BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bir Anayasa değişikliği söz konusu oldu, Parlamentodan sonra referandumda da kabul edildi; hayırlı uğurlu olsun tabii her şeyden önce. Ama şöyle bir mahzuru da var bunun: Plan ve Bütçe Komisyonu -tabii, sadece kendimizle ilgili mahzurlarını söylüyorum- dediğiniz gibi anayasal bir komisyon ve şu anda 40 üyenin 25'i iktidar partisinden oluşmak zorunda. İktidar partisinin ne olduğuyla ilgili hiçbir tereddüt yok mevcut uygulamada ama yeni değişiklikle iktidar partisinin kim olduğuyla ilgili bir tereddüt var. Cumhurbaşkanının farklı bir partiden seçilmesi hâlinde, Mecliste farklı bir çoğunluk olması hâlinde, Cumhurbaşkanıyla aynı doğrultuda değil de farklı bir çoğunluk olması hâlinde iktidar partisi hangisidir, bunu bilmemiz sorun bir kere. Yani dolayısıyla bu komisyonların nasıl oluşacağıyla ilgili...

BAŞKAN - İktidar partisi... Yok yok, onu o şekilde değerlendirirsek ikileme düşeriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öyle.

Bakın, parlamenter sistemde esas...

BAŞKAN - Burada... Burada...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Siz dediniz ya Sayın Başkan, esas olan iktidarın...

BAŞKAN - Burada hükûmet seçeneği ayrıdır, yasama ve denetimi yapacak olan parlamentosu...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, parlamenter sistem çözümsüz değil. Esas olan...

BAŞKAN - Burada şöyle özel bir seans yapalım buna bence çünkü farklı bakıyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yapalım... Yapalım...

Ama kısaca ben şunu belirteyim: Parlamenter sistemde, meclis sisteminde esas olan çözümdür. Burada da 40 üyenin 25'inin, en az 25'inin iktidardan olmasının sebebi bu konuların çözümsüz kalmamasıdır. İktidarın istediği doğrultuda yani halkın seçtiği...

BAŞKAN - Demokrasi bir uzlaşma rejimi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Muhakkak tabii. O da iyi niyetle olacak. Demokrasi kültürüyle olacak.

BAŞKAN - Uzlaşırız sizinle.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, kesmeyin.

Şimdi, iktidar partisinin istediği kanunların çıkması esastır. Sayın Bakan getirecek ya da Sayın Bakanın bugün olduğu gibi işaret ettiği, milletvekilleri tarafından...

BAŞKAN - Yani noter vazifesi mi yapacağız Sayın Kuşoğlu?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ya eksikliği, ilk önce seçilmiş olan iktidar bilecek uygulamadaki eksikliği. Buradaki şu anda bir affa gerek vardır yoktur, benim bilmem mümkün değil ki bir milletvekili olarak, rakamları bilen birisi değilim. Bir affa ihtiyaç var mı yok mu, bilme durumunda değilim. Onlar bilecekler, o sorumluluk onlar tarafından alınmış vaziyette. Dolayısıyla kanunların zaten çoğunluğunun onlar tarafından, ihtiyaç olan kanunların çoğunluğunun onlar tarafından getirilmesi gerekecektir. Zaten doğrusu odur, doğrusu o. Ama mevcut sistemde ne bütçenin ne kesin hesabın beş yıl süresince -ki yeni dönem beş yılı öngörüyor Parlamento için- buradan hiçbir şekilde geçmemesi hâlinde bile ya da hiçbir şekilde Parlamentodan hiçbir kanunun çıkmaması hâlinde bile hiç sorun olmadan Cumhurbaşkanının kararnameleriyle idare edilmesini gerektiriyor, getiriyor. Parlamentonun devre dışı kalmasını getiriyor.

BAŞKAN - Yok... Yok...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Cumhurbaşkanının yasama yetkisi olmasını, kararname çıkarabilmesi, yasamayla hiçbir...

BAŞKAN - Yapmayın. Sadece yürütmeye ilişkin konularda kararname çıkarma yetkisi var bugün.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yasama organının yetkisini paylaşıyor olması büyük sorun.

BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, sadece yürütmeye ilişkin konularda kararname çıkarma yetkisi var.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, dediğiniz gibi uzlaşma rejimidir parlamento. Hemen müdahale ediyorsunuz ya. Nedir böyle bu?

BAŞKAN - Ama siz hiç uzlaşma taraftarı değilsiniz ki Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İyi de dinleyin önce. Uzlaşmak için önce dinlemek gerekir Sayın Başkan.

BAŞKAN - Ama uzlaşmak için önce bir adım atmak gerekir. Siz taş atıyorsunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Taş atmak...

Sayın Başkan, yeni dönemde seçimlerde biraz uğraşacaksınız vallahi. Olmaz böyle.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu konu çok önemli bir konu değerli arkadaşlarım, kimsenin vaktini almayayım ama. Sıkıntılı bir döneme gireceğimiz de muhakkaktır.

Hayırlı uğurlu olsun dediğim gibi.