BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, teşekkür ederim sorum üzerine bir cevap verdiniz. "Kapsamla ilgili olarak özel hukuka tabi borçları almıyoruz." dediniz, onu anladım ama diğerini anlayamadım inanın. Yani diğeriyle ilgili nasıl bir kriter getirdiğinizi anlayamadım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Maden sektörüne özel olarak bir şey mi yapmamız gerekiyor?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok ama bende olanlardan bir tane şunu okuyayım. Biliyorsunuz saat 22.00'den sonra alkol satışının yapılmasını yasaklamıştık, öyle bir karar çıktı.

Diyor ki: "22.00'den sonra kuruyemiş dükkânımda satış olduğu iddiasıyla polisler tarafından tutanak tutuldu, 31 bin lira ceza kesildi. Polisler daha sonra FETÖ örgütü üyesi olmaktan ihraç edildiler. Doğru değildi yapılan iş. Benim bunu ödemem mümkün değil." Küçük bir TEKEL bayisi olarak. Bunlar özel hukuka tabi değil, idari para cezaları. Bunlar bu kapsama alınabilir. Doğru da olur. İyi niyetli esnafı bu mağduriyetten kurtarabilecek bir...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Kuşoğlu, siz o kardeşimize söyleyin, bir kere idari para cezalarının hepsi yargı denetimine tabi. Söylediğiniz şekilde bir hadise olmuşsa da olağanüstü yargı yolları var. Yargı yollarına müracaat etsin. Dolayısıyla bu tür hatalar düzeltilir. Ama gerek alkol gerek sigara gerekse farklı farklı sektörlerdeki lisans ve imtiyaza bağlı birtakım idari para cezalarında böyle bir yapılandırma kanunu yapılanmasını doğru bulmuyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Zaten her konuyla ilgili yargıya gidebilir. Bu da gidebilir tabii...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama böyle bir tutanak varsa yapabileceği bir şey de yok tabii.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır. Var, var. Onun yolları var. Hukuk yolları var. Onları kullanabilir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Bu konuda çok mağduriyet var Sayın Bakan.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hepsini FETÖ'cü polisler yapıyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kim atadı onları?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 15 Temmuz darbesi ülkeyi bu hâle getirdi, FETÖ'cü polisler de esnafı bu hâle getirdi. Biliyoruz, bizim de gerekçemiz o, sizin de gerekçeniz o. Tamam.

Bir de, Sayın Bakan, Sayın Bekaroğlu'nun sorusu üzerine verdiğiniz cevapta...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Cevap vermedi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - ...bu servet affıyla yurt dışından gelmesi ya da varlık barışıyla ne kadar para, döviz kazandı ülke, onunla ilgili olarak "Bilgi almış değiliz." dediniz. Şimdi mayıs ayındayız. Bakan olarak bu konuda bilgilenmeniz lazımdı, bir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sanki bilgi alamayacağız gibi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İkincisi, ben size bir şey söyleyeyim, özel bankalardan hiç kimse, hiçbir özel banka bu tür bir varlık barışını güvenli kabul edip para kabul etmedi. Onu da söyleyeyim. Kamu bankalarını da ben bilmiyorum. Onu sizin bilmeniz lazım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben özel bankacılardan bu işlemleri yaptıklarını duydum. Bakın, bunu daha önce de yaptınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hiçbir özel banka kabul etmedi. Tekrar söylüyorum. Daha önce de söyledim bunu.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama ben de size söyleyeyim. Ben de özel bankalarla görüşüyorum. Bu işlemler yapılıyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - E, o zaman ne kadar para geldi onu da bilirsiniz. Ne kadar özelden geldi, ne kadar kamudan geldi, onu da verin Sayın Bakanım madem biliyorsunuz. Ben de biliyorum ki gelmedi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değerli arkadaşlar, şöyle: Siz herhâlde istatistik almadınız. Herhâlde bire bir görüşmelerinizde birtakım bankacıların bunu söylediğini ifade ediyorsunuz. Ben de görüşmelerimde, bire bir görüşmelerimde bu tür uygulamaların yapıldığını görüyorum. Sonra bu meseleyi sürekli sanki böyle gizli, kara, kapkara bir para var da bunu yapan banka yanlış iş yapmış olacak, bu parayı getiren yanlış adam olacak diyorsunuz, böyle bir tavır sergiliyorsunuz. Bu doğru bir tavır değil ki.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Doğru bir tavır.

Şöyle: Bu ülkeyi kara para ülkesi hâline getirmek gibi büyük bir yanlış...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ya Allah'tan korkun. Bakın, FATF bile Türkiye'nin bu uygulamasının FATF kurallarına uygun olduğunu söyledi. Hâlâ buradan yanlış anlamlar çıkarmayın ya.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, hayır. Ne kadar bilgi verildi, ne yapıldı, bilmiyoruz.

BAŞKAN - Sayın Bakanım...

