KOMİSYON KONUŞMASI

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve Dışişleri Bakanlığımızın, Avrupa Birliği Bakanlığımızın kıymetli temsilcileri; hepinizi selamlıyorum.

Tabii, belki de fotoğrafa biraz Avrupa Birliğinin kuruluş sürecinden bakarak bugün yaşadığımız sorunlara ilişkin bir soru yöneltmek istiyorum. Tabii, Avrupa Birliği dünyada eşine benzerine rastlanmamış bir birlik, dünyada böyle bir siyasi birlik yok ve elinde silahlı güçlerden ziyade Avrupa kültürünün oluşturmuş olduğu değerler çerçevesinde ekonomik bir ortaklık yani malları, sermayeyi, emeği, serbest dolaşımı esas alan ve tarihsel gelişim içerisinde zenginleştirdiği bu değerleri esas alarak bir birlik kurmak. Sadece coğrafi sınırlar değil yani bir Avrupa toprakları değil, Avrupa diye gördükleri Kuzey Afrika'dan, Orta Doğu'dan, Doğu Avrupa'dan bütün ülkeleri de içine alarak belki de bir barış ve güvenlik birliği oluşturmak ve bunu yaparken de elinde en büyük değer genişleme yani genişleme, Avrupa Birliğinin en önemli değerlerinden bir tanesi. Özellikle, 2000'li yılların başlarına kadar genişleme konusunda bu değerleri, bir noktada bu değerlere öykünerek bu değerleri kendi ulusal hukukların bir parçası hâline getirmek suretiyle çok farklı renklerde ülkeleri almayı hedeflemişken 2000'li yılların başlarından sonra yavaş yavaş Avrupa'da yaşanan liderlik sorunlarıyla beraber bunu ulusal politikalarının aracı hâline getirdiklerini görüyoruz. Yaşanan bu genişleme sorunu Avrupa'da güvenlik sorununu, özgürlük, barış ve geliştirdikleri değerlerle çelişme sorunlarını beraberinde getiriyor. Bu sadece bizim değil, Avrupa'da çok yetkili makamlarda geçmişte görev yapmış aydınların, siyaset adamlarının da dile getirdikleri bir mesele. Acaba Avrupa Birliği üyesi ülkeler bu genişlemeyle ilgili yaşadıkları sorunları esaslı surette değerlendirip bunlarla ilgili Avrupa'nın da varoluş sebebine uygun, amacına uygun yeni bir projeksiyonla değerlendirip hatalarından dönme olasılıkları var mı yoksa bütün yaşanan sorunları Türkiye gibi başka ülkelerin üzerine atmak suretiyle işin içinden çıkılacağını hâlâ düşünüyorlar mı?