin her hafta salı günü görüşülecek olması ve her hafta farklı bir siyasi parti grubuna ve milletvekiline ait olmasıdır. Diğer bir ifadeyle, bu maddeye göre verilen önergelerde tek bir siyasi parti grubu ve milletvekilinin imtiyazı olmayacaktır. 37'nci madde için önerimiz gerek 24'üncü Dönemdeki uzlaşma maddesi gerekse mevcut uygulama itibarıyla daha demokratik ve hakkaniyete uygun bir düzenlemedir. Mevcut düzenleme ve uygulama haksız ve adaletsiz bir uygulamadır.
4'üncü maddeyle İç Tüzük'ün 54'üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Genel Kurulun çalışma saatleri 19.00'dan 21.00'e kadar iki saat artırılmıştır. 24'üncü Dönemde uzlaşma komisyonunda kabul edilen hâliyle çalışma saatleri 20.00'ye kadar yükseltilmişti, belirlenmişti. Buna göre, İç Tüzük değişikliğimizdeki düzenleme 24'üncü Dönemdeki uzlaşmaya göre Genel Kurulun daha uzun süre çalışmasını hüküm altına almıştır.
Bu maddedeki bir diğer önemli düzenleme de Türkiye Büyük Millet Meclisinin televizyon yayınlarına ilişkindir. Bilindiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi televizyon yayınları Meclis Başkanlığı ile TRT arasında yapılan bir protokol gereği İç Tüzük'te hüküm altına alınan çalışma gün ve saatlerine bağlı olmaktadır. Buna göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi televizyon yayın süresi iki saat daha süreyle artırılmaktadır, bu imkâna kavuşmaktadır. Ayrıca, yeni bir hüküm daha getirilmektedir. Televizyon yayınlarına ilişkin "önemli ve özel hâller saklı kalmak kaydıyla" ibaresi İç Tüzük'e eklenmiştir. Bu ibarenin önemi şuradadır değerli arkadaşlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda toplumumuzun tamamını ilgilendiren Anayasa değişiklikleri, bütçe görüşmeleri veya kanun tekliflerinin görüşülmesinin dışında, örneğin, 15 Temmuz gecesi bu çatı altında tarihî bir oturum yaptık. Parlamento tarihimizin en önemli gecesini yaşadık, tarih yazdık. İç Tüzük ve TRT'yle yapılan protokol gereği bu tarihî oturumu Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonu yayınlayamadı. Ayrıca, Anayasa ve toplumun tümünü ilgilendiren yasa görüşmelerini de dikkate alıyoruz ve biz bu engeli ortadan kaldırıyoruz. Meclis televizyon yayınlarına ilişkin düzenleme itibarıyla bütün partilerin söz konusu değişikliği destekleyeceğini düşünüyorum.
5'inci maddeyle İç Tüzük'ün 56'ncı maddesinde değişiklik yapılarak Başkanlık kürsüsünde Başkan ve görevli kâtip üyelerin kıyafetlerinde bir değişiklik yapılmaktadır. Başkanın frak giyme zorunluluğu kaldırılmaktadır. Frak, hem milletimizin kıyafet anlayışına uygun değildir hem de bir tören ve protokol kıyafetidir.
6'ncı maddeyle İç Tüzük'ün 57'nci maddesinde değişiklik yapılıyor. Metindeki "açtıktan sonra" ibaresi çıkarılarak "açarken" ibaresi metne eklenmiştir. Görüşmeye tabi tezkerelerin oylanması ile kanunların maddelerine geçilmesi ve tümünün oylanması esnasında en az 20 milletvekilinin ayağa kalkması veya önerge vermesi suretiyle yoklama yapılmasına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Öte yandan, yoklamanın imzalı pusula vermek suretiyle yapılabileceği hükmü hâlihazırda var olan bir uygulamanın İç Tüzük hükmü hâline getirilmesidir.
7'nci maddeyle İç Tüzük'ün 58'inci maddesinde değişiklik yapılıyor. Maddenin "Geçen tutanak hakkında konuşma" olan başlığı "Geçen tutanak hakkında düzeltme" olarak değiştirilmiştir. Bir milletvekilinin veya bakanın kendisine ait olup bir önceki birleşim tutanağında yer alan bir beyanının düzeltilmesi isteğinin Başkanlığa yazılı olarak verileceği ve birleşim tutanağına ekleneceği hüküm altına alınmıştır. Genel Kurul işleyişine ilişkin herhangi bir aksama ya da söz kısma gibi bir duruma sebep olmayacak bir düzenlemedir.
