KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, evet, ben de Komisyon üyesi olmamakla birlikte belli tespitlerimi paylaşacağım.

Öncesinde, evet, karşılıklı ithamlar vardı ama bu ithamlar içerisinde en önemlisi, bizim de kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinin Parlamenterler Meclisindeki çok önemli bir oturumunda alınan bir karardaki partimizin kurumsal kimliğiyle ilgili tavrı ve çoğunluğunun, Metin Hoca dışındaki üyeler, burada olmayan üyelerle ilgili bir itham. Bu çok önemli. Kişisel ithamlar karşılıklı olarak telafi edilebilir ama burada tutanaklara girecek ve partinin kurumsal kimliğini zedeleyecek ithamları çok tehlikeli buluyorum ve yersiz buluyorum. Bizim partimizin temsilcilerinin tavrı çok açık ve nettir, Sayın Baydar bunun teknik açıklamasını yaptı burada. Oradaki oylamanın teknik düzenlemesinden bahsetti ama öncesinde Cumhuriyet Halk Partili bütün üyelerin tavrı ve partinin bu konudaki o izleme kararını reddetme noktasındaki tavrı çok açıktı, netti ki oradaki oylamada da üyelerimizin ret verdiği noktasındaki tutanaklar da mevcuttur. Onlar burada olmadığı için onlar adına...

LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) - O oylama değil, bahsettiğiniz o değil, karıştırmayın.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Öncesindeki, Metin Hoca açıklamasını yaptı. Ben de oradaki sistemi biliyorum az çok.

BAŞKAN - Leyla Hanım, lütfen...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, dediğim gibi, bunlara biraz daha dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Evet, ben de aynı zamanda KEFEK üyesi olarak, yurt dışında yaşayan kadınların, doğal olarak da vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili bir Komisyonda iktidar partisinin birçok milletvekili arkadaşımızla birçok kurumu ziyaret ettik, uluslararası kurumlar ve ülkelere de ziyaretlerimiz oldu. Orada tabii ki hepimizin tavrı ülkemizin ulusal çıkarlarını korumak ama bizim orada -siz bunu "saplantı" olarak değerlendirdiniz ama- karşı karşıya olduğumuz -bütün üyeler de buna şahittir- ülkemizle ilgili önemli ithamlar vardı. Daraltıyorum konuyu, işte kültür bilim insanları, akademisyenler ve biraz daha genişletirsek, temel insan haklarıyla ilgili, hukukun üstünlüğüyle ilgili ki üyesi olduğumuz, taahhütte bulunduğumuz temel Avrupa evrensel değerlerinden uzaklaştığımıza dair ithamlarla karşı karşıya kalıyorduk ancak orada, muhalefet olsun, iktidar olsun, bütün oradaki o temsiliyette bizim amacımız 80 milyonun ulusal çıkarlarını korumak. Elbette ki hataları, eksikleri burada gelip bu kurumlarda paylaşmak zorundayız, bunları söylemek durumundayız.

