| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/1703) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .05.2017 |
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Başkan, Türkiye'nin en sorunlu alanlarından biri, en önemli varlıklarından biri ve en sorunlu alanlarından biriyle ilgili tek maddelik ama bütün politikayı değiştirebilecek bir madde var karşımızda.
Şimdi, bakın, maden işleriyle ilgili -bu MİGEM'i kastediyorsunuz galiba Genel Müdürlük olarak- Türkiye Kömür İşletmeleri var, Etibank var, bor var içinde yani "maden" dediğiniz hepsini şey yapıyor ve bir tek MİGEM Genel Müdürü burada ve tamam, bakanlık olarak uzlaşmışlardır diye varsayıyoruz ama böyle bir şeyde uzlaşma olabileceğini de çok düşünmüyorum ve Enerji Bakanı yok, Maliye Bakanı var burada. Bakın, politikayı köklü değiştiren bir madde değişikliğiyle geliyorsunuz.
Arkadaşlar, "havza madenciliği" diye bir şey vardır. Havza madenciliği şudur: Bütün havzanın politikasının birlikte oluşturulması, havzanın birlikte yönetimiyle ilgili madencilikte temel bir mesele vardır. Bu getirdiğiniz mesele buna giriyor gibi görünüyor ama bununla hiçbir alakası yok. Havza madenciliği önemli... Mesela Ermenek'te bir maden kazası oldu ya, altta işçiler, garibanlar kazıyor ama orada başka bir maden var, bir deliyor, diğer madenin suyu geliyor, basıyor, öldü gitti çocuklar veya Soma'da olanlar veya bugün Elbistan'da olanlar.
Elbistan'da şöyle bir şey oldu arkadaşlar: Elbistan'da bir maden var, belirli bir eğimle kazmanız gerekiyor ki orada toprak kayması var. Yani dik kazarsanız böyle -açık madencilik söz konusu- belli ki o maden üstüne kapı alacak. Eğimle kazmanız gerekiyor, güvenli kazmanız gerekiyor ve çok dıştan başlamanız gerekiyor, susuzlaştırma yapmanız gerekiyor. O madende o iş yapılmadı. Niye biliyor musunuz; eğimli ve dıştan kazarsak büyük bir hafriyat masrafı çıkacak diye dikine kazdılar o madeni. Allah'tan rahmetli bir genel müdür -orada rahmetli oldu ama- oradaki 700-800 işçiyi çıkardı ama 12 işçiden 9'unun cesedini hâlâ bulamadık.
Bakın, bu verdiğiniz kararların böyle sonuçları olur. Ben sizin kişisel olarak... Siz bizim siyasi rakibimizsiniz. Ama bu işin sonucunda olabilecek şeyleri görüyorum. Eskişehir'de maden var, ruhsatları farklı şirketlere ait; Elbistan'da madenler var, a sektörü deniliyor, b sektörü deniliyor, ruhsatları farklı şirketlere ait. Şimdi ne olacak biliyor musunuz; yarısından fazlası... Oradaki kim tekel bir işletmeyse hepsini alacak ve ondan sonra oradaki diğer küçük madencilerin hepsi isyan edecek. Peki, bu kamuya aitse ne olacak, kamu madenciliği söz konusuysa ne olacak? Bunlarla sözleşme yapılmış, devlet bunlara söz vermiş, otuz yıl işleteceksin, kırk yıl işleteceksin, yirmi dokuz yıl işleteceksin diye. Bütün bu sözleşmeleri şimdi kanunla Genel Müdür size iptal ettirmeye çalışıyor. Yapar mısınız? Yaparsınız -belki bakanı istemiştir, bunu bilmiyorum- ama hukuka ciddi bir zarar verirsiniz. "Ya verelim ne de olsa biz en iyisini biliyoruz." diye giderseniz ne olacağını söyleyeyim ben size: Bir zarar verirsiniz, iki zarar verirsiniz, üç zarar verirsiniz ama üçüncüden sonra bakarsınız ki zarar verebileceğiniz hukuk alanı kalmamış. Bu kanunu geçirdikten sonra bir sürü yatırımcı -bilmiyorum artık milletvekilinin eski önemi kaldı mı ama- size gelip "Ya böyle ediyorlar, şöyle ediyorlar." diye şikâyet edecekler, bu ruhsatları iptal edilenler şikâyet edecekler. Ha "Biz bunları çok iyi biliyoruz..." Soma'yı da çok iyi biliyordu arkadaşlar. Ben müfettişken Soma'ya rapor yazdım. Soma'yla ilgili bir sürü şey varken çok iyi bilenler hiç demediler, 302 can gitti. Yani çok iyi biliyor ya, her şeyi çok iyi bilip getirip hani "Bunlar çok iyi bilmiyor..." Çok iyi bilmiyorsa milletvekilleri, o da Hükûmetin suçudur, onu da söyleyeyim. Eğer, Hükûmet internet sitelerinden vergi dâhil, madencilik dâhil bilgileri paylaşmış olsa biz bu ülkede bilgi sahibi oluruz. Biz şimdi bir bilgi edinebilmek için 100 emek sarf ediyoruz çünkü saklanıyor bilgi bizden. Ondan sonra, bilgiyi saklayanlar da o niteliksizliklerini "Biz çok iyi biliyoruz." diye milletvekillerini aldatmaya kalkarsa Türkiye'nin sonu bu hâle gelir işte, boğazına kadar dış borca batmış, dış ülkelerde itibarı kalmamış, kendi içinde parçalanmış bir görüntü veren bir ülke hâline geliriz. Bu, kimse adına başarı değildir. Benim size tavsiyem, isterseniz yapın, sonuçlarını zaten göreceksiniz: Bu madde yanlış bir maddedir. Bu madde madencilik politikasıyla birlikte düşünülüp belki Maden Kanunu'nda 8-10 maddelik değişiklik paketiyle getirilmelidir ama genel müdürlükler arasında yetki savaşında "Bir maddeyi ben geçireyim de yetkiyi ben kapayım."a teslim olursanız bunun ağır sonuçları olacaktır.
Teşekkür ediyorum.