8'inci maddeyle İç Tüzük'ün 63'üncü maddesinde değişiklik yapılıyor. İç Tüzük 63'teki düzenlemede öngörülen husus, usul tartışmalarındaki konuşma süreleridir. İç Tüzük'ün mevcut hâli, konuşma sürelerinin lehte ve aleyhte ikişer milletvekiline, en fazla onar dakika olarak belirlemiştir. 24'üncü Dönemdeki uzlaşma komisyonu da mevcut hâlin korunmasını kabul etmiştir. Ancak, son yıllardaki uygulamaya baktığımızda bu sürenin genellikle ikişer veya zaman zaman üç dakika olarak uygulandığı görülmüştür. Konuşma sürelerine ilişkin ikişer dakikalık uygulamaya rağmen İç Tüzük değişikliği teklifimiz bu süreyi üçer dakika olarak belirlemiştir.
9'uncu maddeyle İç Tüzük'ün 73'üncü maddesinde değişiklik yapılıyor. Kanun tasarıları ve komisyonlara havale hükmünü düzenleyen 73'üncü maddeye ilişkin düzenlemede, 24'üncü Dönemdeki uzlaşma komisyonu metni esas alınarak 73'üncü maddenin son fıkrası "Bu havaleye bir milletvekili itiraz etmek isterse itirazını yazılı olarak Başkanlığa iletir." şeklinde değiştirilmiştir.
10'uncu maddeyle İç Tüzük'ün 81'inci maddesinde değişiklik öngörülmektedir. Anayasa değişiklikleri hariç kanun tasarı ve tekliflerinin tümü açık oylamaya tabi işlerden değilse en az 20 milletvekilinin talebi hâlinde açık oyla, aksi takdirde işaret oyuyla yapılması düzenlenmektedir.
11'inci maddeyle İç Tüzük'ün 87'nci maddesindeki düzenlemeyle Genel Kurul çalışmaları açısından zaman kaybına sebep olan tasarı ve teklifler için verilen kanun maddelerinin değişiklik önergelerinin hem veriliş hem de aykırılık sırasına göre okunması yeniden düzenlenmektedir. Buna göre madde değişiklik önergeleri sadece aykırılık sırasına göre okunup işleme alınacak, veriliş sırasına göre okunmayacaktır. Ayrıca, aynı mahiyetteki önergelerden en kısa olanı okunup diğer önergelerin sadece imza sahiplerinin adlarının okunması suretiyle birlikte işleme alınması sağlanmaktadır. Genel Kurul çalışmalarında verimlilik ilkesiyle hareket edildiğinde 11'inci maddenin yerinde olduğu da görülecektir.
12'nci maddeyle İç Tüzük'ün 102'nci maddesinde değişiklik yapılıyor. Yapılan düzenlemeyle genel görüşme ve Meclis araştırması önergelerinin Genel Kurulda okunması işleminden vazgeçilmekte, bunun yerine verilen 500 kelimeyi geçmeyen önerge özetinin milletvekillerine ve Hükûmete bildirilmesi esası getirilmektedir. İç Tüzük'ün "genel görüşmenin açılması" başlıklı 102'nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen düzenleme 24'üncü Dönemdeki Uzlaşma Komisyonunda kabul edilen metinle hemen hemen aynıdır. İç Tüzük değişiklik teklifimizdeki fark 500 kelimeyi aşan genel görüşme önergeleri için verilecek özetlerin Mecliste okunmamasına dairdir ve "Genel Kurulda bu özet okunur." ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
13'üncü maddeyle İç Tüzük'ün 143'üncü maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Bu değişiklikle Anayasa, kanunlar ve İç Tüzük gereğince işaret oyuna yahut gizli oya başvurulması zorunlu olmayan hâllerde açık oylama yapılmasının 15 yerine en az 20 milletvekilinin yazılı istemine bağlı olması düzenlenmektedir.
14'üncü maddeyle İç Tüzük'ün 160'ıncı maddesinde değişiklik yapılıyor. İç Tüzük'ün kınamayı düzenleyen 160'ıncı maddesinde öngörülen düzenleme 24'üncü Dönemde Uzlaşma Komisyonunda kabul edilen metinle aynıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bina, tesis, eklenti ve arazisine silahlı olarak girme ile Genel Kurulun çalışma düzenini bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getirmek ve kullanmanın kınama cezasını gerektirdiği hâllerden sayılması 24'üncü Dönem Uzlaşma Komisyonu metninden gündemimizdeki İç Tüzük değişikliğine yansıyan bir düzenlemedir. Ayrıca, 160'ıncı maddenin birinci fıkrasının (4)'üncü bendinde yer alan "saldırıda bulunmak" fiili kınama cezası gerektiren bir durum olmaktan çıkarılıp 161'inci maddenin birinci fıkrasına (7)'nci bent olarak eklenerek Meclisten geçici çıkarmayı gerektiren hâller arasında sayılmıştır. Yine 161'inci maddede Meclisten geçici çıkarmayı gerektiren hâller arasında sayılan Türkiye Büyük Millet Meclisi bina, bahçe ve arsaları içine silahlı olarak girmek fiili de 160'ıncı maddeye eklenerek kınama gerektiren hâller arasında sayılmıştır.
