KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, çok güzel bir sunum yaptınız, tam siyasetçi olmuşsunuz. Böyle, çok iyi bir şey yapıyormuş gibi, bir Maliye Bakanı olarak çok güzel şeyler getiriyormuş gibi anlattınız, vallahi tebrik ediyorum.

BAŞKAN - Direkt kişisel başladık Sayın Kuşoğlu gene.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kişisel olmaz hiçbir zaman Maliye Bakanı...

BAŞKAN - Peki, tamam. Siyasetçi tabii ki efendim yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani Sayın Bakan burada müsteşarken bir şey diyor muyduk?

BAŞKAN -Siyasetçi tabii ki efendim yani.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Biz de takdir ediyoruz, kötü bir şey de söylemiyoruz ayrıca Sayın Başkan.

Bir de size bir şey söyleyeyim o zaman.

BAŞKAN - Buyurun efendim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Böyle bir kanun teklifi geliyor ya da tasarısı, her neyse -zaten ne olduğu belli değil ama- şimdi, bu 2016'nın sekizinci ayında çıktı 6736 olarak, ondan sonra bunda 6770 olarak bir değişiklik yaptık, şimdi üçüncü defa vergi affıyla ilgili ya da kamu alacaklarıyla ilgili aynı konuda, aynı dönemle ilgili olarak af çıkarıyoruz. Bir gerekçesini...

BAŞKAN - Aynı dönem değil.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Aynı dönem.

BAŞKAN - 31 Marta taşıyoruz ya.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 31 Marta taşıyoruz ama geçmişten gelenler aynı dönem yine.

BAŞKAN - Müracaat etmeyenlere bu hakkı veriyoruz evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani geçmiş dönem, aynı dönemleri alıyor yine.

Şimdi, bu çok anormal bir konu, dokuz ay içerisinde üçüncü defa aynı konunun gündeme gelmesi, bir af konusunun gündeme gelmesi anormaldir, bir gariplik var.

Bu 6736'nın görüşmeleri sırasında, siz dediniz ki "Zor durumda olan hiçbir müessese yok, ekonomi gayet iyi, kriz falan yok." ama şimdi, bugün diyorsunuz ki: "15 Temmuz alçak darbe girişimi sonrası işleri bozulan işletmelerin ve vatandaşlarımızın, mükelleflerimizin durumları dikkate alınarak bu getirilmiştir." Bir kriz var demek ki, bir sıkıntı var.

Şimdi, gerçekten bir sıkıntı varsa... Ki gerekçede de şöyle diyor: "Yatırımların artırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararları desteklemek." Yatırımların artırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararlar nasıl desteklenecek bu şekilde bilemiyorum ama "...müteşebbislerin iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkân sağlamak için özel sektörün kamuya olan borçlarının azaltılması için." diyor. Şimdi, Sayın Bakanım böyle bir şey getiriyorsanız ve bunu üçüncü kez getiriyorsanız bize şunu getireceksiniz... Sayın Başkanın da sorması gerekecek Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olarak "Ya, bunu niye üçüncü defa getirdiniz?" Siz görüşmeler sırasında açıkladınız "90 milyar lira vergi aslı alacağımız var." dediniz Maliye olarak değil mi? Sonradan da açıklamalarınız oldu, hatırladığım kadarıyla ocak ayında 73 milyar liralık bu aftan yararlanma miktarıydı bu. Peki, bugün ne oldu? 90 milyar aslın 73 milyarı takside bağlanmıştı, tecil koşullarına uymuştu. Ne oldu, ne kadarı yararlanamadı? Ne kadar şu anda Maliyenin vergi aslı alacağı var? Sorun nedir, sıkıntı nedir? Bunu bir bilelim bir kere ondan sonra böyle bir şeye cevaz verelim, değil mi? Öncelikle getirilmesi gereken bu. Siz bize, evet, teklifteki açıklamaları tekrarladınız, teşekkür ederiz ama Bakan olarak getirmeniz gereken bunlar olması lazım. Piyasada ne var, ne kadar bir alacak var, niye olmadı? Dokuz ay önce 90 milyar olan alacak bugün neden azalmadı bir türlü? Yani neye düştü öncelikle onu bir bilmemiz lazım; arttı mı, azaldı mı? Bir sıkıntı olduğu kesin. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak bunu bilmemiz lazım ki bu konuda bir karar verebilelim, daha sıhhatli bir karar verebilelim ve sizin getirdiğiniz önerilerin -sağ olun öneri de getiriyorsunuz- doğru olup olmadığına, eksik kalıp kalmadığına da karar verebilelim.

