KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben hesap veriyorum. Bakın, ben hesap veriyorum Bakan olarak. Ben, o maddeyi kim olursa olsun, bütün bakanlar, bütün idareciler, herhangi bir şekilde böyle bir madde kötüye kullanıldığında hesap verecek, bunda ne var? Yani şunu anlamakta zorluk çekiyorum: Bazen yenilikleri veya bir adım ileriye getiren yeni çabalara destek olmak yerine "Aman şöyle olur, aman böyle olur." diyoruz. Eğer bu anlayışla biz bu ülkeyi yönetseydik, şu son on dört yılda hiç bir şey yapamazdık.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Peki, Sayın Bakanım, burası teknik bir komite, burada bazı şeyleri sormak, bunları tartışmak, engel olmak mıdır? Ya, lütfen! Bakın, bu konuları sormak... Şurada çok nitelikli, çok seviyeli bir şekilde tartışıyoruz ve siz bunu engel olarak görüyorsunuz, ben "Buna engel olalım." demedim, "Bu yanlıştır." da demedim, sadece konuyu tartışıyorum ve bunu engel olarak görüyorsunuz; olur mu, bu doğru bir düşünce değil bakın. Tam tersine sizin uyarmanız lazım. "Ne kadar var bu tür talepler? Nedir? Bundan sonra uygulanmasında bir sıkıntı olabilir mi?" diyorum. Ne var bunda? Hiç kimse bunu daha farklı bir şekilde anlamamıştır, bunlar tabii ki burada tartışılacak. Burada tartışacağız, Genel Kurulda tartışacak değiliz ki, bunu niye engel görüyorsunuz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli Vekil, bakın, hiçbir veriyi size vermekten kaçınmıyorum, ne isterseniz veriyorum, bütün rakamları, ne varsa elimizde vereceğiz. Şu anda söylediğim şu, bakın demin onu ifade ettim de belki çok fazla dinlenmedi: Özel olarak mükelleflerden böyle sayfalar dolusu gelmiş bir talep yok. Osmanlı Pazarı, Modern Çarşı olaylarında yaşanmışlıklar var, o anda o sıkıntılar var. Bu arkadaşlarımız: "Ya bir kanun yapıyoruz, geçmişten gelen bu tür konular ve talepler oldu, gerçekten de talep hakkaniyete de uygun, netice itibarıyla bir su basması ile bir yangın sonuçları itibarıyla aynıdır. Bu konuda da geçmişte mükelleflerin bu talepleri geldi o zaman karşılayamadık, ileride de bu tür konular olabilir. Bu konularda bir düzenleme yapalım mı?" dediler. Doğru mu?

GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI AYŞE DİLBAY - Evet.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben de arkadaşlara dedim ki: "Hakkaniyete uygun bir şey, vatandaşın gerçekten böyle bir zor gününde yardımcı olmamız lazım." dedim ve bu maddeyi getirdim; teknik, arkasında hiçbir düşünce yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Bu yanlıştır, bunu çıkarmayalım." mı dedik? Yok. Ya niye engel olarak görüyorsunuz ki?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, anlatmaya çalışıyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biz de anlamaya çalışıyoruz, biz de tartışmaya çalışıyoruz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok, baştaki koyduğunuz ölçü şuydu benim anladığım: Acaba Maliye Bakanlığı böyle bir maddeyi getirerek, bu maddeyi kullanmak suretiyle birilerine faizsiz bir erteleme mi yapacak?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, tamamen farklı.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben öyle anladım yani değerlendirmenizi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, ben ne sordum, baştan sorum neydi? Dedim ki: "Siz bu Bakanlıkta yetişmiş, özellikle bu Bakanlığın okul olduğu bir dönemde yetişmiş, "staff"ınız da aynı şekilde, bir Bakan ve "staff"sınız. Sizden on beş yirmi yıl sonra dedim, bu, bu şekilde, nitelikli bir şekilde uygulanabilir mi? Sizi de hariç tutarak, sizi de onore ederek söylüyorum, bakın ne kadar yanlış anlıyorsunuz yani.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben de dolaylı olarak diyorum ki...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, size yapılan iltifatla, yapılan kötü niyetli eleştiriyi ayırt edin lütfen, tamam mı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, teşekkür ediyorum. Sonuçta gerçekten birbirimizi anlayabiliyoruz. Sadece şunu söylemeye çalışıyorum: İyi niyete göre, kötü niyete göre getirdiğimiz madde değil, Komisyonumuzun takdirlerine bırakıyorum. Bakın, ben amacımızı, getirme gerekçemizi anlattım ama sizin sorduğunuz "Yirmi yıl sonraki bakan bu maddeyi sizin gibi doğru uygular mı?" deyince buradan şu anlam çıkıyor: Sanki kişilere göre bu maddenin uygulaması iyi veya kötü olabilir. Ben de diyorum ki: Hayır, kişilere göre iyi veya kötü bir şey getirmek amacında değiliz, kimseye keyfî bir alan üretme amacında değiliz. Bu mücbir sebep hâli ilan etme yetkisi zaten hâlihazırda var, bunun sınırları belirli ve amacımızı da ifade ettim. Siz dediniz ki: "Ne kadar talep var?" Onu da ifade ettim, dedim ki: Gelme gerekçesi budur. Ben artık Komisyonun takdirlerine bırakıyorum yani iktidar partisi, muhalefet partisi olarak, Hükûmet olarak biz amacımızı ifade ettik. Gerçekten bu düzenlemeye yani tamamen "çok yanlış, teknik olarak yanlış" diyorsanız çekelim.