ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Birkaç şey de ben söyleyeyim. Öncelikle, tabii, Sayın Develi'yi üç yıldan beri tanıyorum ben. Burada beraber de çalışıyoruz. Aslında çok kibar, beyefendi bir insan. İlk defa böyle...

TURGAY DEVELİ (Adana) - Osman ilk defa geldi de ondan.

BAŞKAN - Yok.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Bunu düzeltelim, "ilk defa" kelimesini.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - İlk defa bugün Sayın Develi'yi böyle gördüm. Yoksa hakikaten kibar, beyefendi ve gayet demokrat bir insan.

Ama tabii şunu söyleyeyim ben öncelikle: Bir usul yanlışlığı yapıyoruz. Şimdi TOKİ'yi görüşüyoruz, önergeleri görüşüyoruz ama biz genel görüşme, genel sorular sonda olduğu hâlde araya onları da sıkıştırıp olayı dağıtıyoruz. Böyle bir yanlışlık yapıyoruz, bir.

İkincisi, şimdi, Sayın Develi, Alevi'si, Sünni'si, Şafii'si, herkes bu ülkede Müslüman, dolayısıyla cami herkesin mabedi. Şimdi ben kendi ilimden örnek vereyim. Kırklareli'nde bizim Alevi köylerimiz var. Ben Alevi köylerine de gidiyorum ve camiler var. İnanın, benden camiler için yardım istiyorlar.

TURGAY DEVELİ (Adana) - Alevi köyüne cami yapmak zulümdür, yapmayın.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Adam namaz kılıyor, namaz kılıyor.

BAŞKAN - İlzam etmeyin böyle, bakın...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Şimdi bunları tartışmaya gerek yok.

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Hayır, ben onun söylediği şey üzerine söylüyorum. Vatandaş kendisi...

BAŞKAN - Alevileri ilzam edecek böyle...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 5 kişi de olsa onların ibadet şekillerini düşünmek lazım.

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - İnsanların dinlerini vesile yapmayın ya!

ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) - Siz yapıyorsunuz ama... Şimdi, bakın, benden Alevi vatandaşım diyor ki... Ben isim de vereyim: Kofçaz Yukarıkanara Köyü. Diyor ki: "Bizim camimiz akıyor, buraya yardımcı olun." Devlet buna yardım etmiyor, ne yapacağız? Mecburen ya hayırsever ya da kurumlar eliyle bu işler yapılacak.