Sayın Kuşoğlu, siz tamamlar mısınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bendeydi konuşma sırası biliyorsunuz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Biliyorum. Size söz veriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakan, o kanunun tartışmaları sırasında da ifade ettik, Genel Kurulda da burada da çok açık bir şekilde ifade ettik. Bu ülkeye para girmesini, bu ülkenin gelişmesini hepimiz isteriz tabii ki, istememiz de gerekir. Ama öyle bir yolla para girmesi doğru değildi. Bir terör örgütünden bile gelmesi hâlinde, kaynağına bakmadan kabul etmek, bu ülkeye gelmesini, bankalara girmesini dahi kabul etmeden...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Avrupa'daki bankalar...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Kuşoğlu bitirsin efendim.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bir dakika...

Avrupa'daki bir bankadan Barclays Banktan Türkiye'ye gönderilen bir havale terör parası mı? Barclays Bank terör parasını mı gönderiyor?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kaynağına dahi bakmadan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nerden çıkarıyorsun? Barclays Bank para gönderirken kaynağına bakmıyor mu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyle yazıyor. Kanunda öyle yazıyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu paraların hepsi Avrupa'dan geliyor merak etmeyin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kaynağına dahi bakmadan ülkeye girip girmediğine dahi bakmadan...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hepsi de İstanbul'da oturuyor. Bak, bunu da söylettiniz.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, tamamlar mısınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Müsaade etmiyor Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun... Buyurun efendim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl Avrupa'dan geliyor? Bavulla bile gelebilir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Bakanım, kaynağını araştırmadan, nereden geldiğine bakmadan, kaynağının ne olduğunu bilmeden, ne kadar geldiğini bilmeden ve sadece...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, niye...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Anlamadım...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Size, bizi göstererek sizlere şey yapıyor...

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen, Sayın Kuşoğlu konuşuyor. Lütfen, toplantının insicamını bozmayalım efendim.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ben bu Komisyona ilk gelmedim, lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne söyledim?

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Ne söylediyse söylesin, söyleyin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne söylediyse söylesin... Bizi işaret ederek size şey yaptı diye...

BAŞKAN - Öyle bir şey...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Beni niye zan altında bırakıyorsunuz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Zan altında bırakmadım ben, bir şey söylemedim.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, lütfen...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teessüf ederim yani. Ayıp ya.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neyini teessüf ediyorsun, bir şey mi yaptım, söyledim? Nedir ayıp olan?

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu...

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Siz kendiniz kimlerle görüştüğünüzü söyleyin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsunuz Sayın Vekilim bunları ya? Herkes paranoya olmuş gitmiş.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Paranoya olan sizsiniz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen Sayın Kuşoğlu'nu dinleyelim. Sayın Bekaroğlu, lütfen...

Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, bugün görüşmelerin tadı epey kaçtı.

Sayın Bakanım, kısaca şunu söyledim kanunun görüşmeleri sırasında: Bizim kaynağı belli olmayan, ülkeye girip girmediği belli olmayan... Sadece "kayıt" olarak bir ibare olacaktı, fiilî olarak paranın gelmesine de gerek yoktu ve orijini de araştırılmayacaktı. Paranın gelmesine gerek yok, orijini araştırılmayan, terör örgütünden bile gelebilecek kara para aklamaya yönelik böyle bir kanunun ülkeye zarar vereceğini, sıkıntı doğuracağını söylemiştik. Hâlâ aynı iddiadayız ve siz de -kanun çıkalı ne kadar oldu, dokuz ay oldu- hâlâ "Bu konuyla ilgili hiç bilgim yoktur. Ne kadar para geldiğini, ne kadar bu şekilde aklama yapıldığını ya da ülkeye para geldiğini bilmiyorum." diyorsunuz. E, bizim de sonuç olarak söylediğimizi teyit etmiş oluyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Pardon, bir dakika, yapmayın Kuşoğlu...

BAŞKAN - Sayın Bakan, sözünü bitirsin, ben size vereceğim sözü.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, bakın, kayıtlara geçsin, Sayın Vekilimizin son ağzınızdan çıkan kelime asla benim ağzımdan çıkmış değil. Bu çok yanlış.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hangisi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, "Aklanan parayı bilmedi Bakan." diyorsunuz. Ben öyle bir laf mı dedim yani?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Gelen parayı bilmiyorum." dediniz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, bakın, onu düzeltin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tamam, "aklanan" değil, düzeltiyorum.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, benim ağzımdan böyle "'Aklanan kara parayı bilmiyorum.' dedi Bakan." Böyle bir laf mı söyledim?

BAŞKAN - Tamam efendim, düzeltme yapıldı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Düzeltiyorum: "Gelen parayı bilmiyorum." diyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, siz tamamlayın, Bakan Bey'e söz vereceğim ben.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu yolla kanun kapsamında ülkeye gelen parayı bilmiyorsunuz, değil mi? Ben de onu söylüyorum.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Kuşoğlu, bu dediğiniz başka, öbür dediğiniz başka.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O dediğini demedim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ya, bunu söylediniz Sayın Bakanım, ne uzatıyorsunuz işte.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O dediğinizi dedim mi yani? O dediğinizi demedim yani.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Kayıtlardan çıktı.

BAŞKAN - Efendim, düzeltme yapıldı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu dediğime de itiraz etmiyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen devam edin siz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Vallahi, tam böyle polemikçi bir siyasetçi oldunuz Sayın Bakanım ya.

Teşekkür ederim.