15'inci maddeyle İç Tüzük'ün 161'inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Burada bu 161'inci maddenin birinci fıkrasının (3), (5) numaralı bentleri değiştirilmiş ve bir fıkraya bir bent eklenmiştir. Bu da Meclis Genel Kuruluna ve komisyonlara, alt komisyonlara -"alt komisyonlara" ibaresi de eklendi- silahlı olarak girmek ve fiilî saldırıda bulunmak... (3)'üncü bent de, "Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Başkanına, Başkanlık Divanına, Başkanlık görevini yerine getiren Başkan Vekiline ve milletvekiline hakaret etmek, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine yönelik hakaret ve ithamda bulunmak, Anayasa'nın ilk dört maddesinde çerçevesi çizilen anayasal düzeni tahkir ve tezyif etmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapmak" ibareleri eklenmiştir.
Değerli milletvekilleri, anayasa ve yasaların devletin ruhu, milletin birleştirici unsuru olduğu bilinciyle anayasa ve yasalara aykırı isim ve sıfatların kullanılmaması Meclisimizin ruhuna ve mehabetine uygun olacaktır. Millet tarihî süreç içinde teşekkül eden ortak değerler, kader ve gelecek duygusu etrafında toplanan inanç, mezhep ve etnik farkları aşkın bir topluluktur. Bu bağlamda Türk milletinin ortak geçmişine, tarihine yönelik değerlendirmelerde eleştiri boyutlarını aşan hakaret ve ithamlar tarihî gerçekliğin ortaya konulmasına yönelik dil ve üslubun dışına düştüğü gibi tarihin bir devamı olan bugünkü toplumsal yapımız bakımından da kırıcı, yaralayıcı olabilmekte, ortak kader ve gelecek duygusuna zarar verebilmektedir. Bu düzenlemeden maksat budur.
16'ncı maddeyle İç Tüzük'ün 163'üncü maddesinde değişiklik yapılıyor. Kınama cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte 1'i, Meclisten geçici olarak çıkarma cezasına çarptırılan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte 2'sinin kesilmesi yönünde ilave bir müeyyide öngörülerek yaptırım gücünün artırılması hedeflenmiştir. 163'üncü maddeye ilişkin düzenleme, 24'üncü Dönem Uzlaşma Komisyonunda kabul edilen metinle kısmen aynıdır. Geçici olarak Meclisten çıkarma cezasına uğrayan bir milletvekilinin izin alıp kürsüden açıkça af dilerse Meclise girme hakkını izleyen birleşimden itibaren elde edeceği düzenlemesi 24'üncü Dönem Uzlaşma Komisyonundan bugünkü İç Tüzük değişiklik teklifine getirilen bir düzenlemedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuç olarak İç Tüzük değişiklikleri Meclisin reform ve kurumsallaşma sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu değişikliklerle Meclisin etkin ve verimli bir çalışma temposuyla yasama ve denetim faaliyetlerinde kaliteyi artırmayı amaçlıyoruz. İç Tüzük değişikliğiyle millî iradenin çatısı Gazi Meclisimizin tarihiyle, karakteriyle, vizyonuyla her türlü terör ve bölücü söylemden uzaklaştırılarak millî bir çizgide faaliyetlerini sürdürmesini ümit ediyoruz, arzuluyoruz. İç Tüzük değişikliğiyle vatandaşlarımızın Meclis faaliyetlerine yönelik ilgisinin artmasını da amaçlıyoruz.
Bu Meclisimiz Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştiren, hürriyet ve istiklalimizi kazandıran Gazi Meclistir. Burası aziz Türk milletinin mekânıdır. Millî hâkimiyet bu kürsüde ve buralarda tecelli eder; demokrasi memlekete buradan gider; hukuk, töre burada kurulur.
Konuşmamda İç Tüzük değişikliğine ilişkin görüş ve önerilerimizi sizlerle paylaştım. İç Tüzük değişikliğinin Meclisimizin itibarı, etkinliği ve verimliliği için gerekli olduğunu belirtiyor, öneri ve desteklerinizi beklediğimi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.