Şimdi, bu özel sektörün kamuya olan borcu arttı mı, azaldı mı? Sayın Bakanım, özellikle hangi bölgelerde bu tecil işlemleri yapıldı, buna uyuldu? Sonra da uyulmadı, sorun oldu, sıkıntı oldu. Hangi sektörler için bunlar söz konusu oldu? Bütün bunları bilmek lazım. Bunların ne kadarı kamu borcuydu, ne kadarı özel sektördü, bunu bilmemiz lazım. Belediye şirketleri de var. Bakın, belediye şirketlerine yüz kırk dört aylık bir tecil yapmıştık. Yüz kırk dört ay ve belediye şirketleri ödeyemiyor yine de.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şirketlere yapılmadı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şirketlere yapılmadı da belediyelere yapıldı, belediyeler ödeyemiyor. Belediye şirketleri için de istiyorlar, onu söylüyorum.

Yani bir sıkıntı var. Bu, otuz altı ayla falan giderilecek değil, altmış aya çıkarılmasıyla giderilecek bir şey değil ya da Bakanlar Kuruluna böyle bir yetkinin verilmesiyle giderilebilecek bir sorun değil, gayet ciddi bir sorun var, sıkıntı var. Bir kere, bu sorunu gidermek için -eğer gerçekten piyasada bir kriz var ise ki var- devlet olarak sadece gecikme zammından falan vazgeçmekle bu iş olmayacak. Bunun, temelli bir çözüm olarak... Siz ne demişsiniz? "Temelli bir değişiklik yapıyoruz." dediniz. Temelli bir değişiklikse bu, bir reform niteliğinde ise; o zaman sıfırlamamız lazım, devlet olarak sıfırlamamız lazım. Bu çok önemli bir hadise yani tutup da sizin de dediğiniz gibi iki senede bir af getirilmez ya da dokuz ay içerisinde aynı konuyla ilgili üçüncü defa af getirilmez. Siz iyi bir maliyecisiniz, bunu biliyorsunuz; maliyenin ne demek olduğunu, verginin ne demek olduğunu, ne anlama geldiğini, devlet gücüyle alındığını, devlet egemenliğinin burada kullanıldığını gayet iyi biliyorsunuz. Bu gücü yıpratmamamız lazım. İkide bir bu şekilde af olmaz ve bunun çözümü de bu değildir yani bu getirilen değildir. Burada bir sıkıntı var ise iş dünyası için, ekonomi için, esnafımız için, bunun çözümü bu değil, bunun bu şekilde çözülmesi mümkün değil. Gerçekten sıkıntı var ise rakamları bilelim, ona göre konuşalım; o zaman bir sıfırlama yapmamız gerekecek, belki bir sıfırlama gerekecek. Bu kadar ciddi bir sorun var ise, dokuz ayda üçüncü defa aynı konuyu getirebiliyor isek rakamları bilelim, verin onları lütfen, bakalım, gerçek bir sıkıntı... Bakın, 90 milyar siz bize Ağustos 2016 itibarıyla söylediniz vergi alacağı olarak. 2016 Ağustosu itibarıyla söylediniz. Bizim beyana dayanan gelir ve kurumlar vergisi toplamı, o tarih itibarıyla bakarsak, onun 2 mislinden fazla bir alacak bu, gelir ve kurumlar vergisinin beyana dayanan kısmıyla ilgili 2 mislinden daha fazla bir alacak bu, ciddi bir alacak ve bu ödenmiyor demek ki, böyle bir sorun var, sıkıntı var.

Değerli arkadaşlar, şimdi bu konuyla ilgili olarak şöyle bir fıkra anlatayım: Katolik kilisesinin sabahları bir duası olurmuş, ayini olurmuş. Her sabah "Bize ekmeğimizi verdiğin için sana şükrediyoruz Tanrım." derlermiş. Coca-Cola'nın başkanı, papaya gitmiş, demiş ki: "Sayın Papa, işte bu duayı her sabah 'ekmek' yerine 'Coca-Cola verdiğiniz için' şekline getirin, size 10 milyar dolar vereyim." Papa hemen kovmuş tabii. "Ya, hiç dinlemedi, pazarlık bile yapmadı, galiba fırıncılar çok büyük para verdiler." demiş adam. Şimdi, burada kafası, tabii, sadece para olarak görüyor. Bu olay da para değil, yani orada itibar tabii ki, bir kutsiyet var. Bu maliye işinde de, vergi işinde de öyle bir itibar var, kutsiyet var, devlet gücü var, devlet itibarı var; bunu es geçemezsiniz, bunu atlayamazsınız yani bunun çözümü bu değil. Dediğiniz gibi iki senede bir af çıkarmak değil bunun çözümü ama burada çok daha büyük bir sıkıntı var. Çünkü bu dokuz ay içerisinde üçüncü defadır biz bu konuda af çıkarıyoruz ve hâlâ bir şeyler alamıyoruz, gerçekten ciddi bir sıkıntı var demektir bu. Ben sizden bu rakamları vermenizi özellikle beklerdim, ondan sonra bu konuyu daha rahat tartışabilirdik.