Şimdi, Yunus Emre Vakfına gelirsek; Millî Eğitim Komisyonu üyesi olmamakla birlikte burada Maarif Vakfı Yasa Tasarısı görüşülürken de bu konu gündeme gelmişti çünkü yine aynı temel sorun, kurumsal yapının yönetim yapısı ve temsiliyeti. Gerçekten çok önemli kurumlar kuruluyor. Uluslararası alandaki temsiliyetimiz... Çünkü ben o yurt dışı komisyonunda görev yaparken en temel sorun, sıkıntı eğitim, kültürel çöküntü. Ülkemizin yurt dışında yaşayan vatandaşları ve diğer ülke vatandaşlarının ülkemize bakış açısı. Yani bizim orada tanıtımımız, itibarımız, işte maalesef son on beş yıldır bu anlamda uluslararası çıkarlarımız, uluslararası çıkarlarımızın korunması maalesef bir devlet politikası değil, üzülerek söylüyorum, bir partinin siyasal iç çıkarı ve son geldiğimiz noktada da bir kişinin iç siyasal çıkarı yani haletiruhiyesine göre, işte Avrupa Birliği ilişkilerindeki süreci her beraber gördük referandum öncesi ve sonrası. Bu kurum bağlamında söyleyeceğim çünkü kurumun ben varlık nedenini okuduğum zaman kendi yasasında; "Türkiye'nin diğer ülkelerle dostluğunu geliştirmek, Türk dilini, kültürünü, sanatını geliştirmek, Türk dili, kültürü, sanatı alanında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek." Yani bizim ülkemizi cazip kılmamız gerekiyor. İşte görüyoruz, yükseköğretime gitmek isteyen insanlar, şimdi tabii lise seviyesindeki birçok kişi şu anda işte İtalya'ya gidiyor mimari eğitim almak için, işte Fransa'ya gidiyor siyaset bilimi için ya da diğer ülkeleri tercih ediyor çünkü bir markaları var. Ya bizim de kültür, sanat, eğitim alanında önce kendi içimizde bir markalaşmamız gerekir çünkü bu kurumun işlevli hâle gelmesi için cazip hâle gelmesi gerekiyor, tercih edilmesi gerekiyor.

Kurumun yapısı, işte Sayın Özdemir, Sayın Ahmet Hoca geçmişteki üyeleri saydı bize. Ya, bakıyorum ben, Başbakan, bakanlar, tamamen bürokratik bir kurumsal yapı, işlevsiz. Yeni yapılacak uygulamada söylendi, çok süreyi uzatmak istemiyorum, bu geçici bir düzenleme gibi gözüküyor. Kesinlikle geri çekilmelidir. Buradaki temsiliyetin ülkenin bütününü kapsayacak şekilde ve çok değerli kültür, bilim, sanat insanlarının mutlaka gerek mütevelli heyetlerine... Çünkü mütevelli heyetleri çok önemli bu kurumların, karar organları orası ve diğer kısımlar icracı. Bu nedenle mütevelli heyetinin daha dikkatli bir şekilde bir oluşumu olmalı. Tek kişinin iradesini yansıtacak, biz nereden bakarsak bakalım dolanıp bir tek kişi belirleyecek buradaki üyeleri. İşte, Maarif Vakfı; Maarif Vakfını kimlerin belirlediğini çok iyi biliyoruz, kimin belirlediğini daha doğrusu, yapısını. İşte, müsteşarların nasıl görev yaptıklarını ve nasıl atandıklarını çok iyi biliyoruz. Bence burada gerçekten bu kısıtlı temsiliyeti ortadan kaldıracak ve sivil noktada -Sayın İsen'in de söylediği gibi- bir düzeltmeye gerek var.

Zühal Hocamız soğuk savaş sonrası bu tür kurumların gerçekten çok etkinliğini... Gerçekten başka misyonları da var bu kurumların ama şimdi başka bir dünyada yaşıyoruz ve saniye içinde bir tıklamayla ülkelerde neler yaşandığını dünyanın diğer bütün vatandaşları görebiliyor. Yani, bizim ülkemizin bence itibarının demokratikleşme noktasında, eğitim, kültür, sanatsal anlamda yaşanan baskılar ve işte artık çok açık itiraf edilen, bir siyasi partinin ve bir ideolojinin kültürel ve siyasal iktidarını kurma çabalarının dünyaya nasıl yansıdığını, ülke içerisinde nasıl tedirginlikler yarattığını... Biraz da bunları da dikkate alacak yapılar oluşturmalıyız.

Bu vakıf elbette ki ulusal çıkarlarımızı koruyacak. Ülkemizi, dilimizi, kültürümüzü dünyaya, dünyanın birçok ülkesine iyi şekilde tanıtacak, temsil edecek bir vakıf olmasını da elbette ki istiyoruz, bunda hiçbir çekincemiz yok ama bu yapının buna hitap etmeyeceğini söylüyoruz biz ve kesinlikle çekilip tekrar farklı bir yapıyla düzenleme yapılmasını ben öneriyorum.

Teşekkür ediyorum.