Mesela, getirdiğiniz sistemle ilgili diyorsunuz ki: "Meclisin yetkisini Bakanlar Kuruluna vermiyoruz." Biliyorsunuz, Anayasa'nın 73'üncü maddesiydi galiba, vergi kanunla konulur ve kanunla kaldırılır diyor. Kanunla konulup kaldırıldığına göre bu konunun da benzeri şekilde ele alınması lazım ve tecil müessesesinin de aynı şekilde Mecliste olması lazım yani Meclis tarafından bu işin yapılması lazım belli bir çerçeve içerisinde. Zaten getiriyorsunuz, iki yılda bir çıkıyor.

Peki, bu konuda, mesela Modern Çarşı yangınından bahsettiniz "Modern Çarşı yangınında biz mücbir sebeplerde olduğu gibi tecil faizini değiştiremedik." diyorsunuz. Modern Çarşı yangınında bütün Ankaralı sanki Modern Çarşıdaki muhasebecilere defterlerini tutturmuş gibi işlem yaptırdı yani orada bin tane mükellef var idiyse o tarih itibarıyla herhâlde 10 bine çıkmıştır, rakamları bilmiyorum. Yani bu taraflarını önlememiz lazım. Bu kadar istismar var.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Modern Çarşıda çalışmadığı hâlde sanki orada çalışıyormuş gibi gösterip...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet. Tabii, sonradan anlaşmasını yapıyor gösterildi. Daha önceden öyle şeyler çok yapıldı.

Bu taraflarının önlenmesi lazım yani vergi kaçağına sebebiyet veren hususların kavranması lazım, kayıt dışılığın kavranması lazım. Hâlâ kayıt dışılık mevzusunu falan tartışıyoruz. Mesela, KDV tahakkuk-tahsilat oranı nedir şu anda Sayın Bakan bu dönemde? 50'nin altında yine, değil mi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakalım şimdi. Şimdi, bir rakam veremem. Arkadaşlarımız baksınlar, verelim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çünkü ödenmiyor. Çünkü tecil faizi 12, piyasa faizi nedir? 15'in altında değil. Orada en az yüzde 3 bir kazanç var. Bu şartlarda, iki senede bir de saf çıkıyorsa kim öder? Banka kredisi alacağına KDV'yi işletme kredisi olarak kullanır. Bunların giderilmesi lazım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O kadar da değil. O kadar olduğunu düşünmüyorum. KDV tahsilatının o kadar düştüğünü düşünmüyorum. Aslında iyi gidiyor, sorun yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçen sene yüzde 48'di.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nasıl? Neyin yüzde 48'i?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Geçen sene öyleydi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, siz şeye bakıyorsunuz, toplam devir tahakkukla beraber bakıyorsunuz. Öyle bakmamanız lazım. Cari dönem tahakkuk- cari dönem tahsilat diye bakmak ayrı bir şey, devirden gelen tahakkuk ile toplam tahsilata bakmak ayrı bir şey. Aslında, o bizim kabahatimiz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Her ikisine de baktım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok. Bizim kabahatimiz. Aslında, bizim size onları daha detaylı bir şekilde raporlamamız lazım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, vermiyorsunuz. Mesela, bu konularla ilgili bilgi vermiyorsunuz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Yıllar itibarıyla verilse daha iyi olurdu.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, bizim Muhasebatın raporlaması yanlış.

Arkadaşlar, bunu düzeltmeniz lazım, yoksa yanlış anlamalara neden oluyor. Yani haklı vekilimizin söylediği.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yine, madem, böyle bir ekonomik krizin olduğu dönemdeyiz, kamu alacağının azaltılması, özel sektörün rahatlatılması gerekiyor, gerekçe öyle. O zaman, TRT'yi bu sefer eklemişiz, diğer kamu alacaklarının da buna eklenmesi lazım. Birçok yerden talep geliyor benzeri şekilde, Alkol Piyasası Kurumunun alacağından, kestiği idari para cezasından tutun da maden şirketlerinin taleplerine kadar birçok yerden buna benzer talepler geliyor. Bunların da kapsamın genişletilip bu kapsama alınması lazım çünkü öyle bir dönem bu dönem. Madem yapılıyor, devletin itibarı af çıkarılırsa daha fazla ama devlet "Sıfırlıyorum." derse, Maliye "Sıfırlıyorum." derse itibarında bu kadar yıpranma olmaz